207 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyân, ona A'meş, ona Ebu Duha, ona Mesrûk, ona da Habbâb (ra.) şöyle söylemiştir: Ben Mekke'de demircilik yapıyordum. Âs b. Vâil es-Sehmî'ye bir kılıç yapmıştım. Ona gittim ve kılıcın ücretini ödemesini istedim. Bana; Muhammed'i inkar etmedikçe sana paranı vermem!' dedi. Ben de; Allah (cc) seni öldürüp diriltinceye kadar (kıyamete kadar) asla Muhammed'i inkar etmem' dedim. O da cevaben 'Öyleyse Allah beni öldürüp tekrar dirilttiği zaman, benim çok malım ve çocuklarım olacak (paranı o zaman veririm)' dedi. dedi. Bunun üzerine Allah şu ayeti indirdi: Ayetlerimizi inkar eden ve mutlaka bana mal ve evlât verilecektir diyen adamı gördün mü! O, gaybı mı biliyor, yoksa Rahman'nın katından bir söz mü aldı? (Meryem, 19/77-78). Bu ayetteki 'ahden' kelimesi 'mevsikan' yani garanti demektir. Eşcaî, Süfyân'dan rivayetinde 'kılıç' ve 'mevsikan' kelimelerini zikretmedi.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ubeydullah b. Abdurrahman arasında inkıta vardır.
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyân, ona A'meş, ona Ebu Duha, ona Mesrûk, ona da Habbâb (ra.) şöyle söylemiştir: Ben Mekke'de demircilik yapıyordum. Âs b. Vâil es-Sehmî'ye bir kılıç yapmıştım. Ona gittim ve kılıcın ücretini ödemesini istedim. Bana; Muhammed'i inkar etmedikçe sana paranı vermem!' dedi. Ben de; Allah (cc) seni öldürüp diriltinceye kadar (kıyamete kadar) asla Muhammed'i inkar etmem' dedim. O da cevaben 'Öyleyse Allah beni öldürüp tekrar dirilttiği zaman, benim çok malım ve çocuklarım olacak (paranı o zaman veririm)' dedi. dedi. Bunun üzerine Allah şu ayeti indirdi: Ayetlerimizi inkar eden ve mutlaka bana mal ve evlât verilecektir diyen adamı gördün mü! O, gaybı mı biliyor, yoksa Rahman'nın katından bir söz mü aldı? (Meryem, 19/77-78). Bu ayetteki 'ahden' kelimesi 'mevsikan' yani garanti demektir. Eşcaî, Süfyân'dan rivayetinde 'kılıç' ve 'mevsikan' kelimelerini zikretmedi.
Bize Abdullah b. Recâ, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona Zeyd b. Erkam’ın şöyle dediğini rivayet etti: Bir gazvede idim, Abdullah b. Ubeyy’in “Rasulullah’ın (sav) yanındakilere infak etmeyin ki etrafından dağılsınlar ve eğer onun yanından (Medine’ye) dönersek, şüphesiz daha aziz olan, oradan daha zelil olanları çıkartacaktır” dediğini işittim. Ben de bu sözleri amcama ya da Ömer’e söyledim, o da bunları Nebi’ye bildirdi. Rasulullah (sav) beni çağırdı. Ben de ona (işittiklerimi) anlattım. Rasulullah (sav) Abdullah b. Ubeyy’e ve arkadaşlarına haber gönderdi, onlar da (gelip) bu sözleri söylemediklerine dair yemin ettiler. Rasulullah (sav) bunun üzerine benim yalan söylediğimi kabul ederken, onların doğru söylediklerini kabul etti. Bundan ötürü daha önce yaşamadığım bir kedere düştüm ve evde oturup kaldım. Amcam bana “Sen ne yapmak istedin? İşte sonunda Rasulullah (sav) seni yalanladı ve sana öfkelendi” dedi. Bunun üzerine yüce Allah "Münafıklar sana geldiklerinde…" ayetini indirdi. Nebi (sav) bana haber gönderdi ve (ayeti) okuyup "Allah seni tasdik etti, ey Zeyd" buyurdu.
Bize Kabîsa, ona Süfyân, ona Ebu Hâşim, ona Ebu Miclez, ona da Kays b. Ubâd ona da Ebu Zer (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Şu iki gurup, Rableri hakkında çekişen iki hasımdır" (Hac, 19) ayeti Kureyş'ten altı kişi -Ali, Hamza, Ubeyde b. Hâris ile Şeybe b. Rabâ, Utbe b. Rabîa ve Velid b. Utbe- hakkında inmiştir.
Bize İshak b. İbrahim es-Savvâf, ona Sedûs oğullarının azatlısı ve Dubey'a oğullarında ikamet eden Yusuf b. Yakub, ona Süleyman et-Teymî, ona Ebu Miclez, ona Kays b. Ubâd, ona da Ali (ra) şöyle demiştir: "Şu iki gurup, Rableri hakkında çekişen iki hasımdır" (Hac, 19) ayeti bizim hakkımızda indi.
Bize Yahya b. Cafer, ona Vekî, ona Süfyân, ona Ebu Hâşim, ona Ebu Miclez, ona da Kays b. Ubâd şöyle demiştir: Ben Ebu Zer'i (ra) işittim, yemin ederek “şu âyetler (Hacc, 19-22) Bedir günü birbirleriyle karşılılı cenk edenn bu altı kişi hakkında indi” dedi ve yukarıda geçen hadisteki gibi o altı ismi saydı.
Bize Yakub b. İbrahim, ona Hüşeym, ona Ebu Hâşim, ona Ebu Miclez, ona da Kays b. Ubâd şöyle rivayet etmiştir: Ben Ebu Zer'i "Şu iki gurup, Rableri hakkında çekişen iki hasımdır" (Hac, 19) ayetinin, Bedir Günü karşılıklı çarpışan Hamza, Ali ve Ubeyde b. Hâris ile Utbe b. Rabîa, Şeybe b. Rabîa ve Velid b. Utbe hakkında indiğine yemin ederken işittim.