Giriş

Bize Hallâd b. Yahya, ona Süfyân, ona Mansur ve A'meş, onlara Ebu Vâil, ona da İbn Mesud (ra.) şöyle söylemiştir: Bir adam gelip Hz. Peygamber'e (sav.); 'Ey Allah'ın rasulü, bizler cahiliye döneminde yaptıklarımızdan sorumlu tutulacak mıyız?' diye sordu. Rasulullah (sav) şöyle cevap verdi: "Müslüman olduktan sonra güzel yaşayan, cahiliye döneminde yaptıklarından sorumlu tutulmaz. Fakat Müslüman olduktan sonra kötü işler yapan (irtidat edip kafir olarak ölen) hem önceki hem de sonraki yaptıklarından sorumlu tutulur."


Açıklama: Bu konuda ana ilke, İslâm’ın geçmiş günahları sileceğidir. Bir kâfir Müslüman olursa, küfür halinde iken işlediği günahları bağışlanır. “Küfredenlere söyle: Eğer vazgeçerlerse, geçmiş günahları affedilecektir” (el-Enfâl, 8/38) meâlindeki âyet bunu ifâde etmektedir. Buna mukabil Müslüman iken dinini değiştirirse; “Kim imandan sonra küfre girerse, bütün ameli boşa gider” (el-Mâide, 5/5) meâlindeki âyet mucibince, daha önce yapmış olduğu hiçbir ameli değer ifâde etmez. Dolayısıyla hem İslâm’dan önceki günahlarından ve hem de İslâm’dan sonraki günahlarından muâheze edilir. Bu insan irtidattan sonra tekrar İslâm’a girecek olursa, yine yeni Müslüman olmuş sayılır ve irtidat halinde iken işlediklerinden muâheze edilmemesi umulur.

    Öneri Formu
279200 B006921-2 Buhari, İstitâbetü'l-Mürteddîn, 1

Bize Hallâd b. Yahya, ona Süfyân, ona Mansur ve A'meş, onlara Ebu Vâil, ona da İbn Mesud (ra.) şöyle söylemiştir: Bir adam gelip Hz. Peygamber'e (sav.); 'Ey Allah'ın rasulü, bizler cahiliye döneminde yaptıklarımızdan sorumlu tutulacak mıyız?' diye sordu. Rasulullah (sav) şöyle cevap verdi: "Müslüman olduktan sonra güzel yaşayan, cahiliye döneminde yaptıklarından sorumlu tutulmaz. Fakat Müslüman olduktan sonra kötü işler yapan (irtidat edip kafir olarak ölen) hem önceki hem de sonraki yaptıklarından sorumlu tutulur."


    Öneri Formu
27366 B006921 Buhari, İstitâbetü'l-Mürteddîn, 1

Bize Züheyr b. Harb, Muhammed b. Hatim ve Abd b. Humeyd, onlara Yakub b. İbrahim, ona İbn Şihab'ın kardeşinin oğlu (Muhammed b. Abdullah), ona amcası (İbn Şihab ez-Zührî), ona Salim, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ümmetimin tamamı bağışlanır, ancak (günahlarını) açıktan işleyenler bunun dışındadır. Şüphesiz günahı aşikar etmenin bir yolu da şudur: Bir kimse geceleyin bir günah işler, sonra sabahlar, Rabbi onun (günahını) örttüğü halde o kalkıp 'ey filan! Ben dün gece şöyle şöyle yaptım' der. Hâlbuki Rabbi geceleyin onu (günahını) örtmüştür. Rabbi onun günahını örtmüş olarak geceler, ama o sabahleyin kalkar ve Allah'ın örttüğünü aşikar kılar." [Züheyr "(وإنَّ من الإجْهَار) Şüphesiz günahı aşikar etmenin bir şekli de şudur" ifadesi yerine "(ومن الهِجَارِ) pervasızlıktan biri de şudur" ifadesini zikretmiştir.]


    Öneri Formu
133 M007485 Müslim, Zühd ve Rekâik, 52

Bize Ebu Küreyb, ona Muhammed b. Fudayl, ona Hamza ez-Zeyyât, ona Ziyad et-Tâî, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Bizler 'Yâ Rasulullah! Bize ne oluyor da senin huzurundayken kalplerimiz yumuşuyor, dünyaya aldırış etmiyoruz ve ahiret ehlinden oluyoruz. Senin huzurundan ayrılıp da ailemizle bir araya geldiğimizde ve evlatlarımızı kokladığımızda, önceki halimizden eser kalmıyor?' dedik. Rasulullah (sav) 'Şayet huzurumdan ayrıldığınızda da haliniz öyle kalsaydı, melekler sizi evlerinizde ziyaret ederdi. Sizler günah işlemeseydiniz, muhakkak ki Allah (cc) günah işleyip de kendilerini affedeceği başka kimseleri yaratırdı' buyurdu. Ben 'Yâ Rasulullah! Mahlukat neyden yaratılmıştır?' dediğimde, 'Sudan' buyurdu. 'Peki ya cennet neden yapılmıştır?' dediğimse ise 'Malzemesi gümüşten ve altından olan tuğladan, harcı hoş kokulu miskten, taşları inci ve yakuttan, toprağı ise zaferândandır. Oraya girenler, nimetlere nail olur, üzüntüye kapılmaz, sonsuza kadar hayatta kalır ve ölmezler. Elbiseleri eskimez, gençlikleri de son bulmaz' buyurdu. Ardından da 'Şu üç kişinin duası geri çevrilmez: Adeletli yöneticinin, iftar ederken oruçlunun ve mazlumun duası. Allah mazlumun duasını bulutların üzerine çıkarır, o dua için göğün kapıları açılır ve Rab azze ve celle 'İzzetim hakkı için, bir zaman sonra dahi olsa sana muhakkak yardım edeceğim' buyurur' dedi." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, isnadı pek sağlam olmayan bir hadis olup bana göre muttasıl da değildir. Bu hadis, Ebu Hureyre vasıtası ile Nebî'den (sav) başka bir isnadla da nakledilmiştir.]


    Öneri Formu
14773 T002526 Tirmizi, Sıfatü’l-Cenne, 2

Bize Züheyr b. Harb, Muhammed b. Hatim ve Abd b. Humeyd, onlara Yakub b. İbrahim, ona İbn Şihab'ın kardeşinin oğlu (Muhammed b. Abdullah), ona amcası (İbn Şihab ez-Zührî), ona Salim, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ümmetimin tamamı bağışlanır, ancak (günahlarını) açıktan işleyenler bunun dışındadır. Şüphesiz günahı aşikar etmenin bir yolu da şudur: Bir kimse geceleyin bir günah işler, sonra sabahlar, Rabbi onun (günahını) örttüğü halde o kalkıp 'ey filan! Ben dün gece şöyle şöyle yaptım' der. Hâlbuki Rabbi geceleyin onu (günahını) örtmüştür. Rabbi onun günahını örtmüş olarak geceler, ama o sabahleyin kalkar ve Allah'ın örttüğünü aşikar kılar." [Züheyr "(وإنَّ من الإجْهَار) Şüphesiz günahı aşikar etmenin bir şekli de şudur" ifadesi yerine "(ومن الهِجَارِ) pervasızlıktan biri de şudur" ifadesini zikretmiştir.]


    Öneri Formu
282898 M007485-2 Müslim, Zühd ve Rekâik, 52

Bize Züheyr b. Harb, Muhammed b. Hatim ve Abd b. Humeyd, onlara Yakub b. İbrahim, ona İbn Şihab'ın kardeşinin oğlu (Muhammed b. Abdullah), ona amcası (İbn Şihab ez-Zührî), ona Salim, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ümmetimin tamamı bağışlanır, ancak (günahlarını) açıktan işleyenler bunun dışındadır. Şüphesiz günahı aşikar etmenin bir yolu da şudur: Bir kimse geceleyin bir günah işler, sonra sabahlar, Rabbi onun (günahını) örttüğü halde o kalkıp 'ey filan! Ben dün gece şöyle şöyle yaptım' der. Hâlbuki Rabbi geceleyin onu (günahını) örtmüştür. Rabbi onun günahını örtmüş olarak geceler, ama o sabahleyin kalkar ve Allah'ın örttüğünü aşikar kılar." [Züheyr "(وإنَّ من الإجْهَار) Şüphesiz günahı aşikar etmenin bir şekli de şudur" ifadesi yerine "(ومن الهِجَارِ) pervasızlıktan biri de şudur" ifadesini zikretmiştir.]


    Öneri Formu
282899 M007485-3 Müslim, Zühd ve Rekâik, 52