87 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Salih, ona Anbese, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona da Urve b. Zübeyr, Peygamber'in (sav) hanımı Aişe ve Ümmü Seleme’nin (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah'ın (sav) Zeyd'i evlatlık edindiği gibi, Ebu Huzeyfe b. Utbe b. Rabia b. Abduşems de Ensar'dan bir kadının azatlı kölesi olan Salim'i evlatlık edindi ve kardeşinin kızı Hind bt. Velid b. Utbe b. Rabia ile evlendirdi. Cahiliyye devrinde bir kimse bir adamı evlatlık edindiğinde toplum o evlatlığı o adama nispet ederek çağırırlardı. Evlatlık da o adamın mirasına vâris kılınırdı. (Bu durum) Nihayet noksan sıfatlardan münezzeh olan yüce Allah: "Onları babalarına nispet ederek çağırın. Bu, Allah katında daha (doğru ve) adaletlidir. Eğer babalarını bilmiyorsanız, onlar sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır."(Ahzâb,33/5) buyruğunu indirince bu evlatlıklar babalarına verildi, babası bilinmeyenler de dost ve din kardeşi oldu. Bu sırada Sehle bt. Süheyl b. Amr el-Kureyşî el-Amirî -Ebu Huzeyfe'nin hanımı- gelerek “ey Allah'ın Resulü, biz Salim'e (bizden olan) bir çocuk gözüyle bakıyorduk, kocamla benim yanımda bir evde kalıyor ve (dolayısıyla) beni başı, yakası, boynu yüzü ve kolları açık bir kıyafetle görüyordu. Şimdi ise Allah (ac) evlatlıklar hakkında senin de bildiğini indirdi. Salim hakkındaki görüşünüz nedir?” diye sordu. Hz. Peygamber de (sav) ona "onu emzir" buyurdu. Sehle, (sütünü bir kaba bırakıp ona vermek suretiyle) beş kez emzirdi ve Salim onun sütoğlu oldu. Bu olay nedeniyle Aişe (r.anha) kendisinin görmek istediği ve yanına girmelerini arzu ettiği kimseleri kız kardeşlerinin veya erkek kardeşlerinin kızlarının emzirmelerini isterdi. Eğer yetişkin ise, beş defa emzirmelerini isterdi. Ondan sonra Aişe'nin yanına girerdi. Ümmü Seleme ile Peygamber'in (sav) diğer hanımları, beşikte iken süt emmedikçe herhangi bir kimsenin bu şekilde süt emmek suretiyle yanlarına gelmesine izin vermezlerdi. Ve Hz. Aişe'ye de “vallahi bilmiyoruz, belki bu diğer halk için değil de sadece Salim'le alakalı Peygamber (sav) tarafından verilmiş özel izindir” derlerdi.
Bize Ebu'l-Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona da Urve, Aişe'nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ebu Huzeyfe b. Utbe b. Rebî'a ile evli olan Sehle bt. Süheyl b. Amr, Rasulullah'a (sav) gelip “Ebu Huzeyfe'nin azatlı kölesi Salim, biz gündelik ev içi kıyafetiyle iken yanımıza giriyor, biz de onu bir çocuk olarak görüyorduk. Ebu Huzeyfe onu, Hz. Peygamber'in (sav) Zeyd'i evlat edindiği gibi evlat edinmişti. Ama Allah "O (evlatlıkları) babalarına nisbet ederek çağırın. Bu, Allah katında daha doğrudur" ayetini indirdi” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) de ona bu durumda Salim'i emzirmesini emretti. Ebu Muhammed (Dârimî) der ki: Bu (hüküm) sadece Salim hakkında geçerlidir.
Bize Ahmed b. Salih, ona Anbese, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona da Urve b. Zübeyr, Peygamber'in (sav) hanımı Aişe ve Ümmü Seleme’nin (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah'ın (sav) Zeyd'i evlatlık edindiği gibi, Ebu Huzeyfe b. Utbe b. Rabia b. Abduşems de Ensar'dan bir kadının azatlı kölesi olan Salim'i evlatlık edindi ve kardeşinin kızı Hind bt. Velid b. Utbe b. Rabia ile evlendirdi. Cahiliyye devrinde bir kimse bir adamı evlatlık edindiğinde toplum o evlatlığı o adama nispet ederek çağırırlardı. Evlatlık da o adamın mirasına vâris kılınırdı. (Bu durum) Nihayet noksan sıfatlardan münezzeh olan yüce Allah: "Onları babalarına nispet ederek çağırın. Bu, Allah katında daha (doğru ve) adaletlidir. Eğer babalarını bilmiyorsanız, onlar sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır."(Ahzâb,33/5) buyruğunu indirince bu evlatlıklar babalarına verildi, babası bilinmeyenler de dost ve din kardeşi oldu. Bu sırada Ebu Huzeyfe'nin hanımı Sehle bt. Süheyl b. Amr el-Kureyşî el-Amirî gelerek “ey Allah'ın Resulü, biz Salim'e (bizden olan) bir çocuk gözüyle bakıyorduk, kocamla benim yanımda bir evde kalıyor ve (dolayısıyla) beni başı, yakası, boynu yüzü ve kolları açık bir kıyafetle görüyordu. Şimdi ise Allah (ac) evlatlıklar hakkında senin de bildiğini indirdi. Salim hakkındaki görüşünüz nedir?” diye sordu. Hz. Peygamber de (sav) ona "onu emzir" buyurdu. Sehle, (sütünü bir kaba bırakıp ona vermek suretiyle) beş kez emzirdi ve Salim onun sütoğlu oldu. Bu olay nedeniyle Aişe (r.anha) kendisinin görmek istediği ve yanına girmelerini arzu ettiği kimseleri kız kardeşlerinin veya erkek kardeşlerinin kızlarının emzirmelerini isterdi. Eğer (emzirilmesini istediği kimse) yetişkin ise, beş defa emzirmelerini isterdi. Ondan sonra da Aişe'nin yanına (rahatça) girerdi. Ümmü Seleme ile Peygamber'in (sav) diğer hanımları, beşikte iken süt emmedikçe herhangi bir kimsenin bu şekilde süt emmek suretiyle yanlarına gelmesine izin vermezlerdi. Ve Hz. Aişe'ye de “vallahi bilmiyoruz, belki bu diğer halk için değil de sadece Salim'le alakalı Peygamber (sav) tarafından verilmiş özel izindir” derlerdi.
Bize Amr en-Nakıd ve İbn Ebu Ömer, o ikisine Süfyan b. Uyeyne, ona Abdurrahman b. Kasım, ona da babası, Aişe'nin (r. anha) şöyle anlattığını nakletti: (Ebu Huzeyfe'nin eşi) Sehle bt. Süheyl Nebi'ye (sav) gelerek ey Allah'ın Rasulü! Ben Ebu Huzeyfe'nin azadlısı Salim'in yanıma girmesinden dolayı (eşim) Ebu Huzeyfe'nin yüzünde hoşnutsuzluk görüyorum dedi. Rasulullah (sav); "onu emzir" buyurdu. Sehle; koskoca adam olduğu halde onu nasıl emziririm dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) gülümsedi ve "onun koskoca adam olduğunu biliyorum" cevabını verdi. [Amr kendi hadisinde; Salim Bedir gazasında bulunmuştu cümlesini ekledi. İbn Ebu Ömer'in rivayetinde ise bunun üzerine Rasulullah (sav) güldü ibaresi vardır.]
Açıklama: Ebu Huzeyfe, eşi ile azatlısı ve evlatlığı olan Salim arasında nesep akrabalığı olmadığı için birbirlerini görmelerinden hoşnutsuzluk duyuyordu. Ancak Rasulullah'ın (sav) önerdiği yol ile süt akrabalığı tesis edildiğinden hoşnutsuzluğu geçmiştir. Sehle muhtemelen sütünü bir kaba doldurmuş, Salim de o kaptan içmiştir.
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeyl, ona da Ebu Muaviye; (T) Bize İbnu'l-Alâ', ona İbn İdris, ona Hişam b. Urve, ona babası, ona Haccac b. Haccac, ona da babası rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'e ey Allah'ın Rasulü, süt emmenin hakkını nasıl ödeyebilirim? diye sordum. "Bir köle veya cariye vererek," buyurdu. [Ravi en-Nüfeyl, Haccac b. Haccac için el-Eslemî nisbesini zikretti. Bu metin de en-Nüfeyl'e aittir.]