92 Kayıt Bulundu.
Bize Abdurrezzâk, ona Ma'mer, ona Hişâm b. Urve, ona da babası (Urve b. Zübeyir) şöyle demiştir: "Peygamber (sav) bir bedevîden bir deve satın aldı. Bedel olarak ona bir vesk (yaklaşık 60 ölçek) hurma vermeyi taahhüt etti ve teslimi için belirli bir süre mühlet istedi. Bunun üzerine bedevî yüksek sesle, 'Vah bana! Aldatıldım, hıyanete uğradım' diye bağırdı. Bu sözü duyan sahabe, ona müdahale etmek üzere harekete geçtiler. Ancak Peygamber (sav), onları durdurarak 'Onu bırakın! Çünkü hak sahibinin konuşma hakkı vardır. Onu falanca kadının yanına götürün, ona söyleyin hakkını ödesin' buyurarak bedevîyi Ensar’dan bir kadının yanına yönlendirdi. Kadın 'Bende ancak onun borcundan daha kaliteli hurma var' deyince, Peygamber (sav) 'Öyleyse onunla ödeme yap, hatta daha iyisini ver ve ikram et' buyurdu. Kadın da öyle yaptı. Bir süre sonra bedevî, Peygamber'in (sav) yanından geçti ve 'Allah seni hayırla mükâfatlandırsın! Sen hem borcunu ödedin hem de en güzel şekilde yerine getirdin' dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) 'İnsanların en hayırlısı, borcunu ödeyen ve ödemeyi güzellikle yapan kimsedir' buyurdu."
Bize Yakūb, ona babası (İbrahim b. Sa'd), ona İbn İshak, ona Hişâm b. Urve, babası (Urve b. Zübeyir), ona da Hz. Âişe şöyle demiştir: "Rasulullah (sav), bir bedevîden, zahire, yani acve hurmasından bir vesk (ölçü) hurma karşılığında bir veya birkaç deve satın aldı. Rasulullah (sav) deveyi alıp evine döndü, anlaşmaya konu olan hurmayı aradı fakat bulamadı. Bunun üzerine dışarı çıktı ve bedevîye 'Ey Abdullah! Biz senden bir veya birkaç deve satın aldık. Karşılık olarak sana zahire hurmasından bir vesk hurma vermeyi vaat ettik, biz aradık fakat onu bulamadık' buyurdu.” Bedevî 'ah ahde vefasızlık ah' dedi. Bunun üzerine halk ona kızdı ve 'Allah seni kahretsin! Rasulullah (sav) hiç hıyanet mi eder!' dediler. Hz. Âişe (r.anhâ) der ki: Rasulullah (sav) 'Onu bırakın! Şüphesiz hak sahibinin söz hakkı vardır' buyurdu ve tekrar bedevîye dönerek 'Ey Abdullah! Biz senden bir veya birkaç deve satın aldık. Karşılık olarak sana zahire hurmasından bir vesk hurma vermeyi vaat ettik, biz aradık fakat onu bulamadık' dedi. Bedevî yine 'ah ahde vefasızlık ah' dedi. Halk yine onu azarladı ve 'Allah seni kahretsin! Rasulullah (sav) hiç hıyanet mi eder!' dediler. Rasulullah (sav) 'Onu bırakın! Şüphesiz hak sahibinin söz hakkı vardır' buyurdu ve bu şekilde iki veya üç kere tekrarladı. Sonra onun bedevînin söz anlamadığını görünce, sahâbilerinden birine 'Huveyla bt. Hakîm b. Umeyye’ye git ve ona 'Rasulullah (sav) sana selam ediyor ve Eğer yanında zahire hurmasından bir vesk hurma varsa, onu bize borç (ödünç) olarak ver, İnşallah biz de sana öderiz' dediğimi söyle' buyurdu. Adam, Huveyla’ya gitti. Sonra geri dönerek Hüveyla'nın 'Evet, yanımda var. Ey Allah’ın Resûlü, gönder de alsınlar' dediğini söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) adama 'Git, onu al, (bedevîye) hakkını tastamam öde' buyurdu. Adam gidip aldı ve bedevîye tam olarak hakkını ödedi. Hz. Âişe der ki: Rasulullah (sav) ashâbıyla beraber otururken bedevî yanlarından geçti ve 'Allah seni hayırla mükâfatlandırsın! Çünkü sen borcunu tastamam ödedin ve gönlümü hoş ettin' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'İşte onlar; borçlarını tastamam ödeyen ve gönülleri hoş eden kimseler, Allah katında, kıyamet günü, Allah’ın en hayırlı kullarıdır' buyurdu."