160 Kayıt Bulundu.
Bize Hasan Hülvânî, ona Yakub, ona babası, ona Salih, ona da İbn Şihab, bu hadisi, Yunus'un ez-Zührî'den rivayet ettiği hadis gibi, sonuna kadar rivayet etti.
Açıklama: Hadisin Metni için M003157 numaralı rivayete bakınız.
Bize Abd b. Humeyd, ona Muhammed b. Bekir; (T) Bize Said b. Yahya el-Emevî, ona babası, ona da İbn Cüreyc bu hadisi, bu isnadla rivayet etmiştir. Muhammed b. Bekir'in rivayeti "(لِهَؤُلاَءِ الثَّلاَثِ)" sözü hariç, İsa'nın rivayeti gibidir. O rivayetinde buna (لِهَؤُلاَءِ الثَّلاَثِ ifadesine) yer vermemiştir. Yahya el-Emevî'ye gelince, onun rivayetinde Kurban kesmeden tıraş oldum, taş atmadan kurban kestim ve benzeri cümleler vardır.
Açıklama: Hadisin Metni için M003160 numaralı rivayete bakınız.
Bize İbn Ebu Ömer ve Abd b. Humeyd, o ikisine Abdurrezzak, ona Mamer, ona da ez-Zührî'den bu isnadla “Rasulullah'ı (sav) Mina'da dişi bir deve üzerinde gördüm ona bir adam geldi” diyerek hadisi İbn Uyeyne'nin hadisi ile aynı manada rivayette etti.
Açıklama: Hadisin Metni için M003161 numaralı rivayete bakınız.
Bize Hasan b. Ali el-Hallâl el-Hüzelî, ona Abdussamed, ona Selim b. Hayyân, ona Mervan el-Asfer, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle söylemiştir: Ali (ra) Yemen'den (Mekke'ye) Hz. Peygamber'in (sav) yanına geldi. Hz. Peygamber (sav), Ali'ye: "Hangi niyetle ihrama girip telbiye getirdin?" diye sordu. Ali de, 'Peygamber'in (sav) ihrama girdiği gibi ihrama girip telbiye getirdim' dedi. Hz. Peygamber (sav): "Benim yanımda kurbanlık olmasaydı (Mekke'ye varınca ziyaret tavafı yapıp ve sa'y yaptıktan sonra tıraş olup) ihramdan çıkardım." buyurdu. Muhammed b. Bekir, ona İbn Cureyc, ona da Enes şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav), Ali'ye: "Ey Ali! Sen hangi niyetiyle ihrama girip telbiye getirdin?" diye sordu. Ali, 'Hz. Peygamber'in (sav) ihrama girdiği gibi' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Öyleyse sen kurbanını sevk et ve ihramlı olarak kal."
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Bekir arasında inkita vardır.
Bize Yahya b. Yahya, ona Malik, İbn Şihab, ona İsa b. Talha b. Ubeydullah, ona Abdullah b. Amr b. As şöyle rivayet etti: "Rasulullah (sav), Veda haccında, Minâ'da durdu, insanlar da ona soru soruyordu. Bir adam gelerek 'ey Allah'ın Rasulü, dalgınlıkla, kurban kesmeden tıraş oluverdim' dedi. Rasulullah (sav) 'Kurbanını kes, bunda bir sakınca yoktur' dedi. Sonra başka bir adam daha geldi ve 'ey Allah'ın Rasulü, dalgınlıkla, taş atmadan kurban kesiverdim' dedi. Rasulullah (sav) ona da 'at, bunda bir sakınca yoktur' buyurdular. Abdullah (ra) der ki: O gün Rasulullah'a (sav), hac ibadetlerinden bir şeyin öne alınması ya da geciktirilmesiyle ilgili ne sorulduysa, her birine 'Yap, bunda bir sakınca yoktur' buyurdu."
Bize Ali b. Haşrem, ona İsa, ona İbn Cüreyc, ona İbn Şihab, ona İsa b. Talha, ona Abdullah b. Amr b. As şöyle rivayet etmiştir: "Peygamber (sav), Kurban Bayramı günü hutbe okurken bir adam kalkarak yanına geldi ve 'ey Allah'ın Rasulü! Ben, falanca ve filânca işin, filân ve filân işten önce yapılacağını sanmıyordum' dedi. Sonra bir başkası gelerek 'ey Allah'ın Rasulü! falanca ve filânca işin, filân ve filân işten önce yapılacağını sanıyordum' dedi. Rasulullah (sav) bu üç kişinin (sıralamadaki hataları) için 'yap, bunda bir sakınca yok' buyurmuştur."
Bize Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus, İbn Şihab, ona İsa b. Talha et-Teymî, ona Abdullah b. Amr b. As şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) devesinin üzerinde durdu, insanlar da, kendisine soru sormaya başladılar. Bir tanesi 'ey Allah'ın Rasulü! Ben şeytan taşlamanın, kurban kesmeden önce yapıldığını bilmiyordum. Bu yüzden kurbanımı önce kestim' dedi. Rasulullah da (sav) '(Şimdi) şeytan taşla, bunda bir sakınca yoktur' buyurdu. Bir diğeri 'ben kurban kesmenin, tıraş olmadan önce olduğunu bilmiyordum, onun için kurban kesmeden tıraş oldum' dedi. Rasulullah da (sav) '(Şimdi) kes, bunda bir sakınca yoktur' buyurdu. O gün insanın unuttuğu veya bilmediği şeylerden birini diğerinden evvel yapmak gibi bir şey sorulup da Rasulullah'ın (sav); "bunu yapın, zararı yok" sözünden başka bir şey söylediğini işitmedim. O gün, kişinin unutarak veya bilmeden, hac ibadetlerinden bir şeyin öne alması ya da geciktirmesiyle ilgili, Rasulullah'a (sav) ne sorulduysa, O, her birine '(Şimdi) Yapın, bunda bir sakınca yoktur' buyurdu."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr, o ikisine İbn Uyeyne, ona Zührî, ona İsa b. Talha, ona da Abdullah b. Amr şöyle demiştir: "Hz. Peygamber'e (sav) bir adam gelerek 'kurbanımı kesmeden tıraş oldum' dedi. Allah Rasulü 'şimdi kes bir sakıncası yoktur' buyurdu. (Bir diğeri) gelerek 'şeytan taşlamadan kurbanımı kestim' dedi. Allah Rasulü '(şimdi) şeytan taşla, zararı yok' buyurdu."
Bize Muhammed b. Abdullah b. Kuhzâz, ona Ali b. Abdullah b. Mübarek, ona Muhammed b. Ebu Hafsa, ona ez-Zührî, ona İsa b. Talha, ona da Abdullah b. Amr b. As şöyle demiştir: "Rasulullah'tan (sav) dinledim, kendisi bayram günü cemrede vakfede iken yanına bir adam geldi ve 'ey Allah'ın Rasulü, Ben, şeytan taşlamadan tıraş oldum' dedi. Rasulullah (sav) '(şimdi) taşla, zararı yok' buyurdu. Bir başkası gelerek 'ben şeytan taşlamadan kurbanı kestim' dedi. Rasulullah (sav) '(şimdi) taşla, zararı yok' buyurdu. Bir başkası daha gelerek 'ben, şeytan taşlamadan, beyt-i şerife giderek ifaza tavafını yaptım' dedi. Rasulullah (sav) '(şimdi) taşla, zararı yok' buyurdu. Hâsılı o gün kendisine ne sorulduysa '(şimdi) yapın, zararı yok' buyurduğunu gördüm."
Bize Hasan b. Ali el-Hallâl el-Hüzelî, ona Abdussamed, ona Selim b. Hayyân, ona Mervan el-Asfer, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle söylemiştir: Ali (ra) Yemen'den (Mekke'ye) Hz. Peygamber'in (sav) yanına geldi. Hz. Peygamber (sav), Ali'ye: "Hangi niyetle ihrama girip telbiye getirdin?" diye sordu. Ali de, 'Peygamber'in (sav) ihrama girdiği gibi ihrama girip telbiye getirdim' dedi. Hz. Peygamber (sav): "Benim yanımda kurbanlık olmasaydı (Mekke'ye varınca ziyaret tavafı yapıp ve sa'y yaptıktan sonra tıraş olup) ihramdan çıkardım." buyurdu. Muhammed b. Bekir, ona İbn Cureyc, ona da Enes şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav), Ali'ye: "Ey Ali! Sen hangi niyetiyle ihrama girip telbiye getirdin?" diye sordu. Ali, 'Hz. Peygamber'in (sav) ihrama girdiği gibi' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Öyleyse sen kurbanını sevk et ve ihramlı olarak kal."