64 Kayıt Bulundu.
Bize Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona da Ebân, bir kişinin şöyle anlattığını rivayet etti: (Bir gün) Hz. Ali oğlu Hasan’ın yanına girdi. Hasan’ın yanında (Ebu Musa) el-Eş'arî vardı. Hz. Ali “Ey ihtiyar! Seni (buraya) getiren nedir?” diye sordu. O da “Yeğenimin hasta olduğunu duydum ve onu ziyaret etmek istedim.” dedi. Bunun üzerine Hz. Ali, "İçimizdeki (his)ler (Rasulullah'tan (sav)) duyduklarımızı sana anlatmamızı engelleyemez.” dedi. (Sonra) ben Hz. Peygamber’i (sav) şöyle derken duydum diyerek devam etti: "Kim gündüz bir hastayı ziyaret ederse, akşama kadar yetmiş bin melek onun için dua eder. Kim gece bir hastayı ziyaret ederse, sabaha kadar yetmiş bin melek onun için dua eder."
Açıklama: Bu rivayet, hasta ziyareti yapmanın faziletini ve meleklerin hasta ziyaretini gerçekleştirenlere dua ve istiğfarda bulunduğunu ifade etmektedir. Bu rivayet, hasta ziyareti yapmanın faziletini ve meleklerin hasta ziyaretini gerçekleştirenlere dua ve istiğfarda bulunduğunu ifade etmektedir.
Bize İbrahim b. Musa, ona İsa b. Yunus, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe (r.anha) şöyle söylemiştir: Zürayk oğullarından Lebib b. A'sam adında bir adam Rasulullah'a (sav) sihir yaptı. Bundan dolayı Rasulullah (sav) yapmadığı bir işi yaptığını zannediyordu. Nihayet günün birinde veya gecenin birinde benim yanımda iken dua etti, yine dua etti. Sonra da bana şöyle dedi: "Ey Aişe! Aklımı kurcalayan sorunun cevabını Allah'ın bana verdiğini bildin mi? Bana iki adam geldi. Bunlardan birisi baş ucumda diğeri ise ayak ucumda duruyordu. Biri diğerine; 'Bu şahsın hastalığı nedir?' diye sordu. Diğeri 'Sihirlenmiştir' dedi. Öteki; 'Buna kim sihir yaptı' deyince diğeri, 'Lebib b. A'sam' cevabını verdi. Sonra, 'Hangi seyle yapıldı?' diye sordu. O da: 'Bir tarak, saç sakal kılları ve erkek hurmanın kurumuş çiçek kabuğuyla' dedi. Nerede yapılmış, deyince de, Zervan kuyusunda diye cevap verdi." Hz. Aişe şöyle devam etti: Rasulullah (sav) ashabından bazıları ile çıkıp bu kuyuya gitti. Oradan dönüp gelince bana: "Ey Aişe! O kuyunun suyu kına suyu gibi kırmızı veya etrafındaki hurma ağaçlarının uçları şeytanların başları gibidir." buyurdu. Ben kendisine: 'Ey Allah'ın Rasulü! Sen o sihri o kuyunun suyuyla çıkarmadın mı?' diye sordum. Rasulullah da (sav) "(Çıkarmadım çünkü) Allah bana şifa vermiştir. Ben onu çıkarmakla insanların arasına şer yaymak istemedim." buyurdu. Hz. Aişe dedi ki: Rasulullah (sav) o kuyunun kapatılmasını emretti de kuyu kapatıldı. Ebu Üsame, Ebu Damra ve İbn Ebu'z-Zinâd bu hadisi Hişam'dan rivayet etmede ona mutabaat etmişlerdir. Leys ve İbn Uyeyne Hişam'dan olan rivayetlerinde 'tarak ve keten lifi' şeklinde söylemişlerdir. Denilir ki; 'el-Muşâta' tarandığında saçtan çıkan kıllar, 'el-Muşâka' ise ketenin lifleridir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Enes b. İyaz arasında inkıta vardır.
Bize İbrahim b. Musa, ona İsa b. Yunus, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe (r.anha) şöyle söylemiştir: Zürayk oğullarından Lebib b. A'sam adında bir adam Rasulullah'a (sav) sihir yaptı. Bundan dolayı Rasulullah (sav) yapmadığı bir işi yaptığını zannediyordu. Nihayet günün birinde veya gecenin birinde benim yanımda iken dua etti, yine dua etti. Sonra da bana şöyle dedi: "Ey Aişe! Aklımı kurcalayan sorunun cevabını Allah'ın bana verdiğini bildin mi? Bana iki adam geldi. Bunlardan birisi baş ucumda diğeri ise ayak ucumda duruyordu. Biri diğerine; 'Bu şahsın hastalığı nedir?' diye sordu. Diğeri 'Sihirlenmiştir' dedi. Öteki; 'Buna kim sihir yaptı' deyince diğeri, 'Lebib b. A'sam' cevabını verdi. Sonra, 'Hangi seyle yapıldı?' diye sordu. O da: 'Bir tarak, saç sakal kılları ve erkek hurmanın kurumuş çiçek kabuğuyla' dedi. Nerede yapılmış, deyince de, Zervan kuyusunda diye cevap verdi." Hz. Aişe şöyle devam etti: Rasulullah (sav) ashabından bazıları ile çıkıp bu kuyuya gitti. Oradan dönüp gelince bana: "Ey Aişe! O kuyunun suyu kına suyu gibi kırmızı veya etrafındaki hurma ağaçlarının uçları şeytanların başları gibidir." buyurdu. Ben kendisine: 'Ey Allah'ın Rasulü! Sen o sihri o kuyunun suyuyla çıkarmadın mı?' diye sordum. Rasulullah da (sav) "(Çıkarmadım çünkü) Allah bana şifa vermiştir. Ben onu çıkarmakla insanların arasına şer yaymak istemedim." buyurdu. Hz. Aişe dedi ki: Rasulullah (sav) o kuyunun kapatılmasını emretti de kuyu kapatıldı. Ebu Üsame, Ebu Damra ve İbn Ebu'z-Zinâd bu hadisi Hişam'dan rivayet etmede ona mutabaat etmişlerdir. Leys ve İbn Uyeyne Hişam'dan olan rivayetlerinde 'tarak ve keten lifi' şeklinde söylemişlerdir. Denilir ki; 'el-Muşâta' tarandığında saçtan çıkan kıllar, 'el-Muşâka' ise ketenin lifleridir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdurrahman b. Ebu Zinad arasında inkıta vardır.
Bize İbrahim b. Musa, ona İsa b. Yunus, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe (r.anha) şöyle söylemiştir: Zürayk oğullarından Lebib b. A'sam adında bir adam Rasulullah'a (sav) sihir yaptı. Bundan dolayı Rasulullah (sav) yapmadığı bir işi yaptığını zannediyordu. Nihayet günün birinde veya gecenin birinde benim yanımda iken dua etti, yine dua etti. Sonra da bana şöyle dedi: "Ey Aişe! Aklımı kurcalayan sorunun cevabını Allah'ın bana verdiğini bildin mi? Bana iki adam geldi. Bunlardan birisi baş ucumda diğeri ise ayak ucumda duruyordu. Biri diğerine; 'Bu şahsın hastalığı nedir?' diye sordu. Diğeri 'Sihirlenmiştir' dedi. Öteki; 'Buna kim sihir yaptı' deyince diğeri, 'Lebib b. A'sam' cevabını verdi. Sonra, 'Hangi seyle yapıldı?' diye sordu. O da: 'Bir tarak, saç sakal kılları ve erkek hurmanın kurumuş çiçek kabuğuyla' dedi. Nerede yapılmış, deyince de, Zervan kuyusunda diye cevap verdi." Hz. Aişe şöyle devam etti: Rasulullah (sav) ashabından bazıları ile çıkıp bu kuyuya gitti. Oradan dönüp gelince bana: "Ey Aişe! O kuyunun suyu kına suyu gibi kırmızı veya etrafındaki hurma ağaçlarının uçları şeytanların başları gibidir." buyurdu. Ben kendisine: 'Ey Allah'ın Rasulü! Sen o sihri o kuyunun suyuyla çıkarmadın mı?' diye sordum. Rasulullah da (sav) "(Çıkarmadım çünkü) Allah bana şifa vermiştir. Ben onu çıkarmakla insanların arasına şer yaymak istemedim." buyurdu. Hz. Aişe dedi ki: Rasulullah (sav) o kuyunun kapatılmasını emretti de kuyu kapatıldı. Ebu Üsame, Ebu Damra ve İbn Ebu'z-Zinad bu hadisi Hişam'dan rivayet etmede ona mutabaat etmişlerdir. Leys ve İbn Uyeyne Hişam'dan olan rivayetlerinde 'tarak ve keten lifi' şeklinde söylemişlerdir. Denilir ki; 'el-Muşâta' tarandığında saçtan çıkan kıllar, 'el-Muşâka' ise ketenin lifleridir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkıta vardır.
Bize Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Üsame, ona Hişam, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe şöyle demiştir: Rasulullah'a (sav) sihir yapılmıştı. Öyle ki kendisi yapmadığı şeyleri yapmış gibi hissediyordu. Sonra günün birinde benim yanımdayken Allah'a tekrar tekrar dua etti. Sonra da bana: "Ey Aişe! Biliyor musun? Allah bana, fetva istediğim şey hakkında fetva vermiştir" buyurdu. Ben de: “Bu nedir Ey Allah'ın Rasulü?” dedim. O şöyle buyurdu: "Bana iki kişi geldi. Bunlardan biri baş ucumda, diğeri de ayak ucumda oturdu. Sonra bunların biri diğerine: 'Bu adamın hastalığı nedir?' diye sordu. Öteki 'Sihir yapılmıştır' diye cevap verdi. Diğeri yine 'ona kim sihir yapmıştır?' dedi. Öteki de 'Zurayk oğullarından Yahudi Lebid b. A'sam' diye cevap verdi. Sonra 'bu sihir ne içinde yapılmıştır?' diye sordu. Öteki de 'bir tarak, saç-sakal kılları ve erkek hurmanın kurumuş çiçek kabuğu içinde' diye cevap verdi. Diğeri 'bu sihir nerededir?' dedi. O da 'Zû Ervân Kuyusu'nun içindedir' dedi" Ravi der ki: Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) ashabından bazılarıyla birlikte bu kuyuya gitti ve ona baktı, kuyunun üzerinde hurma ağacı vardı. Sonra Aişe'nin yanına döndü ve "ey Aişe! Allah'a yemin ederim ki, kuyunun suyu kına suyu gibi kırmızı, hurma ağacının uçları da şeytanların başları gibidir" buyurdu. Ben “Ey Allah'ın Rasulü! Onu çıkardın mı?” dedim. Rasulullah da (sav) "Hayır, fakat, Allah bana afiyet ve şifa vermiştir. Sihri çıkarmakla insanlar üzerine ondan bir kötülük yayacağımdan endişe ettim" buyurdu. Rasulullah (sav) kuyunun gömülmesini emretti ve kuyu gömüldü.
Bize Kuteybe (b. Said es-Sekafî), ona Fudayl b. Iyaz, ona (Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran) el-A'meş, ona Müseyyeb b. Rafi', ona Temim b. Tarafe, ona da Cabir b. Semüre şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) bir gün (namaz için) yanımıza geldi ve şöyle buyurdu: "Rableri (cc) katında meleklerin saf tuttuğu gibi saf tutsanız ya! Bunun üzerine (oradakiler) şöyle dediler: 'Melekler Rableri (cc) katından nasıl saf tutuyor?' Bunun üzerine (Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: 'Önce ilk safı doldururlar, sonra o safta (birbirlerine yanaşıp safı) sıklaştırırlar."