166 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Said el-Eşec, ona Ebu Üsâme, ona Avf, ona İbn Sîrîn ve Hilâs, onlara da Ebu Hureyre aynı veya benzeri bir rivayette bulunmuştur. Buna göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Unutarak yiyip içen kimse, orucunu bozmuş sayılmaz. O, Allah'ın rızık olarak verdiği bir ikramdır." Tirmizî, hadis hakkında şu değerlendirmelerde bulunmuştur: Bu konuda Ebu Said ve Ümmü İshak el-Ğaneviyye'den de hadis nakledilmiştir. Ebu Hureyre hadisi, hasen-sahih bir hadistir. İlim ehlinin çoğunluğuna göre uygulama (amel) bu hadise göredir ki Süfyân es-Sevrî, Şâfiî, Ahmed (b. Hanbel) ve İshâk (b. Râhûye) de bu görüştedir. Mâlik b. Enes ise 'Ramazan orucunu unutarak bozan kimsenin orucunu kaza etmesi gerekir' demiştir. Ancak, birinci görüş daha doğrudur.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerîr, ona Mansûr, ona Zührî, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam Nebî'nin (sav) huzuruna gelip 'Şu topluluğun en rezili olan kimse ramazan ayında hanımı ile beraber oldu' dedi. Rasulullah (sav), 'Özgürlüğüne kavuşturacak bir köle bulabilir misin?' diye sorunca, adam 'Hayır' dedi. 'Peki peş peşe iki ay oruç tutabilir misin?' diye sorunca, adam 'Hayır' dedi. Nebî (sav) "O zaman altmış fakiri doyurmaya imkanın var mı?' deyince, adam yine 'Hayır' dedi. Derken Rasulullah'a (sav) içinde hurma bulunan bir arak getirildi (ki ona zenbîl, sepet denilir). Nebî (sav) 'Yaptığının kefareti olarak bunu fakirlere yedir' buyurdu. Adam 'Bizden daha ihtiyaç sahibi olana mı! Medine'nin iki taşlığı arsında bizden daha muhtaç ev halkı yoktur ki' dedi. Rasulullah da (sav) 'O zaman onu ailene yedir' buyurdu."
Açıklama: ''الأَخِرَ'' ifadesi ile olarak şerhlerde net yoruma rastlanmamış, mevcut görüşler içerisinden biri tercih edilmiştir.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Bizler Nebî'nin (sav) huzurunda oturuyorken, bir adam geldi ve 'Helak oldum yâ Rasulallah!' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Ne oldu, neyin ver?' diye sorunca, 'Oruçlu iken hanımımla beraber oldum' dedi. Nebî (sav), 'Azat edecek bir köle bulabilir misin?' deyince, adam 'Hayır' dedi. 'Peki peş peşe iki ay oruç tutabilir misin?' deyince, adam yine 'Hayır' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Altmış fakiri doyurma imkanın var mı?' diye sorunca, adam 'Hayır' cevabını verdi. Nebî (sav), bir müddet durdu. Biz bu haldeyken Rasulullah'a (sav) içinde hurma bulunan bir sepet getirildi. -Râvilerden biri arak'ın miktel (sepet, kova) olduğu açıklamasını yapmıştır- Hz. Peygamber (sav) 'Soru soran nerede?' buyurdu. Adam 'Benim' deyince de 'Al bunları, sadaka olarak dağıt' buyurdu. Adam, 'Yâ Rasulallah! Benden daha fakir birine mi dağıtayım? Vallahi iki taşlık arasında -râvilerden biri 'Medine'nin iki taşlığı' açıklamasında bulunmuştur- benim ailemden daha fakiri yoktur!' dedi. Bu söz üzerine Nebî (sav), yan dişleri gözükene dek güldü. Ardından da 'Onu ailene yedir' buyurdu."
Bize Ubeydullah b. Abdülmecid, ona Mâlik (b. Enes), ona İbn Şihâb, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam ramazan ayında orucunu bozmuştu... diyerek söz konusu hadisi zikretti."
Bize Yezid b. Harun, ona Yahya b. Said el-Ensârî, ona Abdurrahman b. Kasım, ona Muhammed b. Cafer b. Zübeyr, ona Abbâd b. Abdullah b. Zübeyr, ona da Âişe şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam Nebî'ye (sav) soru sorup, yanıp mahvolduğunu söyledi. Hz. Peygamber (sav) ona ne olduğunu sorunca, ramazan ayında hanımı ile beraber olduğunu söyledi. O esnada Rasulullah'a (sav) 'arak' denilen ve içerisinde hurma bulunan bir sepet getirildi. Nebî (sav) 'Yanıp mahvolan nerede?' buyurunca, adam ayağa kalktı. Hz. Peygamber (sav) de 'Al bunları sadaka olarak dağıt' buyurdu."