73 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Hatim b. Meymun, ona Behz; (T) Bize Muhammed b. Râfi', ona Ebu Nadr Haşim b. Kasım, o ikisine Süleyman b. Muğîra, ona Sabit, ona da Enes b. Malik şunu rivayet etti: Zeyneb'in iddeti dolunca Rasulullah (sav), Zeyd'e; "kendisine evlenme teklifimi bildir" dedi. Bunun üzerine Zeyd hemen oradan ayrıldı ve Zeyneb'in yanına geldi. Bu esnada o, hamurunu mayalamakla meşguldü. Zeyd dedi ki: Onu görünce (Hz. Peygamber'in eşi olacağından) kalbimde yüceldi. Öyle ki Rasulullah'ın (sav) evlenme teklifinden dolayı kendisine bakamadım ve geri çekilip sırtımı döndüm. Ardından; ey Zeyneb! Rasulullah (sav) size evlenme teklif ediyor dedim. O da ben Rabbime istihâre etmedikçe herhangi bir şey yapmayacağım dedi ve ayağa kalkıp evindeki mescide geçti. Bilahare ilgili ayetler (Ahzab, 33/37-38) nazil oldu ve Rasulullah (sav) izin istemeksizin onun yanına geçti. Enes devamında şöyle dedi: Vallahi, güneş yükseldiği vakit Rasulullah'ın (sav) bizlere ekmek ve et ikram ettiği zamanki halimizi hatırlıyorum da insanlar çıkıp gitmiş, odada bazı kimseler kalmış, yemekten sonra sohbete devam ediyorlardı. Bunun üzerine Rasulullah (sav) dışarı çıktı. Ben de kendisini takip ettim. Rasulullah (sav) tek tek eşlerinin odalarına uğruyor onlar da kendisine; ya Rasulallah! Yeni eşini nasıl buldun diye soruyorlardı. Bilemiyorum. Acaba ben mi Rasulullah'a (sav) insanların gittiğini haber verdim yoksa o mu bunu bana söyledi? Bunun üzerine Rasulullah (sav) dönüp odasına geçti. Âdetim üzere ben de kendisiyle birlikte odaya girecek oldum fakat benimle kendisi arasına bir perde gerdi. Ardından hicab ayetleri nazil oldu ve insanlar kendilerine yapılan nasihati kabullenip ona uygun davrandılar. İbn Râfi' rivayetine; "ey iman edenler! Bir yemeğe davet edilmek üzere sizlere izin verilmedikçe Peygamber'in evlerine girmeyin. Davet edildiğiniz zaman da yemeğin hazır olacağı vakti bekler tarzda öncesinden gitmeyin" kısmından "oysa Allah hakkı söylemekten çekinmez" olan kısmına kadarını ilave etmiştir. (Ahzab, 33/53)
Bize Muhammed b. Abdullah el-Hafız ile Muhammed b. Musa b. el-Fadl, onlara Ebû’l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona İbrahim b. Merzûk, ona Ebû’l-Velîd et-Tayâlisî, ona Abdurrahman b. Hanzala el-Ğasîl, ona teyzesi Sükeyne bint Hanzala anlatmış: Sükeyne, Kuba’da amcasının oğlu ile evli idi. Kocası ölünce, henüz iddet halinde iken Ebû Cafer Muhammed b. Ali yanıma gelip selam vermiş, sonra şöyle demiş: “- Ne haldesn, ey Hanzala’nın kızı?” diye sordu. “- İyiyim, Allah da sana iyilikler versin” dedim. Sonra, “- Benim Rasûlullah (sav) ve Ali b. Talib ile olan akrabalığımı, İslâm’daki hakkımı ve Araplar arasındaki şerefimi biliyorsun” dedi. Ben, “- Allah sana mağfiret buyursun ya Ebâ Cafer, sen kendisinden (herşey) alınabilen ve rivayet edilebilen bir adamsın. Şu iddetli halimde bana talip mi oluyorsun?” dedim. O da, “- Ben sadece Rasûlullah (sav) katındaki konumumu sana haber vermek istedim” dedi ve sonra şöyle devam etti: “Hz. Peygamber (sav), Ümmü Seleme bint Ebî Ümeyye b. el-Muğîre el-Mahzûmiyye’nin yanına gitmişti. O sırada Ümmü Seleme, amcasının oğlu Ebû Seleme b. Abdul’esed’dan dul kalmıştı. Rasûlullah (sav) ona devamlı olarak Allah katındaki konumunu hatırlatıyordu. O kadar ki, çok sıktığından dolayı hasır elinde ezilmişti. Bu hâl, kız istemek değil idi.”
Bize Muhammed b. Abdullah el-Hafız ile Muhammed b. Musa b. el-Fadl, onlara Ebû’l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona İbrahim b. Merzûk, ona Ebû’l-Velîd et-Tayâlisî, ona Abdurrahman b. Hanzala el-Ğasîl, ona teyzesi Sükeyne bint Hanzala anlatmış: Sükeyne, Kuba’da amcasının oğlu ile evli idi. Kocası ölünce, henüz iddet halinde iken Ebû Cafer Muhammed b. Ali yanıma gelip selam vermiş, sonra şöyle demiş: “- Ne haldesn, ey Hanzala’nın kızı?” diye sordu. “- İyiyim, Allah da sana iyilikler versin” dedim. Sonra, “- Benim Rasûlullah (sav) ve Ali b. Talib ile olan akrabalığımı, İslâm’daki hakkımı ve Araplar arasındaki şerefimi biliyorsun” dedi. Ben, “- Allah sana mağfiret buyursun ya Ebâ Cafer, sen kendisinden (herşey) alınabilen ve rivayet edilebilen bir adamsın. Şu iddetli halimde bana talip mi oluyorsun?” dedim. O da, “- Ben sadece Rasûlullah (sav) katındaki konumumu sana haber vermek istedim” dedi ve sonra şöyle devam etti: “Hz. Peygamber (sav), Ümmü Seleme bint Ebî Ümeyye b. el-Muğîre el-Mahzûmiyye’nin yanına gitmişti. O sırada Ümmü Seleme, amcasının oğlu Ebû Seleme b. Abdul’esed’dan dul kalmıştı. Rasûlullah (sav) ona devamlı olarak Allah katındaki konumunu hatırlatıyordu. O kadar ki, çok sıktığından dolayı hasır elinde ezilmişti. Bu hâl, kız istemek değil idi.”