Giriş

Bize Muhammed b. Râfi, ona Abdürrezzak, ona İbn Cüreyc, ona Musa b. Ukbe, ona da Ebu Nadr, Nebî'nin (sav) ashabından olup Eslem kabilesine mensup olan ve kendisine Abdullah b. Ebu Evfâ denilen zatın mektubundan naklen şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. Ubeydullah, Haricîler'e karşı sefer düzenlendiği vakit Abdullah b. Ebu Evfa ona bir mektup yazıp Rasulullah'ın (sav) düşmanla karşılaştığı bazı savaşlarında güneş batıya meyledene kadar beklediğini, (ardından) içlerinden kalkıp; "ey İnsanlar! Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin! Allah'tan afiyet isteyin! Onlarla karşılaştığınızda da sabredin ve bilin ki cennet, kılıçların gölgesi altındadır" buyurduğunu haber vermiş. Sonra da Hz. Peygamber (sav); "ey Kitabı indiren, bulutu hareket ettiren ve düşmanları hezimete uğratan Allah'ım! Onları da hezimete uğrat ve onlara karşı bize zafer ver" diye dua etmiştir.


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: الْجَنَّةُ تَحْتَ ظِلَالِ السُّيُوفِ

    Öneri Formu
2251 M004542 Müslim, Cihad ve Siyer, 20

Bize Ebu Tahir ve Harmele, -hadisin lafzı Harmele'ye aittir- ona Abdullah b. Vehb, ona Malik b. Enes, ona Yahya b. Said, ona Ömer b. Kesir b. Eflah, ona babası Muhammed Mevla Ebu Katade, ona da Ebu Katade şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) ile Huneyn senesinde gazaya çıktık. Düşmanla karşılaştığımızda Müslümanlarda bozulma baş gösterdi. O sırada bir müşriki bir Müslümanın üzerine çıkmışken gördüm ve hemen arkasından ona yetişip ensesine bir kılıç darbesi indirdim. Müşrik bana yönelip beni öylesine sıktı ki, ölümün nefesini ensemde hissettim. Ardından can verdi de beni bıraktı. Sonra Ömer b. Hattab'a yetiştim. Ona, insanlara neler oluyor diye sordum. O, Allah'ın kaderi dedi. Akabinde insanlar savaş meydanına döndüler. Rasulullah (sav) oturdu ve "kim bir düşmanı öldürdüğüne dair açık bir delil ortaya koyarsa, ölenin üzerinden çıkanlar ona aittir" buyurdu. Ben de kalkıp; bana kim şahitlik eder dedim. Sonra oturdum. Daha sonra Hz. Peygamber (sav) bunu ikinci defa; "kim bir düşmanı öldürdüğüne dair açık bir delil ortaya koyarsa, ölenin üzerinden çıkanlar ona aittir" buyurdu. Ben kalkıp, kim bana şahitlik eder dedim. Ardından oturdum. Rasulullah (sav) bunu üçüncü defa söyledi. Ben yine kalkınca Nebî (sav); "ey Ebu Katade, derdin nedir" buyurdu. Ben de kendisine olayı anlattım. Topluluktan biri; ya Rasulullah! Ebu Katade doğru söylüyor, öldürdüğü bu adamın eşyası bendedir. Buna karşılık onu başka bir şeyle razı et dedi. Ebu Bekir es-Sıddık da vallahi bu olacak şey değil. Allah'ın aslanlarından bir aslan, Allah ve Rasulü adına savaşacak da Hz. Peygamber (sav) onun öldürdüğü kişinin eşyasını sana verecek dedi. Bu söz üzerine Rasulullah (sav); "doğru söyledi" dedi. "Onu Ebu Katade'ye ver" buyurdu. O da bana eşyayı verdi. Ben o zırhı sattım da Seleme oğulları yurdunda bir bostan satın aldım. Müslüman olduktan sonra edindiğim ilk mal budur. [Leys'in rivayet ettiği hadiste Ebu Bekir'in asla, Hz. Peygamber (sav) onu Kureyş'ten bir sırtlancığa verip de Allah'ın aslanlarından bir aslanı bırakmaz dediği bilgisi vardır.] [(Yine) Leys'in rivayetinde, edindiğim ilk mal ifadesi bulunmaktadır.]


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: مَنْ قَتَلَ قَتِيلاً لَهُ عَلَيْهِ بَيِّنَةٌ فَلَهُ سَلَبُهُ

    Öneri Formu
2481 M004568 Müslim, Cihad ve Siyer, 41

Bize Said b. Mansur, ona Halid b. Abdullah, ona İsmail b. Ebu Halid, ona da Abdullah b. Ebu Evfâ şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav), (Hendek savaşında) düşmana karşı şöyle dua etmiştir: "Ey Kitabı indiren, hesabı çabuk olan Allah'ım! Düşmanları hezimete uğrat! Onları hezimete uğrat ve onları perişan et!"


    Öneri Formu
2252 M004543 Müslim, Cihad ve Siyer, 21

Bize Ebu Küreyb, ona İbn Nümeyr, ona Hişam, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir: "Sa'd, yarası kurumaya yüz tutarken; Allah'ım! Bana, senin yolunda Rasulünü (sav) yalanlayan ve onu (yurdundan) çıkaran bir topluluğa karşı cihat etmemden daha hoş gelecek hiçbir şey olmadığını biliyorsun. Allah'ım! Eğer Kureyş ile (yapılacak bir) savaş kaldıysa beni sağ bırak da senin için onlara karşı cihad edeyim! (Bununla birlikte) bizimle onlar arasında savaşı sona erdirdiğini zannediyorum. Bizimle onlar arasında savaşı sona erdirdiysen yaramı deş ve ölümümü (ondan dolayı) meydana getir dedi. (Derken yarası) göğsünden patlayıverdi. Mescitte, onunla birlikte Ğifâr oğullarına ait bir çadır da vardı. Yaradan akan kanın çadıra doğru akması, onları korkuttu ve çadırdakiler! Sizin tarafınızdan bize gelen de nedir dediler. (Bir de baktılar ki) Sa'd'ın yarası! Kan akıyor! (Sa'd), bundan dolayı vefat etti."


    Öneri Formu
2572 M004600 Müslim, Cihad ve Siyer, 67

Bize Yahya b. Yahya ve İshak b. İbrahim, o ikisine Cerir, ona Mansur, ona Mücahid, ona Tâvus, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) Mekke'nin fethedildiği Fetih günü şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Artık hicret yoktur! Ancak cihad ve niyet vardır. Savaşa çağrıldığınızda katılın."


    Öneri Formu
2576 M004829 Müslim, İmare, 85

Bedevîlerden (seferden) geri kalmış olanlara de ki: Siz yakında çok kuvvetli bir kavme karşı savaşmaya çağırılacaksınız. Onlarla, teslim oluncaya kadar savaşacaksınız. Eğer emre itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Ama önceden döndüğünüz gibi yine dönecek olursanız sizi acıklı bir azaba uğratır.


    Öneri Formu
57975 KK48/16 Fetih, 48, 16

Köre vebal yoktur, topala da vebal yoktur, hastaya da vebal yoktur. (Bunlar savaşa katılmak zorunda değildirler.) Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de geri kalırsa, onu acı bir azaba uğratır.


    Öneri Formu
57977 KK48/17 Fetih, 48, 17

Eğer eşlerinizden biri, sizi bırakıp kâfirlere kaçar, siz de (onlarla savaşıp) galip gelirseniz, eşleri gitmiş olanlara (ganimetten), harcadıkları kadar verin. İnandığınız Allah'a karşı gelmekten sakının.


    Öneri Formu
58458 KK60/11 Mümtehine, 60, 11


    Öneri Formu
14648 B005157 Buhari, Nikah, 58


    Öneri Formu
3002 M004857 Müslim, İmare, 102