Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Fudayl b. Hüseyin arasında inkita vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10299, B001572
Hadis:
وَقَالَ أَبُو كَامِلٍ فُضَيْلُ بْنُ حُسَيْنٍ الْبَصْرِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو مَعْشَرٍ حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ غِيَاثٍ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما - أَنَّهُ سُئِلَ عَنْ مُتْعَةِ الْحَجِّ فَقَالَ أَهَلَّ الْمُهَاجِرُونَ وَالأَنْصَارُ وَأَزْوَاجُ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى حَجَّةِ الْوَدَاعِ وَأَهْلَلْنَا ، فَلَمَّا قَدِمْنَا مَكَّةَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « اجْعَلُوا إِهْلاَلَكُمْ بِالْحَجِّ عُمْرَةً إِلاَّ مَنْ قَلَّدَ الْهَدْىَ » . فَطُفْنَا بِالْبَيْتِ وَبِالصَّفَا وَالْمَرْوَةِ وَأَتَيْنَا النِّسَاءَ ، وَلَبِسْنَا الثِّيَابَ وَقَالَ « مَنْ قَلَّدَ الْهَدْىَ فَإِنَّهُ لاَ يَحِلُّ لَهُ حَتَّى يَبْلُغَ الْهَدْىُ مَحِلَّهُ » . ثُمَّ أَمَرَنَا عَشِيَّةَ التَّرْوِيَةِ أَنْ نُهِلَّ بِالْحَجِّ ، فَإِذَا فَرَغْنَا مِنَ الْمَنَاسِكِ جِئْنَا فَطُفْنَا بِالْبَيْتِ وَبِالصَّفَا وَالْمَرْوَةِ فَقَدْ تَمَّ حَجُّنَا ، وَعَلَيْنَا الْهَدْىُ كَمَا قَالَ اللَّهُ تَعَالَى ( فَمَا اسْتَيْسَرَ مِنَ الْهَدْىِ فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ فِى الْحَجِّ وَسَبْعَةٍ إِذَا رَجَعْتُمْ ) إِلَى أَمْصَارِكُمْ . الشَّاةُ تَجْزِى ، فَجَمَعُوا نُسُكَيْنِ فِى عَامٍ بَيْنَ الْحَجِّ وَالْعُمْرَةِ ، فَإِنَّ اللَّهَ تَعَالَى أَنْزَلَهُ فِى كِتَابِهِ وَسَنَّهُ نَبِيُّهُ صلى الله عليه وسلم وَأَبَاحَهُ لِلنَّاسِ غَيْرَ أَهْلِ مَكَّةَ ، قَالَ اللَّهُ ( ذَلِكَ لِمَنْ لَمْ يَكُنْ أَهْلُهُ حَاضِرِى الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ ) وَأَشْهُرُ الْحَجِّ الَّتِى ذَكَرَ اللَّهُ تَعَالَى شَوَّالٌ وَذُو الْقَعْدَةِ وَذُو الْحَجَّةِ ، فَمَنْ تَمَتَّعَ فِى هَذِهِ الأَشْهُرِ فَعَلَيْهِ دَمٌ أَوْ صَوْمٌ ، وَالرَّفَثُ الْجِمَاعُ ، وَالْفُسُوقُ الْمَعَاصِى ، وَالْجِدَالُ الْمِرَاءُ .
Tercemesi:
Ebu Kamil Fudayl b. Huseyn el-Basrî, ona Ebu Maşer, ona Osman b. Ğiyas, ona İkrime, ona da İbn Abbas’ın (r.anhumâ) rivâyet ettiğine göre kendisine Temettu’ haccına dair soru soruldu, o şöyle dedi:Muhacirler, Ensar ve Nebi’nin (sav) zevceleri Veda haccında ihrama girdiler, biz de ihrama girdik. Mekke’ye geldiğimizde Rasulullah (sav): “Hac niyetiyle girdiğiniz ihram niyetini –hediyelik kurbanlıklara gerdanlık takmış kimseler müstesnâ- umre niyetine çevirin” buyurdu. Bunun üzerine bizde Beyt’i tavaf ettik, Safa ile Merve arasında sa’y yaptık, hanımlarımıza yaklaştık, (dikişli elbiseler girdik). Ayrıca o: “Hediyelik kurbanlıklara gerdanlık takmış olanların ise kurbanlıklar yerine ulaşıncaya kadar ihramdan çıkmaları söz konusu olmayacaktır” buyurdu. Sonra (ihramdan çıkmış olan) bizlere Terviye (Zülhiccenin sekizinci) günü öğleden sonra hac niyetiyle ihrama girip telbiye getirmemizi, hac menâsikini tamamladığımız takdirde gelip, Beyt’i tavaf edip Safa ile Merve arasında sa’y yapmamızı emretti. Böylelikle haccımız da tamam olmuş olacak ve kurban kesmekle yükümlü olacaktık. Nitekim yüce Allah da: “Kim hac zamanına kadar umreden faydalanmak isterse, kurbandan kolayına geleni kessin, fakat kim bulamazsa hac günlerinde üç, döndüğünüz vakitte yedi olmak üzere tam gün oruç tutsun” (Bakara, 2/196) buyurmaktadır.
“Dönülecek yer”, ülkeleriniz ve geldiğiniz yerler demektir. Kurban olarak koyun yeterlidir. Böylelikle bu şekilde yapanlar aynı yıl içerisinde iki ibadet olan haccı ve umreyi yapmış oldular. Şanı yüce Allah da Kitabında bunu indirdiği gibi, Nebisi de (sav) bunu sünnetinde tespit etmiş ve Mekkeliler dışında diğer insanlara bu şekilde (temettu’) haccı yapmayı mubah kılmıştır. Çünkü yüce Allah: “Bu, aile ikametgâhı Mescid-i Haram’da olmayanlar içindir.” (Bakara, 2/196) buyurmaktadır. Yüce Allah’ın sözünü ettiği hac ayları ise Şevval, Zülkade ve Zülhicce aylarıdır. Bu sebeple bu aylar içerisinde temettu’ haccı yapan kimselere ya kan (kurban kesmek) yahut oruç düşer.
“Refes” cima “Fusûk/fasıklık”, masiyetler, “cidal” ise tartışma ve kavga demektir.
Açıklama:
Rivayet muallaktır; Buhari ile Fudayl b. Hüseyin arasında inkita vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 37, 1/502
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Osman b. Ğıyas er-Rasibî (Osman b. Ğıyas)
4. Yusuf b. Yezid el-Basrî (Yusuf b. Yezid)
5. Ebu Kamil Fudayl b. Hüseyin el-Cahderî (Fudayl b. Hüseyin b. Talha)
Konular:
Hac, Hacc-ı kıran
Hac, Hacc-ı temettu
Hac, sünnetleri
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ خَرَجْنَا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى حَجَّةِ الْوَدَاعِ ، فَأَهْلَلْنَا بِعُمْرَةٍ ثُمَّ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « مَنْ كَانَ مَعَهُ هَدْىٌ فَلْيُهِلَّ بِالْحَجِّ مَعَ الْعُمْرَةِ ، ثُمَّ لاَ يَحِلَّ حَتَّى يَحِلَّ مِنْهُمَا جَمِيعًا » فَقَدِمْتُ مَكَّةَ وَأَنَا حَائِضٌ ، وَلَمْ أَطُفْ بِالْبَيْتِ وَلاَ بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ ، فَشَكَوْتُ ذَلِكَ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « انْقُضِى رَأْسَكِ وَامْتَشِطِى ، وَأَهِلِّى بِالْحَجِّ ، وَدَعِى الْعُمْرَةَ » . فَفَعَلْتُ فَلَمَّا قَضَيْنَا الْحَجَّ أَرْسَلَنِى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم مَعَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى بَكْرٍ إِلَى التَّنْعِيمِ فَاعْتَمَرْتُ فَقَالَ « هَذِهِ مَكَانَ عُمْرَتِكِ » . قَالَتْ فَطَافَ الَّذِينَ كَانُوا أَهَلُّوا بِالْعُمْرَةِ بِالْبَيْتِ وَبَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ ، ثُمَّ حَلُّوا ، ثُمَّ طَافُوا طَوَافًا وَاحِدًا بَعْدَ أَنْ رَجَعُوا مِنْ مِنًى ، وَأَمَّا الَّذِينَ جَمَعُوا الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ فَإِنَّمَا طَافُوا طَوَافًا وَاحِدًا .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10283, B001556
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ خَرَجْنَا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى حَجَّةِ الْوَدَاعِ ، فَأَهْلَلْنَا بِعُمْرَةٍ ثُمَّ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « مَنْ كَانَ مَعَهُ هَدْىٌ فَلْيُهِلَّ بِالْحَجِّ مَعَ الْعُمْرَةِ ، ثُمَّ لاَ يَحِلَّ حَتَّى يَحِلَّ مِنْهُمَا جَمِيعًا » فَقَدِمْتُ مَكَّةَ وَأَنَا حَائِضٌ ، وَلَمْ أَطُفْ بِالْبَيْتِ وَلاَ بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ ، فَشَكَوْتُ ذَلِكَ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « انْقُضِى رَأْسَكِ وَامْتَشِطِى ، وَأَهِلِّى بِالْحَجِّ ، وَدَعِى الْعُمْرَةَ » . فَفَعَلْتُ فَلَمَّا قَضَيْنَا الْحَجَّ أَرْسَلَنِى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم مَعَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى بَكْرٍ إِلَى التَّنْعِيمِ فَاعْتَمَرْتُ فَقَالَ « هَذِهِ مَكَانَ عُمْرَتِكِ » . قَالَتْ فَطَافَ الَّذِينَ كَانُوا أَهَلُّوا بِالْعُمْرَةِ بِالْبَيْتِ وَبَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ ، ثُمَّ حَلُّوا ، ثُمَّ طَافُوا طَوَافًا وَاحِدًا بَعْدَ أَنْ رَجَعُوا مِنْ مِنًى ، وَأَمَّا الَّذِينَ جَمَعُوا الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ فَإِنَّمَا طَافُوا طَوَافًا وَاحِدًا .
Tercemesi:
Bize Abdurrahman b. Mesleme, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Urve b. ez-Zübeyr, Nebi’nin zevcesi Âişe’nin (r.anhâ) şöyle dediğini rivâyet etmiştir:
Veda haccında Nebi ile birlikte çıktık, bir umre yapmak üzere ihrama girdik. Nebi (sav): “Beraberinde kurbanlık bulunan kimseler, umre ile birlikte hac yapmak niyetiyle telbiye getirip ihrama girsin. Sonra her ikisini de tamamlayıp ihramdan çıkma vakti gelinceye kadar da ihramdan çıkmasın” buyurdu. Mekke’ye ay hali olduğum halde vardım. Ne Beyt’i tavaf edebildim ne de Safa ile Merve arasında sa’y yaptım. Bundan dolayı Nebi’ye (sav) durumumu arz ederek şikâyette bulundum. O: “Saçlarını çöz, taran, hac niyetiyle ihrama gir ve umreyi bırak” buyurdu. Ben de böyle yaptım. Haccımızı bitirdikten sonra Nebi (sav) beni Ebu Bekir oğlu (kardeşim) Abdurrahman ile Ten’im’e gönderdi ve umre yaptım. Allah Rasulü de: “İşte bu, senin (niyet ettiğin) o umren yerine geçti” buyurdu. (Âişe) dedi ki: Umre niyetiyle ihrama girmiş olanlar Beyt’i tavaf edip, Safa ile Merve arasında sa’y yaptıktan sonra ihramdan çıktılar. Daha sonra da Mina’dan döndükten sonra bir tavaf yaptılar. Hac ile umreyi birlikte (kıran haccı) niyet edenler ise sadece bir tavaf yaptılar.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 31, 1/398
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Hac, Hacc-ı kıran
Hac, sünnetleri
Umre
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ قَيْسِ بْنِ مُسْلِمٍ عَنْ طَارِقِ بْنِ شِهَابٍ عَنْ أَبِى مُوسَى - رضى الله عنه - قَالَ بَعَثَنِى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم إِلَى قَوْمٍ بِالْيَمَنِ فَجِئْتُ وَهْوَ بِالْبَطْحَاءِ فَقَالَ « بِمَا أَهْلَلْتَ » . قُلْتُ أَهْلَلْتُ كَإِهْلاَلِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « هَلْ مَعَكَ مِنْ هَدْىٍ » . قُلْتُ لاَ . فَأَمَرَنِى فَطُفْتُ بِالْبَيْتِ وَبِالصَّفَا وَالْمَرْوَةِ ثُمَّ أَمَرَنِى فَأَحْلَلْتُ فَأَتَيْتُ امْرَأَةً مِنْ قَوْمِى فَمَشَطَتْنِى ، أَوْ غَسَلَتْ رَأْسِى ، فَقَدِمَ عُمَرُ - رضى الله عنه - فَقَالَ إِنْ نَأْخُذْ بِكِتَابِ اللَّهِ فَإِنَّهُ يَأْمُرُنَا بِالتَّمَامِ قَالَ اللَّهُ ( وَأَتِمُّوا الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ ) وَإِنْ نَأْخُذْ بِسُنَّةِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَإِنَّهُ لَمْ يَحِلَّ حَتَّى نَحَرَ الْهَدْىَ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10286, B001559
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ قَيْسِ بْنِ مُسْلِمٍ عَنْ طَارِقِ بْنِ شِهَابٍ عَنْ أَبِى مُوسَى - رضى الله عنه - قَالَ بَعَثَنِى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم إِلَى قَوْمٍ بِالْيَمَنِ فَجِئْتُ وَهْوَ بِالْبَطْحَاءِ فَقَالَ « بِمَا أَهْلَلْتَ » . قُلْتُ أَهْلَلْتُ كَإِهْلاَلِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « هَلْ مَعَكَ مِنْ هَدْىٍ » . قُلْتُ لاَ . فَأَمَرَنِى فَطُفْتُ بِالْبَيْتِ وَبِالصَّفَا وَالْمَرْوَةِ ثُمَّ أَمَرَنِى فَأَحْلَلْتُ فَأَتَيْتُ امْرَأَةً مِنْ قَوْمِى فَمَشَطَتْنِى ، أَوْ غَسَلَتْ رَأْسِى ، فَقَدِمَ عُمَرُ - رضى الله عنه - فَقَالَ إِنْ نَأْخُذْ بِكِتَابِ اللَّهِ فَإِنَّهُ يَأْمُرُنَا بِالتَّمَامِ قَالَ اللَّهُ ( وَأَتِمُّوا الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ ) وَإِنْ نَأْخُذْ بِسُنَّةِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَإِنَّهُ لَمْ يَحِلَّ حَتَّى نَحَرَ الْهَدْىَ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyan, ona Kays b. Müslim, ona Tarık b. Şihâb, ona da Ebu Musa’nın (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
Nebi (sav) beni Yemen’deki bir kavme gönderdi. O, el-Bathâ’da iken onun yanına vardım, bana: “Ne niyet ederek ihrama girdin” dedi. Ben: Nebi’nin (sav) ihrama girdiği gibi ihrama girdim, dedim. O: “Beraberinde kurbanlık var mı?” dedi. Ben: Hayır deyince, bana verdiği emir üzerine Beyt’i tavaf ettim, sonra Safa ile Merve arasında sa’y yaptım. Sonra bana verdiği emir üzerine ihramdan çıktım. Kavmimden bir kadının yanına gittim, saçlarımı taradı –ya da başımı yıkadım.- (Halifeliği zamanında) Ömer (ra) (Mekke’ye) geldi ve: Eğer, Allah’ın Kitabının gereğini alırsak, o bizlere (başladıktan sonra umre ile haccı) tamamlamamızı emrediyor. Allah: “Haccı da umreyi de Allah için tamamlayın” (Bakara, 2/196) buyurmaktadır. Eğer Nebi’nin (sav) sünnetini alırsak, o da hediyelik kurbanlıklarını kesinceye kadar ihramdan çıkmamıştır, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 32, 1/498
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Abdullah Tarık b. Şihâb el-Becelî (Tarık b. Şihâb b. Abduşems b. Seleme b. Hilâl b. Avf)
3. Ebu Amr Kays b. Müslim el-Cedelî (Kays b. Müslim)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Yusuf el-Firyabî (Muhammed b. Yusuf b. Vakıd b. Osman)
Konular:
Hac, Hacc-ı kıran
Hac, Hacc-ı temettu
Hac, sünnetleri
Sahabe, anlayış farklılıkları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10607, B001617
Hadis:
حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ الْمُنْذِرِ حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ عِيَاضٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما - أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ إِذَا طَافَ بِالْبَيْتِ الطَّوَافَ الأَوَّلَ يَخُبُّ ثَلاَثَةَ أَطْوَافٍ ، وَيَمْشِى أَرْبَعَةً ، وَأَنَّهُ كَانَ يَسْعَى بَطْنَ الْمَسِيلِ إِذَا طَافَ بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ .
Tercemesi:
Bize İbrahim b. Munzir, ona Enes b. İyaz, ona Ubeydullah, ona Nâfi, ona da İbn Ömer’in (r.anhumâ) rivayet ettiğine göre, Nebi (sav) Beyt’i ilk olarak tavaf ettiği zaman ilk üç şavtında koşarcasına yürür, dördüncüsünde de normal yürürdü. Ayrıca O, Safa ile Merve arasında da sa’y yaptığı zaman vadinin iç tarafında sa’y yapar (koşarcasına hızlı yürür)dı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 63, 1/510
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Ebu Damra Enes b. İyaz el-Leysî (Enes b. İyaz b. Damra)
5. İbrahim b. Münzir el-Hizamî (İbrahim b. Münzir b. Abdullah)
Konular:
Hac, Safa ve Merve
Hac, sünnetleri
Strateji, Hac, remel ve hervele
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنِ الأَسْوَدِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - خَرَجْنَا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَلاَ نُرَى إِلاَّ أَنَّهُ الْحَجُّ ، فَلَمَّا قَدِمْنَا تَطَوَّفْنَا بِالْبَيْتِ ، فَأَمَرَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم مَنْ لَمْ يَكُنْ سَاقَ الْهَدْىَ أَنْ يَحِلَّ ، فَحَلَّ مَنْ لَمْ يَكُنْ سَاقَ الْهَدْىَ ، وَنِسَاؤُهُ لَمْ يَسُقْنَ فَأَحْلَلْنَ ، قَالَتْ عَائِشَةُ - رضى الله عنها - فَحِضْتُ فَلَمْ أَطُفْ بِالْبَيْتِ ، فَلَمَّا كَانَتْ لَيْلَةُ الْحَصْبَةِ قَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، يَرْجِعُ النَّاسُ بِعُمْرَةٍ وَحَجَّةٍ وَأَرْجِعُ أَنَا بِحَجَّةٍ قَالَ « وَمَا طُفْتِ لَيَالِىَ قَدِمْنَا مَكَّةَ » . قُلْتُ لاَ . قَالَ « فَاذْهَبِى مَعَ أَخِيكِ إِلَى التَّنْعِيمِ ، فَأَهِلِّى بِعُمْرَةٍ ثُمَّ مَوْعِدُكِ كَذَا وَكَذَا » . قَالَتْ صَفِيَّةُ مَا أُرَانِى إِلاَّ حَابِسَتَهُمْ . قَالَ « عَقْرَى حَلْقَى ، أَوَمَا طُفْتِ يَوْمَ النَّحْرِ » . قَالَتْ قُلْتُ بَلَى . قَالَ « لاَ بَأْسَ ، انْفِرِى » . قَالَتْ عَائِشَةُ - رضى الله عنها - فَلَقِيَنِى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ مُصْعِدٌ مِنْ مَكَّةَ ، وَأَنَا مُنْهَبِطَةٌ عَلَيْهَا ، أَوْ أَنَا مُصْعِدَةٌ وَهْوَ مُنْهَبِطٌ مِنْهَا .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10288, B001561
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنِ الأَسْوَدِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - خَرَجْنَا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَلاَ نُرَى إِلاَّ أَنَّهُ الْحَجُّ ، فَلَمَّا قَدِمْنَا تَطَوَّفْنَا بِالْبَيْتِ ، فَأَمَرَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم مَنْ لَمْ يَكُنْ سَاقَ الْهَدْىَ أَنْ يَحِلَّ ، فَحَلَّ مَنْ لَمْ يَكُنْ سَاقَ الْهَدْىَ ، وَنِسَاؤُهُ لَمْ يَسُقْنَ فَأَحْلَلْنَ ، قَالَتْ عَائِشَةُ - رضى الله عنها - فَحِضْتُ فَلَمْ أَطُفْ بِالْبَيْتِ ، فَلَمَّا كَانَتْ لَيْلَةُ الْحَصْبَةِ قَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، يَرْجِعُ النَّاسُ بِعُمْرَةٍ وَحَجَّةٍ وَأَرْجِعُ أَنَا بِحَجَّةٍ قَالَ « وَمَا طُفْتِ لَيَالِىَ قَدِمْنَا مَكَّةَ » . قُلْتُ لاَ . قَالَ « فَاذْهَبِى مَعَ أَخِيكِ إِلَى التَّنْعِيمِ ، فَأَهِلِّى بِعُمْرَةٍ ثُمَّ مَوْعِدُكِ كَذَا وَكَذَا » . قَالَتْ صَفِيَّةُ مَا أُرَانِى إِلاَّ حَابِسَتَهُمْ . قَالَ « عَقْرَى حَلْقَى ، أَوَمَا طُفْتِ يَوْمَ النَّحْرِ » . قَالَتْ قُلْتُ بَلَى . قَالَ « لاَ بَأْسَ ، انْفِرِى » . قَالَتْ عَائِشَةُ - رضى الله عنها - فَلَقِيَنِى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ مُصْعِدٌ مِنْ مَكَّةَ ، وَأَنَا مُنْهَبِطَةٌ عَلَيْهَا ، أَوْ أَنَا مُصْعِدَةٌ وَهْوَ مُنْهَبِطٌ مِنْهَا .
Tercemesi:
Bize Osman, ona Cerir, ona Mansur, ona İbrahim, ona Esved, ona da Âişe (r.anhâ) şöyle rivayet etmiştir: Bizler Nebi (sav) ile birlikte Mekke’ye gitmek üzere yola çıktık. Sadece hac yapacağımız kanaatinde idik. Bizler Mekke’ye varınca Beyt’i tavaf ettikten sonra, Nebi (sav) beraberinde kurbanlığını getirmemiş olan kimselerin ihramdan çıkmalarını emretti. Bunun üzerine beraberinde kurbanlık getirmemiş olanlar ihramdan çıktılar. Allah Rasulü’nün hanımları da beraberinde kurbanlık getirmedikleri için ihramdan çıktı. Âişe (r.anhâ) dedi ki: Bu sırada ay hali olduğum için Beyt’i tavaf edemedim. (Hacıların konakladıkları gece olan) Muhassab gecesinde Âişe: Ey Allah’ın Rasulü, insanlar bir umre ve bir hac yapmış olarak dönecekleri halde ben sadece bir hac yapmış olarak döneceğim, dedim. Allah Rasulü: “Mekke’ye geldiğimiz günlerde tavaf yapmadın mı?” buyurdu. Ben: Hayır, deyince, o: “O halde kardeşinle Ten’im’e kadar git, orada umre niyetiyle ihrama gir, sonra da seninle filan filan yerde buluşmak üzere sözleşiyoruz” buyurdu. Safiye dedi ki: Ben de (ay hali olduğum için) onları ancak yola çıkmaktan alıkoyacağım kanaatine kapılmıştım. Allah Rasulü: “Ey kavmine (beraberindekilere) yaralarcasına zarar veren, onlara iyilik yapamayan kadın, sen nahr (kurban bayramı birinci günü) tavaf etmemiş miydin?” buyurdu. Safiye: Evet etmiştim, deyince, Allah Rasulü: “O halde bunun bir sakıncası yoktur (Veda tavafı yapmayabilirsin), haydi sen de yola koyul!” buyurdu.
Âişe (r.anhâ) dedi ki: Nebi (sav) Mekke’den yukarı doğru çıkarken, ben de Mekke’ye doğru inerken, yahut ta ben yukarı çıkarken, o oradan inerken karşılaştık.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 34, 1/500
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Amr Esved b. Yezid en-Nehaî (Esved b. Yezid b. Kays b. Abdullah b. Malik)
3. Ebu İmran İbrahim en-Nehaî (İbrahim b. Yezid b. Kays b. Esved b. Amr)
4. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
5. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
6. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Hac, Hacc-ı kıran
Hac, Hacc-ı temettu
Hac, hayızlı/lohusa kadının
Hac, sünnetleri
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى الأَسْوَدِ حَدَّثَنَا أَبُو ضَمْرَةَ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما - قَالَ اسْتَأْذَنَ الْعَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ - رضى الله عنه - رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ يَبِيتَ بِمَكَّةَ لَيَالِىَ مِنًى مِنْ أَجْلِ سِقَايَتِهِ ، فَأَذِنَ لَهُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10632, B001634
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى الأَسْوَدِ حَدَّثَنَا أَبُو ضَمْرَةَ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما - قَالَ اسْتَأْذَنَ الْعَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ - رضى الله عنه - رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ يَبِيتَ بِمَكَّةَ لَيَالِىَ مِنًى مِنْ أَجْلِ سِقَايَتِهِ ، فَأَذِنَ لَهُ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Ebu Esved, ona Ebu Damra, ona Ubeydullah, ona Nâfi‘, ona da İbn Ömer (r.anhumâ) şöyle rivayet etmiştir:
"Abbas b. Abdulmuttalib (ra) Rasulullah’dan (sav) Sikaye görevi (hacılara su dağıtma vazifesi) dolayısı ile Mina gecelerinde, geceleri Mekke’de geçirmek üzere izin istedi, Rasulullah da ona izin verdi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 75, 1/513
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ubeydullah b. Ömer el-Adevî (Ubeydullah b. Ömer b. Hafs b. Asım b. Ömer b. Hattab)
4. Ebu Damra Enes b. İyaz el-Leysî (Enes b. İyaz b. Damra)
5. Abdullah b. Ebu Esved el-Basri (Abdullah b. Muhammed b. Humeyd b. Esved)
Konular:
Hac, Mina
Hac, sünnetleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10671, B001655
Hadis:
حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ الْمُنْذِرِ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ أَخْبَرَنِى عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ صَلَّى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِمِنًى رَكْعَتَيْنِ ، وَأَبُو بَكْرٍ وَعُمَرُ وَعُثْمَانُ صَدْرًا مِنْ خِلاَفَتِهِ .
Tercemesi:
Bize İbrahim b. Münzir, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Ömer, o da babasının şöyle dediğini rivayet etti: "Rasulullah (sav) Ebu Bekir, Ömer ve halifeliğinin ilk yıllarında Osman, Mina’da (dört rekâtlı farzları) iki rekât olarak kıldılar."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 84, 1/517
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Bekir Ubeydullah b. Abdullah el-Adevî (Ubeydullah b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. İbrahim b. Münzir el-Hizamî (İbrahim b. Münzir b. Abdullah)
Konular:
Hac, Mina
Hac, sünnetleri
حَدَّثَنَا آدَمُ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ الْهَمْدَانِىِّ عَنْ حَارِثَةَ بْنِ وَهْبٍ الْخُزَاعِىِّ - رضى الله عنه - قَالَ صَلَّى بِنَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم وَنَحْنُ أَكْثَرُ مَا كُنَّا قَطُّ وَآمَنُهُ بِمِنًى رَكْعَتَيْنِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10672, B001656
Hadis:
حَدَّثَنَا آدَمُ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ الْهَمْدَانِىِّ عَنْ حَارِثَةَ بْنِ وَهْبٍ الْخُزَاعِىِّ - رضى الله عنه - قَالَ صَلَّى بِنَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم وَنَحْنُ أَكْثَرُ مَا كُنَّا قَطُّ وَآمَنُهُ بِمِنًى رَكْعَتَيْنِ .
Tercemesi:
Bize Âdem, ona Şu‘be, ona Ebu İshak el-Hemdânî, ona da Hârise b. Vehb el-Huzâî (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Bizler kesinlikle en çok ve en fazla güvende olduğumuz bir halde iken Nebi (sav) bize Mina’da (dört rekâtlık farz namazı) iki rekât olarak kıldırdı."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 84, 1/517
Senetler:
1. Harise b. Vehb el-Huzaî (Harise b. Vehb)
2. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Hasan Adem b. Ebu İyas (Adem b. Abdurrahman b. Muhammed b. Şuayb)
Konular:
Hac, Mina
Hac, sünnetleri
حَدَّثَنَا قَبِيصَةُ بْنُ عُقْبَةَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَزِيدَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ - رضى الله عنه - قَالَ صَلَّيْتُ مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم رَكْعَتَيْنِ ، وَمَعَ أَبِى بَكْرٍ - رضى الله عنه - رَكْعَتَيْنِ وَمَعَ عُمَرَ - رضى الله عنه - رَكْعَتَيْنِ ، ثُمَّ تَفَرَّقَتْ بِكُمُ الطُّرُقُ ، فَيَا لَيْتَ حَظِّى مِنْ أَرْبَعٍ رَكْعَتَانِ مُتَقَبَّلَتَانِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10673, B001657
Hadis:
حَدَّثَنَا قَبِيصَةُ بْنُ عُقْبَةَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَزِيدَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ - رضى الله عنه - قَالَ صَلَّيْتُ مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم رَكْعَتَيْنِ ، وَمَعَ أَبِى بَكْرٍ - رضى الله عنه - رَكْعَتَيْنِ وَمَعَ عُمَرَ - رضى الله عنه - رَكْعَتَيْنِ ، ثُمَّ تَفَرَّقَتْ بِكُمُ الطُّرُقُ ، فَيَا لَيْتَ حَظِّى مِنْ أَرْبَعٍ رَكْعَتَانِ مُتَقَبَّلَتَانِ .
Tercemesi:
Bize Kabîsa b. Ukbe, ona Süfyan, ona el-A'meş, ona İbrahim, ona Abdurrahman b. Yezid, ona da Abdullah’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Ben Nebi (sav) ile birlikte de, Ebu Bekir (ra) ile birlikte de, Ömer (ra) ile birlikte de ikişer rekât olarak kıldım. Sonra yollarımız ayrıldı. Keşke o dört rekât yerine, payıma kabul olunan iki rekât düşse."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 84, 1/518
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Abdurrahman b. Yezid en-Nehâi (Abdurrahman b. Yezid b. Kays b. Abdullah)
3. Ebu İmran İbrahim en-Nehaî (İbrahim b. Yezid b. Kays b. Esved b. Amr)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Ebu Amir Kabisa b. Ukbe es-Süvaî (Kabisa b. Ukbe b. Muhammed)
Konular:
Hac, Mina
Hac, sünnetleri
Sahabe, anlayış farklılıkları
Sahabe, ictihadı
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
42601, HM002077
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ حَدَّثَنَا فِطْرٌ عَنْ عَامِرِ بْنِ وَاثِلَةَ قَالَ
قُلْتُ لِابْنِ عَبَّاسٍ إِنَّ قَوْمَكَ يَزْعُمُونَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَدْ رَمَلَ وَأَنَّهَا سُنَّةٌ قَالَ صَدَقَ قَوْمِي وَكَذَبُوا قَدْ رَمَلَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَلَيْسَتْ بِسُنَّةٍ وَلَكِنَّهُ قَدِمَ وَالْمُشْرِكُونَ عَلَى جَبَلِ قُعَيْقِعَانَ فَتَحَدَّثُوا أَنَّ بِهِ وَبِأَصْحَابِهِ هَزْلًا وَجَهْدًا وَشِدَّةً فَأَمَرَ بِهِمْ فَرَمَلُوا بِالْبَيْتِ لِيُرِيَهُمْ أَنَّهُمْ لَمْ يُصِبْهُمْ جَهْدٌ
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Abbas b. Abdulmuttalib 2077, 1/621
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Tufeyl Amir b. Vasile el-Leysi (Amir b. Vasile b. Abdullah b. Umeyr b. Cabir)
3. Fıtr b. Halife el-Mahzumi (Fıtr b. Halife)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Ubeyd et-Tenafisî (Muhammed b. Ubeyd b. Abdurrahman)
Konular:
Hac, remel
Hac, Sa'y etmek
Hac, Safa ve Merve
Hac, sünnetleri
Müslüman, Müslümanların diğer ümmetlerden üstünlüğü
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri
Strateji, Hac, remel ve hervele