241 Kayıt Bulundu.
Bana (Yahya), ona Mâlik, ona da Hâzim b. Dînar, Ebu İdris el-Havlânî’den rivayet etmiştir: "Dimaşk mescidine girdiğimde, insanların saygı gösterdiği parlak bir genç gördüm. Etrafındaki insanlar, herhangi bir konuda ihtilafa düşerlerse ona soruyor; o ne derse onu yapıyorlardı. Onun kim olduğunu sordum. Muâz b. Cebel’dir, dediler. Ertesi günü erken gittim, ancak onun benden erken geldiğini ve namaz kılmakta olduğunu gördüm. Namazını bitirinceye kadar onu bekledim, sonra ön tarafından ona doğru yürüdüm ve selam verdim; sonra da: 'Vallahi, ben seni Allah için seviyorum', dedim. O, 'Allah için mi?', dedi. Ben de 'Allah için', dedim. 'Allah için mi?', dedi. Ben de 'Allah için', dedim. Bir daha 'Allah için mi?', dedi. Ben de 'Allah için', dedim. Bunun üzerine ridamın düğüm yerini yakalayarak beni kendisine doğru çekti ve dedi ki: Sana müjde! Çünkü ben Rasulullah’ı (sav) şöyle buyururken dinledim: "Şanı mübarek ve yüce olan Allah buyurdu ki: "Benim rızamı esas alarak birbirini sevenlere, benim rızamla oturup kalkanlara, benim için birbirlerini ziyaret edenlere, benim için (birbirleriyle yarışırcasına) can ve mallarını feda edenlere, benim muhabbetim vacip olmuştur."
Bana Malik, ona Muhammed b. Amr b. Alkame, ona babası, ona Bilal b. el-Hâris el-Müzenî’nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İnsan nereye varacağını bilmeden Allah’ın rızasına uygun öyle bir söz söyler ki, o söz sayesinde Allah'a kavuşacağı güne kadar Cenâb-ı Hak ona rızasını yazar. Yine insan nereye varacağını bilmeden Allah’ın öfkesine sebep olacak öyle bir söz söyler ki, o söz sebebiyle Allah'a kavuşacağı güne kadar Cenâb-ı Hak ona gazabını yazar."
Açıklama: İsnadı Za'if ciddendir.
Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Aclân, ona Said el-Makburî, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Cenâb-ı Hak, Allah yolunda cihat eden mücahidi, borcunu ödeme gayretinde olan antlaşmalı köle ve iffetini korumak için nikahlanan kimse olmak üzere üç sınıf insana yardım etmeyi kendi üzerine almıştır." [Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen bir hadistir.]
(Resûlüm!) Senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, (bazen) yarısını, (bazen de) üçte birini yatmadan (ibadetle) geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını) Rabbin elbette biliyor. Gece ve gündüzü (içinde olup bitenleri iyiden iyiye) ölçüp biçen ancak Allah'tır. O sizin, bunu sayamayacağınızı bildiği için, sizi bağışladı. Artık, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah bilmektedir ki, içinizde hastalar bulunacak, bir kısmınız Allah'ın lütfundan (rızık) aramak üzere yeryüzünde yol tepecekler, diğer bir kısmınız da Allah yolunda çarpışacaklardır. O halde Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a gönül hoşluğuyla ödünç verin. Kendiniz için önden (dünyada iken) ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu bulursunuz; hem de daha üstün ve mükâfaatça daha büyük olmak üzere. Allah'tan mağfiret dileyin, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.