Giriş

Bize Abdân (Abdullah b. Osman), ona Abdullah (b. Mübarek), ona Yunus (b. Yezid)(T); Bize Leys b. Sa'd, ona Yunus (b. Yezid), ona İbn Şihâb, ona da (Abdurrahman) b. Ka'b b. Malik, Câbir b. Abdullah'ın (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Babam (Ab­dullah b. Amr) Uhud günü şehit oldu. Bir süre sonra alacaklı­ları haklarını istemekte ısrar ettiler. Bunun üzerine Rasulullah'a (sav) geldim ve durumu ona anlattım. Rasulullah (sav) alacaklılardan, hurmalığın olan mahsulünü ka­bul etmelerini ve babama da geride kalan haklarını helal etmelerini istedi. Fakat alacaklı­lar bu teklifi kabul etmediler. Rasulullah (sav) da onlara hurmalığımı vermedi ve onlar için mahsulünü de kestirmedi. Bana dönüp 'Yarın kuşluk vakti sana geleceğim' buyurdu. Ertesi günü sabah olunca, kuşluk vakti geldi, hurmalıkta dolaştı, mahsul için bereket duasında bulundu. Sonra da ben bahçenin mahsulünü topladım. Onunla alacaklıların haklarını tas tamam verdiğim gibi, bize de geriye bir şeyler kaldı. Sonra Ra­sulullah'a (sav) geldim, oturuyordu. Ona olanları haber verdiğimde, yanında oturmakta olan Hz. Ömer'e 'Ey Ömer! Cabir'in söylediğine kulak ver' buyurdu. Hz. Ömer de 'Biz zaten senin Allah’ın Rasulü olduğunu biliyoruz. Vallahi, sen muhakkak Allah’ın peygamberisin!' diye cevap verdi."


    Öneri Formu
20745 B002601 Buhari, Hibe, 21

Bize Ebu Musa Muhammed b. Müsennâ, ona Ebu Davud et-Tayâlisî, ona Ebu Said Muhammed b. Müslim b. Ebu Vazzâh el-Müeddib, ona Abdülkerim el-Cezerî, ona Mücâhid, ona da Abdullah b. Sâib şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), güneş tam tepeden batıya meylettikten sonra, öğlenin farzından önce dört rekat nafile namaz kılar ve 'Bu, göğün kapılarının açıldığı bir andır. Ben o anda benim için salih bir amelin (Allah katına) yükselmesini istiyorum' buyururdu." [Ebu İsa (Tirmizî) şu değerlendirmede bulunmuştur: Bu konuda Ali ve Ebu Eyyûb'den de hadis rivayet edilmiştir. Abdullah b. Sâib hadisi, hasen-garîb bir hadistir. Nebî'den (sav) rivayet olunduğuna göre o, güneşin zevalinden sonra dört rekat nafile namaz kılar ve sadece son rekatında selam verirdi.']


Açıklama: Bu dört rekatlık namazın, öğle namazının ilk sünnetinden ayrı olup 'zevâl sünneti' olarak isimlendirilen nafile bir namaz olduğu da söylenmiştir. (Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, II, 479).

    Öneri Formu
12366 T000478 Tirmizi, Vitr, 16

Bize el-Hasan b. Ali el-Hallâl, ona Abdürrezzak, ona İbn Ebu Sebre, ona İbrahim b. Muhammed, ona Muaviye b. Abdullah b. Cafer, ona babası, ona da Ali b. Ebu Talib’in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Şaban’ın on beşinci gecesinin gecesini kıyamla, gündüzünü oruçla geçirin. Çünkü şanı yüce Allah o gece güneşin batımından itibaren dünya semasına iner ve “Yok mu mağfiret dileyen, ona günahlarını bağışlayayım. Yok mu rızık isteyen, ona rızık vereyim. Yok mu bir belâdan afiyet dileyen, ona afiyet vereyim. Şöyle yok mu böyle yok mu” diye tan yeri ağarıncaya kadar seslenir."


Açıklama: Elbani bu hadisin zayıf veya mevzu olduğunu ifade etmiştir.

    Öneri Formu
14140 İM001388 İbn Mâce İkâmetu's-Salavât, 191

Bana Seleme b. Şebîb, ona Hasan b. A'yen, ona Ma'kil, ona Ebu Zübeyr, ona da Cabir'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Geceleyin öyle bir an vardır ki, müslüman bir kul ona denk getirip Allah’tan bir hayır dileyecek olursa, Allah mutlaka o kuluna istediğini verir."


    Öneri Formu
6246 M001771 Müslim, Salât'ül Müsâfirîn ve Kasruhâ, 167

Bana Malik, ona Ebu Hâzim b. Dinar, ona Sehl b. Sa‘d es-Sâidî şöyle demiştir: "İki vakit vardır ki; bu vakitlerde semanın kapıları açılır ve pek az kimse hariç, her dua edenin duası kabul olur. Biri ezan okunma anı, diğeri ise Allah yolunda saf tutma (cihad) anıdır." Malik’e, Cuma namazı günü ezan, vakit girmeden önce okunsa olur mu diye de soruldu, O da “ezan ancak güneşin zevale ermesinden sonra okunur” dedi. Yine Malik’e ezan ile kametin (lafızlarının) çifter, çifter tekrar edilmesine ve namaz için kamet getirildiği vakit, ne zaman ayağa kalkmak gerektiğine dair de soru soruldu O da şöyle dedi: yetiştiğim (gördüğüm) uygulamalar dışında ezan ile kamet hakkında bana herhangi bir rivayet ulaşmamıştır. (Gördüğüm uygulamaya göre) kamet ise çifter çifter okunmaz. Bizim şehrimizde (Medine'de) ilim ehlinin uygulaya geldikleri hep budur. Namaz için kamet getirildiği vakit, insanların ne zaman kalkacaklarına gelince, ben bu hususta insanların kalkmaları için bir sınır bulunduğu ile ilgili bir şey işitmedim. Ancak benim görüşüme göre bu, insanların güç yetirebilmelerine göre göre değişir. Çünkü kimi insan şişman, kimisi de zayıftır. Hepsi tek bir adam gibi hareket etmeye güç yetiremez. Malik’e farz namazı cemaatle kılmak isteyen, bir arada bulunan bir topluluğun ezan okumadan kamet getirmek istemeleri durumu dair sorulmuş Malik de “Bu onlar için yeterlidir, çünkü ezan, namazın cemaatle kılındığı, cemaatin toplandığı mescitlerde vaciptir” demiştir. İmam Mâlik’e, müezzinin, imama selam vermesi ve onu namaza çağırması ve selam verme adetini ilk kimin başlattığı, o da “Bana ulaşan bir bilgiye göre, ilk dönemlerde böyle bir selamlaşma (namaz için imamı çağırma ve selam verme âdeti) yoktu” demiştir. Yahya der ki: Yine Malik’e “bir topluluğa ezan okuyup, sonra da namaza gelen olur mu acaba diye bekleyen, ama kimse gelmediği için kamet getirerek, tek başına namaz kılan kimse, namazını bitirdikten sonra cemaat gelmesi halinde, onlarla beraber namazını iade eder mi?” diye soruldu. Malik de “Namazını iade etmez, onun namazı bitirmesinden sonra gelen de yalnız başına kendi kendisine namaz kılsın” dedi. Yahya der ki: Yine Malik’e “Bir müezzin bir cemaat için ezan okuduktan sonra, sünneti kılarken cemaat bir başkasının getirdiği kamet ile namaz kılmak isterlerse durum ne olur?” diye soruldu, o da “Bunda bir sakınca yoktur, onun (ezan okuyanın) kamet getirmesi ile başkasının kamet getirmesi arasında bir fark yoktur” dedi. Yahya der ki: Malik dedi ki: Sabah namazı için her daim fecirden önce ezan okunagelmiştir. Onun dışındaki namazlar için, vakti girmeden önce ezan okunduğunu görmedik.


    Öneri Formu
34768 MU000153 Muvatta, Salât, 1

Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, Muhammed b. Beşşâr ve Muhammed b. Velîd, onlara Muhammed b. Cafer, ona Şu‘be, ona Ya‘lâ b. Atâ, ona Yezid b. Talk, ona da Abdurrahman el-Beylemânî, Amr b. Abese’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah’ın (sav) yanına geldim ve 'Ey Allah’ın Rasulü! Seninle beraber İslam’a kimler girmişti?' diye sorduğumda, 'Bir hür ve bir köle' buyurdu. 'Peki Allah’a diğerine göre daha yakın olunacak bir vakit var mıdır?' dediğimde ise 'Evet, gecenin tam ortasıdır' buyurdu."


    Öneri Formu
14087 İM001364 İbn Mâce, İkâmetu's-Salavât, 182

Bize Hasan b. Ali, ona İbn Ebu Meryem, ona Musa b. Yakub ez-Zem'î, ona Ebu Hâzim, ona da Sehl b. Sa'd, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Şu iki dua geri çevrilmez ya da geri çevrildiği pek nadirdir: Ezan okunurken yapılan dua ile savaşçıların birbirine girip savaşın en hararetli anında edilen dua." [(Râvilerden) Musa bu hadisi şöyle de nakletmiştir: Bana Rızk b. Said b. Abdurrahman, ona Ebu Hâzim, ona da Sehl b. Sa'd, Hz. Peygamber'den (sav) naklen 'Yağmur yağarken yapılan dua da reddedilmez' buyurduğunu rivayet etmiştir.]


    Öneri Formu
15554 D002540 Ebu Davud, Cihad, 39

Bize Muhammed b. Yahya es-Sekafî el-Mervezî, ona Hafs b. Ğıyâs, ona İbn Cüreyc, ona da Abdurrahman b. Sâbıt, Ebu Ümâme'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah'a (sav) 'Ey Allah’ın Rasulü! Duaların hangisi daha makbuldür?' diye sorulduğunda, 'Gecenin son yarısında ve farz namazlardan sonra yapılan dualardır' cevabını verdi." [Tirmizî şöyle demiştir: Bu hadis hasendir. Ebu Zer ve İbn Ömer’den Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğu da rivayet edilmiştir: 'Gecenin son yarısında yapılan duadır. Zira o vakitte yapılan dua daha değerli ve (kabul edilmeye) daha yakındır' veya benzeri bir ifade kullanmıştır.]


    Öneri Formu
20989 T003499 Tirmizi, Daavât, 78

Bize Ahmed b. İbrahim ed-Devrakî, ona İsmail b. İbrahim, ona Haccâc b. Ebu Osman, ona Ebu Zübeyr (Muhammed b. Müslim), ona da Avn b. Abdullah, İbn Ömer'in (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah'la (sav) birlikte namaz kılarken, cemaatten biri aniden 'Allahu ekberu kebîrâ, ve'l-hamdülillâhi kesîrâ, ve sübhânallâhi bükraten ve esîlâ (Allah en büyüktür. Sayısız hamd, Allah'a mahsustur. Allah'ı sabah akşam noksan sıfatlardan tenzih ederim)' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Şöyle şöyle diyen kişi kimdi?' diye sordu. Cemaatten bir adam 'Benim, ya Rasulallah!' deyince, Rasulullah (sav) 'Bu sözler çok hoşuma gitti. Bunlar için, semanın kapıları açıldı' buyurdu. İbn Ömer 'Rasulullah'tan (sav) bunu duyduğumdan beri, o sözleri söylemeyi hiç bırakmadım' demiştir." [Ebu İsa (Tirmizi) şöyle demiştir: Hadis bu senedle hasen-sahih-garîbdir. Haccâc b. Ebu Osman, Haccâc b. Meysera es-Savvâf'tır ve künyesi Ebu Salt'tır. Kendisi, hadis ehli nazarında sika bir ravidir.]


    Öneri Formu
21294 T003592 Tirmizi, Daavât, 126

Bize Ebu Hişâm Muhammed b. Yezid el-Kûfî er-Rifâî, ona Yahya b. Yemân, ona Süfyan (es-Sevrî), ona Zeyd el-Ammî, ona Ebu İyâs Muaviye b. Kurre, ona da Enes b. Malik, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ezan ile kamet arasında edilen dua geri çevrilmez. Bunun üzerine sahabe 'Ey Allah'ın Rasulü! Öyleyse nasıl dua edelim?' dediklerinde, Hz. Peygamber (sav) 'Dünyada ve ahirette afiyet dileyiniz' buyurdular." [Ebu İsa (Tirmîzî) şöyle demiştir: Bu hasen bir hadistir. Bu hadisteki 'Öyleyse nasıl dua edelim?' Hz. Peygamber de (sav) 'Dünyada ve ahirette afiyet dileyiniz"' kısmını Yahya b. Yemân eklemiştir.]


    Öneri Formu
21300 T003594 Tirmizi, Daavât, 128