Öneri Formu
Hadis Id, No:
29055, N003568
Hadis:
أَخْبَرَنَا الرَّبِيعُ بْنُ سُلَيْمَانَ قَالَ حَدَّثَنَا شُعَيْبُ بْنُ اللَّيْثِ عَنْ أَبِيهِ قَالَ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ - وَهُوَ ابْنُ مُوسَى - قَالَ حُمَيْدٌ وَحَدَّثَتْنِى زَيْنَبُ بِنْتُ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أُمِّهَا أُمِّ سَلَمَةَ قَالَتْ جَاءَتِ امْرَأَةٌ مِنْ قُرَيْشٍ فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ ابْنَتِى رَمِدَتْ أَفَأَكْحُلُهَا . وَكَانَتْ مُتَوَفًّى عَنْهَا . فَقَالَ « أَلاَ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا » . ثُمَّ قَالَتْ إِنِّى أَخَافُ عَلَى بَصَرِهَا فَقَالَ « لاَ إِلاَّ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا قَدْ كَانَتْ إِحْدَاكُنَّ فِى الْجَاهِلِيَّةِ تَحِدُّ عَلَى زَوْجِهَا سَنَةً ثُمَّ تَرْمِى عَلَى رَأْسِ السَّنَةِ بِالْبَعْرَةِ » .
Tercemesi:
Bize er-Rabî’ b. Süleyman, ona Şuayb b. el-Leys, ona babası, ona Eyyûb –ki o İbn Musa’dır- rivayet etti, Humeyd dedi ki: Bana bir de Ebu Seleme’nin kızı Zeyneb, annesi Ümm Seleme’nin şöyle dediğini rivayet etti: Kureyş’den bir kadın gelip: Ey Allah’ın Rasulü, kızımın gözleri ağrıyor, ona sürme çekebilir miyim, dedi. Kadının kocası vefat etmiş idi. Rasûlullah (sav): “(İddet olarak bekleyeceği sürenin tamamı) yalnızca dört ay on gün değil midir?” buyurdu. Sonra annesi: Ben, gerçekten onun gözünün zarar göreceğinden korkarım, dedi. Allah Rasulü: “Hayır, bütün süre dört ay on gün değil midir? Sizden biriniz cahiliye döneminde, kocası öldü diye bir sene yas tutar sonra da sene bitiminde bir tezeği fırlatır atardı” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Talak 67, /2321
Senetler:
1. Ümmü Seleme Zevcü'n Nebi (Hind bt. Huzeyfe b. Muğire)
2. Berra Zeyneb bt. Ümmü Seleme el-Mahzumiyye (Zeyneb bt. Abdullah b. Abdulesed b. Hilal)
3. Ebu Eflah Humeyd b. Nafi' el-Ensari (Humeyd b. Nafi')
4. Ebu Musa Eyyüb b. Musa el-Kuraşî (Eyyüb b. Musa b. Amr b. Said b. Âs)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Abdülmelik Şuayb b. Leys el-Fehmî (Şuayb b. Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
7. Rabi' b. Süleyman el-Murâdî (Rabi' b. Süleyman b. Abdülcebbâr b. Kâmil)
Konular:
KTB, CENAZE, CENAİZ
Yas tutmak, eşinin arkasından tutulan yas
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29059, N003569
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ يَزِيدَ قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ نَافِعٍ عَنْ زَيْنَبَ بِنْتِ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أُمِّهَا أَنَّ امْرَأَةً أَتَتِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَسَأَلَتْهُ عَنِ ابْنَتِهَا مَاتَ زَوْجُهَا وَهِىَ تَشْتَكِى قَالَ « قَدْ كَانَتْ إِحْدَاكُنَّ تَحِدُّ السَّنَةَ ثُمَّ تَرْمِى الْبَعْرَةَ عَلَى رَأْسِ الْحَوْلِ وَإِنَّمَا هِىَ أَرْبَعَةُ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdullah b. Yezid, ona Süfyan, ona Yahya b. Saîd, ona Humeyd, ona Nâfi, ona Ebu Seleme’nin kızı Zeyneb, ona annesinin rivayet ettiğine göre, bir kadın Nebi’ye (sav) gelip ona, kocası ölmüş, kendisi de rahatsızlanmış kızı hakkında soru sordu. Allah Rasulü de şöyle buyurdu: “Sizden biriniz (cahiliye döneminde) bir sene yas tutardı sonra da sene bitiminde bir parça tezeği fırlatırdı. (Şimdi ise bekleyeceği süre) dört ay on günden ibarettir” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Talak 67, /2321
Senetler:
1. Ümmü Seleme Zevcü'n Nebi (Hind bt. Huzeyfe b. Muğire)
2. Berra Zeyneb bt. Ümmü Seleme el-Mahzumiyye (Zeyneb bt. Abdullah b. Abdulesed b. Hilal)
3. Ebu Eflah Humeyd b. Nafi' el-Ensari (Humeyd b. Nafi')
4. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Muhammed b. Abdullah el-Mukri (Muhammed b. Abdullah b. Yezid)
Konular:
KTB, CENAZE, CENAİZ
Yas tutmak, eşinin arkasından tutulan yas
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282849, N003563-3
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ وَالْحَارِثُ بْنُ مِسْكِينٍ قِرَاءَةً عَلَيْهِ وَأَنَا أَسْمَعُ - وَاللَّفْظُ لَهُ - قَالَ أَخْبَرَنَا ابْنُ الْقَاسِمِ عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى بَكْرٍ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ نَافِعٍ عَنْ زَيْنَبَ بِنْتِ أَبِى سَلَمَةَ أَنَّهَا أَخْبَرَتْهُ بِهَذِهِ الأَحَادِيثِ الثَّلاَثَةِ قَالَتْ زَيْنَبُ دَخَلْتُ عَلَى أُمِّ حَبِيبَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم حِينَ تُوُفِّىَ أَبُوهَا أَبُو سُفْيَانَ بْنُ حَرْبٍ فَدَعَتْ أُمُّ حَبِيبَةَ بِطِيبٍ فَدَهَنَتْ مِنْهُ جَارِيَةً ثُمَّ مَسَّتْ بِعَارِضَيْهَا ثُمَّ قَالَتْ وَاللَّهِ مَا لِى بِالطِّيبِ مِنْ حَاجَةٍ غَيْرَ أَنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ يَحِلُّ لاِمْرَأَةٍ تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ تَحِدُّ عَلَى مَيِّتٍ فَوْقَ ثَلاَثِ لَيَالٍ إِلاَّ عَلَى زَوْجٍ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا » .
قَالَتْ زَيْنَبُ ثُمَّ دَخَلْتُ عَلَى زَيْنَبَ بِنْتِ جَحْشٍ حِينَ تُوُفِّىَ أَخُوهَا وَقَدْ دَعَتْ بِطِيبٍ وَمَسَّتْ مِنْهُ ثُمَّ قَالَتْ وَاللَّهِ مَا لِى بِالطِّيبِ مِنْ حَاجَةٍ غَيْرَ أَنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ عَلَى الْمِنْبَرِ « لاَ يَحِلُّ لاِمْرَأَةٍ تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ تَحِدُّ عَلَى مَيِّتٍ فَوْقَ ثَلاَثِ لَيَالٍ إِلاَّ عَلَى زَوْجٍ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا » .
وَقَالَتْ زَيْنَبُ سَمِعْتُ أُمَّ سَلَمَةَ تَقُولُ جَاءَتِ امْرَأَةٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ ابْنَتِى تُوُفِّىَ عَنْهَا زَوْجُهَا وَقَدِ اشْتَكَتْ عَيْنَهَا أَفَأَكْحُلُهَا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ » . ثُمَّ قَالَ « إِنَّمَا هِىَ أَرْبَعَةُ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا وَقَدْ كَانَتْ إِحْدَاكُنَّ فِى الْجَاهِلِيَّةِ تَرْمِى بِالْبَعْرَةِ عِنْدَ رَأْسِ الْحَوْلِ » . قَالَ حُمَيْدٌ فَقُلْتُ لِزَيْنَبَ وَمَا تَرْمِى بِالْبَعْرَةِ عِنْدَ رَأْسِ الْحَوْلِ قَالَتْ زَيْنَبُ كَانَتِ الْمَرْأَةُ إِذَا تُوُفِّىَ عَنْهَا زَوْجُهَا دَخَلَتْ حِفْشًا وَلَبِسَتْ شَرَّ ثِيَابِهَا وَلَمْ تَمَسَّ طِيبًا وَلاَ شَيْئًا حَتَّى تَمُرَّ بِهَا سَنَةٌ ثُمَّ تُؤْتَى بِدَابَّةٍ حِمَارٍ أَوْ شَاةٍ أَوْ طَيْرٍ فَتَفْتَضُّ بِهِ فَقَلَّمَا تَفْتَضُّ بِشَىْءٍ إِلاَّ مَاتَ ثُمَّ تَخْرُجُ فَتُعْطَى بَعْرَةً فَتَرْمِى بِهَا وَتُرَاجِعُ بَعْدُ مَا شَاءَتْ مِنْ طِيبٍ أَوْ غَيْرِهِ . قَالَ مَالِكٌ تَفْتَضُّ تَمْسَحُ بِهِ فِى حَدِيثِ مُحَمَّدٍ . قَالَ مَالِكٌ الْحِفْشُ الْخُصُّ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Seleme ve – lafız kendisine ait olmak üzere ben de dinlemekte iken kedisine kıraat yoluyla- el-Hâris b. Miskin haber vererek dedi ki: Bize İbnü’l-Kâsım, ona Mâlik, ona Abdullah b. Ebu Bekr, ona Humeyd b. Nâfi, ona Ebu Seleme’nin kızı Zeyneb’in kendisine şu üç hadisi haber verdiğini rivayet etmiştir: Zeyneb dedi ki: Nebi’nin (sav) zevcesi Ümm Habibe’nin babası Ebu Süfyan b. Harb vefat ettiği zaman yanına gitmiştim. Ümm Habibe hoş koku getirilmesini istedi, onun (miktarını) azaltmak maksadı ile bir kısmını küçük bir kıza sürdükten sonra kendisi, o kokuyu yanaklarına değdirdi, sonra dedi ki: Vallahi, benim hoş kokuya ihtiyacım yok, şu kadar var ki Rasûlullah’ı (sav) şöyle buyururken dinledim: “Allah’a ve âhiret gününe iman eden bir kadının, kocası için beklemesi gereken dört ay on günlük süre dışında, ölmüş herhangi birisi için üç günden fazla yas tutması helâl değildir.”
Zeyneb (devamla) dedi ki: Sonra kardeşi vefat ettiği sırada Cahş kızı Zeyneb’in yanına girdim. O, bir miktar koku getirilmesini istedi ve ondan biraz aldıktan sonra şöyle dedi: Vallahi, hoş kokuya ihtiyacım yok, ancak ben, Rasûlullah’ı (sav) minber üzerinde şöyle buyururken dinledim: “Allah’a ve âhiret gününe iman eden bir kadının, kocası için beklemesi gereken dört ay on gün müstesnâ, ölmüş herhangi bir kimse için üç günden fazla yas tutması helâl değildir.”
Yine Zeyneb dedi ki: Ümm Seleme’yi şöyle derken dinledim: Bir kadın Rasûlullah’a (sav) gelerek: Ey Allah’ın Rasulü, benim kızımın kocası vefat etti, gözlerinden rahatsızlandı, ona sürme çekeyim mi, dedi. Rasûlullah (sav): “Hayır” buyurdu ve şunları ekledi: “Hepsi dört ay on gündür, hâlbuki cahiliye döneminde sizden herhangi bir kadın, senenin sona ermesi halinde bir tezeği fırlatırdı…” buyurdu.
Humeyd dedi ki: Ben, Zeyneb’e: “Sene nihayete erdiğinde bir tezek fırlatırdı ne demektir” dedim. Zeynep dedi ki: Bir kadının kocası ölürse, o kadın, kötü, küçücük bir hücreye girer, en kötü elbiselerini giyinir, hoş kokuya ve benzeri bir şeye elini sürmezdi. (Bir sene geçtikten sonra) ona, eşek, koyun ya da kuş gibi bir hayvan getirilir ve ona silinirdi, bir şey ile silindiği halde ölmeyenleri çok az görülürdü. Sonra dışarı çıkar, ona bir tezek verilirdi, onu fırlatırdı. Bundan sonra artık dilediği gibi koku ya da başka bir şey kullanabilirdi.
Mâlik, Muhammed’in rivayet ettiği hadiste: “Tefdaddu: Silinirdi” demektir, dedi. Yine Mâlik: Hifş: Berbat, küçük oda, kümes demektir, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Talak 63, /2321
Senetler:
1. Ümmül müminin Zeyneb bt. Cahş (Zeyneb bt. Cahş b. Riyâb b. Ya'mer b. Sabire)
2. Berra Zeyneb bt. Ümmü Seleme el-Mahzumiyye (Zeyneb bt. Abdullah b. Abdulesed b. Hilal)
3. Ebu Eflah Humeyd b. Nafi' el-Ensari (Humeyd b. Nafi')
4. Abdullah b. Ebu Bekir el-Ensari (Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm)
5. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
6. Ebu Abdullah Abdurrahman b. Kasım el-Atekî (Abdurrahman b. Kasım b. Halid b. Cünade)
7. Haris b. Miskin el-Ümevî (Haris b. Miskin b. Muhammed)
Konular:
KTB, CENAZE, CENAİZ
Yas tutmak, eşinin arkasından tutulan yas
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282850, N003563-4
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ وَالْحَارِثُ بْنُ مِسْكِينٍ قِرَاءَةً عَلَيْهِ وَأَنَا أَسْمَعُ - وَاللَّفْظُ لَهُ - قَالَ أَخْبَرَنَا ابْنُ الْقَاسِمِ عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى بَكْرٍ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ نَافِعٍ عَنْ زَيْنَبَ بِنْتِ أَبِى سَلَمَةَ أَنَّهَا أَخْبَرَتْهُ بِهَذِهِ الأَحَادِيثِ الثَّلاَثَةِ قَالَتْ زَيْنَبُ دَخَلْتُ عَلَى أُمِّ حَبِيبَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم حِينَ تُوُفِّىَ أَبُوهَا أَبُو سُفْيَانَ بْنُ حَرْبٍ فَدَعَتْ أُمُّ حَبِيبَةَ بِطِيبٍ فَدَهَنَتْ مِنْهُ جَارِيَةً ثُمَّ مَسَّتْ بِعَارِضَيْهَا ثُمَّ قَالَتْ وَاللَّهِ مَا لِى بِالطِّيبِ مِنْ حَاجَةٍ غَيْرَ أَنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ يَحِلُّ لاِمْرَأَةٍ تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ تَحِدُّ عَلَى مَيِّتٍ فَوْقَ ثَلاَثِ لَيَالٍ إِلاَّ عَلَى زَوْجٍ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا » .
قَالَتْ زَيْنَبُ ثُمَّ دَخَلْتُ عَلَى زَيْنَبَ بِنْتِ جَحْشٍ حِينَ تُوُفِّىَ أَخُوهَا وَقَدْ دَعَتْ بِطِيبٍ وَمَسَّتْ مِنْهُ ثُمَّ قَالَتْ وَاللَّهِ مَا لِى بِالطِّيبِ مِنْ حَاجَةٍ غَيْرَ أَنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ عَلَى الْمِنْبَرِ « لاَ يَحِلُّ لاِمْرَأَةٍ تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ تَحِدُّ عَلَى مَيِّتٍ فَوْقَ ثَلاَثِ لَيَالٍ إِلاَّ عَلَى زَوْجٍ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا » .
وَقَالَتْ زَيْنَبُ سَمِعْتُ أُمَّ سَلَمَةَ تَقُولُ جَاءَتِ امْرَأَةٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ ابْنَتِى تُوُفِّىَ عَنْهَا زَوْجُهَا وَقَدِ اشْتَكَتْ عَيْنَهَا أَفَأَكْحُلُهَا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ » . ثُمَّ قَالَ « إِنَّمَا هِىَ أَرْبَعَةُ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا وَقَدْ كَانَتْ إِحْدَاكُنَّ فِى الْجَاهِلِيَّةِ تَرْمِى بِالْبَعْرَةِ عِنْدَ رَأْسِ الْحَوْلِ » . قَالَ حُمَيْدٌ فَقُلْتُ لِزَيْنَبَ وَمَا تَرْمِى بِالْبَعْرَةِ عِنْدَ رَأْسِ الْحَوْلِ قَالَتْ زَيْنَبُ كَانَتِ الْمَرْأَةُ إِذَا تُوُفِّىَ عَنْهَا زَوْجُهَا دَخَلَتْ حِفْشًا وَلَبِسَتْ شَرَّ ثِيَابِهَا وَلَمْ تَمَسَّ طِيبًا وَلاَ شَيْئًا حَتَّى تَمُرَّ بِهَا سَنَةٌ ثُمَّ تُؤْتَى بِدَابَّةٍ حِمَارٍ أَوْ شَاةٍ أَوْ طَيْرٍ فَتَفْتَضُّ بِهِ فَقَلَّمَا تَفْتَضُّ بِشَىْءٍ إِلاَّ مَاتَ ثُمَّ تَخْرُجُ فَتُعْطَى بَعْرَةً فَتَرْمِى بِهَا وَتُرَاجِعُ بَعْدُ مَا شَاءَتْ مِنْ طِيبٍ أَوْ غَيْرِهِ . قَالَ مَالِكٌ تَفْتَضُّ تَمْسَحُ بِهِ فِى حَدِيثِ مُحَمَّدٍ . قَالَ مَالِكٌ الْحِفْشُ الْخُصُّ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Seleme ve – lafız kendisine ait olmak üzere ben de dinlemekte iken kedisine kıraat yoluyla- el-Hâris b. Miskin haber vererek dedi ki: Bize İbnü’l-Kâsım, ona Mâlik, ona Abdullah b. Ebu Bekr, ona Humeyd b. Nâfi, ona Ebu Seleme’nin kızı Zeyneb’in kendisine şu üç hadisi haber verdiğini rivayet etmiştir: Zeyneb dedi ki: Nebi’nin (sav) zevcesi Ümm Habibe’nin babası Ebu Süfyan b. Harb vefat ettiği zaman yanına gitmiştim. Ümm Habibe hoş koku getirilmesini istedi, onun (miktarını) azaltmak maksadı ile bir kısmını küçük bir kıza sürdükten sonra kendisi, o kokuyu yanaklarına değdirdi, sonra dedi ki: Vallahi, benim hoş kokuya ihtiyacım yok, şu kadar var ki Rasûlullah’ı (sav) şöyle buyururken dinledim: “Allah’a ve âhiret gününe iman eden bir kadının, kocası için beklemesi gereken dört ay on günlük süre dışında, ölmüş herhangi birisi için üç günden fazla yas tutması helâl değildir.”
Zeyneb (devamla) dedi ki: Sonra kardeşi vefat ettiği sırada Cahş kızı Zeyneb’in yanına girdim. O, bir miktar koku getirilmesini istedi ve ondan biraz aldıktan sonra şöyle dedi: Vallahi, hoş kokuya ihtiyacım yok, ancak ben, Rasûlullah’ı (sav) minber üzerinde şöyle buyururken dinledim: “Allah’a ve âhiret gününe iman eden bir kadının, kocası için beklemesi gereken dört ay on gün müstesnâ, ölmüş herhangi bir kimse için üç günden fazla yas tutması helâl değildir.”
Yine Zeyneb dedi ki: Ümm Seleme’yi şöyle derken dinledim: Bir kadın Rasûlullah’a (sav) gelerek: Ey Allah’ın Rasulü, benim kızımın kocası vefat etti, gözlerinden rahatsızlandı, ona sürme çekeyim mi, dedi. Rasûlullah (sav): “Hayır” buyurdu ve şunları ekledi: “Hepsi dört ay on gündür, hâlbuki cahiliye döneminde sizden herhangi bir kadın, senenin sona ermesi halinde bir tezeği fırlatırdı…” buyurdu.
Humeyd dedi ki: Ben, Zeyneb’e: “Sene nihayete erdiğinde bir tezek fırlatırdı ne demektir” dedim. Zeynep dedi ki: Bir kadının kocası ölürse, o kadın, kötü, küçücük bir hücreye girer, en kötü elbiselerini giyinir, hoş kokuya ve benzeri bir şeye elini sürmezdi. (Bir sene geçtikten sonra) ona, eşek, koyun ya da kuş gibi bir hayvan getirilir ve ona silinirdi, bir şey ile silindiği halde ölmeyenleri çok az görülürdü. Sonra dışarı çıkar, ona bir tezek verilirdi, onu fırlatırdı. Bundan sonra artık dilediği gibi koku ya da başka bir şey kullanabilirdi.
Mâlik, Muhammed’in rivayet ettiği hadiste: “Tefdaddu: Silinirdi” demektir, dedi. Yine Mâlik: Hifş: Berbat, küçük oda, kümes demektir, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Talak 63, /2321
Senetler:
1. Ümmül müminin Zeyneb bt. Cahş (Zeyneb bt. Cahş b. Riyâb b. Ya'mer b. Sabire)
2. Berra Zeyneb bt. Ümmü Seleme el-Mahzumiyye (Zeyneb bt. Abdullah b. Abdulesed b. Hilal)
3. Ebu Eflah Humeyd b. Nafi' el-Ensari (Humeyd b. Nafi')
4. Abdullah b. Ebu Bekir el-Ensari (Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm)
5. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
6. Ebu Abdullah Abdurrahman b. Kasım el-Atekî (Abdurrahman b. Kasım b. Halid b. Cünade)
7. Ebu Hâris Muhammed b. Seleme el-Muradî (Muhammed b. Seleme b. Abdullah b. Ebu Fatma)
Konular:
KTB, CENAZE, CENAİZ
Yas tutmak, eşinin arkasından tutulan yas
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282851, N003563-5
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ وَالْحَارِثُ بْنُ مِسْكِينٍ قِرَاءَةً عَلَيْهِ وَأَنَا أَسْمَعُ - وَاللَّفْظُ لَهُ - قَالَ أَخْبَرَنَا ابْنُ الْقَاسِمِ عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى بَكْرٍ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ نَافِعٍ عَنْ زَيْنَبَ بِنْتِ أَبِى سَلَمَةَ أَنَّهَا أَخْبَرَتْهُ بِهَذِهِ الأَحَادِيثِ الثَّلاَثَةِ قَالَتْ زَيْنَبُ دَخَلْتُ عَلَى أُمِّ حَبِيبَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم حِينَ تُوُفِّىَ أَبُوهَا أَبُو سُفْيَانَ بْنُ حَرْبٍ فَدَعَتْ أُمُّ حَبِيبَةَ بِطِيبٍ فَدَهَنَتْ مِنْهُ جَارِيَةً ثُمَّ مَسَّتْ بِعَارِضَيْهَا ثُمَّ قَالَتْ وَاللَّهِ مَا لِى بِالطِّيبِ مِنْ حَاجَةٍ غَيْرَ أَنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ يَحِلُّ لاِمْرَأَةٍ تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ تَحِدُّ عَلَى مَيِّتٍ فَوْقَ ثَلاَثِ لَيَالٍ إِلاَّ عَلَى زَوْجٍ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا » .
قَالَتْ زَيْنَبُ ثُمَّ دَخَلْتُ عَلَى زَيْنَبَ بِنْتِ جَحْشٍ حِينَ تُوُفِّىَ أَخُوهَا وَقَدْ دَعَتْ بِطِيبٍ وَمَسَّتْ مِنْهُ ثُمَّ قَالَتْ وَاللَّهِ مَا لِى بِالطِّيبِ مِنْ حَاجَةٍ غَيْرَ أَنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ عَلَى الْمِنْبَرِ « لاَ يَحِلُّ لاِمْرَأَةٍ تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ تَحِدُّ عَلَى مَيِّتٍ فَوْقَ ثَلاَثِ لَيَالٍ إِلاَّ عَلَى زَوْجٍ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا » .
وَقَالَتْ زَيْنَبُ سَمِعْتُ أُمَّ سَلَمَةَ تَقُولُ جَاءَتِ امْرَأَةٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ ابْنَتِى تُوُفِّىَ عَنْهَا زَوْجُهَا وَقَدِ اشْتَكَتْ عَيْنَهَا أَفَأَكْحُلُهَا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ » . ثُمَّ قَالَ « إِنَّمَا هِىَ أَرْبَعَةُ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا وَقَدْ كَانَتْ إِحْدَاكُنَّ فِى الْجَاهِلِيَّةِ تَرْمِى بِالْبَعْرَةِ عِنْدَ رَأْسِ الْحَوْلِ » . قَالَ حُمَيْدٌ فَقُلْتُ لِزَيْنَبَ وَمَا تَرْمِى بِالْبَعْرَةِ عِنْدَ رَأْسِ الْحَوْلِ قَالَتْ زَيْنَبُ كَانَتِ الْمَرْأَةُ إِذَا تُوُفِّىَ عَنْهَا زَوْجُهَا دَخَلَتْ حِفْشًا وَلَبِسَتْ شَرَّ ثِيَابِهَا وَلَمْ تَمَسَّ طِيبًا وَلاَ شَيْئًا حَتَّى تَمُرَّ بِهَا سَنَةٌ ثُمَّ تُؤْتَى بِدَابَّةٍ حِمَارٍ أَوْ شَاةٍ أَوْ طَيْرٍ فَتَفْتَضُّ بِهِ فَقَلَّمَا تَفْتَضُّ بِشَىْءٍ إِلاَّ مَاتَ ثُمَّ تَخْرُجُ فَتُعْطَى بَعْرَةً فَتَرْمِى بِهَا وَتُرَاجِعُ بَعْدُ مَا شَاءَتْ مِنْ طِيبٍ أَوْ غَيْرِهِ . قَالَ مَالِكٌ تَفْتَضُّ تَمْسَحُ بِهِ فِى حَدِيثِ مُحَمَّدٍ . قَالَ مَالِكٌ الْحِفْشُ الْخُصُّ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Seleme ve – lafız kendisine ait olmak üzere ben de dinlemekte iken kedisine kıraat yoluyla- el-Hâris b. Miskin haber vererek dedi ki: Bize İbnü’l-Kâsım, ona Mâlik, ona Abdullah b. Ebu Bekr, ona Humeyd b. Nâfi, ona Ebu Seleme’nin kızı Zeyneb’in kendisine şu üç hadisi haber verdiğini rivayet etmiştir: Zeyneb dedi ki: Nebi’nin (sav) zevcesi Ümm Habibe’nin babası Ebu Süfyan b. Harb vefat ettiği zaman yanına gitmiştim. Ümm Habibe hoş koku getirilmesini istedi, onun (miktarını) azaltmak maksadı ile bir kısmını küçük bir kıza sürdükten sonra kendisi, o kokuyu yanaklarına değdirdi, sonra dedi ki: Vallahi, benim hoş kokuya ihtiyacım yok, şu kadar var ki Rasûlullah’ı (sav) şöyle buyururken dinledim: “Allah’a ve âhiret gününe iman eden bir kadının, kocası için beklemesi gereken dört ay on günlük süre dışında, ölmüş herhangi birisi için üç günden fazla yas tutması helâl değildir.”
Zeyneb (devamla) dedi ki: Sonra kardeşi vefat ettiği sırada Cahş kızı Zeyneb’in yanına girdim. O, bir miktar koku getirilmesini istedi ve ondan biraz aldıktan sonra şöyle dedi: Vallahi, hoş kokuya ihtiyacım yok, ancak ben, Rasûlullah’ı (sav) minber üzerinde şöyle buyururken dinledim: “Allah’a ve âhiret gününe iman eden bir kadının, kocası için beklemesi gereken dört ay on gün müstesnâ, ölmüş herhangi bir kimse için üç günden fazla yas tutması helâl değildir.”
Yine Zeyneb dedi ki: Ümm Seleme’yi şöyle derken dinledim: Bir kadın Rasûlullah’a (sav) gelerek: Ey Allah’ın Rasulü, benim kızımın kocası vefat etti, gözlerinden rahatsızlandı, ona sürme çekeyim mi, dedi. Rasûlullah (sav): “Hayır” buyurdu ve şunları ekledi: “Hepsi dört ay on gündür, hâlbuki cahiliye döneminde sizden herhangi bir kadın, senenin sona ermesi halinde bir tezeği fırlatırdı…” buyurdu.
Humeyd dedi ki: Ben, Zeyneb’e: “Sene nihayete erdiğinde bir tezek fırlatırdı ne demektir” dedim. Zeynep dedi ki: Bir kadının kocası ölürse, o kadın, kötü, küçücük bir hücreye girer, en kötü elbiselerini giyinir, hoş kokuya ve benzeri bir şeye elini sürmezdi. (Bir sene geçtikten sonra) ona, eşek, koyun ya da kuş gibi bir hayvan getirilir ve ona silinirdi, bir şey ile silindiği halde ölmeyenleri çok az görülürdü. Sonra dışarı çıkar, ona bir tezek verilirdi, onu fırlatırdı. Bundan sonra artık dilediği gibi koku ya da başka bir şey kullanabilirdi.
Mâlik, Muhammed’in rivayet ettiği hadiste: “Tefdaddu: Silinirdi” demektir, dedi. Yine Mâlik: Hifş: Berbat, küçük oda, kümes demektir, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Talak 63, /2321
Senetler:
1. Ümmü Seleme Zevcü'n Nebi (Hind bt. Huzeyfe b. Muğire)
2. Berra Zeyneb bt. Ümmü Seleme el-Mahzumiyye (Zeyneb bt. Abdullah b. Abdulesed b. Hilal)
3. Ebu Eflah Humeyd b. Nafi' el-Ensari (Humeyd b. Nafi')
4. Abdullah b. Ebu Bekir el-Ensari (Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm)
5. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
6. Ebu Abdullah Abdurrahman b. Kasım el-Atekî (Abdurrahman b. Kasım b. Halid b. Cünade)
7. Haris b. Miskin el-Ümevî (Haris b. Miskin b. Muhammed)
Konular:
KTB, CENAZE, CENAİZ
Yas tutmak, eşinin arkasından tutulan yas
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282852, N003563-6
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ وَالْحَارِثُ بْنُ مِسْكِينٍ قِرَاءَةً عَلَيْهِ وَأَنَا أَسْمَعُ - وَاللَّفْظُ لَهُ - قَالَ أَخْبَرَنَا ابْنُ الْقَاسِمِ عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى بَكْرٍ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ نَافِعٍ عَنْ زَيْنَبَ بِنْتِ أَبِى سَلَمَةَ أَنَّهَا أَخْبَرَتْهُ بِهَذِهِ الأَحَادِيثِ الثَّلاَثَةِ قَالَتْ زَيْنَبُ دَخَلْتُ عَلَى أُمِّ حَبِيبَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم حِينَ تُوُفِّىَ أَبُوهَا أَبُو سُفْيَانَ بْنُ حَرْبٍ فَدَعَتْ أُمُّ حَبِيبَةَ بِطِيبٍ فَدَهَنَتْ مِنْهُ جَارِيَةً ثُمَّ مَسَّتْ بِعَارِضَيْهَا ثُمَّ قَالَتْ وَاللَّهِ مَا لِى بِالطِّيبِ مِنْ حَاجَةٍ غَيْرَ أَنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ يَحِلُّ لاِمْرَأَةٍ تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ تَحِدُّ عَلَى مَيِّتٍ فَوْقَ ثَلاَثِ لَيَالٍ إِلاَّ عَلَى زَوْجٍ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا » .
قَالَتْ زَيْنَبُ ثُمَّ دَخَلْتُ عَلَى زَيْنَبَ بِنْتِ جَحْشٍ حِينَ تُوُفِّىَ أَخُوهَا وَقَدْ دَعَتْ بِطِيبٍ وَمَسَّتْ مِنْهُ ثُمَّ قَالَتْ وَاللَّهِ مَا لِى بِالطِّيبِ مِنْ حَاجَةٍ غَيْرَ أَنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ عَلَى الْمِنْبَرِ « لاَ يَحِلُّ لاِمْرَأَةٍ تُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ تَحِدُّ عَلَى مَيِّتٍ فَوْقَ ثَلاَثِ لَيَالٍ إِلاَّ عَلَى زَوْجٍ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا » .
وَقَالَتْ زَيْنَبُ سَمِعْتُ أُمَّ سَلَمَةَ تَقُولُ جَاءَتِ امْرَأَةٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ ابْنَتِى تُوُفِّىَ عَنْهَا زَوْجُهَا وَقَدِ اشْتَكَتْ عَيْنَهَا أَفَأَكْحُلُهَا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ » . ثُمَّ قَالَ « إِنَّمَا هِىَ أَرْبَعَةُ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا وَقَدْ كَانَتْ إِحْدَاكُنَّ فِى الْجَاهِلِيَّةِ تَرْمِى بِالْبَعْرَةِ عِنْدَ رَأْسِ الْحَوْلِ » . قَالَ حُمَيْدٌ فَقُلْتُ لِزَيْنَبَ وَمَا تَرْمِى بِالْبَعْرَةِ عِنْدَ رَأْسِ الْحَوْلِ قَالَتْ زَيْنَبُ كَانَتِ الْمَرْأَةُ إِذَا تُوُفِّىَ عَنْهَا زَوْجُهَا دَخَلَتْ حِفْشًا وَلَبِسَتْ شَرَّ ثِيَابِهَا وَلَمْ تَمَسَّ طِيبًا وَلاَ شَيْئًا حَتَّى تَمُرَّ بِهَا سَنَةٌ ثُمَّ تُؤْتَى بِدَابَّةٍ حِمَارٍ أَوْ شَاةٍ أَوْ طَيْرٍ فَتَفْتَضُّ بِهِ فَقَلَّمَا تَفْتَضُّ بِشَىْءٍ إِلاَّ مَاتَ ثُمَّ تَخْرُجُ فَتُعْطَى بَعْرَةً فَتَرْمِى بِهَا وَتُرَاجِعُ بَعْدُ مَا شَاءَتْ مِنْ طِيبٍ أَوْ غَيْرِهِ . قَالَ مَالِكٌ تَفْتَضُّ تَمْسَحُ بِهِ فِى حَدِيثِ مُحَمَّدٍ . قَالَ مَالِكٌ الْحِفْشُ الْخُصُّ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Seleme ve – lafız kendisine ait olmak üzere ben de dinlemekte iken kedisine kıraat yoluyla- el-Hâris b. Miskin haber vererek dedi ki: Bize İbnü’l-Kâsım, ona Mâlik, ona Abdullah b. Ebu Bekr, ona Humeyd b. Nâfi, ona Ebu Seleme’nin kızı Zeyneb’in kendisine şu üç hadisi haber verdiğini rivayet etmiştir: Zeyneb dedi ki: Nebi’nin (sav) zevcesi Ümm Habibe’nin babası Ebu Süfyan b. Harb vefat ettiği zaman yanına gitmiştim. Ümm Habibe hoş koku getirilmesini istedi, onun (miktarını) azaltmak maksadı ile bir kısmını küçük bir kıza sürdükten sonra kendisi, o kokuyu yanaklarına değdirdi, sonra dedi ki: Vallahi, benim hoş kokuya ihtiyacım yok, şu kadar var ki Rasûlullah’ı (sav) şöyle buyururken dinledim: “Allah’a ve âhiret gününe iman eden bir kadının, kocası için beklemesi gereken dört ay on günlük süre dışında, ölmüş herhangi birisi için üç günden fazla yas tutması helâl değildir.”
Zeyneb (devamla) dedi ki: Sonra kardeşi vefat ettiği sırada Cahş kızı Zeyneb’in yanına girdim. O, bir miktar koku getirilmesini istedi ve ondan biraz aldıktan sonra şöyle dedi: Vallahi, hoş kokuya ihtiyacım yok, ancak ben, Rasûlullah’ı (sav) minber üzerinde şöyle buyururken dinledim: “Allah’a ve âhiret gününe iman eden bir kadının, kocası için beklemesi gereken dört ay on gün müstesnâ, ölmüş herhangi bir kimse için üç günden fazla yas tutması helâl değildir.”
Yine Zeyneb dedi ki: Ümm Seleme’yi şöyle derken dinledim: Bir kadın Rasûlullah’a (sav) gelerek: Ey Allah’ın Rasulü, benim kızımın kocası vefat etti, gözlerinden rahatsızlandı, ona sürme çekeyim mi, dedi. Rasûlullah (sav): “Hayır” buyurdu ve şunları ekledi: “Hepsi dört ay on gündür, hâlbuki cahiliye döneminde sizden herhangi bir kadın, senenin sona ermesi halinde bir tezeği fırlatırdı…” buyurdu.
Humeyd dedi ki: Ben, Zeyneb’e: “Sene nihayete erdiğinde bir tezek fırlatırdı ne demektir” dedim. Zeynep dedi ki: Bir kadının kocası ölürse, o kadın, kötü, küçücük bir hücreye girer, en kötü elbiselerini giyinir, hoş kokuya ve benzeri bir şeye elini sürmezdi. (Bir sene geçtikten sonra) ona, eşek, koyun ya da kuş gibi bir hayvan getirilir ve ona silinirdi, bir şey ile silindiği halde ölmeyenleri çok az görülürdü. Sonra dışarı çıkar, ona bir tezek verilirdi, onu fırlatırdı. Bundan sonra artık dilediği gibi koku ya da başka bir şey kullanabilirdi.
Mâlik, Muhammed’in rivayet ettiği hadiste: “Tefdaddu: Silinirdi” demektir, dedi. Yine Mâlik: Hifş: Berbat, küçük oda, kümes demektir, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Talak 63, /2321
Senetler:
1. Ümmü Seleme Zevcü'n Nebi (Hind bt. Huzeyfe b. Muğire)
2. Berra Zeyneb bt. Ümmü Seleme el-Mahzumiyye (Zeyneb bt. Abdullah b. Abdulesed b. Hilal)
3. Ebu Eflah Humeyd b. Nafi' el-Ensari (Humeyd b. Nafi')
4. Abdullah b. Ebu Bekir el-Ensari (Abdullah b. Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm)
5. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
6. Ebu Abdullah Abdurrahman b. Kasım el-Atekî (Abdurrahman b. Kasım b. Halid b. Cünade)
7. Ebu Hâris Muhammed b. Seleme el-Muradî (Muhammed b. Seleme b. Abdullah b. Ebu Fatma)
Konular:
KTB, CENAZE, CENAİZ
Yas tutmak, eşinin arkasından tutulan yas
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29061, N003570
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَعْدَانَ بْنِ عِيسَى بْنِ مَعْدَانَ قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَعْيَنَ قَالَ حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ مُعَاوِيَةَ قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ نَافِعٍ مَوْلَى الأَنْصَارِ عَنْ زَيْنَبَ بِنْتِ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ أَنَّ امْرَأَةً مِنْ قُرَيْشٍ جَاءَتْ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَتْ إِنَّ ابْنَتِى تُوُفِّىَ عَنْهَا زَوْجُهَا وَقَدْ خِفْتُ عَلَى عَيْنِهَا وَهِىَ تُرِيدُ الْكُحْلَ فَقَالَ « قَدْ كَانَتْ إِحْدَاكُنَّ تَرْمِى بِالْبَعْرَةِ عَلَى رَأْسِ الْحَوْلِ وَإِنَّمَا هِىَ أَرْبَعَةُ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا » . فَقُلْتُ لِزَيْنَبَ مَا رَأْسُ الْحَوْلِ قَالَتْ كَانَتِ الْمَرْأَةُ فِى الْجَاهِلِيَّةِ إِذَا هَلَكَ زَوْجُهَا عَمَدَتْ إِلَى شَرِّ بَيْتٍ لَهَا فَجَلَسَتْ فِيهِ حَتَّى إِذَا مَرَّتْ بِهَا سَنَةٌ خَرَجَتْ فَرَمَتْ وَرَاءَهَا بِبَعْرَةٍ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ma‘dân b. İsa b. Ma‘dân, ona İbn A‘yen, ona Züheyr b. Muâviye, ona Yahya b. Saîd, ona Ensar’ın azatlılarından Humeyd b. Nâfi’, ona Ebu Seleme’nin kızı Zeyneb, ona Ümm Seleme’nin rivayet ettiğine göre Kureyş’den bir kadın Rasûlullah’a (sav) gelerek: Kızımın kocası vefat etti, ben gözlerinin zarar göreceğinden korktum, kendisi de sürme çekmek istiyor, dedi. Rasûlullah (sav) bunun üzerine: “Sizden biriniz (yas tuttuğu) senenin sonunda bir tezek fırlatırdı, (İslam geldikten sonra ise böyle bir kadının bekleyeceği süre) dört ay on günden ibarettir” buyurdu.
(Humeyd) dedi ki: Bunun üzerine ben Zeyneb’e: Sene bitince ne demektir? dedim. O dedi ki: Cahiliye döneminde bir kadının kocası öldü mü o da kendisine ait en kötü bir odaya çekilip orada oturur, nihayet üzerinden bir sene geçince dışarı çıkar ve arkasına bir tezek fırlatırdı. (Böylelikle matemden çıkmış olurdu.)
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Talak 67, /2321
Senetler:
1. Ümmü Seleme Zevcü'n Nebi (Hind bt. Huzeyfe b. Muğire)
2. Berra Zeyneb bt. Ümmü Seleme el-Mahzumiyye (Zeyneb bt. Abdullah b. Abdulesed b. Hilal)
3. Ebu Eflah Humeyd b. Nafi' el-Ensari (Humeyd b. Nafi')
4. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
5. Züheyr b. Muaviye el-Cu'fî (Züheyr b. Muaviye b. Hadîc b. Rahîl b. Züheyr b. Hayseme)
6. Hasan b. A'yen el-Harrânî (Hasan b. Muhammed b. A'yen)
7. Ebu Abdullah Muhammed b. Ma'dân el-Harrani (Muhammed b. Ma'dân b. İsa b. Ma'dân)
Konular:
KTB, CENAZE, CENAİZ
Yas tutmak, eşinin arkasından tutulan yas
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29066, N003571
Hadis:
أَخْبَرَنَا يَحْيَى بْنُ حَبِيبِ بْنِ عَرَبِىٍّ قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ نَافِعٍ عَنْ زَيْنَبَ أَنَّ امْرَأَةً سَأَلَتْ أُمَّ سَلَمَةَ وَأُمَّ حَبِيبَةَ أَتَكْتَحِلُ فِى عِدَّتِهَا مِنْ وَفَاةِ زَوْجِهَا فَقَالَتْ أَتَتِ امْرَأَةٌ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَسَأَلَتْهُ عَنْ ذَلِكَ فَقَالَ « قَدْ كَانَتْ إِحْدَاكُنَّ فِى الْجَاهِلِيَّةِ إِذَا تُوُفِّىَ عَنْهَا زَوْجُهَا أَقَامَتْ سَنَةً ثُمَّ قَذَفَتْ خَلْفَهَا بِبَعْرَةٍ ثُمَّ خَرَجَتْ وَإِنَّمَا هِىَ أَرْبَعَةُ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا حَتَّى يَنْقَضِىَ الأَجَلُ » .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Habib b. Arabî, ona Hammâd, ona Yahya b. Saîd, ona Humeyd b. Nâfi, ona Zeyneb’in rivayet ettiğine göre bir kadın Ümm Seleme’ye ve Ümm Habibe’ye, kocasının vefatından dolayı beklemekte olduğu iddet süresi içerisinde sürme çekebilir mi? diye sordu. (Ümm Seleme) dedi ki: Bir kadın, Nebi’ye (sav) gelerek ona bu durumu sordu. O: “Cahiliye döneminde, sizden herhangi bir kadının, kocası vefat etti mi bir sene bekler sonra da arkasına bir tezek atar sonra (bulunduğu yerden) dışarı çıkardı. (İslam gelince de) bekleyeceğiniz süre topu topu dört ay on gündür, süresi bitinceye kadar (sürme çekmesin).
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Talak 67, /2321
Senetler:
1. Ümmü Habibe (Remle bt. Ebu Süfyan b. Harb b. Ümeyye)
2. Berra Zeyneb bt. Ümmü Seleme el-Mahzumiyye (Zeyneb bt. Abdullah b. Abdulesed b. Hilal)
3. Ebu Eflah Humeyd b. Nafi' el-Ensari (Humeyd b. Nafi')
4. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
5. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
6. Yahya b. Habib el-Harisi (Yahya b. Habib b. Arabi)
Konular:
KTB, CENAZE, CENAİZ
Yas tutmak, eşinin arkasından tutulan yas
أَخْبَرَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ مُحَمَّدٍ - هُوَ الدُّورِىُّ - قَالَ حَدَّثَنَا الأَسْوَدُ بْنُ عَامِرٍ عَنْ زَائِدَةَ عَنْ هِشَامٍ عَنْ حَفْصَةَ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ رَخَّصَ لِلْمُتَوَفَّى عَنْهَا عِنْدَ طُهْرِهَا فِى الْقُسْطِ وَالأَظْفَارِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29068, N003572
Hadis:
أَخْبَرَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ مُحَمَّدٍ - هُوَ الدُّورِىُّ - قَالَ حَدَّثَنَا الأَسْوَدُ بْنُ عَامِرٍ عَنْ زَائِدَةَ عَنْ هِشَامٍ عَنْ حَفْصَةَ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ رَخَّصَ لِلْمُتَوَفَّى عَنْهَا عِنْدَ طُهْرِهَا فِى الْقُسْطِ وَالأَظْفَارِ .
Tercemesi:
Bize el-Abbas b. Muhammed –ki o ed-Dûrî’dir-, ona el-Esved b. Âmir, ona Zâide, ona Hişam, ona Hafsa, ona Ümm Atiyye’nin rivayet ettiğine göre Nebi (sav), kocası vefat etmiş kadına, temizlendiği zaman Kust ve Ezfâr denilen kokuları kullanmasına ruhsat vermiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Talak 68, /2321
Senetler:
1. Ümmü Atıyye el-Ensariyye (Nesibe bt. Ka'b)
2. Ümmü Hüzeyl Hafsa bt. Sirin (Hafsa bt. Sirin)
3. Ebu Abdullah Hişam b. Hassan el-Ezdi (Hişam b. Hassan)
4. Zâide b. Kudame es-Sekafî (Zâide b. Kudame)
5. Şâzân Esved b. Âmir eş-Şâmî (Esved b. Âmir)
6. Abbas b. Muhammed ed-Duri (Abbas b. Muhammed b. Hatim b. Vakıd)
Konular:
KTB, CENAZE, CENAİZ
Yas tutmak, eşinin arkasından tutulan yas
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم دَخَلَ عَلَى أُمِّ سَلَمَةَ وَهِىَ حَادٌّ عَلَى أَبِى سَلَمَةَ وَقَدْ جَعَلَتْ عَلَى عَيْنَيْهَا صَبِرًا فَقَالَ مَا هَذَا يَا أُمَّ سَلَمَةَ. فَقَالَتْ إِنَّمَا هُوَ صَبِرٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ اجْعَلِيهِ فِى اللَّيْلِ وَامْسَحِيهِ بِالنَّهَارِ. قال مالك الإحداد على الصبية التي لم تبلغ المحيض كهيئته على التي قد بلغت المحيض تجتنب ما تجتنب المرأة البالغة إذا هلك عنها زوجها قال مالك تُحِدّ الأمة إذا تُوفّى عنها زوجها شهرين و خمس ليال مثل عدتها قال مالك ليس على أم الولد إحداد إذا هلك عنها سيدنا ولا على أمة يموت عنها سيدنا إحداد و إنما الإحداد على ذوات الأزواج.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37058, MU001273
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم دَخَلَ عَلَى أُمِّ سَلَمَةَ وَهِىَ حَادٌّ عَلَى أَبِى سَلَمَةَ وَقَدْ جَعَلَتْ عَلَى عَيْنَيْهَا صَبِرًا فَقَالَ مَا هَذَا يَا أُمَّ سَلَمَةَ. فَقَالَتْ إِنَّمَا هُوَ صَبِرٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ اجْعَلِيهِ فِى اللَّيْلِ وَامْسَحِيهِ بِالنَّهَارِ. قال مالك الإحداد على الصبية التي لم تبلغ المحيض كهيئته على التي قد بلغت المحيض تجتنب ما تجتنب المرأة البالغة إذا هلك عنها زوجها قال مالك تُحِدّ الأمة إذا تُوفّى عنها زوجها شهرين و خمس ليال مثل عدتها قال مالك ليس على أم الولد إحداد إذا هلك عنها سيدنا ولا على أمة يموت عنها سيدنا إحداد و إنما الإحداد على ذوات الأزواج.
Tercemesi:
O (Yahya b. Yahya) bana, ona Mâlik’in rivayet ettiğine göre kendisine, Rasulullah’ın (sav) Ebu Seleme dolayısı ile yas tutmakta olan Ümmü Seleme’nin huzuruna girmişti. Gözleri üzerine sabr denilen bir ilaç da sürmüştü. Allah Rasulü: “Bu ne ey Ümmü Seleme buyurdu. O: Bu, sabrdır ey Allah’ın Rasulü dedi. Rasulullah (sav): “Sen onu geceleyin koy, gündüzün sil” buyurdu.
Mâlik dedi ki: Ay hali olmamış sabi kızın, ölen (kocası dolayısıyla) yas tutması tıpkı buluğa ermiş olup ay hali olan kadınınki gibidir. Buluğa ermiş bir kadının, kocası vefat ettikten sonra nelerden uzak kalıyorsa, o da o şekilde uzak durur.
Mâlik dedi ki: Bir cariyenin kocası vefat edecek olursa tıpkı iddetinde olduğu gibi kocası için (ölmüş kocanın iddetinin yarısı olan) iki ay beş gün matem tutar.
Mâlik dedi ki: Ümmü Veled’in (yani efendisinden çocuğu olmuş cariyenin) kocası vefat etmesi halinde yas tutma yükümlülüğü yoktur. Efendisi ölmüş cariyenin de yas tutma yükümlülüğü yoktur. Çünkü yas tutmak, kocaları olan kadınlar için söz konusudur.
Yine o (Yahya b. Yahya) bana, ona Mâlik’in rivayet ettiğine göre kendisine şu rivayet ulaşmıştır: Nebi’nin (sav) zevcesi Ümmü Seleme şöyle dermiş: (Kocasının ölümü sebebiyle) matem tutan bir kadın saçını sidir ve zeytinyağı ile toplayabilir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Talak 1273, 1/220
Senetler:
()
Konular:
KTB, CENAZE, CENAİZ
Yas tutmak, eşinin arkasından tutulan yas