Haram ay haram aya karşılıktır. Hürmetler (dokunulmazlıklar) karşılıklıdır. Kim size saldırırsa siz de ona misilleme olacak kadar saldırın. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah müttakîlerle beraberdir.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
أَنَّ اللّهَ مَعَ الْمُتَّقِينَ
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren başka bir kısım kısım:
فَاعْتَدُوا عَلَيْهِ بِمِثْلِ مَا اعْتَدَى عَلَيْكُمْ
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren bir diğer kısım:
فَمَنِ اعْتَدَى عَلَيْكُمْ فَاعْتَدُوا عَلَيْهِ بِمِثْلِ مَا اعْتَدَى عَلَيْكُمْ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
53721, KK2/194
Hadis:
الشَّهْرُ الْحَرَامُ بِالشَّهْرِ الْحَرَامِ وَالْحُرُمَاتُ قِصَاصٌ فَمَنِ اعْتَدَى عَلَيْكُمْ فَاعْتَدُوا عَلَيْهِ بِمِثْلِ مَا اعْتَدَى عَلَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللّهَ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللّهَ مَعَ الْمُتَّقِينَ
Tercemesi:
Haram ay haram aya karşılıktır. Hürmetler (dokunulmazlıklar) karşılıklıdır. Kim size saldırırsa siz de ona misilleme olacak kadar saldırın. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah müttakîlerle beraberdir.
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
أَنَّ اللّهَ مَعَ الْمُتَّقِينَ
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren başka bir kısım kısım:
فَاعْتَدُوا عَلَيْهِ بِمِثْلِ مَا اعْتَدَى عَلَيْكُمْ
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren bir diğer kısım:
فَمَنِ اعْتَدَى عَلَيْكُمْ فَاعْتَدُوا عَلَيْهِ بِمِثْلِ مَا اعْتَدَى عَلَيْكُمْ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Bakara 2/194, /
Senetler:
()
Konular:
Ahlak, Savaş, savaş ahlakı
BEDİR GAZVESİ
Cihad, savaşmanın yasak olduğu zamanlar
Müttaki, Allah katında itibarlı olan kimseler
Savaş, Hukuku
Takva, Allah'tan korkmak
Yargı, Kısas
Zaman, haram aylar
Bize Ebû Bekir b. Fûrek (rh), ona Abdullah b. Cafer, ona Yunus b. Habîb, ona Ebû Davud, ona el-Esved b. Şeybân, ona Yezîd b. Abdullah b. eş-Şihhîr, ona Mutarrif b. Abdullah b. eş-Şihhîr şöyle demiş:
“Bana Ebû Zer’den (ra) hadis ulaşıyordu, ben de onunla karşılaşmayı çok arzu ediyordum. Bir gün ona rastladım ve dedim ki:
“- Bana senden hadisler ulaşıyordu, ben de seninle karşılaşmayı çok istiyordum.” Bana,
“- Baban hakkı için Allah’a yemin olsun ki bana kavuştun, haydi söyle!” dedi.
“- Bana senin Rasûlullah’dan (sav) şu hadisi rivâyet ettiğin haber verildi” dedim:
“Muhakkak ki Allah Teâlâ üç kişiyi sever, üç kişiye de buğzeder.”
Ebû Zer, “Beni dostuma (sav) yalan isnad etmekle itham etme!” dedi. Ben de;
“- Allah’ın sevdiği üç kişi kimdir?” dedim. Şu cevabı verdi:
“- Düşmanla karşılaştığında (kaçmayıp) onunla savaşan insan. Bunu siz elinizdeki Kitab’da da görmektesiniz: ‘Muhakkak ki Allah, kenetlenmiş saflar halinde kendi yolunda savaşanları sever.’ (Saff, 61/4).
“- Başka kim?” diye sordum.
“- Kendisine eziyet eden kötü bir komşusu olan, onun eziyetlerine sabreden kişiye,yaşarken de öldüğünde de Allah ona kâfidir” dedi.
“- Sonra kim?” dedim.
“- Bir gurup insanla birlikte sefere çıkan kişidir; gurup yolda mola verdi, sabaha karşı istirahate çekildiler. Yorgunluk ve uyku onları bastırmıştı, bu yüzden başlarını koyduklarında hemen uykuya daldılar. Gurupla beraber olan o kişi, hemen kalkıp abdest aldı, Allah’tan korkarak ve O’nun rahmetini umarak namaza durdu. (İşte üçüncüsü de bu adam)” dedi. Ben,
“- Peki, Cenâb-ı Hakk’ın buğzettiği üç kişi kimdir?” diye sordum.
“- Cimri olan ve yaptığı iyiliği başa kakan ile gurura kapılıp böbürlenen kişidir. Siz bunu Allah’ın kitabında da görürsünüz: ‘Allah gurura kapılıp kendini beğenen hiç kimseyi sevmez.’(Nisa, 3/36; Lokman, 31/18).
“- Peki üçüncüsü kimdir?” dedim.
“- Çok yemin eden tüccar –veya çok yemin eden satıcı-“ dedi.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
155757, BS018541
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ فُورَكَ رَحِمَهُ اللَّهِ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا يُونُسُ بْنُ حَبِيبٍ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ حَدَّثَنَا الأَسْوَدُ بْنُ شَيْبَانَ عَنْ يَزِيدَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الشِّخِّيرِ عَنْ مُطَرِّفِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الشِّخِّيرِ قَالَ كَانَ الْحَدِيثُ يَبْلُغُنِى عَنْ أَبِى ذَرٍّ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ فَكُنْتُ أَشْتَهِى لِقَاءَهُ فَلَقِيتُهُ فَقُلْتُ : يَا أَبَا ذَرٍّ إِنَّهُ كَانَ يَبْلُغُنِى عَنْكَ الْحَدِيثَ فَكُنْتُ أَشْتَهِى لِقَاءَكَ قَالَ : لِلَّهِ أَبُوكَ فَقَدْ لَقِيتَ فَهَاتِ فَقُلْتُ : حَدِيثٌ بَلَغَنِى أَنَّكَ تُحَدِّثُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- حَدَّثَكُمْ :« إِنَّ اللَّهَ تَعَالَى يُحِبُّ ثَلاَثَةً وَيُبْغِضُ ثَلاَثَةً ». قَالَ : مَا إِخَالُنِى أَنْ أَكْذِبَ عَلَى خَلِيلِى -صلى الله عليه وسلم- قُلْتُ : فَمَنِ الثَّلاَثَةُ الَّذِينَ يُحِبُّ اللَّهُ؟ قَالَ : رَجُلٌ لَقِىَ الْعَدُوَّ فَقَاتَلَ وَإِنَّكُمْ لَتَجِدُّونَ ذَلِكَ فِى الْكِتَابِ عِنْدَكُمْ {إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الَّذِينَ يُقَاتِلُونَ فِى سَبِيلِهِ صَفًّا} قُلْتُ : وَمَنْ؟ قَالَ : رَجُلٌ لَهُ جَارُ سَوْءٍ فَهُوَ يُؤْذِيهِ فَيَصْبِرُ عَلَى أَذَاهُ فَيَكْفِيهِ اللَّهُ إِيَّاهُ بِحَيَاةٍ أَوْ مَوْتٍ. قَالَ : وَمَنْ؟ قَالَ : رَجُلٌ كَانَ مَعَ قَوْمٍ فِى سَفَرٍ فَنَزَلُوا فَعَرَّسُوا وَقَدْ شَقَّ عَلَيْهِمُ الْكَرَى وَالنُّعَاسُ وَوَضَعُوا رُءُوسَهُمْ فَنَامُوا وَقَامَ فَتَوَضَّأَ فَصَلَّى رَهْبَةً لِلَّهِ وَرَغْبَةً إِلَيْهِ. قُلْتُ : فَمَنِ الثَّلاَثَةُ الَّذِينَ يُبْغِضُ؟ قَالَ : الْبَخِيلُ الْمَنَّانُ وَالْمُخْتَالُ الْفَخُورُ وَإِنَّكُمْ لَتَجِدُونَ ذَلِكَ فِى كِتَابِ اللَّهِ {إِنَّ اللَّهَ لاَ يُحِبُّ كُلَّ مُخْتَالٍ فَخُورٍ} قَالَ : فَمَنِ الثَّالِثُ؟ قَالَ : التَّاجِرُ الْحَلاَّفُ أَوِ الْبَائِعُ الْحَلاَّفُ.
Tercemesi:
Bize Ebû Bekir b. Fûrek (rh), ona Abdullah b. Cafer, ona Yunus b. Habîb, ona Ebû Davud, ona el-Esved b. Şeybân, ona Yezîd b. Abdullah b. eş-Şihhîr, ona Mutarrif b. Abdullah b. eş-Şihhîr şöyle demiş:
“Bana Ebû Zer’den (ra) hadis ulaşıyordu, ben de onunla karşılaşmayı çok arzu ediyordum. Bir gün ona rastladım ve dedim ki:
“- Bana senden hadisler ulaşıyordu, ben de seninle karşılaşmayı çok istiyordum.” Bana,
“- Baban hakkı için Allah’a yemin olsun ki bana kavuştun, haydi söyle!” dedi.
“- Bana senin Rasûlullah’dan (sav) şu hadisi rivâyet ettiğin haber verildi” dedim:
“Muhakkak ki Allah Teâlâ üç kişiyi sever, üç kişiye de buğzeder.”
Ebû Zer, “Beni dostuma (sav) yalan isnad etmekle itham etme!” dedi. Ben de;
“- Allah’ın sevdiği üç kişi kimdir?” dedim. Şu cevabı verdi:
“- Düşmanla karşılaştığında (kaçmayıp) onunla savaşan insan. Bunu siz elinizdeki Kitab’da da görmektesiniz: ‘Muhakkak ki Allah, kenetlenmiş saflar halinde kendi yolunda savaşanları sever.’ (Saff, 61/4).
“- Başka kim?” diye sordum.
“- Kendisine eziyet eden kötü bir komşusu olan, onun eziyetlerine sabreden kişiye,yaşarken de öldüğünde de Allah ona kâfidir” dedi.
“- Sonra kim?” dedim.
“- Bir gurup insanla birlikte sefere çıkan kişidir; gurup yolda mola verdi, sabaha karşı istirahate çekildiler. Yorgunluk ve uyku onları bastırmıştı, bu yüzden başlarını koyduklarında hemen uykuya daldılar. Gurupla beraber olan o kişi, hemen kalkıp abdest aldı, Allah’tan korkarak ve O’nun rahmetini umarak namaza durdu. (İşte üçüncüsü de bu adam)” dedi. Ben,
“- Peki, Cenâb-ı Hakk’ın buğzettiği üç kişi kimdir?” diye sordum.
“- Cimri olan ve yaptığı iyiliği başa kakan ile gurura kapılıp böbürlenen kişidir. Siz bunu Allah’ın kitabında da görürsünüz: ‘Allah gurura kapılıp kendini beğenen hiç kimseyi sevmez.’(Nisa, 3/36; Lokman, 31/18).
“- Peki üçüncüsü kimdir?” dedim.
“- Çok yemin eden tüccar –veya çok yemin eden satıcı-“ dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Siyer 18541, 18/524
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Abdullah Mutarrif b. Abdullah el-Haraşî (Mutarrif b. Abdullah b. Şıhhir b. Avf b. Ka'b b. Vakdân)
3. Ebu Ala Yezid b. Abdullah el-Amirî (Yezid b. Abdullah b. Şihhîr b. Avf b. Ka'b)
4. Ebu Şeyban Esved b. Şeyban es-Sedûsi (Esved b. Şeyban)
5. Ebû Dâvûd et-Tayâlîsî (Süleyman b. Davud b. Cârûd)
6. Yunus b. Habib el-İclî (Yunus b. Habib b. Abdülkahir b. Abdülaziz b. Ömer b. Kays)
7. Abdullah b. Cafer el-İsbehânî (Abdullah b. Cafer b. Ahmed b. Faris)
8. Ebu Bekir Muhammed b. Hasan el-Eşarî (Muhammed b. Hasan b. Fûrek)
Konular:
Ahlak, Savaş, savaş ahlakı
Ahlak, ticaret ahlakı
Allah İnancı, Allah'ın sevdiği / buğz ettiği insan
Cimrilik, zemmedilişi
Hadis Rivayeti
Haklar, komşu hakları
Hz. Peygamber, hitap şekilleri
İyilik, komşuya iyilik etmek
Kibir, Kibir ve gurur
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
Nafile ibadet, yolculukta
Sabır, sabretmek
Ticaret, ticari ilişkiler
Ticaret, yasak olan şekilleri
Yemin, alış-verişte
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23369, T001939
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ قَالَ: حَدَّثَنَا أَبُو أَحْمَدَ الزُّبَيْرِىُّ قَالَ: حَدَّثَنَا سُفْيَانُ (ح) قَالَ: وَحَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ قَالَ: حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ السَّرِىِّ وَأَبُو أَحْمَدَ قَالاَ :حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُثْمَانَ بْنِ خُثَيْمٍ عَنْ شَهْرِ بْنِ حَوْشَبٍ عَنْ أَسْمَاءَ بِنْتِ يَزِيدَ قَالَتْ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم :« لاَ يَحِلُّ الْكَذِبُ إِلاَّ فِى ثَلاَثٍ: يُحَدِّثُ الرَّجُلُ امْرَأَتَهُ لِيُرْضِيَهَا وَالْكَذِبُ فِى الْحَرْبِ وَالْكَذِبُ لِيُصْلِحَ بَيْنَ النَّاسِ » . وَقَالَ مَحْمُودٌ فِى حَدِيثِهِ: « لاَ يَصْلُحُ الْكَذِبُ إِلاَّ فِى ثَلاَثٍ هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ لاَ نَعْرِفُهُ مِنْ حَدِيثِ أَسْمَاءَ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ ابْنِ خُثَيْمٍ . وَرَوَى دَاوُدُ بْنُ أَبِى هِنْدٍ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ شَهْرِ بْنِ حَوْشَبٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَلَمْ يَذْكُرْ فِيهِ عَنْ أَسْمَاءَ . حَدَّثَنَا بِذَلِكَ مُحَمَّدُ بْنُ العَلَاءِ قَالَ: حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِي زَائِدَةَ، عَنْ دَاوُدَ وَفِي البَابِ عَنْ أَبِي بَكْرٍ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ebu Ahmed (Muhammed b. Abdullah) ez-Zübeyrî, ona Süfyan (es-Sevrî), (T) Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Bişr b. es-Seriy ve Ebu Ahmed (Muhammed b. Abdullah)ona Süfyan (es-Sevrî), ona Abdullah b. Osmân b. Huseym, ona Şehr b. Havşeb, ona da Esma bnt. Yezîd, Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
Üç yerde yalan konuşulabilir (helaldir/tevriye yapabilir): Adamın eşini razı etmek için ona yalan söylemesi, savaşta yalan söyleme ve insanların arasını düzeltmek için yalan söyleme.
Mahmud rivayetinde 'yalan (söylemek) üç yerde uygun olur' şeklindedir. (Tirmizî), Bu (rivayet), Esma hadisinin sadece İbn Hüseym isnadı ile (geldiğini) bildiğimiz hasen (li ğayrihi) bir hadistir.
Davud b. Ebu Hind bu hadisi Şehr b. Havşeb’ten, O da Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiş olup hadisin senedinde 'Esma' yoktur (yani Mürsel bir hadistir). Bu şekilde Muhammed b. Alâ, İbn Ebu Zaide tarikiyle Davud’tan bize nakletmiştir.
Bu konuda Ebubekir’den de hadis rivayeti vardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Birr ve's-sıla 26, 4/331
Senetler:
()
Konular:
Ahlak, Savaş, savaş ahlakı
Aile, Eşlerarası Problemlerin Giderilmesi
Islah, Arabuluculuk, insanların arasını düzeltmek
Yalan, caiz olduğu yerler
Ey iman edenler! Kâfirlerden yakınınızda olanlara karşı savaşın ve onlar (savaş anında) sizde bir sertlik bulsunlar. Bilin ki, Allah sakınanlarla beraberdir.
Sizin de kendileri gibi inkâr etmenizi istediler ki onlarla eşit olasınız. O halde Allah yolunda göç edinceye kadar onlardan hiçbirini dost edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın, bulduğunuz yerde öldürün ve hiçbirini dost ve yardımcı edinmeyin
Öneri Formu
Hadis Id, No:
53254, KK4/89
Hadis:
وَدُّوا لَوْ تَكْفُرُونَ كَمَا كَفَرُوا فَتَكُونُونَ سَوَاء فَلاَ تَتَّخِذُوا مِنْهُمْ أَوْلِيَاء حَتَّىَ يُهَاجِرُوا فِي سَبِيلِ اللّهِ فَإِن تَوَلَّوْا فَخُذُوهُمْ وَاقْتُلُوهُمْ حَيْثُ وَجَدتَّمُوهُمْ وَلاَ تَتَّخِذُوا مِنْهُمْ وَلِيًّا وَلاَ نَصِيرًا
Tercemesi:
Sizin de kendileri gibi inkâr etmenizi istediler ki onlarla eşit olasınız. O halde Allah yolunda göç edinceye kadar onlardan hiçbirini dost edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın, bulduğunuz yerde öldürün ve hiçbirini dost ve yardımcı edinmeyin
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Nisâ 4/89, /
Senetler:
()
Konular:
Ahlak, Savaş, savaş ahlakı
Cihad, savaşı zorunlu kılan nedenler
Dostluk, Müslümanlarla savaş halinde olan kafirleri dost edinmemek
İman, dinden dönenlerin cezası (irtidat)
İrtidat,İslam Cemaati önemi, mürtedin öldürülmesi
Münafık, Nifak / Münafık
Münafık, yaptıkları şeyler (Resulullah zamanında)
Zihin inşası, Muhalefet, müşriklere, kafirlere
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18434, T003030
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ أَبِى رِزْمَةَ عَنْ إِسْرَائِيلَ عَنْ سِمَاكٍ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ : مَرَّ رَجُلٌ مِنْ بَنِى سُلَيْمٍ عَلَى نَفَرٍ مِنْ أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَمَعَهُ غَنَمٌ لَهُ فَسَلَّمَ عَلَيْهِمْ قَالُوا : مَا سَلَّمَ عَلَيْكُمْ إِلاَّ لِيَتَعَوَّذَ مِنْكُمْ فَقَامُوا فَقَتَلُوهُ وَأَخَذُوا غَنَمَهُ فَأَتَوْا بِهَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَعَالَى ( يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا ضَرَبْتُمْ فِى سَبِيلِ اللَّهِ فَتَبَيَّنُوا وَلاَ تَقُولُوا لِمَنْ أَلْقَى إِلَيْكُمُ السَّلاَمَ لَسْتَ مُؤْمِنًا ) . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ . وَفِى الْبَابِ عَنْ أُسَامَةَ بْنِ زَيْدٍ .
Tercemesi:
Bize Abd b. Humeyd, ona Abdülaziz b. Ebu Rizme, ona İsrail, ona Simâk, ona İkrime, ona da İbn Abbas’ın şöyle dediğini rivayet etti: Süleym oğullarından bir adam Rasulullah’ın (sav) ashabından birkaç kişinin yanından geçti, beraberinde ona ait birkaç koyun da vardı, onlara selam verdi. Onlar (birbirlerine) bunun size selam vermesi ancak sizden kendisini koruması içindir, deyip kalkıp onu öldürdüler ve koyunlarını aldılar. Koyunları Rasulullah’a (sav) getirdiler. Bunun üzerine yüce Allah: “Ey iman edenler! Allah yolunda cihada çıktığınız zaman iyice araştırın. Size selam verene dünya hayatının menfaatini arayarak: Sen mümin değilsin, demeyin” (Nisa, 4/94) ayetini indirdi.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen bir hadistir. Bu hususta Üsâme b. Zeyd’in de rivayet ettiği bir hadis vardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 4, 5/240
Senetler:
()
Konular:
Ahlak, Savaş, savaş ahlakı
Kur'an, Nüzul sebebleri
Savaş, ilan etme ve savaş hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
44181, DM002484
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يَزِيدَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ زِيَادٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ يَزِيدَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- قَالَ :« لاَ تَتَمَنَّوْا لِقَاءَ الْعَدُوِّ وَسَلُوا اللَّهَ الْعَافِيَةَ ، فَإِنْ لَقِيتُمُوهُمْ فَاثْبُتُوا وَأَكْثِرُوا ذِكْرَ اللَّهِ ، فَإِنْ أَجْلَبُوا وَضَجُّوا فَعَلَيْكُمْ بِالصَّمْتِ ».
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Yezid, ona Abdurrahman b. Ziyâd, ona Abdullah b. Yezid, ona da Abdullah b. Amr’ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin, Allah’tan afiyet dileyin. Eğer onlarla karşılaşacak olursanız sebat edin, Allah’ı çokça zikredin. Eğer onlar gürültü patırtı yapıp bağırıp çağırırlarsa, siz susmaya dikkat edin.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Siyer 6, 3/1584
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Yezid el-Meafirî (Abdullah b. Yezid)
3. Abdurrahman b. Ziyad el-İfriki (Abdurrahman b. Ziyad b. Enam)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Yezid el-Adevî (Abdullah b. Yezid)
Konular:
Ahlak, Savaş, savaş ahlakı
Savaş, Düşmanla Karşılaşmayı Temenni Etmemek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20331, T001612
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ هِشَامٍ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ قَتَادَةَ عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ مُقَرِّنٍ قَالَ : غَزَوْتُ مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَكَانَ إِذَا طَلَعَ الْفَجْرُ أَمْسَكَ حَتَّى تَطْلُعَ الشَّمْسُ فَإِذَا طَلَعَتْ قَاتَلَ فَإِذَا انْتَصَفَ النَّهَارُ أَمْسَكَ حَتَّى تَزُولَ الشَّمْسُ فَإِذَا زَالَتِ الشَّمْسُ قَاتَلَ حَتَّى الْعَصْرِ ثُمَّ أَمْسَكَ حَتَّى يُصَلِّىَ الْعَصْرَ ثُمَّ يُقَاتِلُ . قَالَ وَكَانَ يُقَالُ عِنْدَ ذَلِكَ تَهِيجُ رِيَاحُ النَّصْرِ وَيَدْعُو الْمُؤْمِنُونَ لِجُيُوشِهِمْ فِى صَلاَتِهِمْ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَقَدْ رُوِىَ هَذَا الْحَدِيثُ عَنِ النُّعْمَانِ بْنِ مُقَرِّنٍ بِإِسْنَادٍ أَوْصَلَ مِنْ هَذَا . وَقَتَادَةُ لَمْ يُدْرِكِ النُّعْمَانَ بْنَ مُقَرِّنٍ وَمَاتَ النُّعْمَانُ بْنُ مُقَرِّنٍ فِى خِلاَفَةِ عُمَرَ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muâz b. Hişâm, ona babası, ona Katâde, ona da en-Numan b. Mukarrin’in şöyle dediğini rivayet etti: Nebi (sav) ile birlikte gazaya çıkmıştım. Fecir doğdu mu güneş doğuncaya kadar savaşmazdı. Güneş doğunca savaşırdı. Günün yarısı oldu mu yine savaşı, güneş batıya doğru kayıncaya kadar bırakırdı. Güneş batıya doğru kaydı mı ikindi vaktine kadar savaşırdı. Sonra ikindi namazını kılıncaya kadar savaşa ara verir, sonra savaşa devam ederdi. (en-Numan) dedi ki: O sırada zafer rüzgârları eser, denilir, müminler de namazlarında ordularına dua ederlerdi.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu hadis en-Numan b. Mukarrin’den senedi bundan daha muttasıl bir isnad ile rivayet edilmiştir. Katâde, en-Numan b. Mukarrin’e yetişmemiştir. En-Numan b. Mukarrin, Ömer’in halifeliği zamanında vefat etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Siyer 46, 4/159
Senetler:
()
Konular:
Ahlak, Savaş, savaş ahlakı
Siyer, Hz. Peygamber'in gazveleri
Siyer, Hz. Peygamberin savaşa başlama vakti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21715, T001822
Hadis:
حَدَّثَنَا مَحْمُودُ بْنُ غَيْلاَنَ حَدَّثَنَا أَبُو أَحْمَدَ وَالْمُؤَمَّلُ قَالاَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ أَبِى يَعْفُورٍ عَنِ ابْنِ أَبِى أَوْفَى قَالَ غَزَوْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم سَبْعَ غَزَوَاتٍ نَأْكُلُ الْجَرَادَ . قَالَ أَبُو عِيسَى : وَرَوَى شُعْبَةُ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ أَبِى يَعْفُورٍ عَنِ ابْنِ أَبِى أَوْفَى قَالَ: غَزَوْتُ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم غَزَوَاتٍ نَأْكُلُ الْجَرَادَ . حَدَّثَنَا بِذَلِكَ مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ بِهَذَا . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنِ ابْنِ عُمَرَ وَجَابِرٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَأَبُو يَعْفُورٍ اسْمُهُ وَاقِدٌ وَيُقَالُ وَقْدَانُ أَيْضًا وَأَبُو يَعْفُورٍ الآخَرُ اسْمُهُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عُبَيْدِ بْنِ نِسْطَاسَ .
Tercemesi:
Bize Mahmud b. Ğaylân, ona Ebu Ahmed ve el-Müemmel, onlara Süfyan, ona Ebu Ya’fûr, ona da İbn Ebu Evfâ’nın şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) ile birlikte yedi gazveye katıldık, (bunlarda) çekirge yerdik.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Şu’be bu hadisi Ebu Ya’fûr, ona İbn Ebu Evfâ şöyle dedi, diye rivayet etti: Ben Rasulullah (sav) ile birlikte bir çok gazveye katıldım, (onlarda) çekirge yerdik. Bunu bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu’be böylece rivayet etmiştir.
(Tirmizi) dedi ki: Bu hususta İbn Ömer ve Câbir’den gelmiş rivayetler de vardır.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir. Ebu Ya’fûr’un adı Vâkid’dir. Adının Vekdân olduğu da söylenir, diğer Ebu Ya’fûr künyeli şahsın adı ise Abdurrahman b. Ubeyd b. Nistâs’tır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Et'ime 22, 4/268
Senetler:
()
Konular:
Ahlak, Savaş, savaş ahlakı
Kültürel Hayat, yemek kültürü