Öneri Formu
Hadis Id, No:
14037, M007236
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَسَعِيدُ بْنُ عَمْرٍو الأَشْعَثِىُّ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ وَابْنُ أَبِى عُمَرَ قَالُوا حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ بِهَذَا الإِسْنَادِ [عَنْ عُرْوَةَ عَنْ زَيْنَبَ بِنْتِ أُمِّ سَلَمَةَ عَنْ أُمِّ حَبِيبَةَ عَنْ زَيْنَبَ بِنْتِ جَحْشٍ] أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم اسْتَيْقَظَ مِنْ نَوْمِهِ وَهُوَ يَقُولُ « لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَيْلٌ لِلْعَرَبِ مِنْ شَرٍّ قَدِ اقْتَرَبَ فُتِحَ الْيَوْمَ مِنْ رَدْمِ يَأْجُوجَ وَمَأْجُوجَ مِثْلُ هَذِهِ » . وَعَقَدَ سُفْيَانُ بِيَدِهِ عَشَرَةً . قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَنَهْلِكُ وَفِينَا الصَّالِحُونَ قَالَ « نَعَمْ إِذَا كَثُرَ الْخَبَثُ »] . وَزَادُوا فِى الإِسْنَادِ عَنْ سُفْيَانَ فَقَالُوا عَنْ زَيْنَبَ بِنْتِ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ حَبِيبَةَ عَنْ أُمِّ حَبِيبَةَ عَنْ زَيْنَبَ بِنْتِ جَحْشٍ .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, Saîd b. Amr el-Eş’asî, Züheyr b. Harb ve İbn Ebu Ömer, onlara Süfyan, ona ez-Zührî bu isnad ile [Urve’ye Ümm Seleme’nin kızı Zeyneb, ona Ümm Habibe, ona Cahş kızı Zeyneb’in rivayet ettiğine göre Nebi (sav) : “Lâ ilâhe illallah, yaklaşmış bir şerden dolayı Arapların vay haline! Bugün Yecuc ve Mecuc seddinden şunun gibi bir gedik açıldı” diyerek uyandı. Bu arada Süfyan da eliyle on şeklinde düğüm yaptı. Ben: Ey Allah’ın Rasulü, aramızda salih kimseler de olduğu halde helak edilir miyiz? dedim. O: “Burdarlık çoğalırsa evet” buyurdu.]
Ayrıca adı geçen raviler Süfyan’dan gelen isnatta şu fazlalığı da zikretmişlerdir: Onlar Ebu Seleme’nin kızı Zeyneb, ona Habibe, ona Ümm Habibe, ona Cahş kızı Zeyneb diye rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fiten ve Eşratu's-sâat 7236, /1179
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Eğitim, Hz. Peygamber, müslümanları uyarması
Fitne, Fesat, İfsat, fitnecilik, bozgunculuk
Hz. Peygamber, uyarıları
Kıyamet, alametleri, Ye'cuc-Me'cuc
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14879, T002569
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو سَعِيدٍ الأَشَجُّ حَدَّثَنَا عُقْبَةُ بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ عَنْ خُبَيْبِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ جَدِّهِ حَفْصِ بْنِ عَاصِمٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: « يُوشِكُ الْفُرَاتُ يَحْسِرُ عَنْ كَنْزٍ مِنْ ذَهَبٍ فَمَنْ حَضَرَهُ فَلاَ يَأْخُذْ مِنْهُ شَيْئًا » . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Ebu Saîd el-Eşec, ona Ukbe b. Hâlid, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Habib b. Abdurrahman, ona dedesi Hafs b. Âsım, ona da Ebu Hureyre’nin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:” Fırat’ın altın bir hazine üzerinden geri çekilmesi pek yakındır. Bu olurken orada bulunan kimse, ondan hiçbir şey almasın.”
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu hasen sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Sıfatü'l-cennet 26, 4/698
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Fitne, Fesat, İfsat, fitnecilik, bozgunculuk
Kıyamet, alametleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14881, T002570
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو سَعِيدٍ الأَشَجُّ حَدَّثَنَا عُقْبَةُ بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ عَنْ أَبِى الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِثْلَهُ إِلاَّ أَنَّهُ قَالَ « يَحْسِرُ عَنْ جَبَلٍ مِنْ ذَهَبٍ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Ebu Saîd el-Eşec, ona Ukbe b. Hâlid, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Ebu’z-Zinâd, ona el-A’rec, ona da Ebu Hureyre Nebi’den (sav) aynısını rivayet etmekle birlikte ancak o, bu rivayette: “Altından bir dağın üzerinden çekilecektir” demiştir.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu hasen sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Sıfatü'l-cennet 26, 4/699
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Fitne, Fesat, İfsat, fitnecilik, bozgunculuk
Kıyamet, alametleri
حَدَّثَنِى حَرْمَلَةُ بْنُ يَحْيَى التُّجِيبِىُّ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَنَّ أَبَا إِدْرِيسَ الْخَوْلاَنِىَّ كَانَ يَقُولُ قَالَ حُذَيْفَةُ بْنُ الْيَمَانِ وَاللَّهِ إِنِّى لأَعْلَمُ النَّاسِ بِكُلِّ فِتْنَةٍ هِىَ كَائِنَةٌ فِيمَا بَيْنِى وَبَيْنَ السَّاعَةِ وَمَا بِى إِلاَّ أَنْ يَكُونَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَسَرَّ إِلَىَّ فِى ذَلِكَ شَيْئًا لَمْ يُحَدِّثْهُ غَيْرِى وَلَكِنْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ وَهُوَ يُحَدِّثُ مَجْلِسًا أَنَا فِيهِ عَنِ الْفِتَنِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ يَعُدُّ الْفِتَنَ « مِنْهُنَّ ثَلاَثٌ لاَ يَكَدْنَ يَذَرْنَ شَيْئًا وَمِنْهُنَّ فِتَنٌ كَرِيَاحِ الصَّيْفِ مِنْهَا صِغَارٌ وَمِنْهَا كِبَارٌ » . قَالَ حُذَيْفَةُ فَذَهَبَ أُولَئِكَ الرَّهْطُ كُلُّهُمْ غَيْرِى .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15390, M007262
Hadis:
حَدَّثَنِى حَرْمَلَةُ بْنُ يَحْيَى التُّجِيبِىُّ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَنَّ أَبَا إِدْرِيسَ الْخَوْلاَنِىَّ كَانَ يَقُولُ قَالَ حُذَيْفَةُ بْنُ الْيَمَانِ وَاللَّهِ إِنِّى لأَعْلَمُ النَّاسِ بِكُلِّ فِتْنَةٍ هِىَ كَائِنَةٌ فِيمَا بَيْنِى وَبَيْنَ السَّاعَةِ وَمَا بِى إِلاَّ أَنْ يَكُونَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَسَرَّ إِلَىَّ فِى ذَلِكَ شَيْئًا لَمْ يُحَدِّثْهُ غَيْرِى وَلَكِنْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ وَهُوَ يُحَدِّثُ مَجْلِسًا أَنَا فِيهِ عَنِ الْفِتَنِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ يَعُدُّ الْفِتَنَ « مِنْهُنَّ ثَلاَثٌ لاَ يَكَدْنَ يَذَرْنَ شَيْئًا وَمِنْهُنَّ فِتَنٌ كَرِيَاحِ الصَّيْفِ مِنْهَا صِغَارٌ وَمِنْهَا كِبَارٌ » . قَالَ حُذَيْفَةُ فَذَهَبَ أُولَئِكَ الرَّهْطُ كُلُّهُمْ غَيْرِى .
Tercemesi:
Bana Harmele b. Yahya et-Tucibî, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb’ın rivayet ettiğine göre Ebu İdris el-Havlânî şöyle derdi: Huzeyfe b. el-Yemân dedi ki: Allah’a yemin ederim ki benimle (bu vakitten itibaren) kıyamete kadar meydana gelecek her bir fitneyi, insanlar arasında en iyi bilen benim. Bunları söylemekten beni alıkoyan tek husus ise Rasulullah’ın (sav) bu hususta başkasına söylemediği bir şeyi gizlice bana söylemesidir. Ama Rasulullah (sav) benim de içinde bulunduğum bir mecliste fitnelerden söz ettiğinde fitneleri sayarken şöyle buyurdu: “Bunların arasında üç tanesi vardır ki hemen hemen hiçbir şeyi bırakmaz. Bunların arasında yaz rüzgârları gibi olan fitneler de vardır, kimileri küçüktür, kimileri büyüktür.”
Huzeyfe dedi ki: O mecliste bulunanların hepsi –benden başka- geçip gittiler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fiten ve Eşratu's-sâat 7262, /1183
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Fitne, Fesat, İfsat, fitnecilik, bozgunculuk
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15397, M007263
Hadis:
وَحَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالَ عُثْمَانُ حَدَّثَنَا وَقَالَ إِسْحَاقُ أَخْبَرَنَا جَرِيرٌ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ شَقِيقٍ عَنْ حُذَيْفَةَ قَالَ قَامَ فِينَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَقَامًا مَا تَرَكَ شَيْئًا يَكُونُ فِى مَقَامِهِ ذَلِكَ إِلَى قِيَامِ السَّاعَةِ إِلاَّ حَدَّثَ بِهِ حَفِظَهُ مَنْ حَفِظَهُ وَنَسِيَهُ مَنْ نَسِيَهُ قَدْ عَلِمَهُ أَصْحَابِى هَؤُلاَءِ وَإِنَّهُ لَيَكُونُ مِنْهُ الشَّىْءُ قَدْ نَسِيتُهُ فَأَرَاهُ فَأَذْكُرُهُ كَمَا يَذْكُرُ الرَّجُلُ وَجْهَ الرَّجُلِ إِذَا غَابَ عَنْهُ ثُمَّ إِذَا رَآهُ عَرَفَهُ .
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim rivayet etti, Osman: “Haddesenâ: Rivayet etti” dedi, İshak da: “Ahberenâ: Bize haber verdi” dedi, onlara Cerir, ona el-A’meş, ona Şakik, ona da Huzeyfe’nin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) aramızda hutbe vermek üzere kalktı ve o kalktığı yerde kıyametin kopacağı zamana kadar olacak ne varsa mutlaka hiçbir şeyi ihmal etmeksizin zikretti. Onları belleyen belledi, unutan unuttu, bunları benim arkadaşlarım bilir. Bazen unuttuğum bir şey olabilir. Ben onu gördüğüm zaman onu hatırlayıveririm, tıpkı bir kimsenin bir süre görmediği bir adamı, daha sonra onu gördüğünde yüzünü hatırlaması ve onu tanıması gibi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fiten ve Eşratu's-sâat 7263, /1183
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, gayb bilgisi
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Fitne, Fesat, İfsat, fitnecilik, bozgunculuk
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا ابْنُ عُيَيْنَةَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ أُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ - رضى الله عنهما - قَالَ أَشْرَفَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَلَى أُطُمٍ مِنْ آطَامِ الْمَدِينَةِ ثُمَّ قَالَ « هَلْ تَرَوْنَ مَا أَرَى إِنِّى أَرَى مَوَاقِعَ الْفِتَنِ خِلاَلَ بُيُوتِكُمْ كَمَوَاقِعِ الْقَطْرِ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18351, B002467
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا ابْنُ عُيَيْنَةَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ أُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ - رضى الله عنهما - قَالَ أَشْرَفَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم عَلَى أُطُمٍ مِنْ آطَامِ الْمَدِينَةِ ثُمَّ قَالَ « هَلْ تَرَوْنَ مَا أَرَى إِنِّى أَرَى مَوَاقِعَ الْفِتَنِ خِلاَلَ بُيُوتِكُمْ كَمَوَاقِعِ الْقَطْرِ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed, ona İbn Uyeyne, ona ez-Zührî, ona da Üsâme b. Zeyd’in (ra) şöyle dediğini rivayet eti: Nebi (sav) bir kere Medine’nin yüksek evleri üstünden bir baktı sonra da: “Sizler benim görmekte olduğum şeyleri görüyor musunuz? Gerçek şu ki ben evlerinizin arasında fitnelerinizin düştüğü yerleri, yağmur tanelerinin düştüğü yerler gibi (gözümle) görüyorum.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Mezâlim 25, 1/681
Senetler:
1. Üsame b. Zeyd el-Kelbî (Üsame b. Zeyd b. Harise)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Bilgi, gayb olan konular ve muğayyebatı hamse
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Fitne, Fesat, İfsat, fitnecilik, bozgunculuk
Öneri Formu
Hadis Id, No:
26225, N001411
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَنْصُورٍ قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو مُوسَى إِسْرَائِيلُ بْنُ مُوسَى قَالَ سَمِعْتُ الْحَسَنَ يَقُولُ سَمِعْتُ أَبَا بَكْرَةَ يَقُولُ لَقَدْ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى الْمِنْبَرِ وَالْحَسَنُ مَعَهُ وَهُوَ يُقْبِلُ عَلَى النَّاسِ مَرَّةً وَعَلَيْهِ مَرَّةً وَيَقُولُ « إِنَّ ابْنِى هَذَا سَيِّدٌ وَلَعَلَّ اللَّهَ أَنْ يُصْلِحَ بِهِ بَيْنَ فِئَتَيْنِ مِنَ الْمُسْلِمِينَ عَظِيمَتَيْنِ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Mansur, ona Süfyan, ona Ebu Musa İsrail b. Musa’nın şöyle dediğini rivayet etti: el-Hasan’ı şöyle derken dinledim: Ebu Bekr’i şöyle derken dinledim: Gerçekten Rasulullah’ı (sav) minber üzerinde gördüm, el-Hasan da onunla beraberdi. Allah Rasulü bir sefer cemaate dönüp bakıyor, bir sefer de ona (el-Hasan’a) dönüp bakıyor ve şöyle diyordu: “Şüphesiz benim bu oğlum bir seyiddir (efendidir), yüce Allah’ın, onun vasıtası ile Müslümanlardan pek büyük iki cemaatin arasını bularak barışmalarına vesile olacağını umarım.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Cumua 27, /2180
Senetler:
1. Ebu Bekre Nüfey' b. Mesruh es-Sekafî (Nüfey' b. Haris b. Kelde)
2. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
3. Ebu Musa İsrail b. Musa el-Basrî (İsrail b. Musa)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Muhammed b. Mansur el-Huzai (Muhammed b. Mansur b. Sabit b. Halid)
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Ehl-i beyt, Hz. Hasan
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29919, İM003944
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبِى وَمُحَمَّدُ بْنُ بِشْرٍ قَالاَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ عَنْ قَيْسٍ عَنِ الصُّنَابِحِ الأَحْمَسِىِّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَلاَ إِنِّى فَرَطُكُمْ عَلَى الْحَوْضِ وَإِنِّى مُكَاثِرٌ بِكُمُ الأُمَمَ فَلاَ تَقْتَتِلُنَّ بَعْدِى » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr, ona babası ve Muhammed b. Bişr, onlara İsmail, ona Kays, ona es-Sunabih el-Ahmesî’nin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav): “Şunu bilin ki, ben sizden önce Havz’ın başına varmış olacağım ve şüphesiz ben sizin çokluğunuzla diğer ümmetlere karşı övüneceğim, bu sebeple benden sonra sakın birbirinizi öldürmeyiniz” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Fiten 5, /634
Senetler:
1. Sunabih b. A'ser el-Ahmesi (Sunabih b. A'ser)
2. Kays b. Ebu Hazim el-Becelî (Kays b. Avf b. Abdülharis)
3. ُEbu Abdullah İsmail b. Ebu Halid el-Becelî (İsmail b. Hürmüz)
4. Ebu Hişam Abdullah b. Nümeyr el-Hemdânî (Abdullah b. Nümeyr b. Abdullah b. Ebu Hayye)
5. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Numeyr el-Hemdânî el-Hârifî (Muhammed b. Abdullah b. Numeyr el-Hemedânî)
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Havz, Havz'da toplanma
Hz. Peygamber, ümmetinin çokluğu
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30395, İM003958
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَبْدَةَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَبِى عِمْرَانَ الْجَوْنِىِّ عَنِ الْمُشَعَّثِ بْنِ طَرِيفٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الصَّامِتِ عَنْ أَبِى ذَرٍّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « كَيْفَ أَنْتَ يَا أَبَا ذَرٍّ وَمَوْتًا يُصِيبُ النَّاسَ حَتَّى يُقَوَّمَ الْبَيْتُ بِالْوَصِيفِ » . يَعْنِى الْقَبْرَ قُلْتُ مَا خَارَ اللَّهُ لِى وَرَسُولُهُ - أَوْ قَالَ اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ - قَالَ « تَصَبَّرْ » . قَالَ « كَيْفَ أَنْتَ وَجُوعًا يُصِيبُ النَّاسَ حَتَّى تَأْتِىَ مَسْجِدَكَ فَلاَ تَسْتَطِيعَ أَنْ تَرْجِعَ إِلَى فِرَاشِكَ وَلاَ تَسْتَطِيعَ أَنْ تَقُومَ مِنْ فِرَاشِكَ إِلَى مَسْجِدِكَ » . قَالَ قُلْتُ اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ - أَوْ مَا خَارَ اللَّهُ لِى وَرَسُولُهُ - قَالَ « عَلَيْكَ بِالْعِفَّةِ » . ثُمَّ قَالَ « كَيْفَ أَنْتَ وَقَتْلاً يُصِيبُ النَّاسَ حَتَّى تُغْرَقَ حِجَارَةُ الزَّيْتِ بِالدَّمِ » . قُلْتُ مَا خَارَ اللَّهُ لِى وَرَسُولُهُ . قَالَ « الْحَقْ بِمَنْ أَنْتَ مِنْهُ » . قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَفَلاَ آخُذُ بِسَيْفِى فَأَضْرِبَ بِهِ مَنْ فَعَلَ ذَلِكَ قَالَ « شَارَكْتَ الْقَوْمَ إِذًا وَلَكِنِ ادْخُلْ بَيْتَكَ » . قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَإِنْ دُخِلَ بَيْتِى قَالَ « إِنْ خَشِيتَ أَنْ يَبْهَرَكَ شُعَاعُ السَّيْفِ فَأَلْقِ طَرَفَ رِدَائِكَ عَلَى وَجْهِكَ فَيَبُوءَ بِإِثْمِهِ وَإِثْمِكَ فَيَكُونَ مِنْ أَصْحَابِ النَّارِ » .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Abde, ona Hammâd b. Zeyd, ona Ebu İmran el-Cevnî, ona el-Muşa’as b. Tarif, ona Abdullah b. es-Sâmit, ona da Ebu Zer’in şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav): “Ey Ebu Zer, evin (kabrin) bir köle değerine kadar yükseleceği şekilde, insanların pek çok ölüm musibetiyle karşılaşacağı vakit, halin nasıl olacak?” buyurdu. Bununla (ev ile) kabri kastetmektedir. Ben: Allah ve Rasulü benim için neyi seçerse o dedim –ya da: Allah ve Rasulü daha iyi bilir, dedi.- Rasulullah (sav): “Sabretmeye çalış” buyurdu. Sonra: “İnsanların bir açlık musibeti ile karşılaşacakları vakit halin ne olacak? Öyle ki mescidine gideceksin yatağına geri dönemeyeceksin. Yatağından da kalkıp mescidine gidemeyeceksin” buyurdu. (Ebu Zer) dedi ki: Ben: Allah ve Rasulü daha iyi bilir –ya da: Allah ve Rasulü benim için neyi seçerse o, dedim.- Allah Rasulü: “(Böyle bir zamanda) iffetli olmaya çalış” buyurdu. Daha sonra: “Hicaretü’z-Zeyt (denilen Medine’deki kara taşlık)’in kan altında gömülecek kadar insanların öldürülme musibeti ile karşı karşıya kalacakları vakit halin ne olacak?” buyurdu. Ben: Allah’ın ve Rasulü’nün benim için seçtiği ne ise o olsun, dedim. Allah Rasulü: “Kendilerine mensup olduğun kabilenin yanına git” buyurdu. Ben: Ey Allah’ın Rasulü, kılıcımı alıp da onunla bu işi yapanları vurmayayım mı, dedim. O: “O takdirde sen de onlara ortak olmuş olursun ama (onun yerine) evine gir” buyurdu. Ben: Ey Allah’ın Rasulü ya (ben evimde iken) evime girilirse? dedim. O: “(Girenin) kılıcının parıltısının gözlerini kamaştıracağından korkarsan, elbisenin bir ucu ile yüzünü kapat, o takdirde, o hem kendisinin, hem senin günahını yüklenmiş olarak cehennemliklerden olacaktır” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Fiten 10, /637
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Nadr Abdullah b. Samit el-Ğifarî (Abdullah b. Samit)
3. Müşa'as b. Tarîf el-Horasanî (Müşa'as b. Tarîf)
4. Ebu İmran Abdulmelik b. Habib el-Esedî (Abdulmelik b. Habib)
5. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
6. Ahmed b. Abde ed-Dabbî (Ahmed b. Abde b. Musa)
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Fitne, Fesat, İfsat, fitnecilik, bozgunculuk
Teşvik edilenler, İffetli olmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31126, İM004015
Hadis:
حَدَّثَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ الْوَلِيدِ الدِّمَشْقِىُّ حَدَّثَنَا زَيْدُ بْنُ يَحْيَى بْنِ عُبَيْدٍ الْخُزَاعِىُّ حَدَّثَنَا الْهَيْثَمُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَيْدٍ حَفْصُ بْنُ غَيْلاَنَ الرُّعَيْنِىُّ عَنْ مَكْحُولٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ قِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَتَى نَتْرُكُ الأَمْرَ بِالْمَعْرُوفِ وَالنَّهْىَ عَنِ الْمُنْكَرِ قَالَ « إِذَا ظَهَرَ فِيكُمْ مَا ظَهَرَ فِى الأُمَمِ قَبْلَكُمْ » . قُلْنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَا ظَهَرَ فِى الأُمَمِ قَبْلَنَا قَالَ « الْمُلْكُ فِى صِغَارِكُمْ وَالْفَاحِشَةُ فِى كِبَارِكُمْ وَالْعِلْمُ فِى رُذَالَتِكُمْ » . قَالَ زَيْدٌ تَفْسِيرُ مَعْنَى قَوْلِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم « وَالْعِلْمُ فِى رُذَالَتِكُمْ » . إِذَا كَانَ الْعِلْمُ فِى الْفُسَّاقِ .
Tercemesi:
Bize el-Abbas b. el-Velid ed-Dımeşkî, bize Zeyd b. Yahya b. Ubeyd el-Huzâî, ona el-Heysem b. Humeyd, ona Ebu Muîd Hafs b. Ğaylân er-Ru’aynî, ona Mekhûl, ona da Enes b. Malik’in şöyle dediğini rivayet etti: Ey Allah’ın Rasulü, bizler iyiliği emredip münkerden alıkoymayı ne zaman terk ederiz? dedi. Şöyle buyurdu: “Sizden önceki ümmetlerde ortaya çıkan şeyler sizin de aranızda ortaya çıkacağı zaman.” Biz: Ey Allah’ın Rasulü, bizden önceki ümmetler arasında neler ortaya açıktı ki? dedik. O şöyle buyurdu: “Hükümdarlık küçüklerinizin eline geçtiğinde, her türlü hayâsızlık büyükleriniz tarafından işlediğinde, ilim de sizin ayak takımınızın eline geçerse” buyurdu. Zeyd dedi ki: Nebi’nin (sav): “İlim de ayak takımınızın eline geçtiği geçerse” buyruğu, ilim öğrenmenin fâsıklara kalması, demektir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Fiten 21, /648
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Mekhul b. Ebu Müslim eş-Şâmî (Mekhul b. Ebu Müslim Şehrab b. Şazel eş-Şamî)
3. Ebu Mu'ayd Hafs b. Ğaylân er-Ru'aynî (Hafs b. Ğaylân)
4. Heysem b. Humeyd el-Ğassânî (Heysem b. Humeyd)
5. Zeyd b. Yahya el-Huzai (Zeyd b. Yahya b. Ubeyd)
6. Abbas b. Velid el-Hallal (Abbas b. Velid b. Subh)
Konular:
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Emr-i bi'l-maruf, Nehy-i ani'l-münker, iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak
Fısk, Fasık, Allah'ın emrini açıktan ihlal etmek