41 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Muaz el-Anberî, ona babası, ona da Şu'be, Hakem'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "İbnü'l-Eş'as döneminde bir adam Kûfe’yi eline geçirmişti -Hakem adamın adını da zikretmiştir-. Bu adam, Ebu Ubeyde b. Abdullah'tan insanlara namaz kıldırmasını istedi. O da namazı kıldırırken, başını rükûdan kaldırdığı zaman, benim 'Ey Allah’ım, Rabbimiz! Gökler ve yer dolusu, ondan sonra dilediğin her bir şey dolusu kadar hamd sana mahsustur. Ey her türlü övgüye, yüce şan ve şerefe layık olan Rabbimiz! Senin verdiğini engelleyecek yoktur. Engellediğini de kimse veremez. İmkanı olan kimseye, senin hükmüne karşı o imkanı hiç bir fayda sağlayamaz' diyeceğim kadar doğrularak duruyordu." [Hakem dedi ki: Ben bunu Abdurrahman b. Ebu Leylâ’ya aktarınca, o Berâ b. Âzib'in şöyle dediğini nakletti: 'Rasulullah'ın (sav) namazı ve rükûu, başını rükûdan kaldırması, secde etmesi ve iki secde arası, hemen hemen birbirine yakındı.' Şu'be dedi ki: 'Ben de bunu Amr b. Mürre'ye söyleyince şöyle dedi: Ben İbn Ebu Leylâ'yı gördüm. Onun namazı böyle değildi.']
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اَ يَنْفَعُ ذَا الْجَدِّ مِنْكَ الْجَدُّ
Bize Muhammed b. el-Müsennâ ve İbn Beşşâr, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona da Hakem: "Matar b. Naciye, Kûfe'yi ele geçirince, Ebu Ubeyde'ye cemaate namaz kıldırmasını emretti" deyip hadisin geri kalan kısmını rivayet etmiştir.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye ve Vekî, onlara A'meş, ona da Ubeyd b. Hasan, İbn Ebu Evfâ'nın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) rükûdan sırtını doğrulttuğunda, 'Allah kendisine hamd edenin hamdini işitmiştir. Rabbim! Gökler dolusu, yer dolusu ve onlardan başka dilediğin her şeyin dolusu kadar hamd, yalnız sana mahsustur."
Bize Muhammed b. Müsennâ ve İbn Beşşâr, onlara Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona da Ubeyd b. Hasan, Abdullah b. Ebu Evfâ’nın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) şu duayı yapardı 'Allah'ım, Ey Rabbimiz! Gökler dolusu, yer dolusu ve onun dışında dilediğin her bir şeyin dolusu kadar hamd sana mahsustur'."
Bana Muhammed b. Müsennâ ve İbn Beşşâr, ona İbn Müsennâ, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Mecze'e b. Zâhir, ona da Abdullah b. Ebu Evfâ, Nebi'yi (sav) şöyle derken duyduğunu rivayet etmiştir: "Allah'ım! Gökler dolusu, yer dolusu ve ondan başka dilediğin her şeyin dolusu kadar hamd sana mahsustur. Allah'ım, beni kar, dolu ve soğuk su ile temizle. Allah’ım! Beni beyaz bir elbisenin kirden temizlendiği gibi, küçük ve büyük günahlardan arındır."
Bize Ubeydullah b. Muâz, ona babası; (T) Bize Züheyr b. Harb, ona Yezid b. Harun, o ikisine Şu'be, hadisi bu isnad ile rivayet etmiştir. Ancak hadisin Muâz rivayetinde 'Beyaz elbisenin kirden temizlendiği gibi (onu arındır)' ifadesi, Yezid rivayetinde 'Kirden paklandığı gibi' şeklinde geçmektedir.
Bize Harun b. Maruf ve Amr b. Sevvâd, onlara Abdullah b. Vehb, ona Amr b. Hâris, ona Umâre b. Gaziyye, ona Ebu Bekir'in azatlısı Sümey, ona Ebu Salih Zekvân, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: 'Kulun Rabbine en yakın olduğu an, secde halidir. Bu sebeple secdedeyken çokça dua edin."
Bize Ebu Tahir ve Yunus b. Abdula'lâ, o ikisine İbn Vehb, ona Yahya b. Eyyûb, ona Umâre b. Gaziyye, ona Ebu Bekir'in azatlısı Sümey, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) secde ettiğinde şöyle dua ederdi: 'Allah'ım! Küçüğü, büyüğü; öncekileri, sonrakileri; açığı ve gizlisiyle bütün günahlarımı bana bağışla'."
Bize Ahmed b. Salih, Ahmed b. Amr b. Serh ve Muhammed b. Seleme, onlara İbn Vehb, ona Amr b. Hâris, ona Umâre b. Ğaziyye, ona Ebu Bekir'in azadlısı Sümey, ona Ebu Salih Zekvân, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kulun Rabbine en yakın olduğu an secde halidir. Öyleyse (secdede iken) çok dua ediniz."
Bize Ahmed b. Yunus, ona Leys b. Sa'd, ona Eyyûb b. Musa -ya da Musa b. Eyyûb-, ona kendi kavminden bir adam, ona da Ukbe b. Âmir, hadisi önceki hadisle aynı manada rivayet etmiş, ancak hadise şu ilavede bulunmuştur: "Rasulullah (sav) rukû yaptığında, üç defa 'Sübhâne Rabbiye'l-azîm ve bi hamdihî (Büyük olan Rabbimi noksan sıfatlardan tenzih ederim ve O'na hamd ederim)' derdi. Secde yaptığında da üç defa 'Sübhane Rabbiye'l-a'la ve bi hamdihî (Yüce Rabbimi tesbih ve tenzih ederim ve O'na hamd ederim)' derdi." [Ebû Davud 'Hadisteki bu ziyadenin mahfuz (diğer rivayete göre daha sağlam) olmamasından korkuyorum' demiş, ayrıca Rabî ve Ahmed b. Yunus hadisini kastederek, bu iki hadisin senedindeki Mısırlı râvilerin rivayetlerinde tek kaldıklarını belirtmiştir.]