Giriş

Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyân, ona İbn Ebu Necîh, ona Mücahid, ona Ebu Ma'mer, ona da İbn Mesûd (ra) şöyle demiştir: Peygam­ber (sav) Mekke'nin fethi günü Kâbe'nin avlusuna girdi. Kâbe'nin et­rafında ibadet için dikilmiş üç yüz altmış put vardı. Peygamber (sav) elindeki asası ile ya da bir değnekle bu putlara dürtüp "Hak geldi, bâtıl, yok oldu" (İsra, 81) ve "Hak geldi, artık bâtıl ne yeni bir şey ortaya koyabilir, ne de gideni geri getirebilir" (Sebe,49) ayetlerini okudu. Ebu İsa der ki: Bu hadis hasen sahihtir. Bu konuda İbn Ömer’den de hadis rivayet edilmiştir.


    Öneri Formu
19006 T003138 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 17

Dikkat et, hâlis din yalnız Allah'ındır. O'nu bırakıp kendilerine bir takım dostlar edinenler: Onlara, bizi sadece Allah'a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz, derler. Doğrusu Allah, ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve inkârcı kimseyi doğru yola iletmez.


    Öneri Formu
57640 KK39/3 Zümer, 39, 3

Allah, adaletle hükmeder. O'nu bırakıp taptıkları ise, hiçbir şeye hükmedemezler. Şüphesiz Allah, hakkıyla işiten ve görendir.


    Öneri Formu
57831 KK40/20 Mü'min, 40, 20

Allah'ı bırakıp da kıyamet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek şeylere tapandan daha sapık kim olabilir? (Oysa) onlar, bunların tapmalarından habersizdirler.


    Öneri Formu
58393 KK46/5 Ahkâf, 46, 5

İnsanlar bir araya toplandıkları zaman (müşrikler) onlara (tapındıklarına) düşman kesilirler ve onlara kulluk ettiklerini inkâr ederler.


    Öneri Formu
58394 KK46/6 Ahkâf, 46, 6

Bize Müsedded, ona Halid, ona Beyân, ona Kays, ona da Cerîr şöyle demiştir: Cahiliye döneminde Yemen'de Zu'l-Halasa, Ka'betu'l-Yemâniye ve Ka'betu'ş-Şâmiye denilen bir Puthane vardı. Pey­gamber (sav) bana "beni şu Zu'l-Halasa'dan kurtaramaz mısınız?" buyurdu. Bunun üzerine yüz elli süvari ile birlikte gidip o Puthaneyi yıktık, orada bulduklarımızı da öldürdük. Ardından ben gelip Peygamber'e (sav) durumu bildirdim, O da bize ve Ahmes Kabilesi'ne dua etti.


    Öneri Formu
34482 B004355 Buhari, Megâzî, 62

Ve dediler ki: Sakın ilâhlarınızı bırakmayın; hele Ved'den, Suvâ'dan, Yeğûs'tan, Ye'ûk'tan ve Nesr'den asla vazgeçmeyin!


    Öneri Formu
58849 KK71/23 Nûh, 71, 23

Bize Salt b. Muhammed, ona Mehdî b. Meymûn, ona da Ebu Recâ el-Utârîdî şöyle demiştir: Biz taşlara tapardık ve taptığımız taştan daha daha güzelini bulduğumuz zaman onu atar ve güzel olan diğerini alırdık. Taş bulamadığımız zaman ise topraktan bir yığın yapar, sonra koyunları getirir ve o toprak yığınının üzerine süt sa­ğar, sonra da o yığını tavaf ederdik. Recep ayı girdiği zaman "okların demirlerini çıkaralım" derdik. Artık hiç­bir mızrak ve hiçbir okta demir bırakmaz, mutlaka çıkarırdık. Ve recep ayında bunları bir tarafa atardık.


    Öneri Formu
34503 B004376 Buhari, Megâzî, 70

Andolsun ki onlara: Gökleri ve yeri kim yarattı? diye sorsan, elbette "Allah'tır" derler. De ki: Öyleyse bana söyler misiniz? Allah bana bir zarar vermek isterse, Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, O'nun verdiği zararı giderebilir mi? Yahut Allah, bana bir rahmet dilerse, onlar O'nun bu rahmetini önleyebilirler mi? De ki: Bana Allah yeter. Tevekkül edenler, ancak O'na güvenip dayanırlar.


    Öneri Formu
57709 KK39/38 Zümer, 39, 38

Resûlüm)! De ki:Bana Rabbimden apaçık deliller gelince, sizin Allah'ı bırakıp o taptıklarınıza kulluk etmem bana yasaklandı ve bana âlemlerin Rabbine teslim olmam emredildi.


    Öneri Formu
57940 KK40/66 Mü'min, 40, 66