363 Kayıt Bulundu.
Bize Müsedded, ona Yahya b. Said, ona Muaviye b. Ğalâb; (T) Bize Müsedded, ona İsmail, ona Hâcib b. Ömer, onlara da Hakem b. A'rec -aynı manada- şöyle rivayet etmiştir: "Mescid-i Harâm'da gömleğini yastık yapıp uzanmakta olan İbn Abbas'ın yanına geldim ve ona aşure orucu (zamanı) hakkında sordum. O da şöyle cevapladı: 'Muharrem hilalini gördüğünde günleri saymaya başla. Dokuzuncu gün olduğunda oruçlu olarak sabahla.' Ben 'Muhammed (sav) de mi böyle oruç tutuyordu?' dediğimde, o 'Muhammed (sav) de böyle tutuyordu' dedi."
Açıklama: O dönemde Arapların da kullandığı ay takvimine göre günler akşam namazıyla başladığı için, dokuzuncu günün oruçlu olarak sabahlanması, geceleyin veya sabahında oruca niyetlenmesi demektir. Bizim bugün kullandığımız güneş takvimine göre hadisi anlamamak gerekir.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Ubeydullah, ona da Nâfi, İbn Ömer'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Aşure, cahiliye devrinde oruç tuttuğumuz bir gündü. Ramazan orucu farz kılındığında, Rasulullah (sav) 'Bu, Allah'ın günlerinden bir günüdür. Dileyen o gün oruç tutsun, dileyen tutmasın' buyurdu."
Bize Ziyâd b. Eyyûb, ona Hüşeym, ona Ebu Bişr, ona da Said b. Cübeyr, İbn Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Nebî (sav) Medine'ye hicret ettiğinde, Yahudilerin aşure orucunu tuttuklarını gördü. Onlara bunun hakkında sorulduğunda, 'Bu, Firavun'a karşı Musa'ya Allah'ın zafer bahşettiği gündür. Biz de o günü tazim için bu orucu tutuyoruz' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Bizler, Musa'ya sizden daha çok layığızdır' buyurdu ve aşure orucunun tutulmasını emretti."
Bize Süleyman b. Davud el-Mehri, ona İbn Vehb, ona Yahya b. Eyyûb, ona İsmail b. Ümeyye el-Kuraşî, ona da Ebu Ğatafan, Abdullah b. Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) aşure günü oruç tutup bize de tutulmasını emrettiğinde, dediler ki 'Ya Rasulallah! O, Yahudi ve Hristiyanların tazim ettikleri bir gündür.' Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Öyleyse biz gelecek sene, (muharremin) dokuzuncu gününde de oruç tutarız' buyurdu. Ancak Nebî (sav), ertesi sene gelmeden vefat etti."
Bize Muhammed b. Minhâl, ona Yezid b. Zürey', ona Said, ona Katâde, ona da Abdurrahman b. Mesleme, amcasından şöyle rivayet etmiştir: "Eslem kabilesi, Nebî'ye (sav) geldiler. Rasulullah (sav) onlara 'Bu gün oruca niyetlendiniz mi?' buyurdu. 'Hayır' dediklerinde, Hz. Peygamber (sav) 'Öyleyse gününüzün kalan kısmını oruçlu geçirin, sonra da bu orucu kaza edin' buyurdu." [Ebû Davud şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) aşura gününü kastetmiştir.]
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Yezid b. Harun, ona İbn Ebu Zi'b, ona Zührî, ona da Urve, Âişe'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) aşure orucunu tutar, tutulmasını da emrederdi."
Mâlik (b. Enes) 'Bana ulaştığına göre' diyerek şöyle bir rivayet nakletmiştir: "Ömer b. Hattâb, Hâris b. Hişâm'a şöyle bir haber yollamıştı: Yarın aşure günüdür. Bu sebeple oruç tut ve ailene de tutmalarını emret."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muhammed b. Fudayl, ona Husayn, ona Şa'bî, ona da Muhammed b. Sayfî şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), aşure günü bize 'Bugün içinizden yemek yiyen var mı?' diye sordu. Bizler de 'Yiyen de var, yemeyen de var' diye cevap verdik. Hz. Peygamber (sav) 'Yiyenler de yemeyenler de, gününüzün kalan kısmını oruçlu geçirin. Arûd ahalisine de haber gönderin, günlerinin kalan kısmını oruçlu geçirsinler' buyurdu." [Râvilerden biri, Hz. Peygamber'in (sav) Arûd ahalisi ile Medine'nin çevresinde yaşayanları kastettiğini söylemiştir.]
Bize Muhammed b. Rumh, ona Leys b. Sa'd, ona Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'ın (sav) huzurunda aşure orucundan bahsedildi. Hz. Peygamber (sav) de 'O, câhiliyye ehlinin oruçlu geçirdiği bir gündür. İçinizden o gün oruç tutmak isteyen tutsun, istemeyen tutmasın' buyurdu."
Bize Ahmed b. Abde, ona Hammâd b. Zeyd, ona Ğaylân b. Cerîr, ona Abdullah b. Ma'bed ez-Zimmânî, ona da Ebu Katâde, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah'tan aşure orucunu, önceki senenin günahları için keffaret kılacağını umuyorum."