Öneri Formu
Hadis Id, No:
2451, M004771
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ وَهْبِ بْنِ مُسْلِمٍ حَدَّثَنَا عَمِّى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ الْحَارِثِ حَدَّثَنِى بُكَيْرٌ عَنْ بُسْرِ بْنِ سَعِيدٍ عَنْ جُنَادَةَ بْنِ أَبِى أُمَيَّةَ قَالَ دَخَلْنَا عَلَى عُبَادَةَ بْنِ الصَّامِتِ وَهُوَ مَرِيضٌ فَقُلْنَا حَدِّثْنَا أَصْلَحَكَ اللَّهُ بِحَدِيثٍ يَنْفَعُ اللَّهُ بِهِ سَمِعْتَهُ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم. فَقَالَ دَعَانَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَبَايَعْنَاهُ فَكَانَ فِيمَا أَخَذَ عَلَيْنَا أَنْ بَايَعَنَا عَلَى السَّمْعِ وَالطَّاعَةِ فِى مَنْشَطِنَا وَمَكْرَهِنَا وَعُسْرِنَا وَيُسْرِنَا وَأَثَرَةٍ عَلَيْنَا وَأَنْ لاَ نُنَازِعَ الأَمْرَ أَهْلَهُ قَالَ:
"إِلاَّ أَنْ تَرَوْا كُفْرًا بَوَاحًا عِنْدَكُمْ مِنَ اللَّهِ فِيهِ بُرْهَانٌ."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Abdurrahman b. Vehb b. Müslim, ona amcası Abdullah b. Vehb, ona Amr b. Haris, ona Bükeyr, ona Büsr b. Said, ona da Cünâde b. Ebu Ümeyye şöyle rivayet etmiştir: Hasta iken Ubade b. Saâmit'in yanına girdik. Allah durumunu düzeltsin! Bize Rasulullah'tan (sav) işittiğin (ve) Allah'ın bizi faydalandıracağı bir hadis naklet dedik. O, Rasulullah (sav) bizi çağırdı da kendisine biat ettik. Bizden aldığı (sözlerden biri de) işimize gelen ve gelmeyen (durumlarda), zorluk ve kolaylık) anımızda, (kayrılmaya maruz kaldığımızda ve yöneticiyle yöneticilik (konusunda) çekişmemek üzere biat etmek vardı dedi (ve Hz. Peygamber (sav)); "size göre Allah katında kesin delille küfür olduğuna inandığınız (durumlar hariç)" buyurdu (diye ekledi).
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmâre 4771, /790
Senetler:
()
Konular:
Biat, bağlılık bildirimi
Yönetici, itaat ve sınırları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2455, M004773
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ فُرَاتٍ الْقَزَّازِ عَنْ أَبِى حَازِمٍ قَالَ قَاعَدْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ خَمْسَ سِنِينَ فَسَمِعْتُهُ يُحَدِّثُ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"كَانَتْ بَنُو إِسْرَائِيلَ تَسُوسُهُمُ الأَنْبِيَاءُ كُلَّمَا هَلَكَ نَبِىٌّ خَلَفَهُ نَبِىٌّ وَإِنَّهُ لاَ نَبِىَّ بَعْدِى وَسَتَكُونُ خُلَفَاءُ فَتَكْثُرُ." قَالُوا فَمَا تَأْمُرُنَا قَالَ:
"فُوا بِبَيْعَةِ الأَوَّلِ فَالأَوَّلِ وَأَعْطُوهُمْ حَقَّهُمْ فَإِنَّ اللَّهَ سَائِلُهُمْ عَمَّا اسْتَرْعَاهُمْ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Furat el-Kazzaz, ona da Ebu Hazim şöyle rivayet etmiştir: Ebu Hureyre'yle beş sene beraber bulundum. Hz. Peygamber'den şöyle naklettiğini işittim:
"İsrail oğullarını peygamberler sevk ve idare ederdi. Bir peygamber vefat ettiğinde (bir diğer) peygamber peşinden gelirdi. Gerçek şu ki benden sonra peygamber yoktur! (Bununla birlikte) halifeler olacak (ve) çoğalacaklardır." (İnsanlar), Bize ne emredersin dediler. Hz. Peygamber (sav); "ilkine yaptığınız biati tutun ve onların hakkını verin. Allah, sorumlu kıldığı kimselere dair onları sorguya çekecektir" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmâre 4773, /790
Senetler:
()
Konular:
Biat, bağlılık bildirimi
Yönetici, itaat ve sınırları
Yönetim, halife, tayini ve seçimi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2458, M004776
Hadis:
حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالَ إِسْحَاقُ أَخْبَرَنَا وَقَالَ زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ زَيْدِ بْنِ وَهْبٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَبْدِ رَبِّ الْكَعْبَةِ قَالَ دَخَلْتُ الْمَسْجِدَ فَإِذَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَمْرِو بْنِ الْعَاصِ جَالِسٌ فِى ظِلِّ الْكَعْبَةِ وَالنَّاسُ مُجْتَمِعُونَ عَلَيْهِ فَأَتَيْتُهُمْ فَجَلَسْتُ إِلَيْهِ فَقَالَ كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرٍ فَنَزَلْنَا مَنْزِلاً فَمِنَّا مَنْ يُصْلِحُ خِبَاءَهُ وَمِنَّا مَنْ يَنْتَضِلُ وَمِنَّا مَنْ هُوَ فِى جَشَرِهِ إِذْ نَادَى مُنَادِى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الصَّلاَةَ جَامِعَةً. فَاجْتَمَعْنَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ:
"إِنَّهُ لَمْ يَكُنْ نَبِىٌّ قَبْلِى إِلاَّ كَانَ حَقًّا عَلَيْهِ أَنْ يَدُلَّ أُمَّتَهُ عَلَى خَيْرِ مَا يَعْلَمُهُ لَهُمْ وَيُنْذِرَهُمْ شَرَّ مَا يَعْلَمُهُ لَهُمْ وَإِنَّ أُمَّتَكُمْ هَذِهِ جُعِلَ عَافِيَتُهَا فِى أَوَّلِهَا وَسَيُصِيبُ آخِرَهَا بَلاَءٌ وَأُمُورٌ تُنْكِرُونَهَا وَتَجِىءُ فِتْنَةٌ فَيُرَقِّقُ بَعْضُهَا بَعْضًا وَتَجِىءُ الْفِتْنَةُ فَيَقُولُ الْمُؤْمِنُ هَذِهِ مُهْلِكَتِى. ثُمَّ تَنْكَشِفُ وَتَجِىءُ الْفِتْنَةُ فَيَقُولُ الْمُؤْمِنُ هَذِهِ هَذِهِ. فَمَنْ أَحَبَّ أَنْ يُزَحْزَحَ عَنِ النَّارِ وَيَدْخُلَ الْجَنَّةَ فَلْتَأْتِهِ مَنِيَّتُهُ وَهُوَ يُؤْمِنُ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ وَلْيَأْتِ إِلَى النَّاسِ الَّذِى يُحِبُّ أَنْ يُؤْتَى إِلَيْهِ وَمَنْ بَايَعَ إِمَامًا فَأَعْطَاهُ صَفْقَةَ يَدِهِ وَثَمَرَةَ قَلْبِهِ فَلْيُطِعْهُ إِنِ اسْتَطَاعَ فَإِنْ جَاءَ آخَرُ يُنَازِعُهُ فَاضْرِبُوا عُنُقَ الآخَرِ." فَدَنَوْتُ مِنْهُ فَقُلْتُ لَهُ أَنْشُدُكَ اللَّهَ آنْتَ سَمِعْتَ هَذَا مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَهْوَى إِلَى أُذُنَيْهِ وَقَلْبِهِ بِيَدَيْهِ وَقَالَ سَمِعَتْهُ أُذُنَاىَ وَوَعَاهُ قَلْبِى. فَقُلْتُ لَهُ هَذَا ابْنُ عَمِّكَ مُعَاوِيَةُ يَأْمُرُنَا أَنْ نَأْكُلَ أَمْوَالَنَا بَيْنَنَا بِالْبَاطِلِ وَنَقْتُلَ أَنْفُسَنَا وَاللَّهُ يَقُولُ "(يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لاَ تَأْكُلُوا أَمْوَالَكُمْ بَيْنَكُمْ بِالْبَاطِلِ إِلاَّ أَنْ تَكُونَ تِجَارَةً عَنْ تَرَاضٍ مِنْكُمْ وَلاَ تَقْتُلُوا أَنْفُسَكُمْ إِنَّ اللَّهَ كَانَ بِكُمْ رَحِيمًا)" قَالَ فَسَكَتَ سَاعَةً ثُمَّ قَالَ أَطِعْهُ فِى طَاعَةِ اللَّهِ وَاعْصِهِ فِى مَعْصِيَةِ اللَّهِ.
Tercemesi:
Bize Züheyr b. Harb ve İshak b. İbrahim, onlara Cerir, ona el-A'meş, ona Zeyd b. Vehb, ona Abdurrahman b. Abdurabbi Kâbe'nin şöyle dediğini rivayet etti: Mescide girdim, Abdullah b. Amr el-Âs'ın Kâbe'nin gölgesinde oturmuş olduğunu, etrafına da insanların toplanmış olduğunu gördüm. Ben de onların yanına gidip, onun halkasına oturdum dedi ki: Bir seferde Rasulullah (sav) ile birlikte idik. Bir yerde konakladık. Kimimiz çadırını düzeltiyor, kimilerimiz ok atışı yarışı yapıyordu. Kimimiz de hayvanlarını otlatıyordu. Derken Rasulullah'ın (sav) münadisi; topluca namaza diye seslendi. Biz de Rasulullah'ın yanında toplanıp bir araya geldik, O şöyle buyurdu:
"Benden önce ne kadar nebi geldiyse mutlaka kendilerine, onlar için hayırlı bulduğu her bir hayrı göstermiş, kendileri için şer olduğunu bildiği her bir husustan onları sakındırmıştır. Sizin bu ümmetinizin ise afiyeti (esenliği) baş taraflarındadır. Bu ümmetin sonradan gelecek olanlarına bir bela ve sizin doğru bulmadığınız hususlar da isabet edecektir. Öyle bir fitne gelecek ki bazısı diğer bazısını hafifletecek. Bir fitne gelecek, mümin: İşte beni helak edecek budur, diyecek. Sonra o fitne açılıp gidecek, bir başka fitne gelecek, mümin: İşte bu, işte bu! diyecek. O halde cehennem ateşinden uzaklaştırılıp, cennete girdirilmek istenen bir kimseye ölümü, kendisi Allah'a ve ahiret gününe iman ettiği halde iken gelsin. Ayrıca o, insanlara kendisine yapılmasını sevdiği işler yapsın. Kim bir imama (devlet yöneticisine) beyat eder, ona elini ve kalbinin semeresini verirse, gücü yettiği takdirde ona itaat etsin. Bir başkası gelerek bu hususta onunla çekişmek isterse, siz de o başkasının boynunu vurun." Bunun üzerine ben de ona (Abdullah b. Amr'a) yaklaştım ve: Bunu Rasulullah'tan (sav) bizzat sen mi dinledin dedim. O derhal elleriyle kulaklarını ve kalbini işaret ederek, bu sözleri iki kulağım dinledi, kalbim de belledi dedi. Bu sefer ben ona; işte senin amcaoğlun Muaviye bizlere mallarımızı kendi aramızda batıl yollarla yememizi ve canlarımızı öldürmemizi emrediyor. Halbuki Allah; "ey iman ederler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. Aranızda karşılıklı bir anlaşma ile gerçekleştirdiğiniz bir ticaret müstesna. Kendinizi öldürmeyin, şüphe yok ki Allah çok rahmet edendir" (Nisa, 4/29) buyurmaktadır dedim. (Abdullah) bir süre sustuktan sonra; Allah'a itaat olan hususlarda ona itaat et, Allah'a masiyet olan hususlarda ise ona isyan et dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmâre 4776, /791
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Abdurrahman b. Abdurabbi Ka'be el-Âizî (Abdurrahman b. Abdurabbi Ka'be)
3. Ebu Süleyman Zeyd b. Vehb el-Cühenî (Zeyd b. Vehb)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
6. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
Biat, bağlılık bildirimi
Bilgi, gaybdan haber verme
Fitne, Fesat, İfsat, fitnecilik, bozgunculuk
İNSANLAR ARASI SEVGİ VE SAYGI
İtaat, Allah'a ve Rasûlüne itaat
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2530, M004807
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا لَيْثُ بْنُ سَعْدٍ ح
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رُمْحٍ أَخْبَرَنَا اللَّيْثُ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ قَالَ:
"كُنَّا يَوْمَ الْحُدَيْبِيَةِ أَلْفًا وَأَرْبَعَمِائَةٍ فَبَايَعْنَاهُ وَعُمَرُ آخِذٌ بِيَدِهِ تَحْتَ الشَّجَرَةِ وَهِىَ سَمُرَةٌ. وَقَالَ بَايَعْنَاهُ عَلَى أَلاَ نَفِرَّ. وَلَمْ نُبَايِعْهُ عَلَى الْمَوْتِ."
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys b. Sa'd; (T)
Bize Muhammed b. Rumh, ona Leys, ona Ebu Zübeyr, ona da Cabir şöyle rivayet etmiştir:
"Hudeybiye günü bin dört yüz kişiydik de Hz. Peygamber'e (sav) biat ettik. Ömer de semüre (denilen) ağaç altında Nebî'nin (sav) elini tutmuş vaziyetteydi. Rasulullah'a (sav) kaçmamak üzere biat ettik, ölüm üzere değil."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmâre 4807, /796
Senetler:
()
Konular:
Biat, bağlılık bildirimi
Biat, Ridvan Biatı
Siyer, Hudeybiye Günü
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا ابْنُ عُيَيْنَةَ ح
وَحَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ قَالَ:
"لَمْ نُبَايِعْ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى الْمَوْتِ إِنَّمَا بَايَعْنَاهُ عَلَى أَنْ لاَ نَفِرَّ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2532, M004808
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا ابْنُ عُيَيْنَةَ ح
وَحَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ أَبِى الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ قَالَ:
"لَمْ نُبَايِعْ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى الْمَوْتِ إِنَّمَا بَايَعْنَاهُ عَلَى أَنْ لاَ نَفِرَّ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona İbn Uyeyne; (T)
Bize İbn Nümeyr, ona Süfyan, ona Ebu Zübeyr, ona da Cabir şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah'a (sav) ölüm üzere değil, kaçmamak üzere biat ettik."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmâre 4808, /796
Senetler:
()
Konular:
Biat, bağlılık bildirimi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2534, M004809
Hadis:
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ أَخْبَرَنِى أَبُو الزُّبَيْرِ
"سَمِعَ جَابِرًا يُسْأَلُ كَمْ كَانُوا يَوْمَ الْحُدَيْبِيَةِ قَالَ كُنَّا أَرْبَعَ عَشْرَةَ مِائَةً فَبَايَعْنَاهُ وَعُمَرُ آخِذٌ بِيَدِهِ تَحْتَ الشَّجَرَةِ وَهِىَ سَمُرَةٌ فَبَايَعْنَاهُ غَيْرَ جَدِّ ابْنِ قَيْسٍ الأَنْصَارِىِّ اخْتَبَأَ تَحْتَ بَطْنِ بَعِيرِهِ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Hatim, ona Haccac, ona İbn Cüreyc, ona da Ebu Zübeyr şöyle rivayet etmiştir:
"Cabir'i, Hudeybiye günü kaç kişiydiniz diye sorulurken işittim. O, bin dört yüz kişiydik de Nebî'ye (sav) biat ettik. Ömer de semüre (denilen) ağaç altında Nebî'nin (sav) elini tutmuş vaziyetteydi. Ced b. Kays el-Ensârî dışında (hepimiz) Hz. Peygamber'e (sav) biat ettik. O, devesinin karnının altına gizlendi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmâre 4809, /796
Senetler:
()
Konular:
Biat, bağlılık bildirimi
وَحَدَّثَنِى إِبْرَاهِيمُ بْنُ دِينَارٍ حَدَّثَنَا حَجَّاجُ بْنُ مُحَمَّدٍ الأَعْوَرُ مَوْلَى سُلَيْمَانَ بْنِ مُجَالِدٍ قَالَ قَالَ ابْنُ جُرَيْجٍ وَأَخْبَرَنِى أَبُو الزُّبَيْرِ
"أَنَّهُ سَمِعَ جَابِرًا يُسْأَلُ هَلْ بَايَعَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِذِى الْحُلَيْفَةِ فَقَالَ لاَ وَلَكِنْ صَلَّى بِهَا وَلَمْ يُبَايِعْ عِنْدَ شَجَرَةٍ إِلاَّ الشَّجَرَةَ الَّتِى بِالْحُدَيْبِيَةِ."
[قَالَ ابْنُ جُرَيْجٍ وَأَخْبَرَنِى أَبُو الزُّبَيْرِ أَنَّهُ سَمِعَ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ يَقُولُ دَعَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَلَى بِئْرِ الْحُدَيْبِيَةِ.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2535, M004810
Hadis:
وَحَدَّثَنِى إِبْرَاهِيمُ بْنُ دِينَارٍ حَدَّثَنَا حَجَّاجُ بْنُ مُحَمَّدٍ الأَعْوَرُ مَوْلَى سُلَيْمَانَ بْنِ مُجَالِدٍ قَالَ قَالَ ابْنُ جُرَيْجٍ وَأَخْبَرَنِى أَبُو الزُّبَيْرِ
"أَنَّهُ سَمِعَ جَابِرًا يُسْأَلُ هَلْ بَايَعَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِذِى الْحُلَيْفَةِ فَقَالَ لاَ وَلَكِنْ صَلَّى بِهَا وَلَمْ يُبَايِعْ عِنْدَ شَجَرَةٍ إِلاَّ الشَّجَرَةَ الَّتِى بِالْحُدَيْبِيَةِ."
[قَالَ ابْنُ جُرَيْجٍ وَأَخْبَرَنِى أَبُو الزُّبَيْرِ أَنَّهُ سَمِعَ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ يَقُولُ دَعَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَلَى بِئْرِ الْحُدَيْبِيَةِ.]
Tercemesi:
Bize İbrahim b. Dinar, ona Haccac b. Muhammed el-A'ver Mevla Süleyman b. Mücalid, ona İbn Cüreyc, ona da Ebu Zübeyr şöyle rivayet etmiştir:
"Cabir'e, Hz. Peygamber (sav) Zü'l-huleyfe'de mi biat aldı diye soruldu. O, hayır. Ama orada namaz kıldı. Kendisine sadece Hudeybiye'deki ağaç altında biat edildi dedi."
[Bize İbn Cüreyc, ona Ebu Zübeyr, ona da Cabir b. Abdullah, Nebî (sav) Hudeybiye kuyusunda (biat için) çağrıda bulundu rivayetini nakletmiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmâre 4810, /796
Senetler:
()
Konular:
Biat, bağlılık bildirimi
Siyer, Hudeybiye Günü
وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا حَاتِمٌ - يَعْنِى ابْنَ إِسْمَاعِيلَ - عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى عُبَيْدٍ مَوْلَى سَلَمَةَ بْنِ الأَكْوَعِ قَالَ:
"قُلْتُ لِسَلَمَةَ عَلَى أَىِّ شَىْءٍ بَايَعْتُمْ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ الْحُدَيْبِيَةِ قَالَ عَلَى الْمَوْتِ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2557, M004822
Hadis:
وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا حَاتِمٌ - يَعْنِى ابْنَ إِسْمَاعِيلَ - عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى عُبَيْدٍ مَوْلَى سَلَمَةَ بْنِ الأَكْوَعِ قَالَ:
"قُلْتُ لِسَلَمَةَ عَلَى أَىِّ شَىْءٍ بَايَعْتُمْ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ الْحُدَيْبِيَةِ قَالَ عَلَى الْمَوْتِ."
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Hatim b. İsmail, ona da Yezid b. Ebu Ubeyd Mevla Seleme b. Ekva şöyle rivayet etmiştir:
"Seleme'ye, Rasulullah'a (sav) Hudeybiye günü ne üzere biat ettiniz dedim. Ölüm üzerine dedi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmâre 4822, /798
Senetler:
()
Konular:
Biat, bağlılık bildirimi
Siyer, Hudeybiye Günü