388 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Abdullah b. Numeyr, ona el-A'meş, ona Abdullah b. Mürre, ona Mesruk, ona da Abdullah b. Amr'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Dört özellik kimde bir arada bulunursa, o tam bir münafıktır. Kimde de bunlardan birisi bulunursa –onu bırakıncaya kadar- kendisinde münafıklara ait bir özellik var demektir: Konuşursa yalan söyler, söz verirse sözünde durmaz, ahitleştiğinde gereğini yerine getirmez, biriyle tartışmaya girdiğinde haddi aşar."
Gerçekte, Allah onlarla istihza (alay) eder de azgınlıklarında onlara fırsat verir, bu yüzden onlar bir müddet başıboş dolaşırlar.
Onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Bu sebeple onlar geri dönemezler.
İşte onlar, hidayete karşılık dalâleti satın alanlardır. Ancak onların bu ticareti kazançlı olmamış ve kendileri de doğru yola girememişlerdir.
Onların (münafıkların) durumu, (karanlık gecede) bir ateş yakan kimse misalidir. O ateş yanıp da etrafını aydınlattığı anda Allah, hemen onların aydınlığını giderir ve onları karanlıklar içinde bırakır; (artık hiçbir şeyi) görmezler.
Yahut (onların durumu), gökten sağanak halinde boşanan, içinde yoğun karanlıklar, gürültü ve yıldırımlar bulunan yağmur(a tutulmuş kimselerin durumu) gibidir. O münafıklar yıldırımlardan gelecek ölüm korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Halbuki Allah, kâfirleri çepeçevre kuşatmıştır.
(O esnada) şimşek sanki gözlerini çıkaracakmış gibi çakar, onlar için etrafı aydınlatınca orada birazcık yürürler, karanlık üzerlerine çökünce de oldukları yerde kalırlar. Allah dileseydi elbette onların kulaklarını sağır, gözlerini kör ederdi. Allah şüphesiz her şeye kadirdir.
Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, lâkin anlamazlar.
(Münafıklar) inananlarla karşılaştıklarında "İman ettik" derler. Birbirleriyle başbaşa kaldıkları vakit ise: Allah'ın size açtıklarını (Tevrat'taki bilgileri), Rabbiniz katında sizin aleyhinize hüccet getirmeleri için mi onlara anlatıyorsunuz; bunları düşünemiyor musunuz? derler.