82 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Abdülmelik b. Umeyr, ona Rib'î b. Hiraş, ona da Huzeyfe, Nebi'nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Bir adam öldü ve cennete girdi. Ona; ne amelin vardı diye sordular. O da -ya kendisi hatırlamış yahut hatırlatılmış olduğu üzere- ben insanlarla alışveriş yapardım. Maddi zorluk içinde olana mühlet verir, altın gümüş ve nakit para hususunda da müsamaha gösterirdim cevabını verdi. Bu sayede adamın günahları bağışlandı." [Ebu Mesud der ki: Bu hadisi Rasulullah'tan (sav) ben de işittim.]
Bize Ebu Said el-Eşec, ona Ebu Halid Ahmar, ona Sa'd b. Tarık, ona Rib'î b. Hıraş, ona da Huzeyfe şöyle demiştir: "Allah'ın huzuruna, kendisine mal verdiği kullarından bir kul getirilmiş ve ona dünyada ne yaptın diye sormuş. -Zaten kullar Allah'tan hiçbir sözü gizleyemezler ya- O kul; ya Rabbi, bana malını verdin. Bu sebepten insanlarla alış veriş yapıyordum. Âdetim müsamaha göstermek idi. Bundan dolayı zengine kolaylık gösterir, fakire de mühlet verirdim demiş. Bunun üzerine Allah; Ben buna senden daha layığım. Kulumu affedin buyurdu." [Ukbe b. Âmir el-Cühenî ve Ebu Mesud el-Ensârî; biz bunu Rasulullah'ın (sav) ağzından işittik demişlerdir.]
Bize Ali b. Ayyâş, ona Ebu Ğassân (Muhammed b. Mutarrif), ona Muhammed b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah (r.anhüma), Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Satarken, satın alırken, alacağını isterken kolaylık gösteren kimseye Allah rahmet eylesin."
Bize Hişam b. Ammar, ona Yahya b. Hamza, ona (Muhammed b. Velid) ez-Zübeydî, ona (Muhammed b. Şihab) ez-Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah, ona da Ebu Hureyre (ra), Nebi’nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "İnsanlara borç veren bir tacir vardı. Borçluyu maddi sıkıntıda gördüğü zaman hizmetçilerine, onu geçin (bir şey almayın); umulur ki Allah'da bize müsamaha eder, derdi. (Bu ameli ve niyeti sebebiyle) Allah da o taciri affeti."
Bize Harun b. Maruf ve Muhammed b. Abbâd -Hadisin lafzında birbirlerine yakındırlar. Buradaki rivayet Harun'undur.- onlara Hatim b. İsmail, ona da Yakub b. Mücahid Ebu Hazre, Ubâde b. Velîd b. Ubâde b. Sâmit'in şöyle dediğini rivayet etmiştir. Ben ve babam bilgi edinmek için ensardan şu kabileye -ki henüz vefat etmemişlerdi- doğru yola çıktık. Bizim ilk karşılaştığımız kişi Rasulullah’ın (sav) sahâbisi Ebu Yesar (ra) oldu. Beraberinde bir de hizmetçisi vardı ki, onun elinde sahifelerden oluşan bir tomar bulunuyordu. Ebu Yesar'ın üzerinde çizgili bir elbise ile bir meâfir kumaşı vardı. Hizmetçisinin üzerinde de çizgili bir elbise ile meâfir kumaşı vardı. Babam kendisine: "Ey amca! Ben senin yüzünün kızgınlıktan renginin değiştiğini görüyorum." dedi. Ebu Yesar: "Evet, benim Benû Haramî kabilesinden filân oğlu filânda alacağım vardı. Ailesine gelerek selâm verdim ve 'o burada mı?' diye sordum." "Hayır!" dediler. Yanıma ergenlik çağı yaklaşmış bir oğlu çıktı. Ona: "Baban nerede? diye sordum. "Senin sesini işitti ve annemin yatağına giriverdi" dedi. "Yanıma çık! Nerede olduğunu öğrendim" dedim. Bunun üzerine o çıktı ve ben kendisine: "Benden saklanmana sebep olan nedir?" dedim. O: "Allah'a yemin olsun ki ben sana anlatacağım ve yalan da söylemeyeceğim. Vallahi seninle konuşup da sana yalan söyleyeceğimden, sana va'd edip sözümde duramayacağımdan korktum. Sen Rasulullah’ın (sav) sahâbisi idin. Ben vallahi maddi sıkıntıdayım" dedi. "(Böyle olduğuna dair) Allah'a yemin eder misin?" dedim. "Allah'a yemin ederim." dedi. "Allah'a yemin eder misin?" dedim. "Allah'a yemin ederim." dedi. "Allah'a yemin eder misin?" dedim. "Allah'a yemin ederim." dedi ve senedini getirdi. Babam senedi eliyle yırttı ve şöyle dedi: "İmkân bulursan bana ödersin! Yoksa helâl olsun." Bizzat şu iki gözümle görerek -iki parmağını iki gözünün üzerine koydu-, şu iki kulağımla işiterek ve şu kalbimle kavrayarak -kalbinin damarına işaret etti- Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğuna şahit oldum: "Her kim maddi sıkıntıda olan birine mühlet verir/borcunda indirime gider yahut borcunu bağışlarsa, Allah onu kendi gölgesinde gölgelendirir."