Bize Ahmed b. Hanbel, ona Yahya b. Abdülmelik, ona Ata, ona da Cabir b. Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) döneminde, oğlu İbrahim'in öldüğü gün güneş tutulmuştu. İnsanlar; Güneş ancak, Hz. Peygamber'in (sav) oğlu İbrahim'in ölümü için tutuldu dediler. Hz. Peygamber kalktı, insanlara dört secde ile altı rükûlu bir namaz kıldırdı. Önce tekbir aldı, sonra kıraate başladı. Kıraati uzun yaptı. Sonra rükûu da kıyamı kadar uzattı. Sonra rükûdan başını kaldırdı, ilk kıraatinden daha kısa bir kıraat daha yaptı. Sonra yine bu kıyam kadar bir rükû daha yaptı. Sonra yine başını rükûdan kaldırdı ve ikinci kıyamdaki kıraatinden daha kısa bir kıraat daha yaptı. Sonra bu kıyam kadar bir rükû daha yaptı. Sonra yine başını rükûdan kaldırdı. Sonra secdeye gitti ve iki secde yaptı. Sonra yine kıyama kalktı ve secdeye gitmeden önce yine üç rukû yaptı, ki bunların her biri sonrakinden daha uzundu. Rükûu da takriben kıyamı kadar idi. Sonra geriledi, arkasındaki saflar da geriledi. Böylece kadınlar safına kadar varmıştık. Sonra ilerledi, cemaat da O'nunla birlikte ilerledi. Nihayet Hz. Peygamber, önceki yerinde durdu. Namazdan ayrıldığı zaman güneş de eski haline dönmüştü. Sonra şöyle buyurdu:
"Ey insanlar! Güneş ve ay, ancak Aziz ve Celil olan Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Onlar, insanlardan hiçbir kimsenin ölümünden dolayı tutulmazlar. Siz böyle bir şey gördüğünüzde, tutulma bitinceye kadar namaz kılınız."
[(Ravi Ahmed b. Hanbel) bundan sonra hadisin kalanını zikretmiştir.]
Açıklama: Bu rivayette ay ve güneş tutulması esnasında Hz. Peygamber’in, iki rekâtlı bir namaz kıldığı belirtilmektedir. Bu namaz, fukahanın cumhuruna göre sünnettir.
Bu namazın kılınış şekli, diğer namazlardan farklıdır. Öncelikle kıyamı, rükûu ve secdeleri çok uzundur. Sonra bazı hadislerde Hz. Peygamber’in her rekâtta iki rükû yaptığı ifade edilmekte, bazılarında ise üç rükû yaptığı söylenmektedir. Rukûlar rukû arasında da uzun bir kırâat yapılır. İmâm Mâlik, Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel, iki rukû ile kılınması gerektiğine kanidirler. Hanefîler’e göre ise diğer namazlar gibi tek rukû ile kılınır. Hanefîler bu konuda Ebû Davud ve Nesâî'de zikredilen Semüre b. Cündüb ve Numan b. Beşir'den gelen rivayetlere dayanırlar.
Hz. Peygamber'in bu namazları birden çok defa kıldığı düşünülürse, her seferinde farklı şekilde kıldığı, dolayısıyla bu konudaki farklı rivayetlerin bir ihtilaftan değil, farklı uygulamaların naklinden ibaret olduğu ve böylece bunlardan herhangi birini kılmanın câiz olduğu düşünülebilir.
Rivayetlerden anlaşıldığına göre, Hz. Peygamber, sanki tutulmanın sona ermesi ile namazı tamamlamayı birbirine denk getirmeye çalışmaktadır. Bu uygulamada, güneş veya ay tutulması süresince her türlü musibetlerden Allah'a sığınmak, bu süreyi ibadet halinde geçirmek düşüncesi yatmaktadır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8725, D001178
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ حَدَّثَنِى عَطَاءٌ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ:
كُسِفَتِ الشَّمْسُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَكَانَ ذَلِكَ فِى الْيَوْمِ الَّذِى مَاتَ فِيهِ إِبْرَاهِيمُ ابْنُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ النَّاسُ إِنَّمَا كُسِفَتْ لِمَوْتِ إِبْرَاهِيمَ ابْنِهِ صلى الله عليه وسلم فَقَامَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَصَلَّى بِالنَّاسِ سِتَّ رَكَعَاتٍ فِى أَرْبَعِ سَجَدَاتٍ كَبَّرَ ثُمَّ قَرَأَ فَأَطَالَ الْقِرَاءَةَ ثُمَّ رَكَعَ نَحْوًا مِمَّا قَامَ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ فَقَرَأَ دُونَ الْقِرَاءَةِ الأُولَى ثُمَّ رَكَعَ نَحْوًا مِمَّا قَامَ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ فَقَرَأَ الْقِرَاءَةَ الثَّالِثَةَ دُونَ الْقِرَاءَةِ الثَّانِيَةِ ثُمَّ رَكَعَ نَحْوًا مِمَّا قَامَ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ فَانْحَدَرَ لِلسُّجُودِ فَسَجَدَ سَجْدَتَيْنِ ثُمَّ قَامَ فَرَكَعَ ثَلاَثَ رَكَعَاتٍ قَبْلَ أَنْ يَسْجُدَ لَيْسَ فِيهَا رَكْعَةٌ إِلاَّ الَّتِى قَبْلَهَا أَطْوَلُ مِنَ الَّتِى بَعْدَهَا إِلاَّ أَنَّ رُكُوعَهُ نَحْوٌ مِنْ قِيَامِهِ قَالَ ثُمَّ تَأَخَّرَ فِى صَلاَتِهِ فَتَأَخَّرَتِ الصُّفُوفُ مَعَهُ ثُمَّ تَقَدَّمَ فَقَامَ فِى مَقَامِهِ وَتَقَدَّمَتِ الصُّفُوفُ فَقَضَى الصَّلاَةَ وَقَدْ طَلَعَتِ الشَّمْسُ فَقَالَ
"يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ آيَتَانِ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ لاَ يَنْكَسِفَانِ لِمَوْتِ بَشَرٍ فَإِذَا رَأَيْتُمْ شَيْئًا مِنْ ذَلِكَ فَصَلُّوا حَتَّى تَنْجَلِىَ."
[وَسَاقَ بَقِيَّةَ الْحَدِيثِ.]
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Yahya b. Abdülmelik, ona Ata, ona da Cabir b. Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) döneminde, oğlu İbrahim'in öldüğü gün güneş tutulmuştu. İnsanlar; Güneş ancak, Hz. Peygamber'in (sav) oğlu İbrahim'in ölümü için tutuldu dediler. Hz. Peygamber kalktı, insanlara dört secde ile altı rükûlu bir namaz kıldırdı. Önce tekbir aldı, sonra kıraate başladı. Kıraati uzun yaptı. Sonra rükûu da kıyamı kadar uzattı. Sonra rükûdan başını kaldırdı, ilk kıraatinden daha kısa bir kıraat daha yaptı. Sonra yine bu kıyam kadar bir rükû daha yaptı. Sonra yine başını rükûdan kaldırdı ve ikinci kıyamdaki kıraatinden daha kısa bir kıraat daha yaptı. Sonra bu kıyam kadar bir rükû daha yaptı. Sonra yine başını rükûdan kaldırdı. Sonra secdeye gitti ve iki secde yaptı. Sonra yine kıyama kalktı ve secdeye gitmeden önce yine üç rukû yaptı, ki bunların her biri sonrakinden daha uzundu. Rükûu da takriben kıyamı kadar idi. Sonra geriledi, arkasındaki saflar da geriledi. Böylece kadınlar safına kadar varmıştık. Sonra ilerledi, cemaat da O'nunla birlikte ilerledi. Nihayet Hz. Peygamber, önceki yerinde durdu. Namazdan ayrıldığı zaman güneş de eski haline dönmüştü. Sonra şöyle buyurdu:
"Ey insanlar! Güneş ve ay, ancak Aziz ve Celil olan Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Onlar, insanlardan hiçbir kimsenin ölümünden dolayı tutulmazlar. Siz böyle bir şey gördüğünüzde, tutulma bitinceye kadar namaz kılınız."
[(Ravi Ahmed b. Hanbel) bundan sonra hadisin kalanını zikretmiştir.]
Açıklama:
Bu rivayette ay ve güneş tutulması esnasında Hz. Peygamber’in, iki rekâtlı bir namaz kıldığı belirtilmektedir. Bu namaz, fukahanın cumhuruna göre sünnettir.
Bu namazın kılınış şekli, diğer namazlardan farklıdır. Öncelikle kıyamı, rükûu ve secdeleri çok uzundur. Sonra bazı hadislerde Hz. Peygamber’in her rekâtta iki rükû yaptığı ifade edilmekte, bazılarında ise üç rükû yaptığı söylenmektedir. Rukûlar rukû arasında da uzun bir kırâat yapılır. İmâm Mâlik, Şâfiî ve Ahmed b. Hanbel, iki rukû ile kılınması gerektiğine kanidirler. Hanefîler’e göre ise diğer namazlar gibi tek rukû ile kılınır. Hanefîler bu konuda Ebû Davud ve Nesâî'de zikredilen Semüre b. Cündüb ve Numan b. Beşir'den gelen rivayetlere dayanırlar.
Hz. Peygamber'in bu namazları birden çok defa kıldığı düşünülürse, her seferinde farklı şekilde kıldığı, dolayısıyla bu konudaki farklı rivayetlerin bir ihtilaftan değil, farklı uygulamaların naklinden ibaret olduğu ve böylece bunlardan herhangi birini kılmanın câiz olduğu düşünülebilir.
Rivayetlerden anlaşıldığına göre, Hz. Peygamber, sanki tutulmanın sona ermesi ile namazı tamamlamayı birbirine denk getirmeye çalışmaktadır. Bu uygulamada, güneş veya ay tutulması süresince her türlü musibetlerden Allah'a sığınmak, bu süreyi ibadet halinde geçirmek düşüncesi yatmaktadır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salâtu'l-Istiskâ 263, /273
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Ebu Süleyman Abdülmelik b. Meysera el-Fezârî (Abdülmelik b. Meysera)
4. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
5. Ebu Abdullah Ahmed b. Hanbel eş-Şeybanî (Ahmed b. Muhammed b. Hanbel b. Hilal b. Esed)
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Peygamber'in oğlu İbrahim
Güneş Tutulması, Hz. Peygamber'in oğlu İbrahim'in ölümü, güneş tutulması
Namaz, Kusûf namazı
Namaz, Küsuf Namazı Rekatları, Kılınışı
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ قَالَ حَدَّثَنَا هَاشِمُ بْنُ الْقَاسِمِ قَالَ حَدَّثَنَا شَيْبَانُ أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنْ زِيَادِ بْنِ عِلاَقَةَ عَنِ الْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ قَالَ:"كَسَفَتِ الشَّمْسُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ مَاتَ إِبْرَاهِيمُ ، فَقَالَ النَّاسُ كَسَفَتِ الشَّمْسُ لِمَوْتِ إِبْرَاهِيمَ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
" إِنَّ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ لاَ يَنْكَسِفَانِ لِمَوْتِ أَحَدٍ وَلاَ لِحَيَاتِهِ ، فَإِذَا رَأَيْتُمْ فَصَلُّوا وَادْعُوا اللَّهَ ."
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Haşim b. Kasım, ona Ebu Muaviye eş-Şeybân, ona Ziyad b. İlâka, ona da Muğîra b. Şu'be es-Sekafî şöyle demiştir: Rasulullah (sav) zamanında, oğlu İbrahim'in öldüğü gün güneş tutuldu. İnsanlar, 'Güneş, İbrahim'in ölümünden dolayı tutuldu' dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Şüphesiz güneş ile ay, hiçbir kimsenin ölümünden ya da yaşaması sebebiyle tutulmazlar. Ancak ay veya güneş tutulmalarını gördüğünüz zaman hemen namaz kılın ve Allah'a dua edin."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7654, B001043
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ قَالَ حَدَّثَنَا هَاشِمُ بْنُ الْقَاسِمِ قَالَ حَدَّثَنَا شَيْبَانُ أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنْ زِيَادِ بْنِ عِلاَقَةَ عَنِ الْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ قَالَ:"كَسَفَتِ الشَّمْسُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ مَاتَ إِبْرَاهِيمُ ، فَقَالَ النَّاسُ كَسَفَتِ الشَّمْسُ لِمَوْتِ إِبْرَاهِيمَ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
" إِنَّ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَ لاَ يَنْكَسِفَانِ لِمَوْتِ أَحَدٍ وَلاَ لِحَيَاتِهِ ، فَإِذَا رَأَيْتُمْ فَصَلُّوا وَادْعُوا اللَّهَ ."
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Haşim b. Kasım, ona Ebu Muaviye eş-Şeybân, ona Ziyad b. İlâka, ona da Muğîra b. Şu'be es-Sekafî şöyle demiştir: Rasulullah (sav) zamanında, oğlu İbrahim'in öldüğü gün güneş tutuldu. İnsanlar, 'Güneş, İbrahim'in ölümünden dolayı tutuldu' dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Şüphesiz güneş ile ay, hiçbir kimsenin ölümünden ya da yaşaması sebebiyle tutulmazlar. Ancak ay veya güneş tutulmalarını gördüğünüz zaman hemen namaz kılın ve Allah'a dua edin."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Kusûf 1, 1/395
Senetler:
1. Ebu Abdullah Muğîra b. Şube es-Sekafî (Mugîra b. Şube b. Ebu Amir b. Mesud b. Muattib)
2. Ebu Malik Ziyad b. İlâka Sa'lebi (Ziyad b. İlâka b. Malik)
3. Ebu Muaviye Şeyban b. Abdurrahman et-Temimi (Şeyban b. Abdurrahman)
4. Ebu Nadr Haşim b. Kasım el-Leysi (Haşim b. Kasım b. Müslim)
5. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
Doğa Tasavvuru, Güneş ve Ay Tutulması
Doğa Tasavvuru, Tabiat hadiseleri karşısında gösterilen tavır
Dua, dua etme adabı
Ehl-i Beyt, Hz. Peygamber'in oğlu İbrahim
Güneş Tutulması, Hz. Peygamber'in oğlu İbrahim'in ölümü, güneş tutulması
İnsan, insanla ilişkilendirilen doğa olayları
Namaz, Kusûf namazı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
5013, B000745
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى مَرْيَمَ قَالَ أَخْبَرَنَا نَافِعُ بْنُ عُمَرَ قَالَ حَدَّثَنِى ابْنُ أَبِى مُلَيْكَةَ عَنْ أَسْمَاءَ بِنْتِ أَبِى بَكْرٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم صَلَّى صَلاَةَ الْكُسُوفِ ، فَقَامَ فَأَطَالَ الْقِيَامَ ، ثُمَّ رَكَعَ فَأَطَالَ الرُّكُوعَ ، ثُمَّ قَامَ فَأَطَالَ الْقِيَامَ ، ثُمَّ رَكَعَ فَأَطَالَ الرُّكُوعَ ثُمَّ رَفَعَ ، ثُمَّ سَجَدَ فَأَطَالَ السُّجُودَ ، ثُمَّ رَفَعَ ، ثُمَّ سَجَدَ فَأَطَالَ السُّجُودَ ، ثُمَّ قَامَ فَأَطَالَ الْقِيَامَ ثُمَّ رَكَعَ فَأَطَالَ الرُّكُوعَ ثُمَّ رَفَعَ فَأَطَالَ الْقِيَامَ ثُمَّ رَكَعَ فَأَطَالَ الرُّكُوعَ ثُمَّ رَفَعَ فَسَجَدَ فَأَطَالَ السُّجُودَ ، ثُمَّ رَفَعَ ، ثُمَّ سَجَدَ فَأَطَالَ السُّجُودَ ثُمَّ انْصَرَفَ فَقَالَ: "قَدْ دَنَتْ مِنِّى الْجَنَّةُ حَتَّى لَوِ اجْتَرَأْتُ عَلَيْهَا لَجِئْتُكُمْ بِقِطَافٍ مِنْ قِطَافِهَا ، وَدَنَتْ مِنِّى النَّارُ حَتَّى قُلْتُ أَىْ رَبِّ وَأَنَا مَعَهُمْ فَإِذَا امْرَأَةٌ - حَسِبْتُ أَنَّهُ قَالَ - تَخْدِشُهَا هِرَّةٌ قُلْتُ مَا شَأْنُ هَذِهِ قَالُوا حَبَسَتْهَا حَتَّى مَاتَتْ جُوعًا ، لاَ أَطْعَمَتْهَا ، وَلاَ أَرْسَلَتْهَا تَأْكُلُ." قَالَ نَافِعٌ حَسِبْتُ أَنَّهُ قَالَ: "مِنْ خَشِيشِ أَوْ خُشَاشِ."
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Meryem, ona Nafi' b. Ömer, ona İbn Ebu Muleyke, ona da Esma bt. Ebu Bekir şöyle rivayet etmiştir:
Peygamber (sav) kusûf namazını kıldırmıştı. Kıyama durdu, kıyamı çok uzattı. Sonra rukûya vardı, rukûyu da uzattı. Sonra başını kaldırdı ve oturuşunu uzattı. Sonra yine rukûya vardı, rukûyu uzattı. Sonra başını kaldırdı. Sonra secdeye vardı, secdeyi uzattı. Sonra başını kaldırdı. Sonra yine secdeye vardı, secdeyi uzattı. Sonra ayağa kalktı, kıyamı uzattı. Sonra rukûya vardı, rukûyu uzattı. Sonra başını kaldırdı, oturuşu uzattı. Sonra yine rukûya vardı, rukûyu uzattı. Sonra başını kaldırdı. Sonra secdeye vardı, secdeyi uzattı. Sonra başını kaldırdı. Sonra yine secdeye vardı, secdeyi uzattı. Sonra namazı bitirdi. Akabinde şöyle buyurdu: "Cennet bana yaklaştı. O kadar ki, eğer cüret etseydim salkımlarından bir tanesini alıp size getirebilecektim. Cehennem de bana o kadar yaklaştı ki: Ey Rabbim, ben de onlarla beraber miyim? dedim. Orada bir kadın gördüm". -Ravi İbn Ebu Muleyke: O'nun şöyle dediğini sanıyorum, demiştir: "Bir kadını bir kedi tırmalayıp duruyordu. Buna ne oluyor? diye sordum. Bu kadın o kediyi açlıktan ölünceye kadar hapsetti. Kadın ona yiyecek vermedi, kendi kendine yemesi için de salıvermedi." Ravi Nâfi': O'nun şöyle dediğini sanıyorum, dedi: "Yerin haşerelerinden yesin diye salıvermedi" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ezân 90, 1/337
Senetler:
1. Esma bt. Ebu Bekir el-Kuraşiyye (Esma bt. Ebu Bekir b. Ebu Kuhafe)
2. Abdullah b. Ebu Müleyke el-Kureşî (Abdullah b. Ubeydullah b. Züheyr b. Abdullah)
3. Ebu Ma'şer Nafi' b. Ömer el-Cümehî (Nafi' b. Ömer b. Abdullah b. Cemil b. Amir b. Hüzeym)
4. Said b. Ebu Meryem el-Cümehî (Said b. Hakem b. Muhammed b. Salim b. Meryem)
Konular:
Namaz, Kusûf namazı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
5017, B000748
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ قَالَ حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ رضى الله عنهما قَالَ:
خَسَفَتِ الشَّمْسُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَصَلَّى ، قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ، رَأَيْنَاكَ تَنَاوَلُ شَيْئًا فِى مَقَامِكَ، ثُمَّ رَأَيْنَاكَ تَكَعْكَعْتَ. قَالَ: "إِنِّى أُرِيتُ الْجَنَّةَ، فَتَنَاوَلْتُ مِنْهَا عُنْقُودًا، وَلَوْ أَخَذْتُهُ لأَكَلْتُمْ مِنْهُ مَا بَقِيَتِ الدُّنْيَا."
Tercemesi:
Bize İsmail, ona Malik b. Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. Yesâr, ona da Abdullah b. Abbas (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) zamanında güneş tutuldu ve kusûf namazı kıldırdı. Sahabiler: Ey Allah'ın Rasulü! Namaz içinde durduğun yerden (görmediğimiz) bir şeye elinle uzattığını gördük, sonra (yine namaz içinde) irkilip geri geri geldiğini gördük, dediler. Peygamber de şöyle buyurdu: "Bana cennet gösterildi de, ben ondan bir salkıma elimle uzandım. Eğer o salkımı alabilseydim, dünya baki kaldığı müddetçe ondan muhakkak yerdiniz."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ezân 91, 1/338
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
Namaz, Kusûf namazı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7681, B001056
Hadis:
ثُمَّ رَكِبَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ذَاتَ غَدَاةٍ مَرْكَبًا ، فَكَسَفَتِ الشَّمْسُ فَرَجَعَ ضُحًى ، فَمَرَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَيْنَ ظَهْرَانَىِ الْحُجَرِ ، ثُمَّ قَامَ فَصَلَّى ، وَقَامَ النَّاسُ وَرَاءَهُ ، فَقَامَ قِيَامًا طَوِيلاً ، ثُمَّ رَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً ، ثُمَّ رَفَعَ فَقَامَ قِيَامًا طَوِيلاً ، وَهْوَ دُونَ الْقِيَامِ الأَوَّلِ ، ثُمَّ رَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً ، وَهْوَ دُونَ الرُّكُوعِ الأَوَّلِ ، ثُمَّ رَفَعَ فَسَجَدَ سُجُودًا طَوِيلاً ثُمَّ قَامَ فَقَامَ قِيَامًا طَوِيلاً ، وَهْوَ دُونَ الْقِيَامِ الأَوَّلِ ، ثُمَّ رَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً ، وَهْوَ دُونَ الرُّكُوعِ الأَوَّلِ ، ثُمَّ قَامَ قِيَامًا طَوِيلاً ، وَهْوَ دُونَ الْقِيَامِ الأَوَّلِ ، ثُمَّ رَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً ، وَهْوَ دُونَ الرُّكُوعِ الأَوَّلِ ، ثُمَّ سَجَدَ وَهْوَ دُونَ السُّجُودِ الأَوَّلِ ، ثُمَّ انْصَرَفَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَقُولَ ، ثُمَّ أَمَرَهُمْ أَنْ يَتَعَوَّذُوا مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ
Tercemesi:
[Bize İsmail b. Ebu Üveys, ona Malik b. Enes, ona Yahya b. Said, ona Amra bt. Abdurrahman, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir:]
Sonra Peygamber (sav) sabah vakti bir bineğe binip dışarı çıktı. Sonra da güneş tutuldu. Peygamber (sav) kuşluk vaktinde (oğlu İbrahim'in cenazesinden) döndü ve odalarına uğradı. Sonra da (mescide geçip) namaza durdu. İnsanlar da arkasında namaza durdular. Peygamber (sav) uzun bir kıyam yaptı, sonra uzun bir rükû yaptı. Sonra rukûdan kalkıp uzunca bir kıyam daha yaptı. Bu, ilk kıyamdan kısa sürdü. Sonra uzun bir rükû daha yaptı; bu da ilk rukûdan kısa sürdü. Sonra rukûdan kalktı ve uzun bir secde yaptı. Sonra ayağa kalktı, yine uzun bir kıyam yaptı. Bu da önceki kıyamdan kısaydı. Sonra uzun bir rükû daha yaptı. Bu rükû da öncekinden kısaydı. Sonra tekrar uzun bir kıyam daha yaptı. Bu da önceki kıyamdan kısa sürdü. Sonra uzun bir rükû daha yaptı ki, bu da önceki rukûdan kısaydı. Sonra da secde yaptı. Bu secde de önceki secdesinden daha kısa sürdü. Sonra namazı bitirdi. Ardından Peygamber (sav) Allah ne söylemesini diledi ise onları söyledi. Sonra ashabına kabir azabından Allah'a sığınmalarını emretti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Kusûf 12, 1/398
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Amre bt. Abdurrahman el-Ensâriyye (Amre bt. Abdurrahman b. Sa'd b. Zürâre)
3. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
Doğa Tasavvuru, Güneş ve Ay Tutulması
İnsan, insanla ilişkilendirilen doğa olayları
Kabir Hayatı, Kabir Azabı
Namaz, Kusûf namazı
حَدَّثَنَا ابْنُ السَّرْحِ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ ح
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ الْمُرَادِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ عَنْ يُونُسَ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَخْبَرَنِى عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ عَنْ عَائِشَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ خُسِفَتِ الشَّمْسُ فِى حَيَاةِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَخَرَجَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى الْمَسْجِدِ فَقَامَ فَكَبَّرَ وَصَفَّ النَّاسُ وَرَاءَهُ فَاقْتَرَأَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قِرَاءَةً طَوِيلَةً ثُمَّ كَبَّرَ فَرَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ فَقَالَ
"سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ رَبَّنَا وَلَكَ الْحَمْدُ." ثُمَّ قَامَ فَاقْتَرَأَ قِرَاءَةً طَوِيلَةً هِىَ أَدْنَى مِنَ الْقِرَاءَةِ الأُولَى ثُمَّ كَبَّرَ فَرَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً هُوَ أَدْنَى مِنَ الرُّكُوعِ الأَوَّلِ ثُمَّ قَالَ
"سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ رَبَّنَا وَلَكَ الْحَمْدُ." ثُمَّ فَعَلَ فِى الرَّكْعَةِ الأُخْرَى مِثْلَ ذَلِكَ فَاسْتَكْمَلَ أَرْبَعَ رَكَعَاتٍ وَأَرْبَعَ سَجَدَاتٍ وَانْجَلَتِ الشَّمْسُ قَبْلَ أَنْ يَنْصَرِفَ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8730, D001180
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ السَّرْحِ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ ح
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ الْمُرَادِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ عَنْ يُونُسَ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَخْبَرَنِى عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ عَنْ عَائِشَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ خُسِفَتِ الشَّمْسُ فِى حَيَاةِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَخَرَجَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى الْمَسْجِدِ فَقَامَ فَكَبَّرَ وَصَفَّ النَّاسُ وَرَاءَهُ فَاقْتَرَأَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قِرَاءَةً طَوِيلَةً ثُمَّ كَبَّرَ فَرَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ فَقَالَ
"سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ رَبَّنَا وَلَكَ الْحَمْدُ." ثُمَّ قَامَ فَاقْتَرَأَ قِرَاءَةً طَوِيلَةً هِىَ أَدْنَى مِنَ الْقِرَاءَةِ الأُولَى ثُمَّ كَبَّرَ فَرَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً هُوَ أَدْنَى مِنَ الرُّكُوعِ الأَوَّلِ ثُمَّ قَالَ
"سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ رَبَّنَا وَلَكَ الْحَمْدُ." ثُمَّ فَعَلَ فِى الرَّكْعَةِ الأُخْرَى مِثْلَ ذَلِكَ فَاسْتَكْمَلَ أَرْبَعَ رَكَعَاتٍ وَأَرْبَعَ سَجَدَاتٍ وَانْجَلَتِ الشَّمْسُ قَبْلَ أَنْ يَنْصَرِفَ.
Tercemesi:
Bize İbn Serh, ona İbn Vehb; (T)
Bize Muhammed b. Seleme el-Muradî, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Urve b. Zübeyr, ona da Rasulullah'ın (sav) eşi Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'ın (sav) sağlığında güneş tutuldu. O da hemen mescide gidip tekbir getirdi ve namaza durdu. İnsanlar da onun arkasında saf tuttular. Rasulullah (sav) namazda uzun uzun okudu sonra da tekbir alıp rükûa gitti ve uzun zaman rükuda kaldı. Sonra başını kaldırdı (doğruldu) ve "semiallahü limen hamide, rabbenâ leke'l-hamd" dedi ve kıyama durdu. Yine uzun uzun okudu fakat bu okuyuşu bir öncekinde daha azdı. Tekrar tekbir getirdi ve uzun bir rükû yaptı. Bu rükusu da ilkinden daha kısaydı. Sonra "semiallahü limen hamide, rabbena leke'l-hamd" dedi. Diğer rekâtta da bunları yapıp dört rükû ve dört secdeye tamamladı. Rasulullah (sav) namazını bitirmeden önce de güneş tutulması sona erdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salâtu'l-Istiskâ 263, /274
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Hâris Muhammed b. Seleme el-Muradî (Muhammed b. Seleme b. Abdullah b. Ebu Fatma)
Konular:
Namaz, Kusûf namazı
Namaz, Küsuf Namazı Rekatları, Kılınışı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17051, B002364
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى مَرْيَمَ حَدَّثَنَا نَافِعُ بْنُ عُمَرَ عَنِ ابْنِ أَبِى مُلَيْكَةَ عَنْ أَسْمَاءَ بِنْتِ أَبِى بَكْرٍ - رضى الله عنهما - أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم صَلَّى صَلاَةَ الْكُسُوفِ ، فَقَالَ « دَنَتْ مِنِّى النَّارُ حَتَّى قُلْتُ أَىْ رَبِّ ، وَأَنَا مَعَهُمْ فَإِذَا امْرَأَةٌ - حَسِبْتُ أَنَّهُ قَالَ - تَخْدِشُهَا هِرَّةٌ قَالَ مَا شَأْنُ هَذِهِ قَالُوا حَبَسَتْهَا حَتَّى مَاتَتْ جُوعًا » .
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Meryem, ona Nâfi b. Ömer, ona İbn Ebu Müleyke ona da Esma b. Ebubekir (ra), Hz. Peygamber'in (sav) küsüf (güneş tutulması) namazı kıldığını ve akabinde şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Cehennem bana o kadar yaklaştı ki ben de Ey Rabbim ben de onlarla beraber miyim? dedim. Aniden orada bir kadın gördüm -Ravi Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu sanıyorum demiştir- kedi kadını tırmalayıp duruyordu, bu kediye ne oluyor? diye sordum. Bu kadın o kediyi açlıktan ölünceye kadar hapsetti, dediler."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Müsâkât 9, 1/660
Senetler:
1. Esma bt. Ebu Bekir el-Kuraşiyye (Esma bt. Ebu Bekir b. Ebu Kuhafe)
2. Abdullah b. Ebu Müleyke el-Kureşî (Abdullah b. Ubeydullah b. Züheyr b. Abdullah)
3. Ebu Ma'şer Nafi' b. Ömer el-Cümehî (Nafi' b. Ömer b. Abdullah b. Cemil b. Amir b. Hüzeym)
4. Said b. Ebu Meryem el-Cümehî (Said b. Hakem b. Muhammed b. Salim b. Meryem)
Konular:
Cehennem, toplanma yeri
Doğa Tasavvuru, Güneş ve Ay Tutulması
Eziyet, İşkence, hayvana işkence etmek
Merhamet, hayvanlara
Namaz, Kusûf namazı
حَدَّثَنَا ابْنُ السَّرْحِ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ ح
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ الْمُرَادِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ عَنْ يُونُسَ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَخْبَرَنِى عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ عَنْ عَائِشَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ خُسِفَتِ الشَّمْسُ فِى حَيَاةِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَخَرَجَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى الْمَسْجِدِ فَقَامَ فَكَبَّرَ وَصَفَّ النَّاسُ وَرَاءَهُ فَاقْتَرَأَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قِرَاءَةً طَوِيلَةً ثُمَّ كَبَّرَ فَرَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ فَقَالَ
"سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ رَبَّنَا وَلَكَ الْحَمْدُ." ثُمَّ قَامَ فَاقْتَرَأَ قِرَاءَةً طَوِيلَةً هِىَ أَدْنَى مِنَ الْقِرَاءَةِ الأُولَى ثُمَّ كَبَّرَ فَرَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً هُوَ أَدْنَى مِنَ الرُّكُوعِ الأَوَّلِ ثُمَّ قَالَ
"سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ رَبَّنَا وَلَكَ الْحَمْدُ." ثُمَّ فَعَلَ فِى الرَّكْعَةِ الأُخْرَى مِثْلَ ذَلِكَ فَاسْتَكْمَلَ أَرْبَعَ رَكَعَاتٍ وَأَرْبَعَ سَجَدَاتٍ وَانْجَلَتِ الشَّمْسُ قَبْلَ أَنْ يَنْصَرِفَ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270926, D001180-2
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ السَّرْحِ أَخْبَرَنَا ابْنُ وَهْبٍ ح
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَلَمَةَ الْمُرَادِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ عَنْ يُونُسَ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَخْبَرَنِى عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ عَنْ عَائِشَةَ زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ خُسِفَتِ الشَّمْسُ فِى حَيَاةِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَخَرَجَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى الْمَسْجِدِ فَقَامَ فَكَبَّرَ وَصَفَّ النَّاسُ وَرَاءَهُ فَاقْتَرَأَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قِرَاءَةً طَوِيلَةً ثُمَّ كَبَّرَ فَرَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ فَقَالَ
"سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ رَبَّنَا وَلَكَ الْحَمْدُ." ثُمَّ قَامَ فَاقْتَرَأَ قِرَاءَةً طَوِيلَةً هِىَ أَدْنَى مِنَ الْقِرَاءَةِ الأُولَى ثُمَّ كَبَّرَ فَرَكَعَ رُكُوعًا طَوِيلاً هُوَ أَدْنَى مِنَ الرُّكُوعِ الأَوَّلِ ثُمَّ قَالَ
"سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ رَبَّنَا وَلَكَ الْحَمْدُ." ثُمَّ فَعَلَ فِى الرَّكْعَةِ الأُخْرَى مِثْلَ ذَلِكَ فَاسْتَكْمَلَ أَرْبَعَ رَكَعَاتٍ وَأَرْبَعَ سَجَدَاتٍ وَانْجَلَتِ الشَّمْسُ قَبْلَ أَنْ يَنْصَرِفَ.
Tercemesi:
Bize İbn Serh, ona İbn Vehb; (T)
Bize Muhammed b. Seleme el-Muradî, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Urve b. Zübeyr, ona da Rasulullah'ın (sav) eşi Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'ın (sav) sağlığında güneş tutuldu. O da hemen mescide gidip tekbir getirdi ve namaza durdu. İnsanlar da onun arkasında saf tuttular. Rasulullah (sav) namazda uzun uzun okudu sonra da tekbir alıp rükûa gitti ve uzun zaman rükuda kaldı. Sonra başını kaldırdı (doğruldu) ve "semiallahü limen hamide, rabbenâ leke'l-hamd" dedi ve kıyama durdu. Yine uzun uzun okudu fakat bu okuyuşu bir öncekinde daha azdı. Tekrar tekbir getirdi ve uzun bir rükû yaptı. Bu rükusu da ilkinden daha kısaydı. Sonra "semiallahü limen hamide, rabbena leke'l-hamd" dedi. Diğer rekâtta da bunları yapıp dört rükû ve dört secdeye tamamladı. Rasulullah (sav) namazını bitirmeden önce de güneş tutulması sona erdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salâtu'l-Istiskâ 263, /274
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Tahir Ahmed b. Amr el-Kuraşî (Ahmed b. Amr b. Abdullah)
Konular:
Namaz, Kusûf namazı
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ سَعْدٍ حَدَّثَنَا عَمِّى حَدَّثَنَا أَبِى عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ حَدَّثَنِى هِشَامُ بْنُ عُرْوَةَ وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى سَلَمَةَ وَسُلَيْمَانُ بْنُ يَسَارٍ كُلُّهُمْ قَدْ حَدَّثَنِى عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ
"كُسِفَتِ الشَّمْسُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَخَرَجَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَصَلَّى بِالنَّاسِ فَقَامَ فَحَزَرْتُ قِرَاءَتَهُ فَرَأَيْتُ أَنَّهُ قَرَأَ بِسُورَةِ الْبَقَرَةِ - وَسَاقَ الْحَدِيثَ - ثُمَّ سَجَدَ سَجْدَتَيْنِ ثُمَّ قَامَ فَأَطَالَ الْقِرَاءَةَ فَحَزَرْتُ قِرَاءَتَهُ فَرَأَيْتُ أَنَّهُ قَرَأَ بِسُورَةِ آلِ عِمْرَانَ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270949, D001187-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ سَعْدٍ حَدَّثَنَا عَمِّى حَدَّثَنَا أَبِى عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ حَدَّثَنِى هِشَامُ بْنُ عُرْوَةَ وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى سَلَمَةَ وَسُلَيْمَانُ بْنُ يَسَارٍ كُلُّهُمْ قَدْ حَدَّثَنِى عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ
"كُسِفَتِ الشَّمْسُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَخَرَجَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَصَلَّى بِالنَّاسِ فَقَامَ فَحَزَرْتُ قِرَاءَتَهُ فَرَأَيْتُ أَنَّهُ قَرَأَ بِسُورَةِ الْبَقَرَةِ - وَسَاقَ الْحَدِيثَ - ثُمَّ سَجَدَ سَجْدَتَيْنِ ثُمَّ قَامَ فَأَطَالَ الْقِرَاءَةَ فَحَزَرْتُ قِرَاءَتَهُ فَرَأَيْتُ أَنَّهُ قَرَأَ بِسُورَةِ آلِ عِمْرَانَ."
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Sa'd, ona amcası, ona babası, ona Muhammed b. İshak, ona Hişam b. Urve, Abdullah b. Ebu Mesleme ve Süleyman b. Yesar, onlara Urve, ona da Aişe (r.ahna) şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) devrinde güneş tutuldu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) (mescide) çıktı ve insanlara namaz kıldırdı. Namazda kıyama durdu. Kıyamda kıraatini Bakara suresi kadar okuduğunu zannettim. Ravi hadisi zikredip şöyle devam etti: Sonra iki secde yaptı, sonra kalkıp kıraatini uzattı, kıraatinin Al-i İmran suresi kadar olduğunu zannettim."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salâtu'l-Istiskâ 264, /276
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Abdullah b. Ebu Seleme el-Mâcişûn (Abdullah b. Meymun)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Ebu İshak İbrahim b. Sa'd ez-Zührî (İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
6. Ebu Yusuf Yakub b. İbrahim el-Kuraşî (Yakub b. İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
7. Ubeydullah b. Sa'd el-Kuraşi (Ubeydullah b. Sa'd b. İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
Konular:
Namaz, Kusûf namazı
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ سَعْدٍ حَدَّثَنَا عَمِّى حَدَّثَنَا أَبِى عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ حَدَّثَنِى هِشَامُ بْنُ عُرْوَةَ وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى سَلَمَةَ وَسُلَيْمَانُ بْنُ يَسَارٍ كُلُّهُمْ قَدْ حَدَّثَنِى عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ
"كُسِفَتِ الشَّمْسُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَخَرَجَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَصَلَّى بِالنَّاسِ فَقَامَ فَحَزَرْتُ قِرَاءَتَهُ فَرَأَيْتُ أَنَّهُ قَرَأَ بِسُورَةِ الْبَقَرَةِ - وَسَاقَ الْحَدِيثَ - ثُمَّ سَجَدَ سَجْدَتَيْنِ ثُمَّ قَامَ فَأَطَالَ الْقِرَاءَةَ فَحَزَرْتُ قِرَاءَتَهُ فَرَأَيْتُ أَنَّهُ قَرَأَ بِسُورَةِ آلِ عِمْرَانَ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270950, D001187-3
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ سَعْدٍ حَدَّثَنَا عَمِّى حَدَّثَنَا أَبِى عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ حَدَّثَنِى هِشَامُ بْنُ عُرْوَةَ وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى سَلَمَةَ وَسُلَيْمَانُ بْنُ يَسَارٍ كُلُّهُمْ قَدْ حَدَّثَنِى عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ
"كُسِفَتِ الشَّمْسُ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَخَرَجَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَصَلَّى بِالنَّاسِ فَقَامَ فَحَزَرْتُ قِرَاءَتَهُ فَرَأَيْتُ أَنَّهُ قَرَأَ بِسُورَةِ الْبَقَرَةِ - وَسَاقَ الْحَدِيثَ - ثُمَّ سَجَدَ سَجْدَتَيْنِ ثُمَّ قَامَ فَأَطَالَ الْقِرَاءَةَ فَحَزَرْتُ قِرَاءَتَهُ فَرَأَيْتُ أَنَّهُ قَرَأَ بِسُورَةِ آلِ عِمْرَانَ."
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Sa'd, ona amcası, ona babası, ona Muhammed b. İshak, ona Hişam b. Urve, Abdullah b. Ebu Mesleme ve Süleyman b. Yesar, onlara Urve, ona da Aişe (r.ahna) şöyle rivayet etmiştir:
"Rasulullah (sav) devrinde güneş tutuldu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) (mescide) çıktı ve insanlara namaz kıldırdı. Namazda kıyama durdu. Kıyamda kıraatini Bakara suresi kadar okuduğunu zannettim. Ravi hadisi zikredip şöyle devam etti: Sonra iki secde yaptı, sonra kalkıp kıraatini uzattı, kıraatinin Al-i İmran suresi kadar olduğunu zannettim."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salâtu'l-Istiskâ 264, /276
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
5. Ebu İshak İbrahim b. Sa'd ez-Zührî (İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
6. Ebu Yusuf Yakub b. İbrahim el-Kuraşî (Yakub b. İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
7. Ubeydullah b. Sa'd el-Kuraşi (Ubeydullah b. Sa'd b. İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
Konular:
Namaz, Kusûf namazı