حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا أَسْوَدُ بْنُ عَامِرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ بْنُ الْحَجَّاجِ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَبِى نَضْرَةَ عَنْ قَيْسٍ قَالَ قُلْتُ لِعَمَّارٍ أَرَأَيْتُمْ صَنِيعَكُمْ هَذَا الَّذِى صَنَعْتُمْ فِى أَمْرِ عَلِىٍّ أَرَأْيًا رَأَيْتُمُوهُ أَوْ شَيْئًا عَهِدَهُ إِلَيْكُمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ مَا عَهِدَ إِلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم شَيْئًا لَمْ يَعْهَدْهُ إِلَى النَّاسِ كَافَّةً وَلَكِنْ حُذَيْفَةُ أَخْبَرَنِى عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « فِى أَصْحَابِى اثْنَا عَشَرَ مُنَافِقًا فِيهِمْ ثَمَانِيَةٌ لاَ يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّى يَلِجَ الْجَمَلُ فِى سَمِّ الْخِيَاطِ ثَمَانِيَةٌ مِنْهُمْ تَكْفِيكَهُمُ الدُّبَيْلَةُ وَأَرْبَعَةٌ » . لَمْ أَحْفَظْ مَا قَالَ شُعْبَةُ فِيهِمْ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13429, M007035
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا أَسْوَدُ بْنُ عَامِرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ بْنُ الْحَجَّاجِ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَبِى نَضْرَةَ عَنْ قَيْسٍ قَالَ قُلْتُ لِعَمَّارٍ أَرَأَيْتُمْ صَنِيعَكُمْ هَذَا الَّذِى صَنَعْتُمْ فِى أَمْرِ عَلِىٍّ أَرَأْيًا رَأَيْتُمُوهُ أَوْ شَيْئًا عَهِدَهُ إِلَيْكُمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ مَا عَهِدَ إِلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم شَيْئًا لَمْ يَعْهَدْهُ إِلَى النَّاسِ كَافَّةً وَلَكِنْ حُذَيْفَةُ أَخْبَرَنِى عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « فِى أَصْحَابِى اثْنَا عَشَرَ مُنَافِقًا فِيهِمْ ثَمَانِيَةٌ لاَ يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّى يَلِجَ الْجَمَلُ فِى سَمِّ الْخِيَاطِ ثَمَانِيَةٌ مِنْهُمْ تَكْفِيكَهُمُ الدُّبَيْلَةُ وَأَرْبَعَةٌ » . لَمْ أَحْفَظْ مَا قَالَ شُعْبَةُ فِيهِمْ .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Esved b. Âmir, ona Şu‘be b. el-Haccac, ona Katâde, ona Ebu Nadra, ona Kays’ın şöyle dediğini rivayet etti: Ammar’a: Ali ‘nin durumu ile ilgili olarak bu yaptığınız işin mahiyeti hakkında ne dersin? O, sizin görüşünüzle tayin ettiğiniz bir iş miydi yoksa Rasulullah’ın (sav) size emrettiği bir husus muydu? dedim. Ammar: Rasulullah (sav) bütün insanlara emredip söylemediği hiçbir şeyi bize (özel olarak) emredip söylemiş değildir. Fakat Huzeyfe’nin Nebi’den (sav) naklen bana haber verdiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurmuştur: “Ashabım arasında on iki münafık vardır. Aralarında deve, iğne deliğinden geçmedikçe cennete girmeyecek sekiz kişi vardır. Onların sekizine senin adına ed-Dübeyle denilen ateşten bir kandil yeter. Eğer dördüne gelince…” Bunlar hakkında Şu‘benin ne söylediğini belleyemedim.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7035, /1146
Senetler:
()
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
Münafık, Nifak / Münafık
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13447, M007043
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبِى ح وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ قَالاَ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ ح وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى - وَاللَّفْظُ لَهُ - أَخْبَرَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ - يَعْنِى الثَّقَفِىَّ - حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَثَلُ الْمُنَافِقِ كَمَثَلِ الشَّاةِ الْعَائِرَةِ بَيْنَ الْغَنَمَيْنِ تَعِيرُ إِلَى هَذِهِ مَرَّةً وَإِلَى هَذِهِ مَرَّةً » .
Tercemesi:
Bana Muhammed b. Abdullah b. Numeyr, ona babası rivayet etti; (T) Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de, ona Ebu Üsâme rivayet etti, Muhammed’in babası Abdullah ile birlikte ikisi… bize Ubeyydullah rivayet etti, dediler; (T) Yine Bize Muhammed b. el-Müsennâ –lafız ona ait olmak üzere-, ona Abdülvehhab – yani es-Sakafî-, ona Ubeydullah, ona Nâfi, ona da İbn Ömer’in rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şöyle buyurdu: “Münafığın misali iki sürü koyun arasında şaşırıp kalmış, bir seferinde buna, diğer seferinde ötekine katılmaya çalışan bir koyun gibidir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7043, /1147
Senetler:
()
Konular:
Münafık, Münafığın Alametleri
Münafık, Nifak / Münafık
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13431, M007036
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَمُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ - وَاللَّفْظُ لاِبْنِ الْمُثَنَّى - قَالاَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ أَبِى نَضْرَةَ عَنْ قَيْسِ بْنِ عُبَادٍ قَالَ قُلْنَا لِعَمَّارٍ أَرَأَيْتَ قِتَالَكُمْ أَرَأْيًا رَأَيْتُمُوهُ فَإِنَّ الرَّأْىَ يُخْطِئُ وَيُصِيبُ أَوْ عَهْدًا عَهِدَهُ إِلَيْكُمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ مَا عَهِدَ إِلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم شَيْئًا لَمْ يَعْهَدْهُ إِلَى النَّاسِ كَافَّةً . وَقَالَ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِنَّ فِى أُمَّتِى » . قَالَ شُعْبَةُ وَأَحْسِبُهُ قَالَ حَدَّثَنِى حُذَيْفَةُ . وَقَالَ غُنْدَرٌ أُرَاهُ قَالَ « فِى أُمَّتِى اثْنَا عَشَرَ مُنَافِقًا لاَ يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ وَلاَ يَجِدُونَ رِيحَهَا حَتَّى يَلِجَ الْجَمَلُ فِى سَمِّ الْخِيَاطِ ثَمَانِيَةٌ مِنْهُمْ تَكْفِيكَهُمُ الدُّبَيْلَةُ سِرَاجٌ مِنَ النَّارِ يَظْهَرُ فِى أَكْتَافِهِمْ حَتَّى يَنْجُمَ مِنْ صُدُورِهِمْ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. el-Müsennâ ve Muhammed b. Beşşâr, – lafız İbnü’l-Müsennâ’ya ait olmak üzere- onlara Muhammed b. Cafer, ona Şu‘be, ona Katâde, ona Ebu Nadra, ona da Kays b. Abbâd’ın şöyle dediğini rivayet etti: Biz Ammar’a: Sizin savaşmanız kendinize ait bir görüş müydü? Çünkü görüş hiç şüphesiz hata da edebilir, isabet de edebilir. Yoksa Rasulullah’ın (sav) size verdiği bir emir miydi? dedi. Ammar dedi ki: Rasulullah (sav) bütün insanlara vermediği bir emir ve ahdi bize vermemiştir. Ayrıca şunları söyledi: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Muhakkak ümmetim arasında…” Şu‘be dedi ki: Zannederim (Ammar) bana Huzeyfe rivayet etti, demiştir, Ğunder de kanaatimce şöyle demiştir dedi: “Ümmetim arasında on iki münafık vardır. Deve, iğne deliğinden geçmedikçe bunlar cennete girmeyecek, kokusunu dahi almayacaklardır. Aralarından sekizine ise omuzlarında çıkacak ve göğüslerinden yükselecek ateşten bir kandil olan Dübeyle yetecektir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7036, /1146
Senetler:
()
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Ali
Münafık, Nifak / Münafık
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13452, M007044
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ - يَعْنِى ابْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْقَارِىَّ - عَنْ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِمِثْلِهِ [« مَثَلُ الْمُنَافِقِ كَمَثَلِ الشَّاةِ الْعَائِرَةِ بَيْنَ الْغَنَمَيْنِ تَعِيرُ إِلَى هَذِهِ مَرَّةً وَإِلَى هَذِهِ مَرَّةً »] غَيْرَ أَنَّهُ قَالَ « تَكِرُّ فِى هَذِهِ مَرَّةً وَفِى هَذِهِ مَرَّةً » .
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Yakub – yani İbn Abdurrahman el-Kârî- ona Musa b. Ukbe, ona Nâfi, ona İbn Ömer, Nebi’den (sav) aynısını rivayet etmiştir. [“Münafığın misali iki sürü koyun arasında şaşırıp kalmış, bir seferinde buna, diğer seferinde ötekine katılmaya çalışan bir koyun gibidir.] Şu kadar var ki o, rivayetinde: “Bir seferinde bu sürüye, diğerinde öbür sürüye hücum eder” dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7044, /1147
Senetler:
()
Konular:
Münafık, Münafığın Alametleri
Münafık, Nifak / Münafık
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ الْعَنْبَرِىُّ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا قُرَّةُ بْنُ خَالِدٍ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ يَصْعَدُ الثَّنِيَّةَ ثَنِيَّةَ الْمُرَارِ فَإِنَّهُ يُحَطُّ عَنْهُ مَا حُطَّ عَنْ بَنِى إِسْرَائِيلَ » . قَالَ فَكَانَ أَوَّلَ مَنْ صَعِدَهَا خَيْلُنَا خَيْلُ بَنِى الْخَزْرَجِ ثُمَّ تَتَامَّ النَّاسُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « وَكُلُّكُمْ مَغْفُورٌ لَهُ إِلاَّ صَاحِبَ الْجَمَلِ الأَحْمَرِ » . فَأَتَيْنَاهُ فَقُلْنَا لَهُ تَعَالَ يَسْتَغْفِرْ لَكَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ وَاللَّهِ لأَنْ أَجِدَ ضَالَّتِى أَحَبُّ إِلَىَّ مِنْ أَنْ يَسْتَغْفِرَ لِى صَاحِبُكُمْ . قَالَ وَكَانَ رَجُلٌ يَنْشُدُ ضَالَّةً لَهُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13436, M007038
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ الْعَنْبَرِىُّ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا قُرَّةُ بْنُ خَالِدٍ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ يَصْعَدُ الثَّنِيَّةَ ثَنِيَّةَ الْمُرَارِ فَإِنَّهُ يُحَطُّ عَنْهُ مَا حُطَّ عَنْ بَنِى إِسْرَائِيلَ » . قَالَ فَكَانَ أَوَّلَ مَنْ صَعِدَهَا خَيْلُنَا خَيْلُ بَنِى الْخَزْرَجِ ثُمَّ تَتَامَّ النَّاسُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « وَكُلُّكُمْ مَغْفُورٌ لَهُ إِلاَّ صَاحِبَ الْجَمَلِ الأَحْمَرِ » . فَأَتَيْنَاهُ فَقُلْنَا لَهُ تَعَالَ يَسْتَغْفِرْ لَكَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ وَاللَّهِ لأَنْ أَجِدَ ضَالَّتِى أَحَبُّ إِلَىَّ مِنْ أَنْ يَسْتَغْفِرَ لِى صَاحِبُكُمْ . قَالَ وَكَانَ رَجُلٌ يَنْشُدُ ضَالَّةً لَهُ .
Tercemesi:
Bize Ubeyydullah b. Muâz el-Anberî, ona babası, ona Kurra b. Hâlid, ona Ebu’z-Zübeyr, ona da Câbir b. Abdullah’ın şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “O tepeye yani Murar tepesine kim çıkarsa, İsrail oğulları üzerinden kaldırılan(günah)ların bir benzeri onun da üzerinden kaldırılacaktır.” (Câbir) dedi ki: Derken oraya ilk çıkanlar bizim atlarımız, (yani) Hazrec oğullarının atları oldu. Daha sonra insanlar ardı arkasına tamamen geldi. Bu sefer Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Kırmızı tüylü devenin sahibi müstesnâ, hepinizin günahları bağışlanmış oldu” buyurdu. O adamın yanına gittik ve ona: Gel de Rasulullah ( sav) senin için mağfiret dilesin, dedik. O: Vallahi, kaybettiğimi bulabilmeyi sizin arkadaşınızın bana mağfiret dilemesinden daha çok severim, dedi. (Câbir) dedi ki: O, kaybolan hayvanını arayan bir adamdı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7038, /1146
Senetler:
()
Konular:
Münafık, Münafığın Alametleri
Münafık, Nifak / Münafık
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13456, M007045
Hadis:
حَدَّثَنِى أَبُو بَكْرِ بْنُ إِسْحَاقَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ بُكَيْرٍ حَدَّثَنِى الْمُغِيرَةُ - يَعْنِى الْحِزَامِىَّ - عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِنَّهُ لَيَأْتِى الرَّجُلُ الْعَظِيمُ السَّمِينُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ لاَ يَزِنُ عِنْدَ اللَّهِ جَنَاحَ بَعُوضَةٍ اقْرَءُوا ( فَلاَ نُقِيمُ لَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَزْنًا ) » .
Tercemesi:
Bana Ebu Bekir b. İshak, ona Yahya b. Bükeyr, ona el-Muğire – yani el-Hizâmî-, ona Ebu’z-Zinâd, ona el-A‘rec, ona da Ebu Hureyre’nin rivayetine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Şüphesiz kıyamet gününde iri ve oldukça semiz bir adam gelecek de, Allah nezdinde bir sivrisineğin kanadı kadar ağırlığı olmayacaktır. (Buna delil olmak üzere): “Biz kıyamet gününde onlar için bir tartı (ağırlık) tutmayacağız” (Kehf, 18/105) buyruğunu okuyun.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7045, /1148
Senetler:
()
Konular:
Münafık, Nifak / Münafık
وَحَدَّثَنَاهُ يَحْيَى بْنُ حَبِيبٍ الْحَارِثِىُّ حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ الْحَارِثِ حَدَّثَنَا قُرَّةُ حَدَّثَنَا أَبُو الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ يَصْعَدُ ثَنِيَّةَ الْمُرَارِ أَوِ الْمَرَارِ » . بِمِثْلِ حَدِيثِ مُعَاذٍ [قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ يَصْعَدُ الثَّنِيَّةَ ثَنِيَّةَ الْمُرَارِ فَإِنَّهُ يُحَطُّ عَنْهُ مَا حُطَّ عَنْ بَنِى إِسْرَائِيلَ » . قَالَ فَكَانَ أَوَّلَ مَنْ صَعِدَهَا خَيْلُنَا خَيْلُ بَنِى الْخَزْرَجِ ثُمَّ تَتَامَّ النَّاسُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « وَكُلُّكُمْ مَغْفُورٌ لَهُ إِلاَّ صَاحِبَ الْجَمَلِ الأَحْمَرِ » . فَأَتَيْنَاهُ فَقُلْنَا لَهُ تَعَالَ يَسْتَغْفِرْ لَكَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ وَاللَّهِ لأَنْ أَجِدَ ضَالَّتِى أَحَبُّ إِلَىَّ مِنْ أَنْ يَسْتَغْفِرَ لِى صَاحِبُكُمْ . قَالَ وَكَانَ رَجُلٌ يَنْشُدُ ضَالَّةً لَهُ] غَيْرَ أَنَّهُ قَالَ وَإِذَا هُوَ أَعْرَابِىٌّ جَاءَ يَنْشُدُ ضَالَّةً لَهُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13438, M007039
Hadis:
وَحَدَّثَنَاهُ يَحْيَى بْنُ حَبِيبٍ الْحَارِثِىُّ حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ الْحَارِثِ حَدَّثَنَا قُرَّةُ حَدَّثَنَا أَبُو الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ يَصْعَدُ ثَنِيَّةَ الْمُرَارِ أَوِ الْمَرَارِ » . بِمِثْلِ حَدِيثِ مُعَاذٍ [قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ يَصْعَدُ الثَّنِيَّةَ ثَنِيَّةَ الْمُرَارِ فَإِنَّهُ يُحَطُّ عَنْهُ مَا حُطَّ عَنْ بَنِى إِسْرَائِيلَ » . قَالَ فَكَانَ أَوَّلَ مَنْ صَعِدَهَا خَيْلُنَا خَيْلُ بَنِى الْخَزْرَجِ ثُمَّ تَتَامَّ النَّاسُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « وَكُلُّكُمْ مَغْفُورٌ لَهُ إِلاَّ صَاحِبَ الْجَمَلِ الأَحْمَرِ » . فَأَتَيْنَاهُ فَقُلْنَا لَهُ تَعَالَ يَسْتَغْفِرْ لَكَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ وَاللَّهِ لأَنْ أَجِدَ ضَالَّتِى أَحَبُّ إِلَىَّ مِنْ أَنْ يَسْتَغْفِرَ لِى صَاحِبُكُمْ . قَالَ وَكَانَ رَجُلٌ يَنْشُدُ ضَالَّةً لَهُ] غَيْرَ أَنَّهُ قَالَ وَإِذَا هُوَ أَعْرَابِىٌّ جَاءَ يَنْشُدُ ضَالَّةً لَهُ .
Tercemesi:
Bu hadisi bize Yahya b. Habib el-Hârisî de, ona Hâlid b. el-Hâris, ona Kurra, ona Ebu’z-Zübeyr, ona da Câbir b. Abdullah’ın şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav): “Kim el-Murar yahut el-Mirar tepesine çıkarsa…” diye Muaz’ın hadisinin aynısını rivayet etti. [Rasulullah (sav): “Kim o tepeye, el-Murar tepesine çıkarsa, İsrail oğullarından kaldırılan yük gibi onun da üzerinden kaldırılır” buyurdu. (Muaz) dedi ki: O tepeye ilk çıkanlar bizim Hazrec oğullarının atlıları oldu. Daha sonra diğer insanların tamamı geldi. Rasulullah (sav): “O kırmızı tüylü devenin sahibi dışında hepinizin günahları bağışlandı” buyurdu. Biz o adamın yanına giderek ona: Gel, Rasulullah (sav) senin için mağfiret dilesin, dedik. O: Vallahi, kaybettiğimi bulmayı arkadaşınızın benim için mağfiret dilemesinden daha çok severim, dedi. (Muaz) dedi ki: “O, kaybetmiş olduğu bir hayvanını arayan bir adam idi.”] Şu kadar var ki o (Câbir) rivayetinde: Bir de ne görelim! Meğer o kişi kayıp bir hayvanını aramaya gelen bir bedevi imiş, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7039, /1146
Senetler:
()
Konular:
Dünya, dünyaya düşkünlük
Münafık, Nifak / Münafık
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13520, M007092
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الأَعْلَى عَنْ مَعْمَرٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَثَلُ الْمُؤْمِنِ كَمَثَلِ الزَّرْعِ لاَ تَزَالُ الرِّيحُ تُمِيلُهُ وَلاَ يَزَالُ الْمُؤْمِنُ يُصِيبُهُ الْبَلاَءُ وَمَثَلُ الْمُنَافِقِ كَمَثَلِ شَجَرَةِ الأَرْزِ لاَ تَهْتَزُّ حَتَّى تَسْتَحْصِدَ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Abdüla‘lâ, ona Ma‘mer, ona ez-Zührî, ona Saîd, ona da Ebu Hureyre’nin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Müminin misali ekin gibidir, rüzgâr onu sallar durur. Mümine belâ ardı arkasına gelmeye devam eder. Münafığın misali ise Erz (Şam taraflarında yetişen iri bir çam ağacı çeşidi) ağacı gibidir, dibinden kesilmedikçe sallanmaz.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7092, /1156
Senetler:
()
Konular:
Hitabet, Mesel, anlatım sırasında
Münafık, Nifak / Münafık
Müslüman, Mü'min-Kafir farkı, ölüm ve hayata bakışta
Müslüman, vasıfları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13523, M007095
Hadis:
حَدَّثَنِى زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ السَّرِىِّ وَعَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ قَالاَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ سَعْدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ كَعْبِ بْنِ مَالِكٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَثَلُ الْمُؤْمِنِ كَمَثَلِ الْخَامَةِ مِنَ الزَّرْعِ تُفِيئُهَا الرِّيَاحُ تَصْرَعُهَا مَرَّةً وَتَعْدِلُهَا حَتَّى يَأْتِيَهُ أَجَلُهُ وَمَثَلُ الْمُنَافِقِ مَثَلُ الأَرْزَةِ الْمُجْذِيَةِ الَّتِى لاَ يُصِيبُهَا شَىْءٌ حَتَّى يَكُونَ انْجِعَافُهَا مَرَّةً وَاحِدَةً » .
Tercemesi:
Bana Züheyr b. Harb, ona Bişr b. es-Serrî ve Abdurrahman b. Mehdî, onlara Süfyan, ona Sa‘d b. İbrahim, ona Abdurrahman b. Ka‘b b. Mâlik, ona da babasının şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: Müminin misali bir demet ekin gibidir, rüzgârlar onu sağa sola eğer, kimi zaman onu yere yıkar, bazen de düzgün tutar, ta ki eceli gelinceye kadar. Münafığın misali ise kendisine hiçbir şey isabet etmeyen, dimdik duran bir Erz (Şam taraflarında yetişen büyük bir çam) ağacı gibidir, sonunda bu ağacın kökten mahvolması bir defada olur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7095, /1156
Senetler:
()
Konular:
Hitabet, Mesel, anlatım sırasında
Münafık, Nifak / Münafık
Müslüman, Mü'min-Kafir farkı, ölüm ve hayata bakışta
Müslüman, vasıfları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13524, M007096
Hadis:
وَحَدَّثَنِيهِ مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ وَمَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ قَالاَ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ السَّرِىِّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ سَعْدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ كَعْبِ بْنِ مَالِكٍ عَنْ أَبِيهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم غَيْرَ أَنَّ مَحْمُودًا قَالَ فِى رِوَايَتِهِ عَنْ بِشْرٍ « وَمَثَلُ الْكَافِرِ كَمَثَلِ الأَرْزَةِ » . وَأَمَّا ابْنُ حَاتِمٍ فَقَالَ « مَثَلُ الْمُنَافِقِ » . كَمَا قَالَ زُهَيْرٌ [ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَثَلُ الْمُؤْمِنِ كَمَثَلِ الْخَامَةِ مِنَ الزَّرْعِ تُفِيئُهَا الرِّيَاحُ تَصْرَعُهَا مَرَّةً وَتَعْدِلُهَا حَتَّى يَأْتِيَهُ أَجَلُهُ وَمَثَلُ الْمُنَافِقِ مَثَلُ الأَرْزَةِ الْمُجْذِيَةِ الَّتِى لاَ يُصِيبُهَا شَىْءٌ حَتَّى يَكُونَ انْجِعَافُهَا مَرَّةً وَاحِدَةً »].
Tercemesi:
Bu hadisi bana Muhammed b. Hâtim ve Mahmud b. Gaylân da rivayet etmiştir, onlara Bişr b. es-Serrî, ona Süfyan, ona Sa‘d b. İbrahim, ona Abdullah b. Ka‘b b. Malik, ona da babası, o, Nebi’den (sav) rivayet etmiş olmakla birlikte Mahmud, Bişr’in kendisine naklettiği rivayette: “Kâfirin misali bir Erz ağacı gibidir” demiştir. İbn Hâtim ise rivayetinde: -Züheyr’in dediği gibi- münafığın misali demiştir. [Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Müminin misali rüzgârların (bir o yana bir bu yana) eğdiği bir demet ekin gibidir. Bir sefer onu yere doğru eğerken, bir diğerinde onu doğrultur, ta ki eceli gelinceye kadar. Münafığın misali ise kendisine bir şey isabet etmeyen, dimdik ayakta duran Erze ağacı gibidir, nihayetinde de o, birden (kökten) sökülür gider.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7096, /1156
Senetler:
()
Konular:
Münafık, Nifak / Münafık
Müslüman, Mü'min-Kafir farkı, ölüm ve hayata bakışta