484 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Yahya b. Said, ona Süfyân (es-Sevrî), ona Ebu İshâk, ona Nümeyr b. Ğarîb, ona da Âmir b. Mesud, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "En kolay elde edilen ganimet, kışın tutulan oruçtur." [Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, mürsel bir hadistir. (Çünkü) Âmir b. Mesud, Hz. Peygamber'e (sav) yetişememiştir. Âmir, Şu'be ve (Süfyân) es-Sevrî'nin kendisinden rivayette bulundukları İbrahim b. Âmir el-Kuraşî'nin babasıdır.]
Açıklama: '' الْغَنِيمَةُ الْبَارِدَةُ'' ifadesinin, ''En kolay (elde edilen) ganimet'' şeklinde anlaşılabileceğine ilişkin bk. Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, III, 427.
Bize Ebu Bekir b. Ebu'n-Nadr (b. Hişam), ona Ebu'n-Nadr el-Bağdadî (Haşim b. Kasım b. Müslim), ona Abdurrahman b. Abdullah b. Dinar, ona Ebu Hazim (Seleme b. Dinar), ona da Sehl b. Sa'd (b. Malik b. Halid b. Sa'lebe)'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah yolunda bir gün nöbet tutmak, dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır. Cennette birinizin kamçısının (tuttuğu kadar az bir) yer dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır. Aynı şekilde kulun, Allah yolunda günün ilk saatlerinden öğle vaktine kadarki zaman diliminde ya da öğle vaktinden günün son saatlerine kadarki zaman diliminde yollara düşmesi dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: رِبَاطُ يَوْمٍ فِى سَبِيلِ اللَّهِ خَيْرٌ مِنَ الدُّنْيَا وَمَا فِيهَا
Bize İbn Ebu Ömer (Muhammed b. Yahya b. Ebu Ömer), ona Süfyan b. Uyeyne (b. Meymun), ona da Muhammed b. Münkedir şöyle rivayet etmiştir: Selman el-Farisî, (savaştaki) nöbet yerinde beklemekte olan Şürahbil b. Simt'in yanına uğradı. Şürahbil ve arkadaşları nöbet tutmaktan dolayı bitap düşmüştü. Selman el-Farisî 'Ey İbn Simt! Sana Rasulullah'tan (sav) duyduğum bir hadisi rivayet edeyim mi? diye sordu. O da 'Evet' şeklinde cevap verdi. Bunun üzerine Selman el-Farisî Rasulullah'ı (sav) "Allah yolunda bir gün nöbet tutmak, bir ay oruç tutmaktan ve bu ayın gecelerini ihya etmekten daha faziletlidir. -veya daha hayırlıdır.- Allah yolunda nöbet tutarken ölen kimse kabir azabından korunur. Amelinden (elde edeceği mükafat) kıyamet gününe kadar artırılır." buyururken işittiğini söylemiştir. Ebu İsa (et-Tirmizî) bu hadisin hasen olduğunu ifade etmiştir.
Açıklama: Rivayet munkatıdır; Muhammed b. Münkedir ile Selman el-Farisî arasında inkıta' vardır.
Bize Yahya b. Yahya (b. Bekir b. Abdurrahman) ve Kuteybe b. Said (b. Cemil b. Tarif), onlara Ebu Avane (Vazzah b. Abdullah), ona Yahya, ona Ebu Avane, ona Esved b. Kays, ona da Cündeb b. Süfyan'ın rivayet ettiğine göre bir savaşta Rasulullah'ın (sav) parmağı kanamıştı. "Sen kanayan bir parmaksın. Senin başına gelenler Allah yolunda gelmektedir" buyurdu.
Bize Muhammed b. İsmail, ona Musa b. İsmail, ona Ebân b. Yezid, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona Zeyd b. Sellâm, ona Ebu Sellâm, ona da Hâris el-Eş’arî’nin rivayet ettiğine göre, Nebi (sav) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz Allah (cc), Zekariya'nın oğlu Yahya’ya (as), hem kendisinin amel etmesi hem de İsrailoğullarına emredip onların da amel etmeleri için beş şey emretti. Yahya (as) bu emri yerine getirmekte az kalsın gecikiyordu ki İsa (as) ona şöyle dedi: 'Allah sana gereğince amel etmen, İsrailoğullarına emretmen ve onların da gereğince amel etmeleri için beş şeyi emretmişti. Ya onlara bu emirleri sen bildir ya da ben bildireyim.' Yahya (as) 'Eğer benden önce onları sen söyleyecek olursan, yerin dibine geçirilmekten yahut azaba uğratılmaktan korkarım' deyip insanları Beyt’ül-Makdis’te topladı. Mescid ağzına kadar dolup taştı, hatta insanlar balkonlara çıktılar. Yahya (as) onlara 'Allah bana gereğince amel edeyim, sizin de gereğince amel etmeniz için size bildirmem için şu beş şeyi emretti: Onların ilki, Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmaksızın ibadet etmenizdir. Şüphesiz Allah’a ortak koşanın misali şuna benzer: Kendi öz malından altın ya da gümüş mukabilinde bir köle satın alıp da, bu benim evim, bu da benim işim, sen işini yap, bana da kazandığından öde der. O köle çalışır, ancak ödemeyi efendisinden başkasına yapar. Hanginiz kölesinin böyle davranmasından razı olur? Allah size bir de namazı emretti. Namaz kıldığınız vakit başka yöne dönüp bakmayın. Çünkü Allah yüzünü, başka tarafa bakmadığı sürece namazda olan kulunun yüzüne çevirir. Size oruç tutmanızı da emrediyorum. Bunun misali de, bir topluluk arasında bulunup, yanında içerisinde misk bulunan küçük bir kese taşıyan adama benzer. Hepsi, onun kokusundan oldukça hoşlanır. Gerçekten oruç tutan kişinin ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha hoştur. Size sadaka vermenizi de emrediyorum. Bunun misali de şu adamın durumuna benzer: Düşmanı onu esir alıp, elini boynuna bağlamış ve boynunu vurmak üzere onu herkesin önüne getirmiş iken, onlara 'Ben az çok elimde ne varsa fidyemi verip kurtulmak istiyorum' deyip, kendisini fidyeyle onların ellerinden kurtarır. Sizlere Allah’ı anmanızı da emrediyorum. Bunun misali de, düşmanının koştura koştura peşinden geldiği (kaçan) adama benzer. Bu kimse nihayet son derece sağlam bir kaleye ulaşır ve onlardan kendisini kurtarır. İşte kul da kendisini şeytandan ancak Allah’ı anmakla koruyabilir.' Nebi (sav) da şöyle buyurdu: 'Ben de sizlere Allah’ın bana emretmiş olduğu şu beş şeyi emrediyorum: Dinleyip itaat etmek, cihad etmek, hicret etmek ve cemaatle birlikte bulunmak. Zira kim cemaatten bir karış kadar ayrılacak olursa, geri dönmesi hali müstesnâ, boynundan İslam’ın ipini çıkarmış olur. Kim de cahiliyye davası güderse, cehennemde diz üstü çökecektir.' Bir adam 'Ey Allah’ın Rasulü! Namaz kılsa, oruç tutsa da mı?' diye sordu. Rasulullah (sav) da 'Namaz kılsa ve oruç tutsa da!' dedi. Devamında da 'O halde ey Allah'ın kulları! Sizi müslümanlar, müminler olarak isimlendiren Allah'ın davasını güdünüz' buyurdu." [Bu, hasen-sahih-garip bir hadistir. Muhammed b. İsmail (Buhârî) dedi ki: Hâris el-Eş’arî, sahabîdir ve bunun dışında başka rivayetleri de vardır.]
Bize Ebu'l-Velîd, ona Şu'be, ona Ebu İshâk, ona da Berâ şöyle rivayet etmiştir: "Müminlerden oturup (savaşa gitmeyenlerle mücahidler) eşit olmaz" âyeti indiğinde Rasulullah (sav), Zeyd'i çağırdı (ve Zeyd, âyeti yazmak için) bir kemik getirdi ve onu yazdı. İbn Ümmü Mektûm mazeretinden dert yandı. (Bunun üzerine), "Mazeret sahibi kimseler hariç (olmak üzere) müminlerden oturup (savaşa gitmeyenlerle mücahidler) eşit olmaz" kısmı indi.
Bize Amr b. Âsım, ona Hammâd b. Seleme, ona Humeyd, ona da Enes, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: Müşriklerle mallarınız, canlarınız ve dillerinizle cihad ediniz.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: أَلاَ إِنَّ الْقُوَّةَ الرَّمْىُ