207 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona (İbn Şihab) ez-Zührî, ona Said (b. Müsyyeb), ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Cenazeyi defnetmekte acele ediniz. Ölen kimse salih biri ise, onu ulaşacağı hayra hızlıca eriştirmiş olursunuz. Eğer salih bir kimse değilse, üzerinizdeki şerli olan şeyden bir an evvel kurtulmuş olursunuz."
Bize Muhammed b. Râfi ve Abd b. Humeyd, o ikisine Abdürrezzâk, ona Ma'mer; (T) Bize Yahya b. Habib, ona Ravh b. Ubâde, ona Muhammed b. Ebu Hafsa, onlara Zührî, ona Said (b. el-Müseyyeb), ona da Ebu Hureyre, hadisi Nebi'den (sav) rivayet etmiştir. Ancak Ma'mer, rivayetinde 'Ben onun bu hadisi sadece merfu olarak rivayet ettiğini biliyorum' demiştir.
Bana Ebu Tahir, Harmele b. Yahya ve Harun b. Said el-Eylî, onlara İbn Vehb, ona Yunus b. Yezid, ona İbn Şihâb, ona Ebu Ümâme b. Sehl b. Huneyf, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Cenazeyi (kabrine) götürmekte acele ediniz. Eğer cenaze salih bir kimse ise, onu hakkında hayırlı olana yaklaştırmış olursunuz. Eğer salih biri değilse, o zaman üzerinizdeki bir şerden (hızlıca) kurtulmuş olursunuz."
Bize Abdullah b. Mesleme, ona İbn Ebu Zi'b, ona Sa'd b. Ebu Said el-Makburî, ona baba (Keysan b. Ebu Saîd) ona da Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur. (T)Bana Ahmed b. Şebîb b. Said, ona babası, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Abdurrahman el-A'rec, ona da Ebu Hüreyre'nin (ra) söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim bir cenazeye katılır ve cenaze namazını kılarsa ona bir kırat ağırlığınca sevap vardır. Kim de bir cenazeye katılır, (cenaze namazını kılar) ve defnedilinceye kadar cenazede bulunursa ona iki kırat ağırlığınca sevap vardır." Hz. Peygamber'e (sav) 'İki kırat ne kadardır?' diye sorulunca Hz. Peygamber (sav) "İki büyük dağ kadardır." şeklinde cevap vermiştir.
Bize Abdurrahman b. Muhammed b. Sellâm, ona İshak -İbn Yusuf b. Ezrak-, ona Avf, ona Muhammed b. Sirin, ona da Ebu Hureyre’nin haber verdiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim, inanarak ve karşılığını yalnızca Allah’tan bekleyerek bir Müslüman’ın cenazesine katılır, onun namazını kılar, sonra kabrine konuluncaya kadar başında beklerse, onun için bir kırat (bağışlamış kadar sevap) olur ki bu kıratlardan birisi Uhut dağı kadardır. Kim de namazı kılar, defni beklemeden döner giderse onun için bir kırat (bağışlamış kadar sevap) olur."
Bana Yahya, ona Malik, ona Said b. Ebu Said el-Makburî, ona da babası (Ebu Said el-Makburî) Ebu Hureyre'ye cenaze namazı kılarken nasıl dua ettiğini sormuş, Ebu Hureyre de şöyle cevap vermiştir: "Allah'a yemin olsun ki sana anlatacağım: Cenaze evinden itibaren ona eşlik ederim. Musallaya konulduğunda tekbir getirir, Allah'a hamd eder, nebisine salat eder, sonra da şöyle derim: Allah'ım! Vefat eden kimse hem senin kulun hem de senin kulların olan bir anne ve bir babanın çocuğudur. O senden başka ilah olmadığına, Muhammed'in senin kulun ve elçin olduğuna şehadet ederdi. Sen onu en iyi bilensin. Allah'ım! Eğer o iyi biri idiyse iyiliğini artır. Kötü biri idiyse kötülüklerini affet. Allah'ım! Ona vereceğin ecirden bizleri mahrum bırakma. Ondan sonra bizleri ağır imtihanlara maruz bırakma."
Bize Abdülmelik b. Şuayb b. Leys, ona babası, ona dedesi, ona Ukayl b. Halid, ona İbn Şihâb, ona birtakım kimseler, onlara da Ebu Hureyre, Nebî'den (sav), Mamer rivayetinin aynısını nakletmiş, ancak 'Cenazeyi kim defnedilene dek takip ederse...' kaydını zikretmiştir.