82 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb, ona Süleyman –yani İbn Bilal- ona Yahyâ –ki o, İbn Saîd'dir-, ona Amra bt. Abdurrahman, ona da Nebi'nin (sav) zevcesi Aişe şöyle rivayet etmiştir: "Eğer Rasulullah (sav) kadınların sebep oldukları şu durumları görseydi, İsrâiloğulları'nın kadınlarına yasaklandığı gibi onların mescide gitmelerini yasaklardı. " [(Yahya) dedi ki: Ben Amra'ya şöyle sordum: İsrâiloğulları'nın kadınlarına mescide gitmeleri mi yasaklandı? dedim. O, evet cevabını verdi.]
Açıklama: Kadınların mescitlere giderken koku sürünmemeleri, ziynetlerini takmamaları ve kıyafetlerine dikkat etmeleri konusunda daha önce Rasulullah'ın (sav) uyarılarını hatırlatan ve bunların ihmal edildiği durumu ifade eden bir hadistir.
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Sabit el-Bünânî, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: Yahudiler, bir kadın hayız olduğunda, onu evden çıkarırlar. Onunla beraber yemez, içmezler ve aynı evde birlikte bulunmazlardı. Bu durum Rasulullah'a (sav) soruldu. Bunun üzerine yüce Allah, 'Sana kadınların ay halini sorarlar. De ki, o bir ezadır. Onun için hayız zamanında kadınlardan ayrı kalın' (Bakara, 2/222) ayetini indirdi. Rasulullah da: 'Onlarla birlikte evlerde oturunuz ve cinsi temastan başka her şeyi yapınız' buyurdu. Bunun üzerine Yahudiler: 'Bu adam bizim dinimize muhalefet etmek istiyor' dediler. (Bunu duyan) Üseyd b. Hudayr ve Abbâd b. Bişr Hz. Peygamber'e (sav) geldiler ve Ya Rasullah! Yahudiler şöyle şöyle diyorlar. Hayızlı kadınlarla cinsi temasta da bulunalım mı? dediler. Rasulullah'ın (sav) yüzü değişti. Hatta biz, bu iki kişiye kızdığını zannettik. Bu iki zat, oradan ayrıldıktan sonra, Rasulullah'a hediye olarak süt geldi. Rasulullah (sav) peşlerinden içmeleri için birisiyle bu sütü onlara gönderdi. Böylece biz de Rasullah'ın onlara kızmadığını anladık."
Bize Muhammed b. Yahya b. Fâris, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, Zührî ve beraberindekiler Said b. Müseyyeb'in huzurunda bulunuyorken ona Müzeyne'den bir adam, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) ashabıyla mescitte oturuyorken Yahudiler, onun huzuruna geldiler ve ey Ebü'l-Kasım diyerek onlardan birbirleriyle zina eden kadın ve erkek hakkında soru sordular.
Hârice b. Zeyd b. Sabit, ona da Zeyd b. Sabit, Peygamber'in (sav), kendisine, Yahudilerin yazısını öğrenmesini emrettiğini rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Ben, Hz. Peygamber'in (sav) Yahudilere gönderdiği mektupları yazar, onların da Hz. Peygamber'e yazdığı mektupları kendisine okurdum. Hz. Ömer, yanında Ali b. Ebu Talip, Abdurrahman b. Avf ve Osman b. Affan varken “bu kadın ne söylüyor?” diye sormuş, Abdurrahman b. Hâtib b. Ebu Beltea da “bunun üzerine ben 'bu kadın sana iki arkadaşı ile yapmış olduğu işi haber veriyor' dedim” demiştir. Ebu Cemre der ki: Ben İbn Abbas ile insanlar arasında tercümanlık yapıyordum. Bazı insanlar da der ki: Hakim için iki tercüman gereklidir.
Bize İbrahim b. Münzir, ona Ebu Damre, ona Musa b. Ukbe, ona Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Yahudiler, içlerinden zina etmiş bir erkek ile bir kadını Hz. Peygamber'e (sav) getirdiler. Peygamber (sav) onlara "Siz içinizden zina edenlere nasıl ceza uyguluyorsunuz?" diye sordu. Yahudiler “biz zina eden erkek ve kadının yüzlerine kömür sürüp karartır ve onları döveriz” dediler. Hz. Peygamber (sav) "Siz Tevrat'ta recmi bulmuyor musunuz?" dedi. Yahudiler “biz Tevrat'ta böyle bir şey bulmuyoruz” dediler. Bunun üzerine Abdullah b. Selâm onlara “yalan söylüyorsunuz, "Doğru sözlü iseniz Tevrat'ı getirip okuyun" (Ali İmran, 93)” dedi. Onlardan, Tevrat'ı okutan âlimleri elini recim ayeti üzerine koyarak ve recim ayetini okumadan, önceki ve sonraki ayetleri okumağa başladı. Abdullah b. Selâm onun elini recim ayetinin üstünden çekti ve “bu nedir?” dedi. Yahudiler bu ayeti görünce “işte bu, recim ayetidir” dediler. Peygamber (sav) emretti, zina edenler, mescidin yanında, cenazelerin konduğu yerin yakınında, recmedildiler. Ben o zina eden erkeği, kadını taşlardan korumak için, kadının üzerine kapanmış halde iken gördüm.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman ve Saîd b. Müseyyeb ona Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Müslümanlardan bir adam ile Yahudilerden bir adam karşılıklı birbirlerine sövdüler. Müslüman yemin ederken “Muhammed'i (sav) âlemlere seçkin kılan Allah'a yemin ederim” dedi. Yahudi de “Musa'yı alemlere seçkin kılan Allah'a yemin ederim” dedi. Bu arada Müslüman elini kaldırıp Yahudi'ye bir tokat yapıştırdı. Bunun üzerine Yahudi, Peygamber'e (sav) gidip kendisiyle Müslüman arasında olan biteni anlattı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Beni Musa'dan üstün tutmayınız. Çünkü insanlar kıyamet gününde (korkudan) bayılacaklar ve onlarla birlikte ben de bayılacağım. Ancak ilk ayılan ben olacağım. Bir de ne göreyim Musa, Arş'ın bir tarafından sıkıca tutuyor. O, bayılanlar arasındaydı da benden önce mi ayıldı yoksa Allah'ın (cc) bayılmaktan muaf tuttuğu kullarından mıydı? bilemiyorum."
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman ve Saîd b. Müseyyeb ona Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Müslümanlardan bir adam ile Yahudilerden bir adam karşılıklı birbirlerine sövdüler. Müslüman yemin ederken “Muhammed'i (sav) âlemlere seçkin kılan Allah'a yemin ederim” dedi. Yahudi de “Musa'yı alemlere seçkin kılan Allah'a yemin ederim” dedi. Bu arada Müslüman elini kaldırıp Yahudi'ye bir tokat yapıştırdı. Bunun üzerine Yahudi, Peygamber'e (sav) gidip kendisiyle Müslüman arasında olan biteni anlattı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Beni Musa'dan üstün tutmayınız. Çünkü insanlar kıyamet gününde (korkudan) bayılacaklar ve onlarla birlikte ben de bayılacağım. Ancak ilk ayılan ben olacağım. Bir de ne göreyim Musa, Arş'ın bir tarafından sıkıca tutuyor. O, bayılanlar arasındaydı da benden önce mi ayıldı yoksa Allah'ın (cc) bayılmaktan muaf tuttuğu kullarından mıydı? bilemiyorum."