86 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Yezîd, ona Hayve, ona Ebû Akîl, ona amcasının oğlu, Ukbe b. Âmir rivâyet etti: "O, (Ukbe) Rasûlullah'la (sav) birlikte Tebük gazasına çıkmıştı. Bir gün Hz. Peygamber oturup ashâbı ile konuştu ve şöyle dedi: "Her kim güneş yükseldiği zaman güzelce abdest alır sonra iki rekât namaz kılarsa, hataları bağışlanır, o kadar ki annesinden doğduğu gündeki gibi olur." Ukbe b. Âmir, bunun üzerine ben, "Bu sözü Rasûlullah'tan (sav) işitmekle beni rızıklandıran Allah'a hamdolsun!" dedim, der. Sonra karşımda oturan Ömer b. el-Hattâb bana şöyle dedi: "- Bu söz hoşuna mı gitti? Hz. Peygamber (sav), sen gelmeden önce bundan daha güzel bir şey söyledi." "- Anam babam sana feda olsun, ne söyledi?" diye sordum. Hz. Ömer (ra), Rasûlşullah (sav) şöyle buyurdu, dedi: "Her kim güzelce abdest alır, sonra yüzünü göğe doğru çevirir ve 'Şehâdet ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur, O tektir, eşi-ortağı yoktur. Yine şehâdet ederim ki Muhammed Allah'ın kulu ve rasûlüdür' derse, onun için cennetin sekiz kapısı birden açılır ve hangisinden dilerse oradan cennete girer."
Açıklama: Ebu Akil'in amcasının oğlunun kim olduğunun bilinmemesiden dolayı rivayet zayıftır. Mutabatla sahih li-gayrihi olur.
Bize el-Hüseyin b. İsmail, ona Yusuf b. Musa, ona Kabîsa b. Ukbe, ona Ukbe, ona Sellâm et-Tavîl rivayet etti. (T) Yine bize el-Hüseyin b. İsmail, ona el-Hüseyin b. Muhammed b. es-Sabbâh, ona Şebâbe, ona Sellâm b. Selm, ona Zeyd el-Ammî, ona Muâviye b. Kurra, ona da İbn Ömer (ra) Hz. Peygamber’den (sav) aynı hadisi rivayet etti. Zeyd el-Ammî’den rivayet edenler zayıftırlar, Zeyd el-Ammî de kavî değildir.
Bize İsmail b. Muhammed es-Saffâr, ona el-Abbas b. el-Fadl b. Reşîd, ona Da’lec b. Ahmed, ona el-Hasan b. Süfyan, bu ikisine, el-Müseyyeb b. Vâdıh, ona Hafs b. Meysere, ona Abdullah b. Dînâr, ona da İbn Ömer (ra) şöyle dedi: “Rasûlullah (sav) uzuvlarını birer kez yıkayarak abdest aldı. Sonra da, ‘Bu, Cenâb-ı Hakk’ın onsuz namazı kabul etmediği abdest şeklidir’ dedi. Sonra uzuvlarını ikişer kez yıkayarak abdest aldı, sonra da, ‘Bu, Cenâb-ı Hakk’ın ikişer kat mükâfat vereceği abdesttir’ dedi. Sonra uzuvlarını üçer kez yıkayarak abdest aldı, sonra da, ‘Bu, benim ve benden önceki Peygamberlerin abdestidir’ dedi.” Bu hadisin Hafs b. Meysere’den rivayetinde el-Müseyyeb b. Vâdıh teferrüd etmiştir. el-Müseyyeb de rivayette zayıftır.
Bize el-Hüseyin b. İsmail, ona Yusuf b. Musa, ona Hişâm b. Abdülmelik ile el-Haccâc b. el-Minhâl, -buradaki lafız Ebû’l-Velîd’indir-, onlara Hemmâm, ona İshak b. Abdullah b. Ebî Talha, ona Ali b. Yahya b. Hallâd, ona babası, ona da amcası Rifâa b. Râfi’ –Rifâa ve Malik b. Râfî’ kardeştirler ve Bedir ehlindendirler- şöyle dedi: “Rasûlullah’ın (sav) huzurunda oturuyorduk. –Yahut Rasûlullah (sav) oturuyordu, biz de etrafında toplanmıştık-. Birden adamın biri geldi, kıbleye doğru döndü ve namaz kıldı. Namazını bitirince yanımıza geldi, Rasûlullah’a (sav) ve bizlere selam verdi. Hz. Peygamber (sav) ona, “- Aleyküm selam, ama sen git namazını tekrar kıl, çünkü sen namaz kılmadın” buyurdu. Adam dönüp tekrar namaz kılyr, biz de onu gözetliyorduk. Adamın ne hata ettiğini anlayamadık. Namazı bitirince adam tekrar yanımıza geldi, Rasûlullah’a (sav) ve yanındakilere selam verdi. Hz. Peygamber (sav) yine, “- Aleyküm selam, ama sen git namazını tekrar kıl, çünkü sen namaz kılmadın” buyurdu. Ravi Hemmâm diyor ki: Rasûlullah (sav) bu sözü ona iki defa mı yoksa üç defa mı söyledi hatırlamıyorum. Adam, “- Vallahi, namazda ne hata ettiğimi bilemiyorum” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Güzelce abdest alıp yüzünü ve dirseklerine kadar kollarını yıkamadıkça, başını meshetmedikçe ve ayaklarını da topuklarıyla birlikte yıkamadıkça hiç birinizin namazı tam olmaz. Sonra namaza durunca ‘Allahu ekber’ der, O’na senâ eder, sonra ümmül Kur’ân’ı (Fâtiha’yı)arkasından bildiği ve kolayına gelen âyetleri okur. Sonra tekbir alıp rükûya gider, ellerini diz kapaklarına koyar, mafsalları tam sabirlenecek derecede rükû yapar, Sonra ‘Semiallahu limen hamideh’ diyerek kalkar, sırtı dümdüz hale gelinceye kadar doğrulur, vücudunun her kemii yerine oturur. Sonra tekbir alıp secdeye gider, yüzünü –ravi Hemmâm, bazen alnını, derdi- yere koyar, mafsalları yerine oturup rahatlayacak derecede secde yapar. Sonra tekbir alıp kalkar, kabaları üzerine oturur ve sırtı dümdüz hale gelir.” Hz. Peygamber (sav) dört rekâtlık namazı bu şekilde tarif etti. Sonra tekrar buyurdu ki: “Bunları yapmadıkça hiç birinizin namazı tam olmaz.”
Bize Ali b. Muhammed el-Mısrî, ona Yahya b. Osman b. Salih, ona İsmail b. Mesleme b. Ka’neb, ona Abdullah b. Urâde eş-Şeybânî, ona Zeyd b. el-Havârî, ona Muâviye b. Kurra, ona Ubeyd b. Umeyr, ona da Ubeyy b. Kâ’b (ra) şöyle haber verdi: “Rasûlullah (sav) su istedi, onunla uzuvlarını birer kez yıkayarak abdest aldı. Sonra da, ‘Bu, abdest vazifesini gören bir abdest şeklidir. Aynı zamanda Cenâb-ı Hakk’ın onsuz namazı kabul etmediği abdesttir’ dedi. Sonra uzuvlarını ikişer kez yıkayarak abdest aldı ve, ‘Bu, Cenâb-ı Hakk’ın ikişer kat mükâfat verecek olduğu abdesttir’ dedi. Sonra uzuvlarını üçer kez yıkayarak abdest aldı, sonra da, ‘Bu, benim ve benden önceki Peygamberlerin abdestidir’ dedi.”