Bize Muhammed b. Beşşâr, ona İbn Ebu Adîiy, ona Şube, ona da Kaade hadisi bu isnad ile rivayet etmiş ve rivayetine; "Allah, bu kasabaya sen (bu adamdan) uzaklaş, diğerine de sen de yaklaş diye vahyetti" ifadesini eklemiştir.
Açıklama: Hadisin tamamı için M007009 numaralı rivayete bakınız.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13349, M007010
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عَدِىٍّ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ قَتَادَةَ بِهَذَا الإِسْنَادِ نَحْوَ حَدِيثِ مُعَاذِ بْنِ مُعَاذٍ وَزَادَ فِيهِ
"فَأَوْحَى اللَّهُ إِلَى هَذِهِ أَنْ تَبَاعَدِى وَإِلَى هَذِهِ أَنْ تَقَرَّبِى."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona İbn Ebu Adîiy, ona Şube, ona da Kaade hadisi bu isnad ile rivayet etmiş ve rivayetine; "Allah, bu kasabaya sen (bu adamdan) uzaklaş, diğerine de sen de yaklaş diye vahyetti" ifadesini eklemiştir.
Açıklama:
Hadisin tamamı için M007009 numaralı rivayete bakınız.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 7010, /1134
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
KTB, TEVBE, İSTİĞFAR
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Bana Ubeydullah b. Muaz el-Anberî, ona babası (Muaz b. Muaz), ona Şube, ona Katade, ona Ebu Sıddık en-Nâcî, ona da Ebu Said el-Hudrî'nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu:
"Bir adam doksan dokuz kişiyi öldürmüştü. Acaba tevbe etsem kabul olur mu diye sormaya başladı. Bir rahibin yanına gitti ve ona sordu. O da senin tövben kabul olmaz dedi. Bu sefer rahibi de öldürdü, sonra tekrar soruşturmaya başladı. Sonra (bulunduğu) kasabadan çıkıp salih kimselerin bulunduğu bir diğer kasabaya giderken yolda iken ölüm (eceli) geldi, göğsüyle iyiler kasabasına doğru hamle yaptı, sonra da ruhunu teslim etti. Rahmet melekleriyle azap melekleri onun hakkında birbirleriyle tartıştılar. Sonra adam salih kimselerin bulunduğu kasabaya bir karış daha yakın olduğu için, salih kasaba ahalisinden kabul edildi."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13348, M007009
Hadis:
حَدَّثَنِى عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ الْعَنْبَرِىُّ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ قَتَادَةَ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا الصِّدِّيقِ النَّاجِىَّ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم
"أَنَّ رَجُلاً قَتَلَ تِسْعَةً وَتِسْعِينَ نَفْسًا فَجَعَلَ يَسْأَلُ هَلْ لَهُ مِنْ تَوْبَةٍ فَأَتَى رَاهِبًا فَسَأَلَهُ فَقَالَ لَيْسَتْ لَكَ تَوْبَةٌ. فَقَتَلَ الرَّاهِبَ ثُمَّ جَعَلَ يَسْأَلُ ثُمَّ خَرَجَ مِنْ قَرْيَةٍ إِلَى قَرْيَةٍ فِيهَا قَوْمٌ صَالِحُونَ فَلَمَّا كَانَ فِى بَعْضِ الطَّرِيقِ أَدْرَكَهُ الْمَوْتُ فَنَأَى بِصَدْرِهِ ثُمَّ مَاتَ فَاخْتَصَمَتْ فِيهِ مَلاَئِكَةُ الرَّحْمَةِ وَمَلاَئِكَةُ الْعَذَابِ فَكَانَ إِلَى الْقَرْيَةِ الصَّالِحَةِ أَقْرَبَ مِنْهَا بِشِبْرٍ فَجُعِلَ مِنْ أَهْلِهَا."
Tercemesi:
Bana Ubeydullah b. Muaz el-Anberî, ona babası (Muaz b. Muaz), ona Şube, ona Katade, ona Ebu Sıddık en-Nâcî, ona da Ebu Said el-Hudrî'nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu:
"Bir adam doksan dokuz kişiyi öldürmüştü. Acaba tevbe etsem kabul olur mu diye sormaya başladı. Bir rahibin yanına gitti ve ona sordu. O da senin tövben kabul olmaz dedi. Bu sefer rahibi de öldürdü, sonra tekrar soruşturmaya başladı. Sonra (bulunduğu) kasabadan çıkıp salih kimselerin bulunduğu bir diğer kasabaya giderken yolda iken ölüm (eceli) geldi, göğsüyle iyiler kasabasına doğru hamle yaptı, sonra da ruhunu teslim etti. Rahmet melekleriyle azap melekleri onun hakkında birbirleriyle tartıştılar. Sonra adam salih kimselerin bulunduğu kasabaya bir karış daha yakın olduğu için, salih kasaba ahalisinden kabul edildi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 7009, /1134
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
KTB, TEVBE, İSTİĞFAR
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13271, M006986
Hadis:
حَدَّثَنِى عَبْدُ الأَعْلَى بْنُ حَمَّادٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى عَمْرَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِيمَا يَحْكِى عَنْ رَبِّهِ عَزَّ وَجَلَّ قَالَ:
"أَذْنَبَ عَبْدٌ ذَنْبًا فَقَالَ اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِى ذَنْبِى. فَقَالَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى أَذْنَبَ عَبْدِى ذَنْبًا فَعَلِمَ أَنَّ لَهُ رَبًّا يَغْفِرُ الذَّنْبَ وَيَأْخُذُ بِالذَّنْبِ. ثُمَّ عَادَ فَأَذْنَبَ فَقَالَ أَىْ رَبِّ اغْفِرْ لِى ذَنْبِى. فَقَالَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى عَبْدِى أَذْنَبَ ذَنْبًا فَعَلِمَ أَنَّ لَهُ رَبًّا يَغْفِرُ الذَّنْبَ وَيَأْخُذُ بِالذَّنْبِ. ثُمَّ عَادَ فَأَذْنَبَ فَقَالَ أَىْ رَبِّ اغْفِرْ لِى ذَنْبِى. فَقَالَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى أَذْنَبَ عَبْدِى ذَنْبًا فَعَلِمَ أَنَّ لَهُ رَبًّا يَغْفِرُ الذَّنْبَ وَيَأْخُذُ بِالذَّنْبِ وَاعْمَلْ مَا شِئْتَ فَقَدْ غَفَرْتُ لَكَ."
[قَالَ عَبْدُ الأَعْلَى لاَ أَدْرِى أَقَالَ فِى الثَّالِثَةِ أَوِ الرَّابِعَةِ "اعْمَلْ مَا شِئْتَ."]
Tercemesi:
Bana Abdula'lâ b. Hammad, ona Hammad b. Seleme, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona Abdurrahman b. Ebu Amra, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav) aziz ve celil Rabbinin şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Bir kul bir günah işledi, Allah’ım, günahımı bana bağışla, dedi. Şanı yüce ve mübarek Allah da kulum bir günah işledi ve kendisinin hem günahı bağışlayan ve hem günahtan ötürü sorumlu tutan bir Rabbi olduğunu bildi buyurdu. Sonra tekrar bir günah daha işledi ve Rabbim, bana günahımı bağışla, dedi. Şanı yüce ve mübarek Allah da: Kulum bir günah işledi ve kendisinin günahı bağışlayan ve günahtan dolayı da sorumlu tutan bir Rabbinin olduğunu bildi buyurdu. Sonra tekrar bir günah daha işledi ve Rabbim, bana günahımı bağışla dedi. Şanı yüce ve mübarek Allah da kulum bir günah işledi kendisinin günahı bağışlayan ve günahtan dolayı da sorumlu tutan bir Rabbinin bir Rabbinin olduğunu bildi. Artık istediğini yap, ben sana (günahlarını) bağışladım" buyurdu.
[Abdula'lâ dedi ki: Üçüncüsünde mi yoksa dördüncüsünde mi "istediğini yap" dedi bilemiyorum.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6986, /1131
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. İbn Ebu Amra Abdurrahman b. Ebu Amra el-Ensari (Abdurrahman b. Amr b. Muhsin b. Amr b. Ubeyd b. Amr b. Mebzül)
3. Ebu Yahya İshak b. Abdullah el-Ensârî (İshak b. Abdullah b. Zeyd b. Sehl)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Abdula'la b. Hammad el-Bahili (Abdula'la b. Hammad b. Nasr)
Konular:
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13275, M006989
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا عُبَيْدَةَ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِى مُوسَى عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ يَبْسُطُ يَدَهُ بِاللَّيْلِ لِيَتُوبَ مُسِىءُ النَّهَارِ وَيَبْسُطُ يَدَهُ بِالنَّهَارِ لِيَتُوبَ مُسِىءُ اللَّيْلِ حَتَّى تَطْلُعَ الشَّمْسُ مِنْ مَغْرِبِهَا."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. el-Müsenna, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona da Amr b. Mürre, ona Ebu Ubeyde, ona da Ebu Musa'nın rivayet ettiğine göre Nebi'nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Şüphesiz aziz ve celil Allah gündüzün günahkârı tövbe etsin diye geceleyin elini uzatır, gecenin günahkârı tövbe etsin diye gündüzün elini uzatır. Bu, güneş battığı yerden doğuncaya kadar böyle devam edecektir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6989, /1131
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13286, M006994
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالَ إِسْحَاقُ أَخْبَرَنَا وَقَالَ الآخَرَانِ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ مَالِكِ بْنِ الْحَارِثِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَزِيدَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لَيْسَ أَحَدٌ أَحَبَّ إِلَيْهِ الْمَدْحُ مِنَ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ مِنْ أَجْلِ ذَلِكَ مَدَحَ نَفْسَهُ وَلَيْسَ أَحَدٌ أَغْيَرَ مِنَ اللَّهِ مِنْ أَجْلِ ذَلِكَ حَرَّمَ الْفَوَاحِشَ وَلَيْسَ أَحَدٌ أَحَبَّ إِلَيْهِ الْعُذْرُ مِنَ اللَّهِ مِنْ أَجْلِ ذَلِكَ أَنْزَلَ الْكِتَابَ وَأَرْسَلَ الرُّسُلَ."
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim, onlara Cerir, ona A'meş, ona Malik b. Haris, ona Abdurrahman b. Yezid, ona da Abdullah b. Mesud'un rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav); "Medih, Allah'tan (ac) daha çok kimseye makbul değildir. Bundan dolayı kendini methetmiştir. Allah'tan daha kıskanç da kimse yoktur. Bundan dolayı kötülükleri haram kılmıştır. Ve hiç bir kimseye özür Allah'dan daha makbul değildir. Bundan dolayı kitabı indirmiş ve Peygamberlere göndermiştir" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6994, /1132
Senetler:
()
Konular:
Sena, övgü Allah' a mahsustur
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23007, B006308
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا أَبُو شِهَابٍ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ عُمَارَةَ بْنِ عُمَيْرٍ عَنِ الْحَارِثِ بْنِ سُوَيْدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ حَدِيثَيْنِ أَحَدُهُمَا عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَالآخَرُ عَنْ نَفْسِهِ قَالَ « إِنَّ الْمُؤْمِنَ يَرَى ذُنُوبَهُ كَأَنَّهُ قَاعِدٌ تَحْتَ جَبَلٍ يَخَافُ أَنْ يَقَعَ عَلَيْهِ ، وَإِنَّ الْفَاجِرَ يَرَى ذُنُوبَهُ كَذُبَابٍ مَرَّ عَلَى أَنْفِهِ » . فَقَالَ بِهِ هَكَذَا قَالَ أَبُو شِهَابٍ بِيَدِهِ فَوْقَ أَنْفِهِ . ثُمَّ قَالَ « لَلَّهُ أَفْرَحُ بِتَوْبَةِ عَبْدِهِ مِنْ رَجُلٍ نَزَلَ مَنْزِلاً ، وَبِهِ مَهْلَكَةٌ ، وَمَعَهُ رَاحِلَتُهُ عَلَيْهَا طَعَامُهُ وَشَرَابُهُ ، فَوَضَعَ رَأْسَهُ فَنَامَ نَوْمَةً ، فَاسْتَيْقَظَ وَقَدْ ذَهَبَتْ رَاحِلَتُهُ ، حَتَّى اشْتَدَّ عَلَيْهِ الْحَرُّ وَالْعَطَشُ أَوْ مَا شَاءَ اللَّهُ ، قَالَ أَرْجِعُ إِلَى مَكَانِى . فَرَجَعَ فَنَامَ نَوْمَةً ، ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ ، فَإِذَا رَاحِلَتُهُ عِنْدَهُ » . تَابَعَهُ أَبُو عَوَانَةَ وَجَرِيرٌ عَنِ الأَعْمَشِ . وَقَالَ أَبُو أُسَامَةَ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ حَدَّثَنَا عُمَارَةُ سَمِعْتُ الْحَارِثَ . وَقَالَ شُعْبَةُ وَأَبُو مُسْلِمٍ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ التَّيْمِىِّ عَنِ الْحَارِثِ بْنِ سُوَيْدٍ . وَقَالَ أَبُو مُعَاوِيَةَ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ عُمَارَةَ عَنِ الأَسْوَدِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ وَعَنْ إِبْرَاهِيمَ التَّيْمِىِّ عَنِ الْحَارِثِ بْنِ سُوَيْدٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Yunus, ona Ebu Şihâb, ona A‘meş, ona Umâre b. Umeyr, ona Hâris b. Suveyd rivayet etti:
Abdullah (b. Mesud) bize iki hadis anlattı; bunlardan biri Rasulullah’tan (sav), diğeri ise kendisindendi. Dedi ki:
'Mü’min, günahlarını sanki üzerine düşmek üzere olan bir dağın altında oturuyormuş gibi görür; günahkâr ise günahlarını burnunun üzerinden geçmiş bir sinek gibi görür.'
(Ebu Şihâb, bu sözü aktarırken elini burnunun üzerine doğru sallayarak bu benzetmeyi işaret etti.)
Sonra şöyle dedi:
"Allah, kulunun tevbesine, helâke uğrama tehlikesi bulunan bir yerde konaklayan; yiyeceği ve içeceği devesinin üzerinde olan bir adamdan daha çok sevinir. Adam başını yere koyup biraz uyur. Uyanınca bakar ki, devesi kaybolmuş. Artık sıcak ve susuzluk onu iyice zorlamıştır –yahut Allah’ın dilediği kadar bir sıkıntıya düşmüştür–. 'Dönüp bulunduğum yere gideyim' der. Döner ve tekrar uyur. Başını kaldırınca bir de bakar ki, devesi yanı başındadır."
Bu rivayeti A'meş'ten Ebu Avâne ve Cerîr de rivayet etmiştir.
Ebu Usâme şöyle dedi: Bize A‘meş rivayet etti, ona Umâre, o da şöyle dedi: Hadisi Hâris’ten işittim.
Şu‘be ve Ebu Müslim ise A'meş'ten, o da İbrahim et-Teymî'den, o da Hâris b. Suveyd’den rivayet etti.
Ebu Muâviye de şöyle dedi: Bize A'meş, ona Umâre, o da Esved, ona da Abdullah;
ve yine A'meş, ona İbrahim et-Teymî, ona da Hâris b. Suveyd, ona da Abdullah’tan rivayet etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Da'vât 4, 2/545
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Haris b. Süveyd et-Teymi (Haris b. Süveyd)
3. Umare b. Umeyr et-Teymi (Umare b. Umeyr)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Şihâb Abdürabbih b. Nafi' el-Kinanî (Abdürabbih b. Nafi')
6. Ebu Abdullah Ahmed b. Yunus et-Temimî (Ahmed b. Abdullah b. Yunus b. Abdullah b. Kays)
Konular:
Günah, Müslüman, müslüman günahını gözünde büyütür
Hz. Peygamber, sembolik, temsili anlatımı
KTB, TEVBE, İSTİĞFAR
Tevbe, Günah, günahsız olmanın imkanı
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Bize Ebu Âmir, ona Yezîd b. Yezîd b. Câbir, ona Hâlid b. Laclâc, ona da Abdurrahman b. Âiş, ona da Sahabede bazıları şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) bir sabah yanımıza çıktı. Yüzü parlak, gönlü huzurlu, sevinçliydi. Biz 'Ey Allah’ın Rasulü, bugün seni ne kadar neşeli ve yüzü nurlu görüyoruz' dedik, şöyle buyurdu: Beni (böyle olmaktan) ne alıkoyabilir ki! Bu gece Rabbim bana en güzel surette geldi ve 'Ey Muhammed!' buyurdu. Ben 'Buyur Rabbim, emrine amadeyim' dedim. 'Mele-i a'lâ (Yüce Melekler Topluluğu) hangi konuda çekişiyor?' buyurdu. 'Bilmiyorum, ey Rabbim' dedim. Bunu iki veya üç kez sordu. Sonra avuçlarını iki omzumun arasına koydu; serinliğini göğsümde hissettim. Bunun üzerine göklerde ve yerde ne varsa bana ayan oldu. Sonra Hz. Peygamber (sav) 'İşte böylece, kesin iman edenlerden olsun diye, İbrahim’e göklerin ve yerin melekûtunu gösterdik.' [En'âm, 6/75] ayetini okudu. Ardından şöyle buyurdu: Rabbim bana 'Ey Muhammed,Mele-i a'lâ (Yüce Melekler Topluluğu) hangi konuda çekişiyor?' buyurdu. Ben 'Kefaretler konusunda' dedim. 'Kefaretler nedir?' buyurdu. Ben 'Cemaatle namaza yürüyerek gitmek, Namazlardan sonra mescitte oturmak, zorluklara rağmen abdesti tam almak. Kim bunları yaparsa hayır üzere yaşar, hayır üzere ölür ve günahlarından annesinin kendisini doğurduğu gün gibi arınmış olur. Dereceler ise şunlardır: Güzel söz söylemek, selamı yaymak, yemek yedirmek, insanlar uykuda iken gece namazı kılmak' dedim. Rabbim bana 'Ey Muhammed! Namaz kıldığında şöyle dua et' buyurdu: Allah’ım! Senden iyi şeyleri yapmayı, kötü şeyleri terk etmeyi, miskinleri sevmeyi ve tevbemi kabul etmeni dilerim. Eğer kulların arasında bir fitne dilersen, beni fitneye düşürmeden yanına al."
Açıklama: Izdıraptan dolayı isnadı zayıftır. Bu daha önce İbn Abbas'ın 3484. numaralı rivayetinde açıklanmıştır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
65724, HM016738
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو عَامِرٍ حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ مُحَمَّدٍ عَنْ يَزِيدَ بْنِ يَزِيدَ يَعْنِي ابْنَ جَابِرٍ عَنْ خَالِدِ بْنِ اللَّجْلَاجِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَائِشٍ عَنْ بَعْضِ أَصْحَابِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ خَرَجَ عَلَيْهِمْ ذَاتَ غَدَاةٍ وَهُوَ طَيِّبُ النَّفْسِ مُسْفِرُ الْوَجْهِ أَوْ مُشْرِقُ الْوَجْهِ قُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا نَرَاكَ طَيِّبَ النَّفْسِ مُسْفِرَ الْوَجْهِ أَوْ مُشْرِقَ الْوَجْهِ فَقَالَ وَمَا يَمْنَعُنِي وَأَتَانِي رَبِّي عَزَّ وَجَلَّ اللَّيْلَةَ فِي أَحْسَنِ صُورَةٍ قَالَ يَا مُحَمَّدُ قُلْتُ لَبَّيْكَ رَبِّي وَسَعْدَيْكَ قَالَ فِيمَ يَخْتَصِمُ الْمَلَأُ الْأَعْلَى قُلْتُ لَا أَدْرِي أَيْ رَبِّ قَالَ ذَلِكَ مَرَّتَيْنِ أَوْ ثَلَاثًا قَالَ فَوَضَعَ كَفَّيْهِ بَيْنَ كَتِفَيَّ فَوَجَدْتُ بَرْدَهَا بَيْنَ ثَدْيَيَّ حَتَّى تَجَلَّى لِي مَا فِي السَّمَوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ ثُمَّ تَلَا هَذِهِ الْآيَةَ { وَكَذَلِكَ نُرِي إِبْرَاهِيمَ مَلَكُوتَ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضِ وَلِيَكُونَ مِنْ الْمُوقِنِينَ } ثُمَّ قَالَ يَا مُحَمَّدُ فِيمَ يَخْتَصِمُ الْمَلَأُ الْأَعْلَى قَالَ قُلْتُ فِي الْكَفَّارَاتِ قَالَ وَمَا الْكَفَّارَاتُ قُلْتُ الْمَشْيُ عَلَى الْأَقْدَامِ إِلَى الْجَمَاعَاتِ وَالْجُلُوسُ فِي الْمَسْجِدِ خِلَافَ الصَّلَوَاتِ وَإِبْلَاغُ الْوُضُوءِ فِي الْمَكَارِهِ قَالَ مَنْ فَعَلَ ذَلِكَ عَاشَ بِخَيْرٍ وَمَاتَ بِخَيْرٍ وَكَانَ مِنْ خَطِيئَتِهِ كَيَوْمِ وَلَدَتْهُ أُمُّهُ وَمِنْ الدَّرَجَاتِ طِيبُ الْكَلَامِ وَبَذْلُ السَّلَامِ وَإِطْعَامُ الطَّعَامِ وَالصَّلَاةُ بِاللَّيْلِ وَالنَّاسُ نِيَامٌ قَالَ يَا مُحَمَّدُ إِذَا صَلَّيْتَ فَقُلْ اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الطَّيِّبَاتِ وَتَرْكَ الْمُنْكَرَاتِ وَحُبَّ الْمَسَاكِينِ وَأَنْ تَتُوبَ عَلَيَّ وَإِذَا أَرَدْتَ فِتْنَةً فِي النَّاسِ فَتَوَفَّنِي غَيْرَ مَفْتُونٍ
Tercemesi:
Bize Ebu Âmir, ona Yezîd b. Yezîd b. Câbir, ona Hâlid b. Laclâc, ona da Abdurrahman b. Âiş, ona da Sahabede bazıları şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) bir sabah yanımıza çıktı. Yüzü parlak, gönlü huzurlu, sevinçliydi. Biz 'Ey Allah’ın Rasulü, bugün seni ne kadar neşeli ve yüzü nurlu görüyoruz' dedik, şöyle buyurdu: Beni (böyle olmaktan) ne alıkoyabilir ki! Bu gece Rabbim bana en güzel surette geldi ve 'Ey Muhammed!' buyurdu. Ben 'Buyur Rabbim, emrine amadeyim' dedim. 'Mele-i a'lâ (Yüce Melekler Topluluğu) hangi konuda çekişiyor?' buyurdu. 'Bilmiyorum, ey Rabbim' dedim. Bunu iki veya üç kez sordu. Sonra avuçlarını iki omzumun arasına koydu; serinliğini göğsümde hissettim. Bunun üzerine göklerde ve yerde ne varsa bana ayan oldu. Sonra Hz. Peygamber (sav) 'İşte böylece, kesin iman edenlerden olsun diye, İbrahim’e göklerin ve yerin melekûtunu gösterdik.' [En'âm, 6/75] ayetini okudu. Ardından şöyle buyurdu: Rabbim bana 'Ey Muhammed,Mele-i a'lâ (Yüce Melekler Topluluğu) hangi konuda çekişiyor?' buyurdu. Ben 'Kefaretler konusunda' dedim. 'Kefaretler nedir?' buyurdu. Ben 'Cemaatle namaza yürüyerek gitmek, Namazlardan sonra mescitte oturmak, zorluklara rağmen abdesti tam almak. Kim bunları yaparsa hayır üzere yaşar, hayır üzere ölür ve günahlarından annesinin kendisini doğurduğu gün gibi arınmış olur. Dereceler ise şunlardır: Güzel söz söylemek, selamı yaymak, yemek yedirmek, insanlar uykuda iken gece namazı kılmak' dedim. Rabbim bana 'Ey Muhammed! Namaz kıldığında şöyle dua et' buyurdu: Allah’ım! Senden iyi şeyleri yapmayı, kötü şeyleri terk etmeyi, miskinleri sevmeyi ve tevbemi kabul etmeni dilerim. Eğer kulların arasında bir fitne dilersen, beni fitneye düşürmeden yanına al."
Açıklama:
Izdıraptan dolayı isnadı zayıftır. Bu daha önce İbn Abbas'ın 3484. numaralı rivayetinde açıklanmıştır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ba'zu ashabi'n-nebî 16738, 5/686
Senetler:
1. Mübhem Ravi (Mübhem)
2. Abdurrahman b. Aiş el-Hadrami (Abdurrahman b. Aiş)
3. Ebu İbrahim Halid b. Leclac el-Amirî (Halid b. Leclac)
4. Yezid b. Yezid el-Ezdi (Yezid b. Yezid b. Cabir)
5. Ebu Münzir Züheyr b. Muhammed et-Temimî (Züheyr b. Muhammed)
6. Ebu Âmir Abdülmelik b. Amr el-Kaysî (Abdülmelik b. Amr)
Konular:
Ahlak, hayır söylemek ya da susmak
Hz. Peygamber, Allah ile ilişkisi
Hz. Peygamber, mutlu olduğu, sevindiği anlar
İkram, ikram etmek, paylaşmak
Kötülük
Kur'an, Nüzul sebebleri
Namaz, cemaate teşvik
Namaz, cemaatla kılmanın fazileti
Namaz, günahların affına vesile olması
Namaz, Namazda dua
Namaz, Teheccüt namazı
Teşvik edilenler, Yemek yedirmek, fazileti
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Zihin İnşası, gece tasavvuru
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا لَيْثٌ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ قَيْسٍ - قَاصِّ عُمَرَ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ - عَنْ أَبِى صِرْمَةَ عَنْ أَبِى أَيُّوبَ أَنَّهُ قَالَ حِينَ حَضَرَتْهُ الْوَفَاةُ كُنْتُ كَتَمْتُ عَنْكُمْ شَيْئًا سَمِعْتُهُ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ: "لَوْلاَ أَنَّكُمْ تُذْنِبُونَ لَخَلَقَ اللَّهُ خَلْقًا يُذْنِبُونَ يَغْفِرُ لَهُمْ."
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys Ömer b. Abdülaziz, ona Muhammed b. Kays, ona Ömer, ona Ebu Sırma, ona da Ebu Eyyüb vefatı anında şunu söylemiştir.
"Size Rasulullah'tan (sav) dinlediğim bir şeyi söylemeyi gizlemiştim. Ben Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittim:
"Siz günah işlemeseniz, Allah başka bir topluluk yaratır, bu topluluk günah işler (sonra tevbe eder), Allah da onların (tevbesini kabul edip) bağışlardı."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13214, M006963
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا لَيْثٌ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ قَيْسٍ - قَاصِّ عُمَرَ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ - عَنْ أَبِى صِرْمَةَ عَنْ أَبِى أَيُّوبَ أَنَّهُ قَالَ حِينَ حَضَرَتْهُ الْوَفَاةُ كُنْتُ كَتَمْتُ عَنْكُمْ شَيْئًا سَمِعْتُهُ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ: "لَوْلاَ أَنَّكُمْ تُذْنِبُونَ لَخَلَقَ اللَّهُ خَلْقًا يُذْنِبُونَ يَغْفِرُ لَهُمْ."
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys Ömer b. Abdülaziz, ona Muhammed b. Kays, ona Ömer, ona Ebu Sırma, ona da Ebu Eyyüb vefatı anında şunu söylemiştir.
"Size Rasulullah'tan (sav) dinlediğim bir şeyi söylemeyi gizlemiştim. Ben Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittim:
"Siz günah işlemeseniz, Allah başka bir topluluk yaratır, bu topluluk günah işler (sonra tevbe eder), Allah da onların (tevbesini kabul edip) bağışlardı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6963, /1127
Senetler:
1. Halid b. Ebu Eyyüb el-Ensari (Halid b. Ebu Eyyüb)
2. Ebu Sırme Malik b. Ebu Kays el-Mazini (Kays b. Malik b. Enes)
3. Muhammed b. Kays el-Kâs (Muhammed b. Kays)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
KTB, GÜNAH
Seçki, Güzel ahlak
Tevbe, Günah, günahsız olmanın imkanı
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13343, M007008
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَمُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ - وَاللَّفْظُ لاِبْنِ الْمُثَنَّى - قَالَ حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ هِشَامٍ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَبِى الصِّدِّيقِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ أَنَّ نَبِىَّ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"كَانَ فِيمَنْ كَانَ قَبْلَكُمْ رَجُلٌ قَتَلَ تِسْعَةً وَتِسْعِينَ نَفْسًا فَسَأَلَ عَنْ أَعْلَمِ أَهْلِ الأَرْضِ فَدُلَّ عَلَى رَاهِبٍ فَأَتَاهُ فَقَالَ إِنَّهُ قَتَلَ تِسْعَةً وَتِسْعِينَ نَفْسًا فَهَلْ لَهُ مِنَ تَوْبَةٍ فَقَالَ لاَ. فَقَتَلَهُ فَكَمَّلَ بِهِ مِائَةً ثُمَّ سَأَلَ عَنْ أَعْلَمِ أَهْلِ الأَرْضِ فَدُلَّ عَلَى رَجُلٍ عَالِمٍ فَقَالَ إِنَّهُ قَتَلَ مِائَةَ نَفْسٍ فَهَلْ لَهُ مِنْ تَوْبَةٍ فَقَالَ نَعَمْ وَمَنْ يَحُولُ بَيْنَهُ وَبَيْنَ التَّوْبَةِ انْطَلِقْ إِلَى أَرْضِ كَذَا وَكَذَا فَإِنَّ بِهَا أُنَاسًا يَعْبُدُونَ اللَّهَ فَاعْبُدِ اللَّهَ مَعَهُمْ وَلاَ تَرْجِعْ إِلَى أَرْضِكَ فَإِنَّهَا أَرْضُ سَوْءٍ. فَانْطَلَقَ حَتَّى إِذَا نَصَفَ الطَّرِيقَ أَتَاهُ الْمَوْتُ فَاخْتَصَمَتْ فِيهِ مَلاَئِكَةُ الرَّحْمَةِ وَمَلاَئِكَةُ الْعَذَابِ فَقَالَتْ مَلاَئِكَةُ الرَّحْمَةِ جَاءَ تَائِبًا مُقْبِلاً بِقَلْبِهِ إِلَى اللَّهِ. وَقَالَتْ مَلاَئِكَةُ الْعَذَابِ إِنَّهُ لَمْ يَعْمَلْ خَيْرًا قَطُّ. فَأَتَاهُمْ مَلَكٌ فِى صُورَةِ آدَمِىٍّ فَجَعَلُوهُ بَيْنَهُمْ فَقَالَ قِيسُوا مَا بَيْنَ الأَرْضَيْنِ فَإِلَى أَيَّتِهِمَا كَانَ أَدْنَى فَهُوَ لَهُ. فَقَاسُوهُ فَوَجَدُوهُ أَدْنَى إِلَى الأَرْضِ الَّتِى أَرَادَ فَقَبَضَتْهُ مَلاَئِكَةُ الرَّحْمَةِ."
[قَالَ قَتَادَةُ فَقَالَ الْحَسَنُ ذُكِرَ لَنَا أَنَّهُ لَمَّا أَتَاهُ الْمَوْتُ نَأَى بِصَدْرِهِ.]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna ve Muhammed b. Beşşâr, o ikisine Muaz b. Hişam, ona babası, ona Katade, ona Ebu's-Sıddık, ona da Ebu Said Hudrî'nin rivayet ettiğine göre Nebiyyullah (sav) şöyle buyurdu:
"Sizden öncekiler içinde bir adam vardı ki, doksan dokuz insan öldürmüştü. Bu sebeple dünya insanlarının en âlimi kim olduğunu sordu. Ona bir râhib gösterdiler. O da rahibe gelerek kendisinin doksan dokuz kişi öldürdüğünü söyledi, tevbesi kabul edilip edilmeyeceğini sordu. Rahip; hayır cevabını verdi. Adam onu da öldürdü ve bununla yüzü tamamladı. Sonra yeryüzü halkının en âlimini sordu. Ona âlim bir zat gösterdiler. Adam ona (da giderek) kendisinin yüz kişi öldürdüğünü, Tövbesinin kabul edilip edilmeyeceğini arz etti. O; evet! (Kabul edilir.) Seninle tevben arasına kim girebilir? Filân yere git. Orada Allah'a ibâdet eden insanlar vardır. Onlarla birlikte Allah'a ibâdet et! Memleketine dönme! Çünkü orası kötü yerdir, dedi. Adam gitti. Yolun yarısına varınca eceli geldi. Bu sefer onun hakkında rahmet melekleriyle azab melekleri münakaşa ettiler. Rahmet melekleri; bu adam tövbe ederek kalbiyle Allah'a yönelerek geldi dediler. Azab melekleri ise o hiçbir hayır işlemedi dediler. Bunun üzerine yanlarına insan suretinde bir melek geldi. Onu aralarında hakem yaptılar. O da iki yerin arasını ölçün, hangi yere daha yakınsa bu adam oralıdır dedi. O yeri ölçtüler ve adamsn gitmek istediği yere daha yakın buldular. Bunun üzerine ruhunu rahmet melekleri kabzetti."
[Katade demiş ki: Hasan şunu söyledi: Bize anlatıldığına göre, bu adam ölüm kendisine gelince göğsüyle (o tarafa doğru) ilerlemiş.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 7008, /1134
Senetler:
()
Konular:
KTB, TEVBE, İSTİĞFAR
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik