241 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Selâm, ona Mahled, ona İbn Cüreyc, ona Musa b. Ukbe, ona Nâfi', ona Ebu Hüreyre'nin (ra.) naklettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur. Ebu Asım da İbn Cüreyc'den yaptığı rivayette buna mutâbaat etti; buna göre İbn Cüreyc şöyle dedi: Bana Musa b. Ukbe, ona Nâfi', ona da Ebu Hüreyre'nin (ra.) naklettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah bir kulu sevdiği zaman Cebrail'e; 'Allah falan kişiyi seviyor, onu sen de sev!' diye nida eder ve Cebrail de onu sever. Sonra Cebrail gök ehline; 'Allah falan kulu seviyor, onu siz de sevin!' diye nida eder. Göktekiler de o kimseyi severler. Sonra yeryüzünde(ki insanların gönlüne) o kimse hakkında sevgi ve kabullenme duygusu konulur."
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Dahhâk b. Mahled arasında inkıta vardır.
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Vekî’, ona A‘meş, ona Ma‘rûr b. Suveyd, ona da Ebu Zerr (ra) Allah Rasülü'nün (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Allah (ac) şöyle buyurmaktadır: Kim bir iyilik yapmış olarak (huzuruma) gelirse, ona on misli hatta daha fazlası vardır. Kim de bir kötülük işlemiş olarak gelirse, ya o işlediği kötülüğün karşılığını alır yahut onu bağışlarım. Kim bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım, bana bir arşın yaklaşana ben bir kulaç yaklaşırım, bana yürüyerek gelene ben koşarak gelirim. Bana hiçbir şeyi ortak koşmaksızın yeryüzünü dolduracak kadar günahla karşıma geleni, ben onun misli mağfiretle karşılarım." İbrahim dedi ki: Bize bu hadisi Hasan b. Bişr, ona da Vekî rivayet etmiştir.
Bize Ebû Küreyb Muhammed b. Alâ, ona Vekî, ona Cafer b. Bürkân, ona Yezîd b. Asam, ona Ebû Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah şöyle buyurmaktadır: Ben kulumun hakkımdaki zannı üzereyimdir (Ona öyle muamele ederim). Bana dua ettiği zaman onunla birlikteyimdir."
Bize Ebû Bekir b. Ebû Şeybe ve Ebû Küreyb -Lafız Ebû Küreyb'e aittir-, onlara Ebû Muâviye, ona A'meş, ona Ebû Sâlih, ona Ebû Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah (ac) şöyle buyurmaktadır: Ben kulumun beni zannettiği gibiyimdir (Ona öyle muamele ederim). Beni andığı zaman onunla birlikteyimdir. Beni yalnız başına zikrederse onu başkası olmadığı halde zikrederim. Beni bir topluluğun arasında zikredecek olursa ben onu daha hayırlı bir topluluğun içinde zikrederim. Kulum bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir arşın yaklaşırım. Eğer bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. Bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak gelirim."
Önceki hadisin senediyle rivayet edilen hadise göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ümmetimden yetmiş bin kişi hesapsız bir şekilde cennete girer. Bunun üzerine Ukkâşe b. Mıhsan, 'Ey Allah'ın Rasulü! Beni onlardan kılması için Allah'a dua et!' dedi. Rasûlullah (sav) da, 'Allah'ım, Ukkaşe'yi onlardan kıl!" diye dua etti. Sonra bir başkası da, 'beni de onlardan kılması için Allah'a dua et!' dedi. Hz. Peygamber (sav), "Bu hususta Ukkâşe seni geçti' buyurdu."
Bize Ahmed b. İshak, ona Amr b. Âsım ona Hemmâm, ona İshak b. Abdullah, ona Abdurrahman b. Ebu Amra, ona da Ebu Hureyre’nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Kul bir günah işlediğinde 'Rabbim, ben bir günah işledim, sen de günahımı bana bağışla' derse, Rabbi de 'Kulum, günahı bağışlayan ve cezalandıran bir Rabbi olduğunu bilmiş, öyleyse ben de kulumu bağışladım' buyurur. Allah’ın dilediği bir müddet geçtikten sonra bir günah daha işler, ardından 'Rabbim, ben bir başka günah işledim, günahımı bağışla' der. Allah 'Kulum günahını bağışlayan ve cezalandıran bir Rabbinin olduğunu bilmiş, öyleyse ben de onu bağışladım' buyurur. Sonra yine Allah’ın dilediği kadar bir süre geçer, sonra bir günah işler ve 'Rabbim, ben başka bir günah işledim, günahımı bağışla' der. Yüce Allah 'Kulum, günahı bağışlayan ve cezalandıran bir Rabbinin olduğunu bilmiş, ben de kulumu bağışladım –üç defa-, artık dilediğini yapsın' buyurur."
Bize Muhammed b. Selâm, ona Mahled, ona İbn Cüreyc, ona Musa b. Ukbe, ona Nâfi', ona Ebu Hüreyre'nin (ra.) naklettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur. Ebu Asım da İbn Cüreyc'den yaptığı rivayette buna mutâbaat etti; buna göre İbn Cüreyc şöyle dedi: Bana Musa b. Ukbe, ona Nâfi', ona da Ebu Hüreyre'nin (ra.) naklettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah bir kulu sevdiği zaman Cebrail'e; 'Allah falan kişiyi seviyor, onu sen de sev!' diye nida eder ve Cebrail de onu sever. Sonra Cebrail gök ehline; 'Allah falan kulu seviyor, onu siz de sevin!' diye nida eder. Göktekiler de o kimseyi severler. Sonra yeryüzünde(ki insanların gönlüne) o kimse hakkında sevgi ve kabullenme duygusu konulur."
Bedevîlerden öylesi de vardır ki, Allah'a ve ahiret gününe inanır, (hayır için) harcayacağını Allah katında yakınlığa ve Peygamber'in dualarını almaya vesile edinir. Bilesiniz ki o (harcadıkları mal, Allah katında) onlar için bir yakınlıktır. Allah onları rahmetine (cennetine) koyacaktır. Şüphesiz Allah bağışlayan, esirgeyendir.
Bize Abdullah b. Salih, ona Leys, ona Yezid, ona Amr b. Ebu Amr, ona da Enes b. Malik'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet gününde yeryüzü ilk benim kafatasımın bulunduğu yerden yarılacak, ancak bunda övünmek yok! Hamd sancağı bana verilecek, ancak bunda övünmek yok! Kıyamet gününde insanların efendisi ben olacağım, ancak bunda övünmek yok! Kıyamet gününde cennete ilk ben gireceğim. Cennetin kapısına gelecek ve kapının halkasından tutacağım. Görevli melekler “Bu kim?” diyecekler. Onlara “Ben Muhammed'im” diyeceğim. Bana kapıyı açacaklar. İçeri girip Cebbar (olan Allah'ı) karşımda görecek ve ona secde edeceğim. Allah bana “Başını kaldır Ey Muhammed! Konuş, konuştukların dinlenecek. Söyle, dileğin yerine getirilecek. Şefaat et, şefaatin kabul edilecek” buyuracak. Ben de başımı kaldırıp “Ya Rabbi! Ümmetim, Ümmetim!” diyeceğim. Allah bana “Ümmetine git ve kalbinde arpa tanesi ağırlığında imanı olanları cennete koy” buyuracak. Ben de gidip kalbinde bu kadar imanı olanları cennete koyacağım. Sonra tekrar Cebbar (olan Allah'ı) karşımda görecek ve ona secde edeceğim. Allah bana “Başını kaldır Ey Muhammed! Konuş, konuştukların dinlenecek. Söyle, dileğin yerine getirilecek. Şefaat et, şefaatin kabul edilecek” buyuracak. Ben de başımı kaldırıp “Ya Rabbi! Ümmetim, Ümmetim!” diyeceğim. Allah bana “Ümmetine git ve kalbinde hardal tanesi ağırlığında imanı olanları cennete koy” buyuracak. Ben de gidip kalbinde bu kadar imanı olanları cennete koyacağım. İnsanların hesapları görülecek ve ümmetimden geriye kalanlar cehennem ehliyle birlikte ateşe konulacak. Cehennem ehli, ümmetimden cehenneme girenlere “Allah'a ibadet etmeniz ve ona hiç bir şeyi ortak koşmamanız sizi cehenneme girmekten alıkoymadı” diyecek. Bunun üzerine Cebbar (olan Allah) “İzzetime yemin olsun ki onları cehennemden azat edeceğim” buyuracak. (Görevli meleklerini) cehennemdeki müminlere gönderecek ve onlar, oradan, (derileri) yanmış bir halde çıkacak. Ardından hayat nehrine girecekler. Tıpkı selin önüne katıp sürüklediği şeylerin içinde tohumun yeşerip bittiği gibi hayat nehrinin içinde vücutlarındaki yanıklardan (hızlıca) kurtulacaklar. Ardından gözlerinin arasına “Bunlar Allah'ın cehennemden azat ettiği kimselerdir” yazılacak. Daha sonra götürülüp cennete konulacaklar. Cennet ehli onlara “Bunlar cehennemliklerdir!” diyecek. Bunun üzerine Allah “Hayır onlar Cebbar (olan Allah'ın) cehennemden azat ettiği kimselerdir” buyuracak."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: أَنَا سَيِّدُ النَّاسِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
Bize Abdürrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman ve Ebu Hureyre ile görüşmüş olan el-Eğar, o ikisine de Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Allah Teala her gece gecenin son üçte birlik kısmı kalınca Dünya semasına yönelir ve şöyle buyurur: ' Dua eden yok mu duasına icabet edeyim. İstiğfar eden yok mu onu bağışlayayım. Benden isteyen yok mu ona istediğini vereyim.'"