Giriş

Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Yezîd b. Ebu Habib, ona İbn Şihâb, ona da Ubeydullah b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir: Babası (Abdullah b. Utbe), İbn Erkam'a bir mektup yazarak Hz. Peygamber'in (sav) Subey'a el-Eslemiye hakkında nasıl fetva verdiğini, Subey'a'dan sordurmuş, Subey'a da “Peygamber (sav), doğum yaptıktan sonra bana evlenme izni verdi” demiştir.


    Öneri Formu
16352 B005319 Buhari, Talak, 39

Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Cafer b. Rabîa, ona Abdurrahman b. Hürmüz A'rec, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona Ebu Seleme'nin kızı Zeynep, ona da annesi ve Hz. Peygamber'in eşi Ümmü Seleme şöyle rivayet etmiştir: Eslem kabilesinden, Sa'd b. Havle'nin eşi, Subey'a denilen bir kadın kocası Sa'd vefat ettiği za­man hamile idi. (Doğum yaptıktan sonra) Ebu Senâbîl b. Ba'kek, bu kadınla evlenmek üzere talip oldu. Kadın onunla evlenmeyi kabul etmedi. Daha sonra Ebu Senâbîl (bu kadının evlilik amacıyla süslendiğini görünce) “Vallahi sen iki müddetin sonuncusunu (dört ay on gü­n) iddet beklemedikçe, kimse ile evlenemezsin” dedi. Kadın, doğurmasının ardından on geceye yakın bir süre bekledi, sonra Peygamber'e (sav) gelip görüş ordu. Peygamber (sav) de "evlenebilirsin" buyurdu.


    Öneri Formu
16345 B005318 Buhari, Talak, 39

Bana Yahya b. Kaza'a, ona Malik, ona Hişâm b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Misver b. Mahreme şöyle rivayet etmiştir: Subey'a el-Eslemiyye, kocasının ölümünden geceler (günler) sonra doğum yaptı, ardından Peygamber'e (sav) gelip evlenme izni istedi. Peygamber (sav) de ona izin verdi, o da evlendi.


    Öneri Formu
16353 B005320 Buhari, Talak, 39

Humeyd der ki: Ben Zeyneb'e “'Senenin başında deve tersi atardı' sözünden maksat ne­dir?” diye sordum, şöyle cevap verdi: Cahiliye döneminde kadın, kocası öldüğü zaman, evinin en kü­çük, en kötü bir odasına girer, bir sene boyunca en kötü elbiselerini giyer, hiçbir koku sü­rünüp temizlik yapmazdı. Bir sene sonra kadının yanına merkep yahut koyun veya kuş türünden bir hayvan getirilir, kadın, o hayvanı kendi vücuduna sürterdi. Kadının böyle vücuduna sürte sürte ezdiği hayvan artık yaşayamaz ölürdü. Sonra kadın, o çirkin hapis odasından çıkardı. Bu defa kadının eline bir deve tersi verilirdi, o da bunu fırlatır atardı. Bu merasimden sonra artık kadın temizlenir, yı­kanır ve istediği gibi süslenerek ortaya çıkar da evlenme teklif ede­cek taliplerine görünebilir, kendini onlara arz ederdi. İmâm Mâlik'e 'تَفْتَضُّ بِهِ' ne de­mektir? diye soruldu, o da “'kadın onu cildine sürer' anlamına gelmektedir” cevabını verdi:


    Öneri Formu
16472 B005337 Buhari, Talak, 46

Bize İshak b. Mansur, ona Ravh b. Ubade, ona Şibl, ona da İbn Ebu Necîh, şöyle demiştir: "İçinizden ölenlerin geride bıraktıkları eşleri, kendi kendilerine dört ay on gün (iddet) beklerler" (Bakara, 234). ayeti hakkında Mücâhid şöyle der: Burada zik­redilen iddet, kadının, kocasının akrabaları ya­nında bekleyeceği iddettir ve bu vacip bir iddettir. Yine Yüce Allah: "sizden arkalarında dul eş bırakıp ölen kimseler, eşlerinin, evlerinden çıkarılmadan, bir yıla kadar bıraktıkları maldan faydalanmaları hususunda sağken vasiyet etsinler. Eğer kendileri çıkıp giderlerse, yaptıkları meşru şeylerden dolayı size bir günah yoktur" ayetini (bakara, 240) indirdi. Yüce Allah (dört ay on gün iddet bek­leyen) kadına, bu ayette, bir vasiyetle yedi ay yirmi gün daha ekleyip, sene­nin tamamını tahsis etti. O kadın isterse kendisi için yapılmış vasiyete uyarak orada kalır, isterse çıkar gider. Bu (hüküm) Yüce Allah'ın "evlerinden çıkarılmadan. Eğer kendileri çıkıp giderlerse, size bir günah yoktur" sözü (gereğidir). İddet ifade edildiği gibi kadın üzerine vaciptir. İb­n Ebu Necîh, bunu Mucâhid'in görüşü olarak söyledi. Atâ'nın rivayetine göre İbn Abbas der ki: Bu ayet, kadının kendi ailesi yanında iddet beklemesini nesh etmiştir. Artık kadın istediği yerde iddetini bekler. Bu, Yüce Allah'ın "Çıkarılmayarak..." sözünün gereğidir. Atâ der ki: Ka­dın isterse kocasının ailesi yanında iddet bekler ve kendine yapılan vasiyet çerçevesinde ikamet eder, isterse Yüce Allah'ın: "Onların yap­tıkları işlerden size günah yoktur" sözü gereği baş­ka yere çıkar gider. Yine Atâ der ki: Sonra miras ayeti (Nisâ: 11-12) geldi ve süknâ (mecburi ikamet) hakkını nesh etti. Artık mecburi ikamet olmaksızın di­lediği yerde iddetini bekler.


    Öneri Formu
16479 B005344 Buhari, Talak, 50


    Öneri Formu
16136 M003727 Müslim, Talak, 58


    Öneri Formu
16140 M003728 Müslim, Talak, 58


    Öneri Formu
16155 M003731 Müslim, Talak, 60


    Öneri Formu
16159 M003732 Müslim, Talak, 60


    Öneri Formu
16162 M003733 Müslim, Talak, 61