304 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Muâviye el-Cumahî, ona Hammâd b. Seleme, ona Leys, ona Tavus, ona Ziyad Seymînkûş, ona da Abdullah b. Amr’ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Bütün Arapları kuşatacak bir fitne olacaktır, o fitnede öldürülenler cehennemdedir, o fitnede dilin (fitnesi), kılıcın darbesinden daha şiddetli olacaktır."
Bana Ebu Tahir ve Harmele b. Yahya, o ikisine İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe'nin rivayet ettiğine göre Abdullah b. Mesud (ra) şöyle demiştir: "İnsanlara kavrayamayacağı bir hadisi rivayet edersen, bu onlardan bazıları için fitneye sebep olur."
Bize Ebu Yeman, ona Şuayb, ona Ebu Zinad, ona Abdurrahman b. A'rec, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "İlim (çekilip) alınmadıkça, depremler çoğalmadıkça, zaman yakınlaşıp daralmadıkça, fitneler ortaya çıkmadıkça, herc -peş peşe cinayetler- artmadıkça ve sizlerin malları çoğalıp taşmadıkça kıyamet kopmayacaktır."
Bize Müslim b. İbrahim, ona Hişam, ona Yahya, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Peygamber (sav) şöyle dua ederdi: "Allah'ım! Kabir azabından, cehennem ateşinden, hayatın ve ölümün fitnelerinden ve Deccâl Mesîh fitnesinden sana sığınırım."
Bize Ebu Yeman, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre, Rasulullah (sav): "Zaman yaklaşır, amel eksilir, ihtiras (kalplere) yerleşir ve herc artar" buyurdu. Sahabiler ise: 'Herc nedir?' diye sordular. Rasulullah (sav): "ölüm, ölüm" buyurdu.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdülvehhâb, ona Ubeydullah, ona Nâfi, ona da İbn Ömer (ra) şöyle rivayet etmiştir: İbn Zübeyir fitnesinin olduğu sene iki adam İbn Ömer'e geldi ve “İnsanların düzeni bozuldu, sen ki Ömer'in oğlu ve Hz. Peygamber'in sahabisisin, savaşa çıkmanı engelleyen nedir?” diye sordular. Bunun üzerine İbn Ömer “beni engelleyen şey Allah'ın kardeşimin kanını haram kılmasıdır” dedi. O adamlar “Ama Allah "bir fitne kalmayıncaya ve din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın..." (Bakara, 2/193) buyurmadı mı?” dediler. İbn Ömer de “Biz onlarla savaştık ve sonunda fitne yok oldu. Şimdi din sadece Allah'a aittir. Ama sizler bir fitne çıksın da din Allah'tan başkasına ait olsun diye savaşmak istiyorsunuz” cevabını verdi.
Bana Ebû't-Tâhir ve Harmele b. Yahya, onlara İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona da Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe’nin rivâyet ettiğine göre Abdullah b. Mesûd (ra) şöyle demiştir: "Bir topluluğa akıllarının ermeyeceği bir hadis rivâyet edersen, bu onlar için fitne sebebi olur."
Bize Hasan b. Abdülaziz, ona Abdullah b. Yahya, ona Hayve, ona Bekir b. Amr, ona Bükeyr, ona da Nâfi şöyle demiştir: Bir adam İbn Ömer'e (r.anhuma) geldi ve “ey Ebu Abdurrahman! Allah'ın Kitabı'nda zikrettiği "Eğer müminlerden iki gurup birbirleriyle vuruşurlarsa..." (Hucurât, 49/9) ayetini işitmedin mi? Allah'ın Kitabı'nda zikrettiği üzere, seni Müslümanlar arasındaki savaşa katılmaktan men eden şey nedir?” diye sordu. İbn Ömer de “Ey kardeşimin oğlu! Allah'ın "Kim bir mümini kasten öldürürse cezası, içinde ebedi kalacağı cehennemdir. Allah ona öfkelenmiştir, ona lanet etmiştir ve ona çok büyük bir azâb hazırlamıştır." (Nisâ, 4/93) buyruğunu dikkate alarak savaşmaktan uzak durmak bana bu ayeti dikkate alarak savaşmaktan daha sevimlidir” dedi. Bu cevap üzerine o kimse “Şüphesiz ki Allah "bir fitne kalmayıncaya ve din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın..." (Bakara, 2/193) buyuruyor” dedi. Bunun üzerine İbn Ömer “Biz, Rasulullah (sav) zamanında o savaşı müşriklere karşı yapmıştık. Müslümanlar o zaman sayıca azdı. Kişi dininden dolayı baskıya maruz kalır; Müşrikler onu ya öldürür ya da onu zincire vururlardı. Nihayet Müslümanlar çoğaldı, artık hiçbir fitne kalmadı” dedi. Bunun üzerine o (Haricî) kişi, İbn Ömer'in, savaş konusunda kendisiyle aynı görüşte olmadığını görünce “peki, Ali ve Osman hakkındaki görüşün nedir?” dedi. İbn Ömer de “Ali ve Osman hakkındaki görüşüme gelince; Allah, Osman'ı affetmiştir. Fakat siz onu affetmek istemediniz. Ali'ye gelince; O, Rasulullah'ın amcasının oğlu ve kızının kocasıdır.” Sonra eliyle Fâtıma'nın mezarına işaret ederek “İşte şu, Peygamber'in kızıdır” veya “O'nun kızı işte şu gördüğünüz yerdedir” dedi.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Veki, ona Osmaneş-Şehhâm, ona Müslim b. Ebu Bekre, ona da babası (Nüfey b. Mesruh) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) 'Yakında bir fitne çıkacaktır. O fitne zamanında (ona karışmadan) uzanıp yatan, oturandan, oturan ayakta durandan, ayakta duran, yürüyenden, yürüyen de koşandan daha hayırlı olacaktır' buyurdu. Ebu Bekre 'ey Allah'ın Rasulü! (O zaman geldiğinde) bana ne tavsiye edersin?' dedi. Rasulullah da (sav) 'Devesi olan develerini, davarı olan da davarını gütsün, bağı bahçesi olan da eksin biçsin' buyurdu. Ebu Bekre 'bunlardan hiçbir şeye sahip olmayan ne yapsın?' deyince, Rasulullah (sav) 'kılıcını alıp keskin tarafını bir taşa çalsın, sonra da elinden geldiğince kurtuluş yolunu tutsun (fitneden uzak dursun)' buyurdu."