Öneri Formu
Hadis Id, No:
55633, KK22/53
Hadis:
لِيَجْعَلَ مَا يُلْقِي الشَّيْطَانُ فِتْنَةً لِّلَّذِينَ فِي قُلُوبِهِم مَّرَضٌ وَالْقَاسِيَةِ قُلُوبُهُمْ وَإِنَّ الظَّالِمِينَ لَفِي شِقَاقٍ بَعِيدٍ
Tercemesi:
(Allah, şeytanın böyle yapmasına müsaade eder ki) kalplerinde hastalık olanlar ve kalpleri katılaşanlar için, şeytanın kattığı şeyi bir deneme (vesilesi) yapsın. Zalimler, gerçekten (haktan) oldukça uzak bir ayrılık içindedirler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
()
Konular:
Şeytan, aldatıcılığı
Zulüm / Zalim, zulmetmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
57133, KK34/20
Hadis:
وَلَقَدْ صَدَّقَ عَلَيْهِمْ إِبْلِيسُ ظَنَّهُ فَاتَّبَعُوهُ إِلَّا فَرِيقًا مِّنَ الْمُؤْمِنِينَ
Tercemesi:
Andolsun İblis, onlar hakkındaki tahminini doğruya çıkardı. İnanan bir zümrenin dışında hepsi ona uydular.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
()
Konular:
Önceki ümmetler, Sebe hakkında
Şeytan, aldatıcılığı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
57633, KK38/84
Hadis:
قَالَ فَالْحَقُّ وَالْحَقَّ أَقُولُ
Tercemesi:
Allah buyurdu ki, "O doğru ben hep doğruyu söylerim."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
()
Konular:
Allah İnancı, varlığı ve birliği
Şeytan, aldatıcılığı
حدثنا أحمد بن صالح قال حدثنا عنبسة بن خالد قال حدثنا يونس عن بن شهاب قال أخبرني يحيى بن عروة بن الزبير أنه سمع عروة بن الزبير يقول قالت عائشة زوج النبي صلى الله عليه وسلم : سأل ناس النبي صلى الله عليه وسلم عن الكهان فقال لهم ليسوا بشيء فقالوا يا رسول الله فإنهم يحدثون بالشيء يكون حقا فقال النبي صلى الله عليه وسلم تلك الكلمة يخطفها الشيطان فيقرقرها بأذني وليه كقرقرة الدجاجة فيخلطون فيها بأكثر من مائة كذبة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165576, EM000882
Hadis:
حدثنا أحمد بن صالح قال حدثنا عنبسة بن خالد قال حدثنا يونس عن بن شهاب قال أخبرني يحيى بن عروة بن الزبير أنه سمع عروة بن الزبير يقول قالت عائشة زوج النبي صلى الله عليه وسلم : سأل ناس النبي صلى الله عليه وسلم عن الكهان فقال لهم ليسوا بشيء فقالوا يا رسول الله فإنهم يحدثون بالشيء يكون حقا فقال النبي صلى الله عليه وسلم تلك الكلمة يخطفها الشيطان فيقرقرها بأذني وليه كقرقرة الدجاجة فيخلطون فيها بأكثر من مائة كذبة
Tercemesi:
— PeygambeifSalJallahü Aleyhi ve Seltem) 'in zevcesi Hz. Aişe şöyle demiştir:
— Bir takım insanlar, Peygamber (Sallatlahü A İey9U ve Sellem) 'e kâhinlerden sordular da, Peygamber :
Onlar bir şey değildir!» buyurdu. Bunun üzerine onlar dediler ki:
— Ey Allah'ın Resulü! Onlar bir şeyler söylüyorlar ki, gerçek oluyor. Buna karşı Peygamber (Saltallahü Aleyhi ve Setlem) şöyle buyurdu:
— O, bir sözdür ki, Şeytan onu kapar da, velisinin kulaklarına, tavuk Ötmesi gibi onu gıdaklar. Böylece o söze, yüz yalandan daha çoğunu karıştırırlar.»[487]
İslâm'dan önce kâhinler vardı ki, olacak işlerden ve başa gelecek olaylardan, önceden haber verirlerdi. İnsanlar da önemli İşler için bunlara müracaat ederlerdi. Şeytan veya Cinler, edindikleri bazı haberleri, insanlardan kâhin diye adlanan velilerin kulaklarına didikleyerek sö>'erler ve çoğu yalan karışığı olur. Onun için kâhinler yalancıdırlar. Zaten Hz. Pey-gamber'in gelmesiyle kâhinlik san'atı son bulmuştur. Bunların sözlerine inanmamak da iman esaslarındandır. Hz. Peygamber bunlara gitmeyi yasaklamıştır. Onlara gitmek ve onları tasdik etmek helâl olmaz.
Netice olarak hak olmayan bir şey için : «Bu, bir şey değildir.»
Demek mubahtır ve onda bir sakınca yoktur.[488]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 882, /684
Senetler:
()
Konular:
Kahin, Kehanet, kahine gitmek veya inanmak
Şeytan, aldatıcılığı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
56174, KK20/121
Hadis:
فَأَكَلَا مِنْهَا فَبَدَتْ لَهُمَا سَوْآتُهُمَا وَطَفِقَا يَخْصِفَانِ عَلَيْهِمَا مِن وَرَقِ الْجَنَّةِ وَعَصَى آدَمُ رَبَّهُ فَغَوَى
Tercemesi:
Nihayet ondan yediler. Bunun üzerine kendilerine ayıp yerleri göründü. Üstlerini cennet yaprağı ile örtmeye çalıştılar. (Bu suretle) Âdem Rabbine âsi olup yolunu şaşırdı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
()
Konular:
Kur'an, Kıssa, Adem ile Havva'nın
Peygamberler, Hz. Adem
Şeytan, aldatıcılığı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
56968, KK29/38
Hadis:
وَعَادًا وَثَمُودَ وَقَد تَّبَيَّنَ لَكُم مِّن مَّسَاكِنِهِمْ وَزَيَّنَ لَهُمُ الشَّيْطَانُ أَعْمَالَهُمْ فَصَدَّهُمْ عَنِ السَّبِيلِ وَكَانُوا مُسْتَبْصِرِينَ
Tercemesi:
Âd ve Semûd'u da (helâk ettik). Sizin için, (onların başına nelerin geldiği) oturdukları yerlerden apaçık anlaşılmaktadır. Şeytan onlara yaptıkları işleri güzel gösterip onları doğru yoldan çıkardı. Oysa bakıp görebilecek durumdaydılar.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
()
Konular:
Önceki Ümmetler, Ad kavmi
Önceki ümmetler, Helak olma sebepleri
Önceki ümmetler, Semud Kavmi
Şeytan, aldatıcılığı