Giriş

Bize Hasan b. Rabî', ona İbn İdris, ona Hişam, ona Hafsa, ona da Ümmü Atiyye'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Bir kadın ölmüş herhangi birisi için üç günden fazla yas tutamaz, sadece kocası için dört ay on gün yas tutar. Bu esnada Asb türü (yemen işi renkli) elbise dışında boyalı bir elbise giyemez, sürme çekemez. (Ay halinden) temizlendiği vakit bir nebzecik kust yahut Ezfâr müstesna hoş koku sürünemez."


    Öneri Formu
16183 M003740 Müslim, Talak, 66

Bize Muhammed b. Seleme ve Hâris b. Miskin, onlara İbn Kasım, ona Mâlik, ona Abdullah b. Ebu Bekir, ona Humeyd b. Nâfi, ona da Zeynep bt. Ebu Seleme şu üç hadisi rivayet etmiştir: "Zeyneb der ki: Babası Ebu Süfyan b. Harb vefat ettiği zaman, Hz. Peygamber'in (sav) eşi Ümmü Habibe’nin yanına gitmiştim. Ümmü Habibe hoş koku getirilmesini istedi, ondan bir miktar hizmetçiye sürdükten sonra kendisi, o kokuyu yanaklarına değdirdi, sonra da şöyle dedi: Vallahi, benim hoş kokuya ihtiyacım yok, ama ben Rasulullah’ı (sav) dinledim: 'Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kadının, kocası için beklemesi gereken dört ay on günlük süre dışında, ölmüş herhangi birisi için üç günden fazla yas tutması helâl değildir' buyuruyordu." "Zeyneb der ki: Sonra kardeşi vefat ettiği sırada Zeyneb bt. Cahş'ın yanına girdim. O, bir miktar koku getirilmesini istedi ve ondan biraz aldıktan sonra şöyle dedi: Vallahi, hoş kokuya ihtiyacım yok, ancak ben, Rasulullah’ı (sav) minber üzerinde dinledim 'Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kadının, kocası için beklemesi gereken dört ay on gün hariç, ölmüş herhangi bir kimse için üç günden fazla yas tutması helâl değildir' buyuruyordu." "Yine Zeyneb der ki: Ümmü Seleme’yi şöyle derken dinledim: Bir kadın Rasulullah’a (sav) gelerek 'ey Allah’ın Rasulü, benim kızımın kocası vefat etti, gözlerinden rahatsızlandı, ona sürme çekeyim mi?' diye sordu. Rasûlullah (sav) 'hayır' dedi, sonra da 'hepsi dört ay on gündür, hâlbuki cahiliye döneminde sizden herhangi bir kadın, senenin sona ermesi halinde bir tezeği fırlatırdı…' buyurdu." Humeyd der ki: Ben, Zeyneb'e “Sene nihayete erdiğinde bir tezek fırlatırdı ne demektir” dedim, şöyle cevap verdi: Bir kadının kocası öldüğünde, o kadın, kötü, küçücük bir hücreye girer, en kötü elbiselerini giyinir, hoş kokuya ve benzeri bir şeye elini sürmezdi. (Bir sene geçtikten sonra) ona, eşek, koyun ya da kuş gibi bir hayvan getirilir ve ona silinirdi. Bu silindiği şey çoğu kez ölürdü. Sonra dışarı çıkar, ona bir tezek verilirdi, onu fırlatırdı. Bundan sonra artık dilediği gibi koku ya da başka bir şey kullanabilirdi. [Mâlik der ki: Muhammed’in rivayet ettiği hadiste geçen “Tefdaddu” kelimesi “Silinirdi” anlamındadır. Yine Mâlik der ki: “Hifş” kelimesi “küçük oda, kümes” demektir.]


    Öneri Formu
29023 N003563 Nesai, Talak, 63

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abdullah b. Nümeyr; (T) Bize Amr en-Nakıd, ona Yezid b. Harun, o ikisine Hişam bu isnad ile hadis rivayet etmiş, her ikisi de rivayetinde "adetten temizlenme vakti yaklaştığında bir miktar Kust ve Ezfâr" demişlerdir.


    Öneri Formu
16187 M003741 Müslim, Talak, 66

Bize Abdullah b. Abdulvehhâb, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Hafsa rivayet etti, Ebu Abdullah (Buhari) dedi ki: Yahut Hişam b. Hassan, ona Hafsa, ona Ümmü Atiyye’nin şöyle dediğini rivayet etti: Bizlere bir ölü için üç günden fazla yas tutmamız yasaklanmıştı. Koca için dört ay on gün (yas tutmamız) müstesnâ. Bu süre zarfında sürme çekmememiz, hoş koku sürünmememiz, asb (denilen Yemen) kumaşı dışında, boyanmış elbise giymememiz emr olunmuştu. Ayrıca birimiz ay halinden gusledip temizlendiği esnada bir nebze Ezfâr kustu kokusu kullanmamıza ruhsat verilmişti. Diğer taraftan, cenazelerin arkasından gitmemiz de bize yasaklanıyordu. (Buhari) dedi ki: Bu hadisi (bize) Hişâm b. Hassan, ona Hafsa, ona da Ümm Atiyye, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
282832 B000313-2 Buhari, Hayız, 12


    Öneri Formu
37056 MU001271 Muvatta, Talak, 35


    Öneri Formu
282853 MU001271-2 Muvatta, Talak, 35

Bize Yakub b. İbrahim ed-Devrakî, ona Yahya b. Ebu Bukeyr, ona İbrahim b. Tahman, ona Hişam b. Hassan; (T) Bize Abdullah b. el-Cerrâh el-Kuhistânî de ona Abdullah –yani b. Bekir- es-Sehmî- ona Hişam rivayet etmiştir –bu İbnü’l-Cerrah’ın lafzıdır-: Ona Hafsa, ona Ümm Atiyye'nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu: "Kadın, koca dışında üç günden fazla yas tutamaz. Kocası için dört ay on gün yas tutar. (Bu zaman zarfında) asb türü (Yemen işi renkli) bir elbise dışında boyalı bir elbise giymez, sürme çekmez. Ay halinden temizlenmesine yakın, temizleneceği vakit bir nebze kust ya da ezfâr denilen kokudan sürünebilir." (Ravi) Yakub, "asb" lafzı yerine "yıkanmış olması müstesna" demiş ve yine Yakub: "Kına da yakmaz" ibaresini de eklemiştir.


    Öneri Formu
13677 D002302 Ebu Davud, Talak, 44, 46

Bize Abdurrezzâk, ona Mâlik, ona Abdullah b. Ebu Bekir, ona Humeyd b. Nâfi, ona da Zeynep bt. Ebu Seleme şu üç hadisi rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'in (sav) eşi Ümmü Habibe’nin babası Ebu Süfyan b. Harb vefat ettiği zaman Zeyneb onun yanına girdi. Ümmü Habibe, içinde sarı renkli güzel koku (halûk veya başka bir koku) bulunan bir koku kabı getirilmesini istedi, onun bir kısmını bir hizmetçiye sürdükten sonra kendisi, o kokuyu yanaklarına sürdü, sonra da şöyle dedi: Vallahi, benim hoş kokuya ihtiyacım yok, ama ben Rasulullah’ı (sav) dinledim: 'Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kadının, kocası için beklemesi gereken dört ay on günlük süre dışında, ölmüş herhangi birisi için üç günden fazla yas tutması helâl değildir' buyuruyordu." "Zeyneb der ki: Sonra kardeşi vefat ettiği sırada Zeyneb bt. Cahş'ın yanına girdim. O, bir miktar koku getirilmesini istedi ve ondan biraz aldıktan sonra şöyle dedi: Vallahi, hoş kokuya ihtiyacım yok, ancak ben, Rasulullah’ı (sav) minber üzerinde dinledim 'Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kadının, kocası için beklemesi gereken dört ay on gün hariç, ölmüş herhangi bir kimse için üç günden fazla yas tutması helâl değildir' buyuruyordu." "Yine Zeyneb der ki: Ümmü Seleme’yi şöyle derken dinledim: Bir kadın Rasulullah’a (sav) gelerek 'ey Allah’ın Rasulü, benim kızımın kocası vefat etti, gözlerinden rahatsızlandı, ona sürme çekeyim mi?' diye sordu. Rasûlullah (sav) 'hayır' dedi. Kadın bunu iki ya da üç defa tekrar etti. Her defasında Hz. Peygamber 'hayır' dedi, sonra da 'hepsi dört ay on gündür, hâlbuki cahiliye döneminde sizden herhangi bir kadın, senenin sona ermesi halinde bir tezeği fırlatırdı…' buyurdu." Humeyd der ki: Ben, Zeyneb'e “Sene nihayete erdiğinde bir tezek fırlatırdı ne demektir” dedim, şöyle cevap verdi: Bir kadının kocası öldüğünde, o kadın, kötü, küçücük bir hücreye girer, en kötü elbiselerini giyinir, hoş kokuya ve benzeri bir şeye elini sürmezdi. (Bir sene geçtikten sonra) ona, eşek, koyun ya da kuş gibi bir hayvan getirilir ve ona silinirdi. Bu silindiği şey çoğu kez ölürdü. Sonra dışarı çıkar, ona bir tezek verilirdi, onu fırlatırdı. Bundan sonra artık dilediği gibi koku ya da başka bir şey kullanabilirdi. [Mâlik'e “Hifş” nedir diye soruldu, o da “küçük oda, kümes” cevabını verdi. Ravi (Abdurrezzâk) der ki: Ben Malik'e “(تفتض به) ne demek?” diye sordum, “(تمسح به - onunla kendisini silerdi) demektir” cevabını verdi.]


    Öneri Formu
78140 MA012130 Musannef-i Abdurrezzak, VII, 47

Bize Haşim b. Kasım, ona Şube, ona Humeyd b. Nafi, ona Zeynep bt. Ebu Seleme, ona da Ümmü Habibe bt. Ebu Süfyan şöyle nakletmiştir. "Ümmü Seleme'nin bir kardeşi veya bir yakını vefat etmişti. Ümmü Seleme, sarı bir ota (za'feran kokusuna) yönelip eline sürdü ve şöyle dedi: Hz. Peygamber (sav), “Allah'a ve ahiret gününe inanan bir kadına kocası hariç hiç kimse için üç günden fazla yas tutması helal olmaz. Sadece kocası için dört ay on gün yas tutar” buyurduğu için bu kokuyu süründüm."


    Öneri Formu
43695 DM002330 Darimi, Talak, 12

Bize el-Ka'nebî, ona Abdullah b. Ebu Bekir, ona Humeyd b. Nâfi, ona da Zeynep bt. Ebu Seleme şu üç hadisi rivayet etmiştir: "Zeyneb der ki: Babası Ebu Süfyan b. Harb vefat ettiği zaman, Hz. Peygamber'in (sav) eşi Ümmü Habibe’nin yanına gitmiştim. Ümmü Habibe, içinde sarı renkli güzel koku (halûk veya başka bir koku) bulunan bir koku kabı getirilmesini istedi, ondan bir miktar hizmetçiye sürdükten sonra kendisi, o kokuyu yanaklarına değdirdi, sonra da şöyle dedi: Vallahi, benim hoş kokuya ihtiyacım yok, ama ben Rasulullah’ı (sav) dinledim: 'Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kadının, kocası için beklemesi gereken dört ay on günlük süre dışında, ölmüş herhangi birisi için üç günden fazla yas tutması helâl değildir' buyuruyordu." "Zeyneb der ki: Sonra kardeşi vefat ettiği sırada Zeyneb bt. Cahş'ın yanına girdim. O, bir miktar koku getirilmesini istedi ve ondan biraz aldıktan sonra şöyle dedi: Vallahi, hoş kokuya ihtiyacım yok, ancak ben, Rasulullah’ı (sav) minber üzerinde dinledim 'Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kadının, kocası için beklemesi gereken dört ay on gün hariç, ölmüş herhangi bir kimse için üç günden fazla yas tutması helâl değildir' buyuruyordu." "Yine Zeyneb der ki: Ümmü Seleme’yi şöyle derken dinledim: Bir kadın Rasulullah’a (sav) gelerek 'ey Allah’ın Rasulü, benim kızımın kocası vefat etti, gözlerinden rahatsızlandı, ona sürme çekeyim mi?' diye sordu. Rasûlullah (sav) 'hayır' dedi, sonra da 'hepsi dört ay on gündür, hâlbuki cahiliye döneminde sizden herhangi bir kadın, senenin sona ermesi halinde bir tezeği fırlatırdı…' buyurdu." Humeyd der ki: Ben, Zeyneb'e “Sene nihayete erdiğinde bir tezek fırlatırdı ne demektir” dedim, şöyle cevap verdi: Bir kadının kocası öldüğünde, o kadın, kötü, küçücük bir hücreye girer, en kötü elbiselerini giyinir, hoş kokuya ve benzeri bir şeye elini sürmezdi. (Bir sene geçtikten sonra) ona, eşek, koyun ya da kuş gibi bir hayvan getirilir ve ona silinirdi. Bu silindiği şey çoğu kez ölürdü. Sonra dışarı çıkar, ona bir tezek verilirdi, onu fırlatırdı. Bundan sonra artık dilediği gibi koku ya da başka bir şey kullanabilirdi. [Ebu Davud der ki: “Hifş” kelimesi “küçük oda, kümes” demektir.]


    Öneri Formu
13618 D002299 Ebu Davud, Talak, 41, 43