360 Kayıt Bulundu.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Amr, ona Küreyb, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etti: "Rasulullah (sav) horlayacak derecede derin bir uykuya daldı, sonra da kalkıp namaz kıldı. -İbn Abbas hadisin bu kısmını 'Rasulullah uzanıp horlayarak uyudu. Sonra kalktı ve namaz kıldı.' şeklinde de ifade etmiş olabilir. Ayrıca bu hadisi bize Süfyan birkaç defa Amr'dan, o Küreyb'den, o da İbn Abbas'tan rivayet etmiştir. Buna göre İbn Abbas şöyle demiştir: 'Bir gece teyzem Meymune'nin yanında kalmıştım. O gece Rasulullah (sav) uykusundan uyanmıştı. Şöyle ki gece vakit biraz ilerleyince kalktı ve duvarda asılı duran bir tulumdan hafif bir abdest aldı. -Amr bu abdestin az bir suyla alındığını söylemiştir.- Sonra namaz kılmaya başladı. Ben de onun aldığı gibi abdest aldım ve gidip sol tarafında namaza durdum. -Süfyan yesar (sol) kelimesi yerine (aynı anlama gelen) şimal (sol) kelimesini kullanmıştır.- Rasulullah (sav) beni sağ yanına aldı ve Allah'ın dilediği kadar namaz kıldı. Ardından yatağına girip horlayarak uyudu. Sonra müezzin gelip ona namaz vaktinin girdiğini bildirdi. Rasulullah müezzinle birlikte namaza gitti ve yeniden abdest almaksızın namazı kıldırdı. Süfyan b. Uyeyne biz Amr'a 'İnsanlar Rasulullah'ın (sav) gözlerinin uyuduğunu ancak kalbinin uyumadığını söylüyorlar." demiş, bunun üzerine Amr, Ubeyd b. Umeyr'in 'Peygamberlerin rüyası vahiydir.' dediğini ve ardından 'Rüyamda seni kurban ettiğimi görüyorum.' (Saffat 37/102) âyetini okurken işittiğini söylemiştir."
Açıklama: Hadisten anlaşıldığı üzere Hz. Peygamber'in (sav) gözleri uyur, kalbi uyumazdı. Bu nedenle şayet abdestini bozmuş olsa bunu bilir ve abdest alırdı. Nitekim Hz. Peygamber'in (sav) bazen uykudan kalkınca abdest alıp, bazen ise almadığı nakledilmiştir (bk. İbn Hacer, Fethu'l-Bârî, Beyrut: Darü'l-Marife, 1379, I, 239).
Bize Hasan, ona İbn Lehîa, ona Huyey b. Abdullah, ona Ebu Abdurrahman el-Hubulî, ona da Abdullah b. Amr şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) "Cennette, içeriden dışarısı, dışarıdan da içerisi görünün bir oda vardır" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Musa el-Eş'arî "bu oda kim içindir ey Allah'ın Rasulü" dedi. Hz. Peygamber (sav) "sözünü yumuşak ve tatlı söyleyen, yemek ikram eden ve gece insanlar uykuda iken Allah için ibadete kalkan kimseler içindir" buyurdu.
Açıklama: Hasen li ğayrihî'dir. Bu isnad zayıftır. İbn Lehi'a; su-i hıfzı olsa bile mutâbîsi vardır. Fakat zayıf olan Huyey b. Abdillah'ta hadisin illeti bâki kalmaktadır.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Kurra b. Halid, ona Humeyd b. Hilal, ona Ebu Bürde, ona da Ebu Musa şöyle demiştir: "Biri sağ diğeri sol yanımda olduğu halde Eşarîler'den iki adam ile Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna vardım. Bu sırada Rasulullah (sav) dişlerini misvaklıyordu. [Yanımdaki] iki kişi Rasulullah'tan (sav) [devlet görevi] istediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav): 'Yâ Ebu Musa!' ya da'Ey Abdullah b. Kays!' dedi. Ben de: 'Seni hakk ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, bunlar içlerinden geçeni bana açmadılar, görev isteyeceklerinin farkına da varamadım' dedim. Rasulullah'ın (sav) yukarı kalkan dudağının altındaki misvağı hala görür gibiyim. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: 'Biz talep eden kimseye asla görev vermeyiz. Ancak sen şimdi Yemen'e git ey Ebu Musa!' ya da'Ey Abdullah b. Kays!' dedi. Ardından Muaz b. Cebel'i gönderdi. Muaz yanına geldiği zaman, Ebu Musa onun [altına bir ]minder koydu ve buyur etti. [Muaz baktı ki] Ebu Musa'nın yanında sıkıca bağlanmış bir adam var. Muaz, Ebu Musa'ya: 'Bu kimdir?' dedi. Ebu Musa: 'Bu bir Yahudi idi, İslam'a girdi, sonra da yine Yahudi oldu' dedi. Ardından Muaz'a 'otur' dedi. Muaz: 'bu adam öldürülmeden oturmam. Allah ve Rasulünün hükmü budur' dedi. [bu konuşma] üç defa tekrarlandı. Bunun üzerine Ebu Musa emretti adam öldürüldü. Daha sonra gece ibadeti konusunu müzakere ettiler. onlardan biri [Muaz]: 'Ben gece ibadet de ederim,uyurum da. ibadetten beklediğim sevabı, uyku esnasında da alacağımı umarım' dedi."
(Resûlüm!) Senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, (bazen) yarısını, (bazen de) üçte birini yatmadan (ibadetle) geçirdiğini ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını) Rabbin elbette biliyor. Gece ve gündüzü (içinde olup bitenleri iyiden iyiye) ölçüp biçen ancak Allah'tır. O sizin, bunu sayamayacağınızı bildiği için, sizi bağışladı. Artık, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah bilmektedir ki, içinizde hastalar bulunacak, bir kısmınız Allah'ın lütfundan (rızık) aramak üzere yeryüzünde yol tepecekler, diğer bir kısmınız da Allah yolunda çarpışacaklardır. O halde Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a gönül hoşluğuyla ödünç verin. Kendiniz için önden (dünyada iken) ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu bulursunuz; hem de daha üstün ve mükâfaatça daha büyük olmak üzere. Allah'tan mağfiret dileyin, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı, çok esirgeyicidir.
Bize Hâşimoğullarının Mevlâsı Ebu Saîd, ona Cehdam el-Yemâmî, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona Zeyd b. Sellâm b. Ebu Sellâm, ona dedesi Ebu Sellâm, ona Abdurrahman b. Âiş el-Hadramî, ona Mâlik b. Yuhâmir, ona da Muâz b. Cebel şöyle rivayet etmiştir: Bir gün Allah Rasûlü (sav) sabah namazına çok geç kaldı. Neredeyse güneş doğacaktı ki hızlıca çıkageldi. Hemen kamet getirildi ve Hz. Peygamber (sav) namazı kısa kıldırdı. Selam verdikten sonra "saflarda olduğunuz gibi kalın" buyurdu ve bize dönerek şöyle dedi: "Bu gün neden geç kaldığımı size anlatayım. Geceleyin kalkıp abdest aldım ve benim için belirlenen miktarda namaz kıldım. Derken uykum geldi, ağırlık bastı. Bir de baktım ki Rabbim en güzel suretiyle karşımda. Bana 'Ey Muhammed! Büyük melekler ne hakkında tartışıyorlar biliyor musun?' diye sordu. 'Bilmiyorum ey Rabbim' dedim. Tekrar 'Ey Muhammed! Büyük melekler ne hakkında tartışıyorlar biliyor musun?' diye sordu. 'Bilmiyorum Rabbim' dedim. Elini iki kürek kemiğimin arasına koyduğunu gördüm. Parmak uçlarının serinliğini göğsümde hissettim. Bana her şey ayan oldu ve sorunun cevabını bildim. Tekrar bana 'ey Muhammed! Büyük melekler hangi konuda tartışıyorlar biliyor musun?' diye sordu. 'Kefaretler hakkında' diye cevap verdim. 'Kefaretler nedir?' diye sordu. 'İyilik yapmak için adım atmak, namazlardan sonra mescitlerde oturmak, her türlü zorluğa rağmen abdest organlarını iyice yıkamak' dedim. Sonra 'dereceler nelerdir?' diye sordu. 'Yemek yedirmek, yumuşak konuşmak, insanlar uykuda iken geceleyin namaz kılmak' dedim. Sonra 'dile benden' buyurdu. Ben de 'Allah'ım! Senden iyilikleri yapmayı, kötülükleri terk etmeyi, fakirleri sevmeyi lütfetmeni istiyorum. Ayrıca beni affetmeni, bana merhamet etmeni, bir topluluğu imtihan edeceksen beni o fitneye sokmadan canımı almanı, seni sevmeyi, seni seveni sevmeyi ve sana yaklaştıracak amelleri sevmeyi diliyorum' dedim." Sonra Allah Rasûlü (sav) şöyle buyurdu: "Bu söylenenler hakikattir, onları kavrayın ve öğrenin."