490 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Müsennâ ve Ubeydullah b. Said, o ikisine Abdurrahman b. Mehdî, ona Şu'be, ona Sâbit, ona da Enes, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Sözünde durmayan her bir hain için, kıyamet günü onunla bilineceği bir sancak olacaktır."
Bize Muhammed b. Müsennâ ve Ubeydullah b. Said, o ikisine Abdurrahman, ona Şu'be, ona Huleyd, ona Ebu Nadre, ona da Ebu Said, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Sözünde durmayan her bir hain için, kıyamet günü sırtında bir sancak olacaktır."
Bize İbrahim, ona Muhammed b. Abdülvehhab el-Ferrâ, ona Hüseyin b. Velid, ona da Şu'be hadisi bu şekilde nakletmiştir.
Bize Muhammed b. Müsennâ ve İbn Beşşâr, -hadisin lafzı İbn Müsennâ'ya aittir- o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Simâk b. Harb, ona Mus'ab b. Sa'd, ona da babası (Sa'd b. Ebu Vakkâs) şöyle rivayet etmiştir: "Dört ayet benim hakkımda inmiştir. Şöyle ki savaşta bir kılıç bulup onu Nebî'ye (sav) getirdim ve 'Yâ Rasulallah! Onu bana ver' dedim. Hz. Peygamber (sav) 'Onu aldığın yere koy' buyurdu. Ardından tekrar kalktığımda, Hz. Peygamber (sav) 'Onu aldığın yere koy' buyurdu. Sonra tekrar kalkıp 'Yâ Rasulallah! Onu bana versen' dediğimde, Rasulullah (sav) 'Onu yerine koy' buyurdu. Ben 'Yâ Rasulallah! Onu bana versen ne olur. Savaşta hiç bir yararlılığı olmayan biri gibi mi muamele görüyorum?' dedim. Nebî (sav) tekrar 'Onu aldığın yere koy' buyurdu. Bunun üzerine şu ayet-i kerimeler nâzil oldu: (Sana ganimetler hakkında soruyorlar. Ganimetlerin Allah'a ve Rasulü'ne ait olduğunu söyle...)."
Bize Züheyr b. Harb, ona Dahhâk b. Mahled, ona İbn Cüreyc; (T) Bize Muhammed b. Râfi, -hadisin lafzı ona aittir- ona Abdürrezzak, ona İbn Cüreyc, ona Ebu Zübeyr, ona Cabir b. Abdullah, ona da Ömer b. Hattâb, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İçerisinde Müslümanlardan başka kimse kalmayıncaya dek, muhakkak Yahudi ve Hristiyanları Arap yarımadasından çıkaracağım."
Bize Züheyr b. Harb, ona Ravh b. Ubâde, ona Süfyân es-Sevrî; (T) Bize Seleme b. Şebîb, ona Hasan b. A'yen, ona Ma'kil b. Ubeydullah, onlara da Ebu Zübeyr hadisi bu isnadla benzer şekilde rivayet etmiştir.
Bize Ebu Cafer Muhammed b. Sabbâh, ona İsmail b. Zekeriyya, ona Asım el-Ahvel, ona Ebu Osman en-Nehdî, ona da Mücâşi b. Mesud es-Sülemî şöyle rivayet etmiştir: "Hicret üzere biat etmek için Rasulullah'a (sav) geldiğimde, Nebî (sav) 'Hicret(in sevabı ve fazileti), onu gerçekleştirenler için geçip gitmiştir. Ama İslâm, cihâd ve iyilik yapmak üzere (biat etmek kalıcıdır)' buyurdu."
Bize Süveyd b. Said, ona Ali b. Müshir, ona Asım, ona Ebu Osman, ona da Mücâşi b. Mesud es-Sülemî şöyle rivayet etmiştir: "Kardeşim Ebu Ma'bed'i Mekke'nin fethinden sonra Rasulullah'a (sav) getirip 'Ya Rasulallah! Onun biatini hicret etmesi karşılığında kabul eder misin?' dedim. Nebî (sav) 'Hicretin zamanı, onu gerçekleştirenlerle beraber geçip gitmiştir' buyurdu. 'O zaman onun biatını ne üzerine alacaksın' dediğimde, 'Müslüman olması, cihad edip iyilik yapması üzerine' buyurdu." [Ebu Osman, Ebu Ma'bed'le karşılaşıp ona Mücâşi'nin naklettiği hadisi haber verdiğini, onun da bunu tasdik ettiğini söylemiştir.]
Bize Heddâb b. Halid el-Ezdî, ona Hammâd b. Seleme, ona Ali b. Zeyd ve Sâbit el-Bünânî, onlara da Enes b. Mâlik şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Uhud günü Ensar'dan yedi, Kureyş'ten de iki kişi içerisinde tek başına kalmıştı. Müşrikler kendilerine hücum edince 'Onları kim püskürtürse, onun için cennet vardır ya da cennette o benim yoldaşım olacaktır' buyurdu. Ensar'dan bir kişi ileri atıldı, şehit edilinceye dek onlarla çarpıştı. Ardından aynı şekilde hücum ettiklerinde, Hz. Peygamber (sav) tekrar 'Onları kim püskürtürse, ona cennet vardır ya da cennette o benim yoldaşım olacaktır' buyurdu. Tekrar Ensar'dan biri öne atıldı ve şehit edilinceye dek onlarla savaştı. Böyle böyle Ensarlı yedi kişi de öldürülünce, Rasulullah (sav) 'Ashabımıza insaflı davranmadık' buyurdu."
Bize İshak b. İbrahim ve İshak b. Mansur, o ikisine Nadr b. Şümeyl, oma Şu'be, ona Katâde, ona da Enes b. Mâlik şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Hayber'i fethetmek üzere geldiği gün 'Biz bir düşman topluluğuna vardık mı uyarılanların sabahı ne kötü olur' buyurdu."