161 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed, ona Abdulvahhab es-Sakafî, ona Eyyub es-Sahtıyânî, ona Muhammed, ona da Ümmü Atiyye (r.anha) şöyle söylemiştir: Biz kızının (cenazesini) yıkarken Rasulullah (sav) yanımıza geldi ve "Onu su ve sidr ile üç, beş defa veya gerek duyarsanız daha fazla yıkayın. Son yıkayışınızda kâfur kullanın. Yıkamayı bitirince bana bildirin." buyurdu. Biz yıkamayı bitirdiğimizi Hz. Peygamber'e (sav) bildirdik. Rasulullah da (sav) bize kendi peştamalını verdi ve "Bunu onun bedenine sarın" dedi. Eyyüb es-Sahtıyânî şöyle dedi: Muhammed'in hadisinin benzerini bana Hafsa da rivayet etti. Fakat Hafsa'nın rivayet ettiği hadiste "Onu tek sayıda yıkayın", yine Hafsa'nın rivayetinde "Üç, beş ya da yedi defa yıkayın"; yine Hafsa'nın rivayetinde Rasulullah'ın (sav), "Onu yıkamaya sağ taraftaki organlarından ve abdest uzuvlarından başlayın" buyurduğu; yine Hafsa'nın rivayetinde, Ümmü Atıyye'nin, 'biz onun saçını üç örgü yaptık' dediği yer almaktadır.
Açıklama: Rivayet, İbn Hacer'e göre muallak olmayıp mevsûldür (Fethü'l-bâri, Dârü'l-Marife, III, 130).
Bize Muhammed b. Sabbâh, ona Huşeym, ona Ebu Bişr, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhumâ); (T) Bize Yahya b. Yahya –hadisin lafzı ona aittir-, ona Huşeym, ona Ebu Bişr, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhumâ) şöyle rivâyet etmiştir: "Nebi (sav) ile (hac yapan) ihramlı bir adam vardı. Devesi onu düşürdü, boynunu kırdı ve öldü. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Onu su ve sidr otu ile yıkayıp, ihramda giydiği elbiseleriyle kefenleyin. Koku sürmeyin, başını da örtmeyin. Çünkü o, kıyamet gününde saçları yapışık bir hâlde diriltilecektir' buyurdu."
Bize Muhammed b. Beşşâr ve Ebu Bekir b. Nâfi, ona Ğunder, ona Şu'be, ona Ebu Bişr, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhumâ) söyle rivayet etmiştir: "Bir adam ihramlı olduğu halde Nebi'ye (sav) gelmişti. Birden devesinin üzerinden düştü ve boynunu kırarak öldü. Nebi (sav) onun su ve sidr otu ile yıkanmasını, başı dışarda kalacak şekilde (altlı, üstlü) iki elbise ile kefenlenmesini ve ona koku sürülmemesini emir buyurdu." [Şu'be dedi ki '(Ebu Bişr) daha sonra bana bu hadisi rivayet ettiğinde 'Başı ve yüzü dışarıda kalacak şekilde (kefenleyin). Çünkü o kıyamet gününde saçları yapışık bir şekilde diriltilecektir' diye nakletti.]
Bize Muhammed, ona Abdulvahhab es-Sakafî, ona Eyyub es-Sahtıyânî, ona Muhammed, ona da Ümmü Atiyye (r.anha) şöyle söylemiştir: Biz kızının (cenazesini) yıkarken Rasulullah (sav) yanımıza geldi ve "Onu su ve sidr ile üç, beş defa veya gerek duyarsanız daha fazla yıkayın. Son yıkayışınızda kâfur kullanın. Yıkamayı bitirince bana bildirin." buyurdu. Biz yıkamayı bitirdiğimizi Hz. Peygamber'e (sav) bildirdik. Rasulullah da (sav) bize kendi peştamalını verdi ve "Bunu onun bedenine sarın" dedi. Eyyüb es-Sahtıyânî şöyle dedi: Muhammed'in hadisinin benzerini bana Hafsa da rivayet etti. Fakat Hafsa'nın rivayet ettiği hadiste "Onu tek sayıda yıkayın", yine Hafsa'nın rivayetinde "Üç, beş ya da yedi defa yıkayın"; yine Hafsa'nın rivayetinde Rasulullah'ın (sav), "Onu yıkamaya sağ taraftaki organlarından ve abdest uzuvlarından başlayın" buyurduğu; yine Hafsa'nın rivayetinde, Ümmü Atıyye'nin, 'biz onun saçını üç örgü yaptık' dediği yer almaktadır.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Amr en-Nâkıd, onlara Ebu Muaviye, ona Asım el-Ahvel, ona da Hafsa bt. Sîrîn, Ümmü Atıyye'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah'ın (sav) kızı Zeyneb vefat edince, Rasulullah (sav) bizlere 'Onu tek sayı olarak üç ya da beş defa yıkayınız. Beşinci yıkamada suya bir miktar kâfur koyunuz. Onu yıkayınca da bana haber ediniz' buyurdu. Ümmü Atıyye şöyle devam etti: Nebî'ye haber verdik, o da bize belden aşağısını örten elbisesini verdi ve 'Bunu da ona iç gömleği yapın' buyurdu."
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Muhammed b. Abdullah el-Ensârî, ona babası (Abdullah b. Müsennâ), ona Sumâme, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir: "Ümm Süleym, Nebi’ye (sav) deriden yapılmış bir döşek serer, Hz. Peygamber de o döşek üzerinde Ümm Süleym’in yanında kaylûle (öğle vakti) uykusuna yatardı. Nebi (sav) uyuyunca, Ümmü Süleym onun terinden ve saçlarından alır, onları bir şişede toplar, sonra da onu bir sükk (koku veya koku kabı) içinde biriktirirdi. (Sumame) der ki: Enes b. Mâlik, ölümü yaklaştığı zaman, kefenleme esnasında hazırlanacak güzel kokulu karışıma (hanût) bu sükkten bir miktar katılmasını vasiyet etti. Vefatından sonra kefen kokusuna (hanût) ondan biraz katıldı."