Giriş

Bize Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ ve Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, o ikisine Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzim), ona A'meş, ona da Şakîk (b. Seleme), Sehl b. Huneyf'in Sıffin Savaşı'nda şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Ey insanlar! Kendi görüşünüze çok fazla güvenmeyin. Andolsun ki ben Ebu Cendel'in düşmana teslim edildiği (Hudeybiye) günü, şayet Rasulullah'ın (sav) emrina (kendi reyime dayanarak) karşı gelecek olsaydım, mutlaka reddederdim. Vallahi bizler kılıçlarımızı şimdiye kadar hangi işte boynumuza asmışsan (kuşanmışsak), o iş bizi bildiğimiz neticeye kolayca ulaştırmıştır. Ancak (şu anki) durumunuz böyle değildir." [Hadisin râvilerinden İbn Nümeyr rivayetinde 'şimdiye kadar' ifadesini söylememiştir.]


    Öneri Formu
2666 M004634 Müslim, Cihad ve Siyer, 95

Bize Yahya b. Yahya et-Temîmî, ona Süleym b. Ahdar, ona da İbn Avn şöyle rivayet etmiştir: "Nâfi'e, savaştan önce kafirleri İslam'a davet etmek konusunda soru sormak için mektup yazdım. Nâfi de bana cevaben şunları yazdı: Bu durum İslâm'ın ilk zamanlarında söz konusu idi. Nitekim Rasulullah (sav) Benî Mustalik üzerine, onlar habersizken ve hayvanları da su başında sulanırken baskın yapmış, savaşçılarını öldürmüş, kadınlarını da esir almıştı. Hz. Peygamber'e o gün esir olarak Cüveyriye bt. Hâris (râvi Yahya burada şüpheye düşüp Bette bt. Hâris demiştir) düşmüştü. İbn Avn, bu hadisi kendisine o orduda yer alan Abdullah b. Ömer'in rivayet ettiğini bildirmiştir."


    Öneri Formu
2196 M004519 Müslim, Cihad ve Siyer, 1

Bize Muhammed b. Müsennâ, ona İbn Ebu Adî, ona da İbn Avn hadisi bu isnad ile benzer şekilde nakletmiş, ve hadisi naklederken Cüveyriye bt. Hâris diyerek isnadda şüphe etmemiştir.


    Öneri Formu
2199 M004520 Müslim, Cihad ve Siyer, 1

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Vekî b. Cerrah, ona da Süfyan; (T) Bize İshak b. İbrahim, ona Yahya b. Adem, ona Süfyan, bu hadisi hocasının kendilerine imlâ yoluyla yazdırdığını bildirmiştir.


    Öneri Formu
2203 M004521 Müslim, Cihad ve Siyer, 2

Bize Abdullah b. Hâşim, -hadisin lafızları ona aittir- ona Abdurrahman b. Mehdî, ona Süfyan, ona Alkame b. Mersed, ona Süleyman b. Büreyde, ona da babası (Büreyde b. Husayb) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bir orduya veya müfrezeye kumandan tayin ettiğinde, ona özellikle Allah'tan korkması ve beraberindeki müslümanlara güzel davranması hususunda tavsiyede bulunur, ardından şöyle derdi: Allah yolunda Allah'ın adıyla gaza edin. Allah'ı inkar edenlere karşı savaşın. Savaşın, ancak ganimet malından çalmayın, antlaşmalarınıza ihanet etmeyin, ölülere işkence etmeyin, çocukları da öldürmeyin. Müşrik olan düşmanlarınla karşılaştığında onları şu üç şeye çağır. Bunlardan hangisini kabul ederlerse sen de kabul et ve onlara artık dokunma. Önce onları İslâm'a çağır. Eğer kabul ederlerse sen de kabul et ve onlara artık dokunma. Sonra onları kendi yurtlarından muhacirlerin yurtlarına hicret etmeye çağır. Bunu yaparlarsa muhacirlerin haklarından yararlanacaklarını, ancak onların sorumluluklarını da yerine getirmeleri gerektiğini onlara bildir. Yurtlarından ayrılmayı kabul etmezlerse, onlara müslümanların bedevileri gibi olacaklarını, müminlere uygulanan Allah'ın hükmünün onlara da uygulanacağını ve müslümanlarla cihada çıkmaları dışında ganimet ve feyden kendilerine hisse verilmeyeceğini bildir. Eğer (müslüman olmayı) kabul etmezlerse, onlardan cizye iste. Eğer bunu yaparlarsa kabul et ve onlara dokuma. Şayet bunu kabul etmezlerse Allah'tan onlara karşı yardım dileyip onlarla savaş. Bir kaleyi kuşatırsan ve onlar kendileri için senden Allah'ın ve peygamberinin korumasını isterlerse onlara Allah'ın ve peygamberinin korumasını (zimmetini) değil, senin ve arkadaşlarının koruması sözünü ver. Zira kendi korumanızı ve arkadaşlarınızın korumasını bozmanız, Allah'ın ve Rasulü'nün korumasını bozmanızdan daha hafiftir. Yine bir kaleyi kuşatırsan ve senden Allah'ın hükmü gereğince kaleyi teslim etmeyi talep ederlerse, Allah'ın hükmü gereğince onlardan kaleyi teslim alma. Ancak senin hükmün gereğince kaleyi teslim al. Zira sen, Allah'ın hükmü hususunda onlar için doğru karar verip veremeyeceğini bilemezsin." [Abdurrahman b. Mehdî, hadisi bu şekilde veya benzer şekilde nakletmiştir. İshak ise rivayetin sonunda Yahya b. Adem'den naklen bu hadisi Mukatil b. Hayyan'a bildirdim. O da 'Bu hadisi bana benzer şekilde Müslim b. Heysam, Numan b. Mukarrin vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etti' demiştir.]


    Öneri Formu
2205 M004522 Müslim, Cihad ve Siyer, 3

Bize Haccâc b. Şair, ona Abdussamed b. Abdulvâris, ona Şu'be, ona Alkame b. Mersed, ona Süleyman b. Büreyde, ona da babası (Büreyde b. Husayb) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bir kumandanı veya müfrezeyi sevk ettiğinde, çağırıp tavsiyede bulundurdu." [Ardından (ravi) hadisi, Süfyan rivayetine benzer manada nakletmiştir.]


    Öneri Formu
2206 M004523 Müslim, Cihad ve Siyer, 4

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muhammed b. Fudayl, ona da Asım hadisi bu isnadla Ebu Osman'dan, o da Mücâşi b. Mesud es-Sülemî'den şöyle rivayet etmiştir: "Kardeşim Ebu Ma'bed'i Mekke'nin fethinden sonra Rasulullah'a (sav) getirip 'Ya Rasulallah! Ondan hicret etmesi karşılığında biat alır mısın?' dedim. Nebî (sav) 'Hicretin zamanı, onu gerçekleştirenlerle beraber geçip gitmiştir' buyurdu. 'O zaman onun biatını ne üzerine alacaksın?' dediğimde, 'Müslüman olması, cihad edip iyilik yapması üzerine' buyurdu." [Ebu Osman, Ebu Ma'bed'le karşılaşıp ona Mücâşi'nin naklettiği hadisi haber verdiğini, onun da bunu tasdik ettiğini söylemiştir. Ayrıca onun kardeşiyle karşılaştım, Mücâşi doğru söylemiş dedi. Ama Ebu Ma'bed ibaresini anmadı.]


    Öneri Formu
2570 M004828 Müslim, İmare, 84

Bize Muhammed b. Yusuf, ona Mâlik b. Miğvel, ona el-A'meş, ona Ebu Süfyân, ona da Câbir şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'e (sav) "Yâ Rasulullah! Cihadın hangisi daha faziletlidir?" denildi. O, "Atı kesilen (öldürülen) ve kanı akıtılan(ın cihadı)!" buyurdu.


    Öneri Formu
43805 DM002437 Darimi, Cihad, 3

Bize Muhammed b. el-Mübârek, ona Muâviye b. Yahya es-Sadefî, ona Safvân b. Amr, ona Ebu Müsennâ el-Ümlûkî, ona da Utbe b. Abd es-Sülemî, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Öldürülenler üç (sınıftır. Biri), Allah yolunda canı ve malı ile cihad edip düşmanla karşılaştığında öldürülene dek savaşan mümindir." Nebî (sav), (bu kişinin cihadına dair) "(İşte) bu, imtihana tâbi tutulmuş şehit, Allah'ın arşı altındaki çadırdadır. Peygamberler ona sadece nübüvvet makamı dolayısıyla üstün gelmişlerdir" buyurdu. Hz. Peygamber (sav), (sözlerine devam ederek) "(Diğeri), salih amel ile kötü ameli birbiriyle karıştıran (günahıyla-sevabıyla yaşayan), canı ve malıyla Allah yolunda cihad eden mümin olup düşmanla karşılaştığında öldürülene dek savaşır" buyurdu ve (bunun hakkında) "Hatalarını ve günahlarını temizleyen tertemiz (bir cihad!) Şüphesiz kılıç, günahları silip süpürür. Bu (mücahid), cennetin hangi kapısından isterse cennete girdirilir" dedi. (Sözlerine devam eden) Rasulullah (sav), "(Diğeri de) canı ve malıyla cihad edip düşmanla karşılaştığında öldürülene dek savaşan münafıktır! Şüphesiz kılıç, nifakı silmez!" buyurdu. Abdullah ed-Dârimî şöyle demiştir: Elbise, yıkandığı zaman (hadiste geçen kelimelerden olan) "musmisa" denir.


    Öneri Formu
43824 DM002455 Darimi, Cihad, 20

Bize Ebu Halid el-Ahmer, ona Humeyd, ona da Enes şöyle demiştir: "Rasulullah (sav), soğuk bir kuşluk vaktinde, hendek kazılan yere çıkageldi, Muhacirler ile Ensâr hendek kazıyordu. Rasulullah (sav) onlara baktı ve 'Allah'ım, gerçek yaşam ahiret yaşamıdır, Sen Ensâr'a ve Muhâcirler'e mağfiret eyle' beytini söyledi. Sahabe de Rasulullah'a (sav) 'bizler hayatta kaldığımız müddetçe daima cihâd etmek üze­re Muhammed'e biat edip söz vermiş kimseleriz' diye cevap verdiler."


    Öneri Formu
128354 MŞ37968 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Megâzî, 27