Giriş

Bize Hafs b. Ömer, ona Hemmâm, ona Katade, ona Zürâre b. Evfâ, ona da Sa'd b. Hişam şöyle demiştir: Karımı boşadım, sonra da Medine'deki bir akarımı satmak ve silah satın alıp gaza etmek için Medine'ye geldim. Hz. Peygamber'in (sav) ashabından bir toplulukla karşılaştım. Onlar bana kendilerinden altı kişinin de buna niyetlendiğini ancak Hz. Peygamber'in (sav) kendilerini bundan alıkoyduğunu ve "Allah'ın Rasulü'nde sizin için güzel bir örnek vardır" (Ahzab, 33/21) dediğini söylediler. Ben de İbn Abbâs'a geldim ve ona Hz. Peygamber'in (sav) vitir namazını sordum. O da “sana Hz. Peygamber'in (sav) vitir namazını en iyi bilen kişiyi göstereyim mi? Hz. Aişe'ye git” dedi. Ben de Hz. Aişe'ye gitmeye niyetlendim ve Hakîm b. Eflah'tan bana eşlik etmesini istedim. Gitmek istemeyince kendisinden “Allah'ını seversen gel” diye istekte bulundum o da benimle beraber geldi. Hz. Aişe'nin yanına girmek için izin istedik. Hz. Aişe, “O gelen kimdir?” diye sordu. Arkadaşım “Hakîm b. Eflâh” dedi. Hz. Aişe, tekrar “yanındaki diğer kişi kim” dedi. O da “Sa'd b. Hişâm” dedi. Hz. Aişe, “Uhud'da şehid edilen Hişam b. Âmir'in (oğlu mu)?” diye sordu. O da “evet” dedi. Hz. Aişe “Âmir ne iyi bir adamdı” dedi. Ben “ey Müminlerin annesi, bana Hz. Peygamber'in ahlakından bahseder misin?” Hz. Aişe bana “Sen Kur'an okumuyor musun? Onun ahlakı Kur'an'dı” dedi. Tekrar ona Hz. Peygamber'in (sav), gece kıldığı namazı sordum, bana, Müzzemmil süresinin ilk ayetini okuyarak “bu sureyi okumuyor musun?” dedi. Ben de “elbette okuyorum” dedim. Bana “bu süre ilk nazil olan süredir. Hz. Peygamber'in ashabı ayakları şişinceye kadar namaz kılarlardı Bu Müzzemmil süresinin son ayetleri on iki ay semada tutuldu. Daha sonra nazil oldu da böylece farz olan gece namazı farzdan nafile namaza dönüştü” dedi. Saîd b. Hişâm der ki: Sonra “bana Hz. Peygamber'in (sav) vitir namazından bahset” dedim. O da bana şöyle dedi: Hz. Peygamber (sav) hiç oturmadan sekiz rekât namaz kılar, sonunda tek bir rekât kılarak vitiri eda ederdi. Ancak sekizinci ve dokuzuncu rekatlarda oturur ve sadece dokuzuncu rekâtta selam verirdi. Sonra oturarak iki rekât daha kılardı ki böylece hepsi on bir rekât olurdu. Ey Oğulcuğum! Hz. Peygamber hiçbir zaman gecenin tamamını sabaha kadar namaz kılarak geçirmedi. Bir gecede de Kur'an'ı tamamen okumamıştır. Ramazan haricinde de bir ayın tamamını oruçlu geçirmemiştir. Herhangi bir namazı kılıyorsa onu devam ettirirdi. Eğer gece uykusu ağır basar da namazı kılamazsa gündüz onu on iki rekât olarak kılardı. Sad der kİ: İbn Abbas'a geldim söylenenleri ona aktardım, Bana “yemin ederim ki işte hadis budur. Eğer ben Hz. Aişe'yle konuşsaydım, ona gider, bizzat kendisinden dinlerdim” dedi. Bunun üzerine Sa'd, İbn Abbas'a şöyle demiştir: Eğer senin Hz. Aişe'yle konuşmadığını bilseydim, sana bu hadisi aktarmazdım.


    Öneri Formu
9536 D001342 Ebu Davud, Tatavvu', 26

Bize Muhammed b. Yusuf, ona Ebu Hasan Ahmed b. Yezid b. İbrahim el-Harrânî, ona Züheyr b. Muaviye, ona Ebu İshak, ona da Berâ b. Âzib şöyle demiştir: Ebu Bekir es-Sıddık, babamın evine gelerek ondan bir semer satın aldı ve Azib'e, “oğlunu benimle gönder, semeri taşısın” dedi. Ben de semeri Ebu Bekir'in yanında semeri taşıdım. Babam parasını alarak Ebu Bekir'le birlikte dışarı çıktı ve Ebu Bekir'e “ey Ebu Bekir, Allah Resulü (sav) ile beraber gittiğiniz hicret gecesinde neler yaşadığınızı bana anlat” dedi. Ebu Bekir şöyle dedi: Evet, bütün gece yürüdük. Nihayet gün ortası oldu. Yol ıssızlaştı. Artık kimse geçmez oldu. Karşımızda gölgesi henüz kaybolmamış uzun bir kaya yükseldi, gölgesinde konakladık. Kayanın dibine girip Hz. Peygamber'in (sav) gölgede uyuyabileceği bir yeri elimle düzelttim. Sonra buraya bir post serdim ve “ey Allah'ın Rasulü, buyur uyu, ben çevreni kolaçan ederim” dedim. Efendimiz uykuya daldı. Çevresini gözlüyordum ki, bir de ne göreyim koyunlarını otlatan bir çoban bizim yaptığımız gibi gölgeye sığınmak için koyunlarıyla kayaya doğru geliyor. Karşısına çıkıp, “delikanlı, sen kimin çobanısın?” diye sordum. “Medineli” yahut “Mekkeli birinin çobanıyım” dedi. “Koyunlarında süt var mı?” diye sordum. “var” dedi. “benim için süt sağar mısın?” diye sordum. “sağarım” dedi ve bir koyun yakaladı. Çobana “koyunun memesini iyi temizle de kıl, toprak, toz olmasın” dedim. -Ravi der ki: Berâ, hadisi naklederken, tıpkı Ebu Bekir'in anlatımında olduğu gibi ellerini silkeledi.- Çoban, benim için tahtadan bir kaba bir miktar süt sağdı. Yanımda bir de matara vardı. Bu matarayı, Peygamber Efendimiz (sav) su içsin, abdest alsın diye taşıyordum. Peygamber Efendimizin yanına geldim. Uyandırmaya kıyamadım. Uyanmasını bekledim. Dibi soğusun diye sütün üzerine biraz su ilave ettim. (Efendimiz uyanınca) “Ey Allah'ın Rasulü, bu sütten iç” dedim. Ben razı olana kadar içti. Sonra bana "yolculuk vakti gelmedi mi?" diye sordu. “Evet, geldi” dedim. Güneş tepeden biraz uzaklaştıktan sonra öğleyin yola koyulduk. Sürâka b. Malik bizi takip ediyordu. Ben “ey Allah'ın Rasulü, bize yetişecek” dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "üzülme, Allah bizimledir" dedi. Allah Rasulü (sav), Sürâka'ya beddua ediyordu. Bu esnada Sürâka'nın atı, taş gibi toprağa, gövdesine kadar saplandı. -taş gibi toprağa ifadesi Râvi Züheyr'e ait.- Sürâka “görüyorum ki bana beddua ettiniz. Benim için dua edin, ben vallahi sizi arayan herkesi geri çevireyim” dedi. Allah'ın Rasulü (sav) dua etti, Sürâka kurtuldu. Hemen geri döndü ve rastladığı herkesi “ben buraları yeterince aradım” diyerek geri çevirdi. Böylece bize verdiği sözde durmuş oldu.


    Öneri Formu
34352 B003615 Buhari, Menakıb, 25

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Zeyd b. Eslem, ona İbrahim b. Abdullah b. Huneyn, ona da babası (Halid b. Zeyd) şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Abbas ile Misver b. Mahreme, Ebvâ'da fikir ayrılığına düştüler. Abdullah b. Abbas “ihramlı kişi başını yıkayabilir” dedi. Misver ise “ihramlı kişi başını yıkayamaz” dedi. Bunun üzerine Abdullah b. Abbas, beni Ebu Eyyüb el-Ensarî’ye gönderdi. Ben onu bir kuyunun iki direği arasında bir perde asmış bir halde yıkanırken buldum, selam verdim. O “kimsin” dedi. Ben de “Abdullah b. Huneyn'im. Abdullah b. Abbas, 'Rasulullah (sav) ihramlı iken başını nasıl yıkardı' diye sormak için beni sana gönderdi” dedim. Ebu Eyyub elini bezin üzerine koyarak başı bana görünecek kadar aşağı indirdi, sonra üzerine su döken birisine: “su dök”, dedi. O da başına su döktü, elleri ile başını (saçlarını) hareket ettirdi, ellerini ileri geri götürüp getirdi ve “ben Rasulullah’ı (sav) bu şekilde yıkarken gördüm” dedi.


    Öneri Formu
13057 B001840 Buhari, Cezau's-Sayd, 14

Bize Yahya b. Süleyman, ona İbn Vehb, ona Hayve, ona Ebu Akîl Zühre b. Ma'bed, ona da dedesi Abdullah b. Hişâm şöyle demiştir: Biz Peygamber'in (sav) yanında idik. Hz. Peygamber Ömer b. Hattâb'ın elini tutuyordu. Ömer “ey Allah'ın Rasulü, Sen bana nefsimden başka her şeyden daha sevimlisin” dedi. Hz. Peygamber (sav) "Hayır, canımı elinde tutana yemin olsun ki, ben sana hayatından daha sevimli olmadıkça (imanda kemal bulmazsın)" buyurdu. Bunun üzerine Ömer de “Şu anda Allah'a yemin ederim ki, Sen bana canımdan da fazla sevimlisin” dedi. Peygamber (sav) de "İşte şimdi oldu ey Ömer" buyurdu.


    Öneri Formu
24426 B006632 Buhari, Eymân ve'n-Nuzûr, 3


Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahih li ğayrihidir. Hadisin senedinde bulunan inkıtadan ötürü zayıftır.

    Öneri Formu
35756 HM003797 İbn Hanbel, I, 400


    Öneri Formu
2134 M004480 Müslim, Akdiye, 9


    Öneri Formu
9228 M003193 Müslim, Hac, 358


    Öneri Formu
9187 M003179 Müslim, Hac, 347


    Öneri Formu
31721 B004604 Buhari, Tefsir, (Nisâ) 26


    Öneri Formu
48007 HM005673 İbn Hanbel, II, 93