140 Kayıt Bulundu.
İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir. Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakîler ancak onlardır!
Eğer okunan bir Kitapla dağlar yürütülseydi veya onunla yer parçalansaydı, yahut onunla ölüler konuşturulsaydı (o Kitap yine bu Kur'an olacaktı). Fakat bütün işler Allah'a aittir. İman edenler hâla bilmediler mi ki, Allah dileseydi bütün insanları hidayete erdirirdi? Allah'ın vâdi gelinceye kadar inkâr edenlere, yaptıklarından dolayı ya ansızın büyük bir belâ gelmeye devam edecek veya o belâ evlerinin yakınına inecek. Allah, vâdinden asla dönmez.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Mervan b. Muaviye, ona Abdullah b. Abdurrahman et-Tâifî, ona da Meymune bint. Kerdem el-Yesâriyye şöyle demiştir: Kendisi babasının gözetimindeyken, babası Hz. Peygamber (sav) ile karşılaştı ve: "Ben, Büvâne'de deve kurban etmek üzere adakta bulundum." Hz. Peygamber (sav): "Orada put var mı?" dedi. Babası: "Hayır (yok)" dedi. Hz. Peygamber de (sav) "Öyleyse adağını yerine getir" buyurdu. Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona (Fadl) b. Dükeyn, ona Abdullah b. Abdurrahman, ona Yezid b. Miksem, ona Meymune bint. Kerdem, Hz. Peygamber'den (sav) bu hadisin bir benzerini rivayet etmiştir.