253 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Velîd, ona Şu'be, ona İbn Ebu Mücâlid (T); Bize Yahya, ona Vekî, ona Şu'be, ona Muhammed b. Ebu Mücâlid (T); Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be, ona da Muhammed ya da Abdullah b. Mücâlid şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Şeddâd b. Hâd ile Ebu Bürde, selem alışverişi hakkında fikir ayrılığına düştü ve beni (bu konuda bilgi almak üzere) Abdullah b. Ebu Evfâ'ya (ra) gönderdiler. Ben de gidip ona bu konuyu sordum bana "biz Hz. Peygamber (sav), Ebu Bekir ve Ömer'in döneminde, buğday, arpa, kuru üzüm ve hurmada selem yoluyla alışveriş yapardık" dedi. Aynı konuyu Abdurrahman b. Ebzâ'ya sordum, o da aynı cevabı verdi.
Açıklama: Selem, nitelikleri belirlenen bir malın satışının peşin parayla yapılıp malın daha sonra teslim edilmesi işlemine denir.
Bize Ebu Velîd, ona Şu'be, ona İbn Ebu Mücâlid (T); Bize Yahya, ona Vekî, ona Şu'be, ona Muhammed b. Ebu Mücâlid (T); Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be, ona da Muhammed ya da Abdullah b. Mücâlid şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Şeddâd b. Hâd ile Ebu Bürde, selem alışverişi hakkında fikir ayrılığına düştü ve beni (bu konuda bilgi almak üzere) Abdullah b. Ebu Evfâ'ya (ra) gönderdiler. Ben de gidip ona bu konuyu sordum bana "biz Hz. Peygamber (sav), Ebu Bekir ve Ömer'in döneminde, buğday, arpa, kuru üzüm ve hurmada selem yoluyla alışveriş yapardık" dedi. Aynı konuyu Abdurrahman b. Ebzâ'ya sordum, o da aynı cevabı verdi.
Açıklama: Selem, nitelikleri belirlenen bir malın satışının peşin parayla yapılıp malın daha sonra teslim edilmesi işlemine denir.
Bize Adem, ona Şu'be, ona Amr, ona da Ebu Bahterî et-Tâî şöyle rivayet etmiştir: Ben İbn Abbâs'a hurma ağacının meyvesinde yapılacak selem akdini sordum. O da "Hz. Peygamber (sav), meyvesi yenilecek ve tartılacak hale gelinceye kadar hurmanın satışını yasakladı" dedi. Adam (Ebu Bahterî) "tartılacak olan, hangi şeydir, (ağaç üzerindeki hurma nasıl tartılacak)" diye sordu. İbn Abbâs'ın yanında bulunan bir adam "korunacak (tahmin edilecek) hale gelinceye kadar" dedi. Bize Muâz, ona Şu'be, ona Amr, ona Ebu Bahterî, ona da İbn Abbâs (ra) "Hz. peygamber (sav) yasakladı" diyerek yukarıdaki hadisin benzerini rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muaz b. Muaz arasında inkıta vardır.
Bize Ebu Velîd, ona Şu'be, ona İbn Ebu Mücâlid (T); Bize Yahya, ona Vekî, ona Şu'be, ona Muhammed b. Ebu Mücâlid (T); Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be, ona da Muhammed ya da Abdullah b. Mücâlid şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Şeddâd b. Hâd ile Ebu Bürde, selem alışverişi hakkında fikir ayrılığına düştü ve beni (bu konuda bilgi almak üzere) Abdullah b. Ebu Evfâ'ya (ra) gönderdiler. Ben de gidip ona bu konuyu sordum bana "biz Hz. Peygamber (sav), Ebu Bekir ve Ömer'in döneminde, buğday, arpa, kuru üzüm ve hurmada selem yoluyla alışveriş yapardık" dedi. Aynı konuyu Abdurrahman b. Ebzâ'ya sordum, o da aynı cevabı verdi.
Açıklama: Selem, nitelikleri belirlenen bir malın satışının peşin parayla yapılıp malın daha sonra teslim edilmesi işlemine denir.
Bize Adem, ona Şu'be, ona Amr, ona da Ebu Bahterî et-Tâî şöyle rivayet etmiştir: Ben İbn Abbâs'a hurma ağacının meyvesinde yapılacak selem akdini sordum. O da "Hz. Peygamber (sav), meyvesi yenilecek ve tartılacak hale gelinceye kadar hurmanın satışını yasakladı" dedi. Adam (Ebu Bahterî) "tartılacak olan, hangi şeydir, (ağaç üzerindeki hurma nasıl tartılacak)" diye sordu. İbn Abbâs'ın yanında bulunan bir adam "korunacak (tahmin edilecek) hale gelinceye kadar" dedi. Bize Muâz, ona Şu'be, ona Amr, ona Ebu Bahterî, ona da İbn Abbâs (ra) "Hz. peygamber (sav) yasakladı" diyerek yukarıdaki hadisin benzerini rivayet etmiştir.
Bize Musa b. İsmail, ona Abdulvahid, ona Şeybânî, ona da Muhammed b. Ebu Mucâlid şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Şeddâd ile Ebu Burde beni Abdullah b. Ebu Evfâ'ya (ra) göndererek ona, Hz. Peygamber'in (sav) zamanında Sahabenin buğdayda selem yapıp yapmadığını sormamı söylediler. Gidip sordum. Abdullah "Biz Şamlı çiftçilerle belli bir ölçüyle ve bilinen bir vadeyle buğday, arpa ve zeytinyağında selem yoluyla alışveriş yapardık" dedi. Ben ona "selem alışverişi yaptığınız ekinin (tarlanın) mülkiyeti kime aitti?" diye sordum. Abdullah "Biz onlara malın aslına malik olup olmadıklarını hiç sormazdık" dedi. Sonra o ikisi beni Abdurrahman b. Ebzâ'ya da yolladılar. Ben gidip (aynı soruları) ona da sordum, şöyle cevap verdi. "Sahabe Peygamber (sav) zamanında selem akdi yapardı, ancak (biz sahâbîler), onlara ekinlerinin (tarlalarının) olup olmadığını sormazdık" dedi. Bize Abdullah b. Velîd, ona Süfyân, ona da Şeybâni aynı hadisi rivayet etmiş ve rivayetinde (buğday, arpa ve) "zeytinyağı" ifadesini kullanmıştır. Bize Kuteybe, ona, Cerîr, ona da Şeybâni bu hadisi rivayet etmiş ve rivayetinde (buğday, arpa ve) "kuru üzüm" ifadesini kullanmıştır.
Bize Musa b. İsmail, ona Abdulvahid, ona Şeybânî, ona da Muhammed b. Ebu Mucâlid şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Şeddâd ile Ebu Burde beni Abdullah b. Ebu Evfâ'ya (ra) göndererek ona, Hz. Peygamber'in (sav) zamanında Sahabenin buğdayda selem yapıp yapmadığını sormamı söylediler. Gidip sordum. Abdullah "Biz Şamlı çiftçilerle belli bir ölçüyle ve bilinen bir vadeyle buğday, arpa ve zeytinyağında selem yoluyla alışveriş yapardık" dedi. Ben ona "selem alışverişi yaptığınız ekinin (tarlanın) mülkiyeti kime aitti?" diye sordum. Abdullah "Biz onlara malın aslına malik olup olmadıklarını hiç sormazdık" dedi. Sonra o ikisi beni Abdurrahman b. Ebzâ'ya da yolladılar. Ben gidip (aynı soruları) ona da sordum, şöyle cevap verdi. "Sahabe Peygamber (sav) zamanında selem akdi yapardı, ancak (biz sahâbîler), onlara ekinlerinin (tarlalarının) olup olmadığını sormazdık" dedi. Bize Abdullah b. Velîd, ona Süfyân, ona da Şeybâni aynı hadisi rivayet etmiş ve rivayetinde (buğday, arpa ve) "zeytinyağı" ifadesini kullanmıştır. Bize Kuteybe, ona, Cerîr, ona da Şeybâni bu hadisi rivayet etmiş ve rivayetinde (buğday, arpa ve) "kuru üzüm" ifadesini kullanmıştır.
Bize Musa b. İsmail, ona Abdulvahid, ona Şeybânî, ona da Muhammed b. Ebu Mucâlid şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Şeddâd ile Ebu Burde beni Abdullah b. Ebu Evfâ'ya (ra) göndererek ona, Hz. Peygamber'in (sav) zamanında Sahabenin buğdayda selem yapıp yapmadığını sormamı söylediler. Gidip sordum. Abdullah "Biz Şamlı çiftçilerle belli bir ölçüyle ve bilinen bir vadeyle buğday, arpa ve zeytinyağında selem yoluyla alışveriş yapardık" dedi. Ben ona "selem alışverişi yaptığınız ekinin (tarlanın) mülkiyeti kime aitti?" diye sordum. Abdullah "Biz onlara malın aslına malik olup olmadıklarını hiç sormazdık" dedi. Sonra o ikisi beni Abdurrahman b. Ebzâ'ya da yolladılar. Ben gidip (aynı soruları) ona da sordum, şöyle cevap verdi. "Sahabe Peygamber (sav) zamanında selem akdi yapardı, ancak (biz sahâbîler), onlara ekinlerinin (tarlalarının) olup olmadığını sormazdık" dedi. Bize Abdullah b. Velîd, ona Süfyân, ona da Şeybâni aynı hadisi rivayet etmiş ve rivayetinde (buğday, arpa ve) "zeytinyağı" ifadesini kullanmıştır. Bize Kuteybe, ona, Cerîr, ona da Şeybâni bu hadisi rivayet etmiş ve rivayetinde (buğday, arpa ve) "kuru üzüm" ifadesini kullanmıştır.
Bize Musa b. İsmail, ona Abdulvahid, ona Şeybânî, ona da Muhammed b. Ebu Mucâlid şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Şeddâd ile Ebu Burde beni Abdullah b. Ebu Evfâ'ya (ra) göndererek ona, Hz. Peygamber'in (sav) zamanında Sahabenin buğdayda selem yapıp yapmadığını sormamı söylediler. Gidip sordum. Abdullah "Biz Şamlı çiftçilerle belli bir ölçüyle ve bilinen bir vadeyle buğday, arpa ve zeytinyağında selem yoluyla alışveriş yapardık" dedi. Ben ona "selem alışverişi yaptığınız ekinin (tarlanın) mülkiyeti kime aitti?" diye sordum. Abdullah "Biz onlara malın aslına malik olup olmadıklarını hiç sormazdık" dedi. Sonra o ikisi beni Abdurrahman b. Ebzâ'ya da yolladılar. Ben gidip (aynı soruları) ona da sordum, şöyle cevap verdi. "Sahabe Peygamber (sav) zamanında selem akdi yapardı, ancak (biz sahâbîler), onlara ekinlerinin (tarlalarının) olup olmadığını sormazdık" dedi. Bize Abdullah b. Velîd, ona Süfyân, ona da Şeybâni aynı hadisi rivayet etmiş ve rivayetinde (buğday, arpa ve) "zeytinyağı" ifadesini kullanmıştır. Bize Kuteybe, ona, Cerîr, ona da Şeybâni bu hadisi rivayet etmiş ve rivayetinde (buğday, arpa ve) "kuru üzüm" ifadesini kullanmıştır.