531 Kayıt Bulundu.
Bize İshak b. İbrahim el-Hanzalî, ona Nadr b. Şümeyl el-Mâzinî, ona Davud b. Ebu Fürat, ona Abdullah b. Büreyde, ona da Yahya b. Ya'mer, şöyle rivayet etmiştir: Hz. Âişe (r. anhâ) Rasulullah'a (sav) veba salgını hakkında sordu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Veba salgını, Allah'ın dilediği kulları üzerine göndermiş olduğu bir azaptır. Ancak Allah, onu müminler için bir rahmet vesilesi kılmıştır. Veba salgını olan bir beldede bulunan, orada ikamet etmeye devam eden, sabrederek ve ecrini Allah'tan bekleyerek, söz konusu veba salgınının ancak Allah'ın takdir ettiği kişilere bulaşacağını bilerek o beldeden dışarı çıkmayan hiç kimse yoktur ki kendisi için mutlaka şehit sevabı gibi bir sevap olmasın."
Bize Musa b. İsmail, ona Davud b. Ebu Furât, ona Abdullah b. Büreyde, ona Yahya b. Ya'mer, ona da Hz. peygamber'in eşi Âişe (r.anha) demiştir: Ben Rasulullah'a taun hastalığını sordum, bana şöyle cevap verdi: "Şüphesiz taun bir azaptır. Allah onu dilediği kimseler üzerine gönderir. Ve yine muhakkak ki, Allah taunu müminler için bir rahmet kılmıştır. Taun hastalığının çıktığı bir yerde bulunan kimse, sabrederek ve sabrının sevabını ümit ederek, bu taunun yalnız Allah'ın takdir ettiği kimselere isabet edeceği bilinciyle bulunduğu yerden ayrılmaz (karantinada kalır) ise şehit olmuş gibi sevap kazanır."
Bize Abdullah b. Mesleme Ka'neb, ona Mâlik, ona Yahyâ b. Saîd, ona Ömer b. Kesir b. Eflah, ona Ebu Muhammed Mevla Ebu Katâde, ona da Ebu Katâde şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) ile Huneyn senesinde gazaya çıktık. Düşmanla karşılaştığımızda Müslümanlarda bozulma baş gösterdi. O sırada bir müşriki bir Müslümanın üzerine çıkmışken gördüm ve hemen arkasından ona yetişip ensesine bir kılıç darbesi indirdim. Müşrik bana yönelip beni öylesine sıktı ki, ölümün nefesini ensemde hissettim. Ardından can verdi de beni bıraktı. Sonra Ömer b. Hattab'a yetiştim, ona “insanlara neler oluyor” diye sordum. O, “Allah'ın kaderi” dedi. Akabinde insanlar savaş meydanına döndüler. Rasulullah (sav) oturdu ve "kim bir düşmanı öldürdüğüne dair açık bir delil ortaya koyarsa, ölenin üzerinden çıkanlar ona aittir" buyurdu. Ben de kalkıp “bana kim şahitlik eder?” dedim. Sonra oturdum. Daha sonra Hz. Peygamber (sav) bunu ikinci defa "kim bir düşmanı öldürdüğüne dair açık bir delil ortaya koyarsa, ölenin üzerinden çıkanlar ona aittir" buyurdu. Ben kalkıp “kim bana şahitlik eder?” dedim. Ardından oturdum. Rasulullah (sav) bunu üçüncü defa söyledi. Ben yine kalkınca Nebî (sav), "ey Ebu Katade, derdin nedir?" buyurdu. Ben de kendisine olayı anlattım. Topluluktan biri “ya Rasulullah, Ebu Katade doğru söylüyor, öldürdüğü bu adamın eşyası bendedir. Buna karşılık onu başka bir şeyle razı et” dedi. Ebu Bekir es-Sıddık da “Vallahi, Bu olacak şey değil. Allah'ın aslanlarından bir aslan, Allah ve Rasulü adına savaşacak da Hz. Peygamber (sav), onun öldürdüğü kişinin eşyasını sana verecek” dedi. Bu söz üzerine Rasulullah (sav), "doğru söyledi" dedi. Onu Ebu Katade'ye ver" buyurdu. O da bana eşyayı verdi. Ben o zırhı sattım da Seleme oğulları yurdunda bir bostan satın aldım. Müslüman olduktan sonra edindiğim ilk mal budur.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: مَنْ قَتَلَ قَتِيلاً لَهُ عَلَيْهِ بَيِّنَةٌ فَلَهُ سَلَبُهُ
Leys der ki: Bana Yahya b. Saîd, ona Ömer b. Kesîr b. Eflah, ona Ebu Katâde'nin azatlısı Ebu Muhammed, ona da Ebu Katade şöyle demiştir: Huneyn savaşında Müslümanlardan bir adamın bir müşrikle savaştığını, bir başka müşrikin de arkadan dolanarak hile Müslümanı öldürmeye yeltendiğini gördüm. Hile yapan müşrikin üzerine hızlıca atıldım ve bana vurmak üzere kaldırdığı kolunu vurup kopardım. Sonra adam bana öyle bir sarılıp sıktı ki öleceğim diye korktum. Sonra çözülüp beni bıraktı, ben de ona vurup öldürdüm. Müslümanlar hezimete uğrayıp dağıldı, ben de onlarla birlikte dağıldım. Bir de baktım Ömer b. Hattab insanların arasında. Ona “insanların durumu nasıl?” dedim. “Allah'a kalmış” dedi. Daha sonra Müslümanlar derlenip toparlanıp Rasulullah'ın yanına döndü. Rasulullah (sav) "kim bir düşmanı öldürdüğüne dair açık bir delil ortaya koyarsa, ölenin üzerinden çıkanlar ona aittir" buyurdu. Ben de bu müşriki öldürdüğüme dair şahit bulmak üzere ayağa kalktım ama şahitlik edecek kimseyi bulamayınca oturdum. Sonra aklıma geldi, olayı Rasulullah'a (sav) anlattım. Bunun üzerine Hz. Peygamber'in yanında oturan bir adam “sözünü ettiği o maktulün silahı bendedir. Buna karşılık onu başka bir şeyle razı et” dedi. Hz. Ebu Bekir hemen müdahale ederek “hayır, vallahi olmaz. Allah ve Rasulü yolunda savaşan Allah’ın aslanlarından birinin hakkını alıp Kureyş’ten bir sırtlancığa veremez” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) kalktı ve o malı bana verdi. Ben de bununla bir bahçe satın aldım. Müslüman olduktan sonra edindiğim ilk mal varlığım bu oldu.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkıta vardır.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Yahya b. Saîd, ona Ömer b. Kesîr b. Eflah, ona Ebu Katâde'nin azatlısı Ebu Muhammed, ona da Ebu Katade şöyle demiştir: Huneyn savaşının yapıldığı sene Rasulullah (sav) ile birlikte sefere çıkmıştık. Düşmanla karşılaştığımızda Müslümanlarda bir hareketlilik vardı. Bir ara müşriklerden birinin, Müslümanlardan birini öldürmek üzere olduğunu gördüm. Derhal geri dönüp arkasından yanına kadar vardım ve kılıçla ensesine vurdum, bana öyle bir sarılıp sıktı ki ölümün nefesini hissettim. Sonra ölüm onu yakaladı da beni bıraktı. Bu arada Ömer b. Hattab'la karşılaştım. Ona “insanların durumu nasıl?” dedim. “Allah'a kalmış” dedi. Daha sonra Müslümanlar derlenip toparlanıp geri döndü. Rasulullah (sav) oturdu ve "kim bir düşmanı öldürür ve öldürdüğü açık delille bilinirse, ölenin üzerinden çıkanlar ona aittir" buyurdu. Ben bu sözleri duyunca hemen ayağa kalkarak “bana kim şahitlik yapar?” dedim ve oturdum. Üç defa bu şekilde söyledim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "neyin var ey Ebu Katade?" diye sordu. Ben de olayı anlattım. Topluluktan bir adam “doğru söylüyor ey Allah'ın Rasulü, o adamın üzerinden çıkanlar benim yanımda. Buna karşılık onu başka bir şeyle razı et” dedi. Hz. Ebu Bekir hemen müdahale ederek “hayır, vallahi olmaz. Allah ve Rasulü uğruna savaşan Allah'ın aslanlarından birinin hakkının sana verilmesi doğru değildir” dedi. Hz. Peygamber (sav) de "doğru söylüyor, onları Ebu Katâde'ye ver" buyurdu. Bunun üzerine o kişi, öldürdüğüm müşrikin üzerinden çıkanları bana verdi. Ben de bir zırhı satarak Seleme Oğulları mahallesinde bir bahçe satın aldım. Müslüman olduktan sonra edindiğim ilk mal varlığım bu oldu.