Giriş

Ancak kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir topluma sığınanlar yahut ne sizinle ne de kendi toplumlarıyla savaşmak (istemediklerin) den yürekleri sıkılarak size gelenler müstesna. Allah dileseydi onları başınıza belâ ederdi de sizinle savaşırlardı. Artık onlar sizi bırakıp bir tarafa çekilir de sizinle savaşmazlar ve size barış teklif ederlerse bu durumda Allah size, onların aleyhinde bir yola girme hakkı vermemiştir.


    Öneri Formu
53255 KK4/90 Nisa, 4, 90

(Savaşta) inkâr edenlerle karşılaştığınız zaman boyunlarını vurun. Nihayet onlara iyice vurup sindirince bağı sıkıca bağlayın (esir alın). Savaş sona erince de artık ya karşılıksız veya fidye karşılığı salıverin. Durum şu ki, Allah dileseydi, onlardan intikam alırdı. Fakat sizi birbirinizle denemek ister. Allah yolunda öldürülenlere gelince, Allah onların yaptıklarını boşa çıkarmaz.


    Öneri Formu
57813 KK47/4 Muhammed, 47, 4

Bize Yakub b. İshak, ona Yahya el-Himmânî, ona Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem, ona babası, ona da Abdullah b. Ömer (ra) rivâyet etti: Rasûlullah (sav) bir gazaya çıkmıştı, buyurdu ki: "Komşusunu üzenler, bugün bizimle beraber gelmesinler!" Ordudaki adamlardan biri, "Ben, komşumun bahçe duvarının temelini ıslatmıştım" dedi. Hz. Peygamber (sav), "Sen bugün bizimle gelme!" dedi.


    Öneri Formu
174845 ME9479 Taberani, el-Mu'cemu'l-Evsat, IX, 181


    Öneri Formu
153248 BS16169 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VIII,98

Bize Ebu Muâviye, ona Leys, ona Alkame b. Mersed, ona İbn Büreyde, ona da babası (Büreyde b. Husayb), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: Cihada giden Mücahidlerin hanımlarının namusu gazâya katılmayan kimselere kendi annelerinin namusu gibi saygındır. Kendisine emanet edilen bir mücahid ailesine ihanet eden kimse Kıyamet günü Mücahidin karşısına getirilir ve "bu adam, senin hanımına ihanet etti! Onun sevaplarından dilediğini al!" denilir. Ya ne sandınız!


Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahihtir.

    Öneri Formu
73385 HM023392 İbn Hanbel, V, 355

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Nâfi', ona da Abdullah b. Ömer şöyle demiştir: Rasûlullah (sav) gazadan yahut hacdan yahut umreden dönerken, yolda bir tepeye çıktığı her seferinde üç defa tekbîr getirir, sonra şunları söylerdi: *Allah’tan başka ilâh yoktur. O tektir, eşi-ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd O’na mahsustur. O, her şeye kadirdir. Tövbe edenler, kulluk edenler, Allah’a secde edenler ve Rabbimize hamd edenler olarak dönüyoruz. Allah vaadini tuttu, kuluna yardım etti; müttefik orduları tek başına hezimete uğrattı.”


    Öneri Formu
12945 B001797 Buhari, Umre, 12

(Antlaşma yaptığın) bir kavmin hainlik yapmasından korkarsan, sen de (onlarla yaptığın ahdi) aynı şekilde bozduğunu kendilerine bildir. Çünkü Allah, hainleri sevmez.


    Öneri Formu
53962 KK8/58 Enfâl, 8, 58

Bize Abdurrahman, ona Süfyân, ona Alkame b. Mersed, ona Süleyman b. Büreyde ona da Babası (Büreyde b. Husayb el-Eslemî) şöyle rivayet etmiştir. Rasulullah (sav) ordu ya da müfrezeye kumandan tayin ettiğinde ona Allah'ın rızasını dikkate alarak hareket etmesini ve beraberindeki Müslümanlara iyi davranmasını tavsiye eder ardından şöyle buyururdu: "Allah'ın adıyla, Allah yolunda gazâ edin! Allah'ı inkar edenlere karşı savaşın! (Ganimetten) çalmayın, (antlaşmalarınıza) ihanet etmeyin, ölülere işkence etmeyin, hiçbir çocuğu öldürmeyin! Müşrik düşmanlarınla karşılaştığında onları üç şeye çağır. Onlardan hangisini kabul ederlerse sen de onlardan kabul et ve onlara dokunma! Önce onlara yurtlarını bırakıp (Müslüman olarak) muhacirlerin yurduna hicret etmelerini teklif et ve gelmeleri durumunda muhacirlerin sahip olduğu hak ve sorumlulukların aynısına sahip olacaklarını onlara bildir. Eğer Muhacirlerin yurduna gelmeyi kabul etmezlerse onlara Müslüman bedevilerle aynı konuma sahip olacaklarını, kendilerine bedevi Müslümanlara uygulanacak hükümlerin aynısının uygulanacağını, Cihada katılmadıkları zaman kendilerine savaş ganimetinden ve (savaşmadan elden edilen) fey gelirinden pay verilmeyeceğini bildir. Eğer kabul etmezlerse onlardan cizye iste. Eğer kabul ederlerse onlardan cizye al ve onlara dokunma. Eğer bunu da kabul etmezlerse Allah'tan yardım dile ve onlarla savaş. Bir kaleyi kuşatma altına aldığında kaledekiler, senden Allah ve Rasulü adına güvence isterlerse Onlara Allah ve Rasulü'nün can ve mal güvencesini verme. Kendinin veya arkadaşlarının güvencesini ver. Çünkü kendinizin ve arkadaşlarınızın verdiği can ve mal güvencesine aykırı hareket etmiş olmanız Allah ve Rasulü'nün verdiği can ve mal güvencesine aykırı hareket etmenizden daha iyidir. Bir kaleyi kuşattığında kaledekiler kendilerine Allah'ın (adına) hüküm uygulamanı isterlerse onlara Allah'ın (adına) hüküm uygulama. Kendi hükmünü uygula. Çünkü Allah'ın onlar hakkındaki hükmüne isabet edip etmediğini bilemezsin." Abdurrahman "bunu ya da bu benzerini nakletti" dedi


    Öneri Formu
73437 HM023418 İbn Hanbel, V, 359


    Öneri Formu
43377 DM002013 Darimi, Edahi, 10


    Öneri Formu
155333 BS018133 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, IX ,130