Giriş


    Öneri Formu
2519 M004581 Müslim, Cihad ve Siyer, 53


    Öneri Formu
2515 M004580 Müslim, Cihad ve Siyer, 52


    Öneri Formu
2526 M004582 Müslim, Cihad ve Siyer, 54

Bize Ali b. Bahr, ona İsâ b. Yûnus, ona Muhammed b. İshak, ona Yezîd b. Muhammed b. Huseym el-Muhâribî, ona Muhammed b. Ka'b el-Kurazî, ona Ebu Yezîd Muhammed b. Huseym, ona da Ammar b. Yasir şöyle nakletti: "Ben ve Ali, Zâtü’l-Uşeyre (Uşeyre) Gazvesi'nde birlikteydik. Rasulullah (sav) bu yere vardığında konakladı ve bir süre burada kaldı. Bu sırada Benî Müdlic kabilesinden bazı kimseleri gördük. Onlar, hurmalıklarındaki bir su kaynağında çalışıyorlardı. Ali bana, 'Ey Ebû Yakzân! Bu insanlara gidip nasıl çalıştıklarına bakalım mı?' dedi. Onlara gittik ve bir süre çalışmalarını izledik. Sonra üzerimize bir uyku hali çöktü. Ben ve Ali hurma ağaçlarının arasında, toprak üzerinde yatıp uyuduk. Vallahi, bizi uyandıran Rasulullah (sav) oldu. Ayaklarıyla bizi dürterek uyandırdı ve üzerimize toprak bulaşmış olduğunu gördü. İşte o gün Rasulullah (sav) Ali’ye, üzerindeki toprak nedeniyle, 'Ey Ebu Turâb!' diye hitap etti. Sonra Rasulullah (sav) bize şöyle dedi: 'Size (en asi) iki bedbaht adamı haber vereyim mi?' Biz de 'Evet, ya Rasulallah!' dedik. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: 'Biri, Semûd’un kırmızı tenli adamı, (mucize eseri kayadan çıkan) deveyi kesen kişi; diğeri ise, ey Ali, şu (kafanı işaret ederek) başına vuracak kişi. Öyle ki, bu (başından gelen kan) sakalına kadar ulaşacaktır.'"


Açıklama: يَا أَبَا تُرَابٍ kısmı hariç hadis hasen liğayrihîdir. Bu kısım ise sahihtir. Hadisin isnadı zayıftır. İsnadda cehalet, inkıta ve teferrüd olmak üzere 3 illet vardır.

    Öneri Formu
66655 HM018511 İbn Hanbel, IV, 264

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muaviye ve Veki; (T) Bize Yahya b. Yahya -lafız ona ait olmak üzere-, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Âişe şöyle demiştir: Rasulullah'ın (sav) hastalığı ağırlaşınca ona namaz vaktini bildirmek üzere geldim, bana "Ebu Bekir'e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ben “ey Allah'ın Rasulü, hiç şüphesiz Ebu Bekir çok yufka yürekli birisidir. Senin makamında durduğunda (üzüntüden) sesini insanlara işittiremez. Ömer'e emretsen nasıl olur?” dedim. Allah Rasulü "Ebu Bekir'e söyleyin, insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Aişe der ki: Ben bu sefer, Hz. Peygamber'e “Ebu Bekir yumuşak kalpli birisidir, Senin durduğun yere duracak olursa (üzüntüsünden) insanlara sesini işittiremez. (Namaz kıldırmasını) Ömer'e emretsen” demesini Hafsa'ya söyledim. Hafsa da bunları Hz. Peygamber'e (sav) söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "şüphesiz sizler Yusuf’un (as) etrafındaki kadınlar gibisiniz. Ebu Bekir'e söyleyin, insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ebu Bekir'e cemaate namaz kıldırmasını söylediler. Ebu Bekir namaza başlayınca Rasulullah (sav), kendisinde bir rahatlama hissedip iki adam arasında, (onlardan destek alarak) ayağa kalktı. Ayakları yerde sürünüyordu. Âişe der ki: Hz. Peygamber Mescide girince Ebu Bekir onun girişini fark edip geri çekilmek istediyse de Rasulullah (sav), ona yerinde kalmasını işaret etti ve gelip Ebu Bekir'in sol tarafına oturdu. Âişe der ki: Rasulullah (sav) oturduğu halde insanlara namaz kıldırıyor, Ebu Bekir ayakta Nebi'ye (sav) uyuyor, cemaat de Ebu Bekir'in namazına uyuyordu.


    Öneri Formu
3469 M000941 Müslim, Salât, 95

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muaviye ve Veki; (T) Bize Yahya b. Yahya -lafız ona ait olmak üzere-, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Âişe şöyle demiştir: Rasulullah'ın (sav) hastalığı ağırlaşınca ona namaz vaktini bildirmek üzere geldim, bana "Ebu Bekir'e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ben “ey Allah'ın Rasulü, hiç şüphesiz Ebu Bekir çok yufka yürekli birisidir. Senin makamında durduğunda (üzüntüden) sesini insanlara işittiremez. Ömer'e emretsen nasıl olur?” dedim. Allah Rasulü "Ebu Bekir'e söyleyin, insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Aişe der ki: Ben bu sefer, Hz. Peygamber'e “Ebu Bekir yumuşak kalpli birisidir, Senin durduğun yere duracak olursa (üzüntüsünden) insanlara sesini işittiremez. (Namaz kıldırmasını) Ömer'e emretsen” demesini Hafsa'ya söyledim. Hafsa da bunları Hz. Peygamber'e (sav) söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "şüphesiz sizler Yusuf’un (as) etrafındaki kadınlar gibisiniz. Ebu Bekir'e söyleyin, insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ebu Bekir'e cemaate namaz kıldırmasını söylediler. Ebu Bekir namaza başlayınca Rasulullah (sav), kendisinde bir rahatlama hissedip iki adam arasında, (onlardan destek alarak) ayağa kalktı. Ayakları yerde sürünüyordu. Âişe der ki: Hz. Peygamber Mescide girince Ebu Bekir onun girişini fark edip geri çekilmek istediyse de Rasulullah (sav), ona yerinde kalmasını işaret etti ve gelip Ebu Bekir'in sol tarafına oturdu. Âişe der ki: Rasulullah (sav) oturduğu halde insanlara namaz kıldırıyor, Ebu Bekir ayakta Nebi'ye (sav) uyuyor, cemaat de Ebu Bekir'in namazına uyuyordu.


    Öneri Formu
281497 M000941-2 Müslim, Salât, 95

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muaviye ve Veki; (T) Bize Yahya b. Yahya -lafız ona ait olmak üzere-, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Âişe şöyle demiştir: Rasulullah'ın (sav) hastalığı ağırlaşınca ona namaz vaktini bildirmek üzere geldim, bana "Ebu Bekir'e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ben “ey Allah'ın Rasulü, hiç şüphesiz Ebu Bekir çok yufka yürekli birisidir. Senin makamında durduğunda (üzüntüden) sesini insanlara işittiremez. Ömer'e emretsen nasıl olur?” dedim. Allah Rasulü "Ebu Bekir'e söyleyin, insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Aişe der ki: Ben bu sefer, Hz. Peygamber'e “Ebu Bekir yumuşak kalpli birisidir, Senin durduğun yere duracak olursa (üzüntüsünden) insanlara sesini işittiremez. (Namaz kıldırmasını) Ömer'e emretsen” demesini Hafsa'ya söyledim. Hafsa da bunları Hz. Peygamber'e (sav) söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "şüphesiz sizler Yusuf’un (as) etrafındaki kadınlar gibisiniz. Ebu Bekir'e söyleyin, insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ebu Bekir'e cemaate namaz kıldırmasını söylediler. Ebu Bekir namaza başlayınca Rasulullah (sav), kendisinde bir rahatlama hissedip iki adam arasında, (onlardan destek alarak) ayağa kalktı. Ayakları yerde sürünüyordu. Âişe der ki: Hz. Peygamber Mescide girince Ebu Bekir onun girişini fark edip geri çekilmek istediyse de Rasulullah (sav), ona yerinde kalmasını işaret etti ve gelip Ebu Bekir'in sol tarafına oturdu. Âişe der ki: Rasulullah (sav) oturduğu halde insanlara namaz kıldırıyor, Ebu Bekir ayakta Nebi'ye (sav) uyuyor, cemaat de Ebu Bekir'in namazına uyuyordu.


    Öneri Formu
281498 M000941-3 Müslim, Salât, 95


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Humeydî arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
29920 B003112 Buhari, Farzu'l-Humus, 5


    Öneri Formu
31026 B003970 Buhari, Megâzî, 8


    Öneri Formu
153074 BS16006 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VIII,49