320 Kayıt Bulundu.
Bize Hişâm b. Ammar, ona Abdulaziz b. Ebu Hâzim, ona babası, Sehl b. Sa’d es-Sâidî’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Bir kadın, Hz. Peygamber'e (sav) bir bürde getirdi. –Sehl, orada bulunanlara ‘bürde nedir?’ diye sordu ve sözüne devamla ‘şemledir yani, kendisine sarılıp örtünülen şeydir, pelerindir’ diye sorusunu kendisi cevapladı.- Bürdeydi getiren kadın, “Ya Rasulallah, bu bürdeyi sana giydireyim diye kendi elimle dokudum” dedi. Rasul-i Ekrem (sav) de bürdeyi aldı. Zaten kendisinin böyle bir bürdeye ihtiyacı vardı. Sonra Rasulullah (sav) o bürdeyi izâr (yani belden aşağı vücuduna sarmış) olarak giyip (evden) yanımıza çıktı. Sonra falan oğlu falan (Sehl’in o gün ismini söylediği bir adam; Sa'd b. Vakkas veya Abdurrahman b. Avf) gelerek “Ya Rasulallah, bu bürde ne güzeldir! Bunu bana giydir” dedi. Resul-i Ekrem de (sav) “Peki” dedi. Sonra eve girince bürdeyi dürüp o adama gönderdi. Orada hazır olanlar, adama “Vallahi sen iyi etmedin. Bu bürde Hz. Peygamber’e (sav) ihtiyacı olarak giydirildi. Sonra sen kendisinin bir şey isteyen hiç bir kimseyi reddetmediğini bildiğin halde Ondan bürdeyi istedin” dediler. Adam da (bu yadırgamaya karşılık) “Vallahi ben bu bürdeyi giymek için istemedim. Fakat (öldüğümde) kefenim olsun diye istedim” dedi. Sehl demiştir ki: Sonra bu zatın vefat ettiği gün hakikaten o bürde onun kefeni oldu.
Açıklama: Bürdeyi isteyen sahabenin Sa'd b. Vakkas ve Abdurrahman b. Avf olduğu şerhlerde zikredilmiştir. . bkz. İbn Hacer, Fethu'l-bârî, (Beyrut:Dârü'l-marife, 1379) 3/ 143; Bedrüddin el-Aynî, Umdetü'l-kâri, (Beyrut:İhyaü't-türsi'l-arabî,ts.) 8/ 62
Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Ebu Davud, ona Hakem b. Atiyye, ona Sabit, ona da Enes (ra) şöyle demiştir: Hz. Ebubekir ve Ömer'in (ra) de aralarında bulunduğu muhacir ve ensar birlikte otururken Rasulullah (sav) onların yanına çıkardı. Hz. Ebubekir ve Ömer'den başkası gözünü kaldırıp Rasulullah'a (sav) (saygılarından dolayı) bakmazdı. Sadece onlar(yakınlıklarından ve samimiyetlerinden dolayı) bakardı. Rasulullah da onlara bakardı. Onlar O'na tebessüm ederler, O (sav) da onlara gülümserdi. Tirmizî dedi ki: Bu hadisi sadece Hakem b. Atiyye'nin rivayeti olarak biliyoruz. Bazı hadisçiler Hakem b. Atiyye hakkında (güvenilirliği hakkında olumsuz şekilde) konuşmuştur.
Bize Humeyd b. Mes’ade, ona Bişr (İbn Mufaddal), ona Şu’be, ona Katâde, ona da Enes, Hz. Peygamber'den rivayet etmiştir: "Sizden biri, beni, çoluk-çocuğundan, ana-babasından ve bütün insanlardan daha fazla sevmedikçe hakiki manada iman etmiş olmaz."
Bize Hüseyin b. Hurays, ona İsmail, ona Abdülaziz, (T) Bize İmran b. Musa, ona Abdülvaris, ona Abdülaziz, ona da Enes, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir: "Sizden biriniz beni, malı, ailesi ve bütün insanlardan daha fazla sevmedikçe hakiki manada iman etmiş olmaz."
Bize İmran b. Bekkâr, ona Ali b. Ayyâş, ona Şuayb, ona Ebu’z-Zinâd, ona Abdurrahman b. Hürmüz ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir: "Canım (kudret) elinde olan Allah’a andolsun ki, sizden biriniz beni, evladı ve ana-babasından daha fazla sevmedikçe hakiki manada iman etmiş olmaz."
Açıklama: İsnad şevahidle sahih mertebesine çıkar. 20. hadiste rivayet daha geniş olarak geçmiştir.
Açıklama: Hadis hasen li gayrihidir, bu İsnad zayıftır.