Öneri Formu
Hadis Id, No:
121481, MŞ029927
Hadis:
29927- حَدَّثَنَا وَكِيعٌ ، عَنِ الأَعْمَشِ ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ ، عَنْ عُبَيْدِ بْنِ عَمْرٍو الْخَارِِفِيِّ ، عَنْ عَلِيٍّ قَالَ : مَا أَرَى أَحَدًا يَعْقِلُ دَخَلَ فِي الإِسْلامِ يَنَامُ حَتَّى يَقْرَأَ آيَةَ الْكُرْسِيِّ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Ebî Şeybe, Musannef-i İbn Ebû Şeybe, Dua 29927, 15/159
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ubeydullah b. Amr el-Becelî (Ubeyd b. Muğira)
3. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
Konular:
Adab, yatma-kalkma adabı
Dua, uyumadan önce okunacak, dua, ayet vs.
Kur'an, Ayete'l-Kürsî
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا أَبُو أَحْمَدَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ ابْنِ أَبِى لَيْلَى عَنْ أَخِيهِ عِيسَى عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى لَيْلَى عَنْ أَبِى أَيُّوبَ الأَنْصَارِىِّ أَنَّهُ كَانَتْ لَهُ سَهْوَةٌ فِيهَا تَمْرٌ فَكَانَتْ تَجِىءُ الْغُولُ فَتَأْخُذُ مِنْهُ قَالَ: فَشَكَا ذَلِكَ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ: « فَاذْهَبْ فَإِذَا رَأَيْتَهَا فَقُلْ :بِسْمِ اللَّهِ أَجِيبِى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم » . قَالَ :فَأَخَذَهَا فَحَلَفَتْ أَنْ لاَ تَعُودَ فَأَرْسَلَهَا فَجَاءَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ :« مَا فَعَلَ أَسِيرُكَ ؟» . قَالَ :حَلَفَتْ أَنْ لاَ تَعُودَ فَقَالَ: « كَذَبَتْ وَهِىَ مُعَاوِدَةٌ لِلْكَذِبِ » . قَالَ: فَأَخَذَهَا مَرَّةً أُخْرَى فَحَلَفَتْ أَنْ لاَ تَعُودَ فَأَرْسَلَهَا فَجَاءَ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « مَا فَعَلَ أَسِيرُكَ ؟» . قَالَ: حَلَفَتْ أَنْ لاَ تَعُودَ . فَقَالَ « كَذَبَتْ وَهِىَ مُعَاوِدَةٌ لِلْكَذِبِ » . فَأَخَذَهَا فَقَالَ مَا أَنَا بِتَارِكِكِ حَتَّى أَذْهَبَ بِكِ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . فَقَالَتْ :إِنِّى ذَاكِرَةٌ لَكَ شَيْئًا آيَةَ الْكُرْسِىِّ اقْرَأْهَا فِى بَيْتِكَ فَلاَ يَقْرَبُكَ شَيْطَانٌ وَلاَ غَيْرُهُ . قَالَ :فَجَاءَ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ: « مَا فَعَلَ أَسِيرُكَ ؟» . قَالَ فَأَخْبَرَهُ بِمَا قَالَتْ . قَالَ :« صَدَقَتْ وَهِىَ كَذُوبٌ » . قَالَ: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ . وَفِى الْبَابِ عَنْ أُبَىِّ بْنِ كَعْبٍ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16694, T002880
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا أَبُو أَحْمَدَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ ابْنِ أَبِى لَيْلَى عَنْ أَخِيهِ عِيسَى عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى لَيْلَى عَنْ أَبِى أَيُّوبَ الأَنْصَارِىِّ أَنَّهُ كَانَتْ لَهُ سَهْوَةٌ فِيهَا تَمْرٌ فَكَانَتْ تَجِىءُ الْغُولُ فَتَأْخُذُ مِنْهُ قَالَ: فَشَكَا ذَلِكَ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ: « فَاذْهَبْ فَإِذَا رَأَيْتَهَا فَقُلْ :بِسْمِ اللَّهِ أَجِيبِى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم » . قَالَ :فَأَخَذَهَا فَحَلَفَتْ أَنْ لاَ تَعُودَ فَأَرْسَلَهَا فَجَاءَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ :« مَا فَعَلَ أَسِيرُكَ ؟» . قَالَ :حَلَفَتْ أَنْ لاَ تَعُودَ فَقَالَ: « كَذَبَتْ وَهِىَ مُعَاوِدَةٌ لِلْكَذِبِ » . قَالَ: فَأَخَذَهَا مَرَّةً أُخْرَى فَحَلَفَتْ أَنْ لاَ تَعُودَ فَأَرْسَلَهَا فَجَاءَ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « مَا فَعَلَ أَسِيرُكَ ؟» . قَالَ: حَلَفَتْ أَنْ لاَ تَعُودَ . فَقَالَ « كَذَبَتْ وَهِىَ مُعَاوِدَةٌ لِلْكَذِبِ » . فَأَخَذَهَا فَقَالَ مَا أَنَا بِتَارِكِكِ حَتَّى أَذْهَبَ بِكِ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم . فَقَالَتْ :إِنِّى ذَاكِرَةٌ لَكَ شَيْئًا آيَةَ الْكُرْسِىِّ اقْرَأْهَا فِى بَيْتِكَ فَلاَ يَقْرَبُكَ شَيْطَانٌ وَلاَ غَيْرُهُ . قَالَ :فَجَاءَ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ: « مَا فَعَلَ أَسِيرُكَ ؟» . قَالَ فَأَخْبَرَهُ بِمَا قَالَتْ . قَالَ :« صَدَقَتْ وَهِىَ كَذُوبٌ » . قَالَ: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ . وَفِى الْبَابِ عَنْ أُبَىِّ بْنِ كَعْبٍ .
Tercemesi:
Ebû Eyyûb el Ensarî (r.a.)’den rivâyete göre: “Ebû Eyyûb’un bir hurma deposu vardı. Cin veya şeytan türü birileri gelir ve o depodan hurma alırdı. Ebû Eyyûb durumu Peygamber (s.a.v.)’e şikayet etti. Rasûlullah (s.a.v.)’de şöyle buyurdu: “Git onu tekrar gördüğünde: “Bismillah peygambere icabet et” de buyurdu. Sonra Ebû Eyyûb onu yakaladı bir daha gelmeyeceğine söz verince bıraktı. Sonra Peygamber (s.a.v.)’e geldi. Rasûlullah (s.a.v.): “Esirin ne yaptı” diye sordu. Ebû Eyyûb: Bir daha dönmeyeceğine yemin etti dedi. Rasûlullah (s.a.v.): “Yalan söyledi, O yalan söylemeye alışıktır” dedi. Ebû Eyyûb o kişiyi bir daha yakaladı tekrar gelmeyeceğine yemin edince onu tekrar serbest bıraktı. Rasûlullah (s.a.v.)’e gelince; “Esirin ne yaptı” diye sordu. Ebû Eyyûb: Bir daha dönmemeye ikinci defa yemin etti, dedi. Rasûlullah (s.a.v.): “Yalan söyledi O yalan söylemeye alışıktır” buyurdu. Üçüncü sefer yakalayınca; bu sefer seni Rasûlullah (s.a.v.)’e götürmeden bırakmayacağım dedi. Bunun üzerine o kimse dedi ki: Sana bir şey öğreteceğim “Ayet-el Kürsî”yi evinde bunu oku ne şeytan ne de bir başkası sana yaklaşamaz. Ebû Eyyûb Peygamber (s.a.v.)’e geldi. Rasûlullah (s.a.v.): “Esirin ne yaptı” diye sordu. Ebû Eyyûb olup biteni haber verdi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): “O doğru söylemiş, fakat aslında kendisi yalancıdır” buyurdu. Bu hadis hasen garibtir.Bu konuda Übey b. Ka’b’tan da hadis rivâyet edilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Fedâilü'l-Kur'an 3, 5/158
Senetler:
()
Konular:
Kur'an, Ayete'l-Kürsî
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16701, T002884
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ قَالَ: حَدَّثَنَا الْحُمَيْدِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ فِى تَفْسِيرِ حَدِيثِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ قَالَ: مَا خَلَقَ اللَّهُ مِنْ سَمَاءٍ وَلاَ أَرْضٍ أَعْظَمَ مِنْ آيَةِ الْكُرْسِىِّ . قَالَ سُفْيَانُ: لأَنَّ آيَةَ الْكُرْسِىِّ هُوَ كَلاَمُ اللَّهِ وَكَلاَمُ اللَّهِ أَعْظَمُ مِنْ خَلْقِ اللَّهِ مِنَ السَّمَاءِ وَالأَرْضِ .
Tercemesi:
Muhammed b. İsmail (r.a.), Humeydî’den naklen Sûfyân b. Uyeyne’nin Abdullah b. Mes’ûd’un rivâyet ettiği “Allah, Ayet-el Kürsî’den daha büyük yer ve gök yaratmamıştır.” Hadis hakkında şöyle dedi: Çünkü Ayet-el Kürsî Allah kelamıdır. Ve Allah’ın kelamı da yarattığı yer ve gökten daha büyüktür. (Tirmizî rivâyet etmiştir.)
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Fedâilü'l-Kur'an 5, 5/161
Senetler:
()
Konular:
Kur'an, Ayete'l-Kürsî
Öneri Formu
Hadis Id, No:
51706, DM003429
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ عِيسَى عَنْ أَبِى مُعَاوِيَةَ هو محمد بن خازم عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى بَكْرٍ الْمُلَيْكِىِّ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« مَنْ قَرَأَ آيَةَ الْكُرْسِىِّ وَفَاتِحَةَ حم الْمُؤْمِنِ إِلَى قَوْلِهِ {غَافِرِ الذَّنْبِ وَقَابِلِ التَّوْبِ شَدِيدِ الْعِقَابِ ذِي الطَّوْلِ لا إِلَهَ إِلا هُوَ إِلَيْهِ الْمَصِيرُ} لَمْ يَرَ شَيْئاً يَكْرَهُهُ حَتَّى يُمْسِىَ ، وَمَنْ قَرَأَهَا حِينَ يُمْسِى لَمْ يَرَ شَيْئاً يَكْرَهُهُ حَتَّى يُصْبِحَ ».
Tercemesi:
Bize İshak b. İsa, Ebû Muaviye'den -ki O, Muhammed b. Hâzim'dir-, (O) Abdurrahman b. Ebi Bekr el-Muleyki'den, (O) Ebû Seleme'den, (O da) Ebû Hüreyre'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle demiş: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim Kürsî ayetini ve Ha-Mim'in, (yani Mü'min Sûresinin) baş tarafını "...dönüş de ancak O'nadır!" sözüne kadar okursa, o,akşama varıncaya kadar hoşlanmayacağı birşey görmez. Kim bunları akşama vardığında okursa, o da sabahlayıncaya kadar hoşlanmayacağı birşey görmez."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Fedâilü'l-Kur'an 14, 4/2132
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular:
Kur'an, Ayete'l-Kürsî
Kur'an, Mü'minun suresi
Kur'an, Surelerin, Ayetlerin Faziletleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
71232, HM021879
Hadis:
حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا الْمَسْعُودِيُّ أَنْبَأَنِي أَبُو عُمَرَ الدِّمَشْقِيُّ عَنْ عُبَيْدِ بْنِ الْخَشْخَاشِ عَنْ أَبِي ذَرٍّ قَالَ
أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَهُوَ فِي الْمَسْجِدِ فَجَلَسْتُ فَقَالَ يَا أَبَا ذَرٍّ هَلْ صَلَّيْتَ قُلْتُ لَا قَالَ قُمْ فَصَلِّ قَالَ فَقُمْتُ فَصَلَّيْتُ ثُمَّ جَلَسْتُ فَقَالَ يَا أَبَا ذَرٍّ تَعَوَّذْ بِاللَّهِ مِنْ شَرِّ شَيَاطِينِ الْإِنْسِ وَالْجِنِّ قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَلِلْإِنْسِ شَيَاطِينُ قَالَ نَعَمْ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ الصَّلَاةُ قَالَ خَيْرٌ مَوْضُوعٌ مَنْ شَاءَ أَقَلَّ وَمَنْ شَاءَ أَكْثَرَ قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَمَا الصَّوْمُ قَالَ فَرْضٌ مُجْزِئٌ وَعِنْدَ اللَّهِ مَزِيدٌ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَالصَّدَقَةُ قَالَ أَضْعَافٌ مُضَاعَفَةٌ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَأَيُّهَا أَفْضَلُ قَالَ جَهْدٌ مُقِلٍّ أَوْ سِرٌّ إِلَى فَقِيرٍ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَيُّ الْأَنْبِيَاءِ كَانَ أَوَّلُ قَالَ آدَمُ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَنَبِيٌّ كَانَ قَالَ نَعَمْ نَبِيٌّ مُكَلَّمٌ قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ كَمْ الْمُرْسَلُونَ قَالَ ثَلَاثُ مِائَةٍ وَبِضْعَةَ عَشَرَ جَمًّا غَفِيرًا وَقَالَ مَرَّةً خَمْسَةَ عَشَرَ قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ آدَمُ أَنَبِيٌّ كَانَ قَالَ نَعَمْ نَبِيٌّ مُكَلَّمٌ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَيُّمَا أُنْزِلَ عَلَيْكَ أَعْظَمُ قَالَ آيَةُ الْكُرْسِيِّ
{ اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ }
Tercemesi:
Bize Vekî’in, onlara el-Mes’ûdî’nin; ona ise Ebu Ömer el-Dimeşkî’nin, o da Ubeyd b. el-Haşhâş’tan, rivayet ettiğine göre Ebu Zer şöyle demiştir:
Hz. Peygamber (s.) Mescid (-i Nebevî’) de oturuyorken onun yanına gelip oturdum. O,
-“Ebu Zer, namaz kıldın mı?” dedi. Ben,
- Hayır, dedim. O,
- “Haydi kalk ve namazını kıl!” buyurdu. Ebu Zer anlatmaya devam etti;
Kalkıp namazı kıldım, sonra yanına oturdum. O,
-“Ebu Zer, insan ve cin şeytanlarından Allah’a sığın!” Dedi. Ben de dedim ki:
- Ey Allah’ın Rasûlü, insan şeytanları da mı var? O “Evet” dedi. Ben,
- Ey Allah’ın Rasûlü, namaz (nasıl bir ibadettir)? Dedim. O,
- “Dileyenin az, dileyenin çok (kılabileceği), meşru kılınmış tamamen hayırdan ibaret bir ibadettir.” Buyurdu. Ebu Zer tekrar şöyle dedi: Ben yine dedim ki;
- Ey Allah’ın Rasûlü, peki oruç nedir? O,
- “(İnsana) kâfi gelecek faydalanılan (mücziün) bir farzdır (???) ve Allah katında sevabı kat kat fazla olan bir ibadettir.” Dedi. Ben,
- Ey Allah’ın Rasûlü, ya sadaka? Dedim. O,
-“(Sevabı) kat kat artırılmış (bir ibadettir).” Buyurdu. Ben,
- Ey Allah’ın Rasûlü, sadakanın faziletli olanı hangisidir? Dedim. O,
- “Malı az olanın (fakirin) çok zorlanarak verdiği sadaka veya fakire gizlice verilen sadakadır” dedi. Ben,
- Ey Allah’ın Rasûlü, peygamberlerin ilki hangisidir? Dedim. O,
- “Âdem’dir”, dedi. Ben,
- Ey Allah’ın Rasûlü, o peygamber oldu mu? Dedim. O, “Evet, kendisiyle konuşulan (vahye muhatap olan) peygamberdi.” dedi. Ben,
- Ey Allah’ın Rasûlü, kaç peygamber vardır? dedim. O, “Onlar oldukça çok (cem-i ğafir olarak); üç yüz on küsur…” buyurdu. (Bir defasında on beş dedi). Ebu Zer dedi:
- Ey Allah’ın Rasûlü, Âdem peygamber oldu mu? Dedim. O,
- “Evet, kendisiyle konuşulan (vahye muhatap olan) peygamberdi.” dedi. Ben,
- Ey Allah’ın Rasûlü, sana indirilen ayetlerin en yücesi hangisidir? Dedim. O,
- “Ayete’l-Kürsi’dir; “O Allah öyle bir Tanrıdır ki, O’ndan başka ilah yoktur. O daima Diri (Hay) ve Kendisinin varlığı başkasına bağlı olmayan, her şeyi görüp gözeten ve koruyandır (Kayyûm)…” (Bakara, 2/255) diye başlayan ayettir.” Dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu zer el-Ğıfari 21879, 7/221
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ubeyd b. Haşhaş (Ubeyd b. el-Haşhaş)
3. Ebu Ömer ed-Dımeşki (Ebu Ömer)
4. Abdurrahman b. Abdullah el-Mesudi (Abdurrahman b. Abdullah b. Utbe b. Abdullah b. Mesud)
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
Konular:
Kur'an, Ayete'l-Kürsî
Kur'an, Surelerin, Ayetlerin Faziletleri
Namaz, Farziyeti
Namaz, Tahiyyetü'l-mescid
Oruç, farziyeti
Oruç, fazileti ve eda keyfiyeti
Peygamberler, Allah'ın elçileri (vefdullah), sayıları vs.
Peygamberler, Hz. Adem
Şeytan, sembolizmi, bağlanması
Zekat, farziyeti