Öneri Formu
Hadis Id, No:
14916, T000883
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ صَفْوَانَ عَنْ يَزِيدَ بْنِ شَيْبَانَ قَالَ أَتَانَا ابْنُ مِرْبَعٍ الأَنْصَارِىُّ وَنَحْنُ وُقُوفٌ بِالْمَوْقِفِ مَكَانًا يُبَاعِدُهُ عَمْرٌو - فَقَالَ إِنِّى رَسُولُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَيْكُمْ يَقُولُ « كُونُوا عَلَى مَشَاعِرِكُمْ فَإِنَّكُمْ عَلَى إِرْثٍ مِنْ إِرْثِ إِبْرَاهِيمَ » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَلِىٍّ وَعَائِشَةَ وَجُبَيْرِ بْنِ مُطْعِمٍ وَالشَّرِيدِ بْنِ سُوَيْدٍ الثَّقَفِىِّ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ ابْنِ مِرْبَعٍ الأَنْصَارِىِّ حَدِيثٌ حَسَنٌ صحيح لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ ابْنِ عُيَيْنَةَ عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ . وَابْنُ مِرْبَعٍ اسْمُهُ يَزِيدُ بْنُ مِرْبَعٍ الأَنْصَارِىُّ وَإِنَّمَا يُعْرَفُ لَهُ هَذَا الْحَدِيثُ الْوَاحِدُ .
Tercemesi:
Bize Kuteybe, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Amr b. Dinar, ona Amr b. Abdullah b. Safvân, ona Yezid b. Şeybân’ın şöyle dediğini rivayet etti: Bizler vakfe yerinde Amr’ın uzak saydığı bir yerde vakfe yapmakta iken İbn Mirba‘ el-Ensarî gelerek dedi ki: Ben Rasulullah’ın (sav) size gönderdiği elçisiyim. O buyuruyor ki: “Sizler, ibadet yerleriniz neresi ise orada durun. Çünkü siz İbrahim’in mirasından bir mirasa sahipsiniz.”
(Tirmizi) dedi ki: Bu hususta Âişe, Cübeyr b. Mut’im ve eş-Şerîd b. Suveyd b. es-Sakafî’den de gelmiş rivayetler bulunmaktadır.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: İbn Mirba‘ el-Ensarî’nin rivayet ettiği bu hadis hasen sahih bir hadistir. Biz onu ancak İbn Uyeyne’ye, Amr b. Dinar’ın rivayet ettiği bir hadis olarak biliyoruz. İbn Mirba’ın adı ise Yezid b. Mirba‘ el-Ensarî’dir. Onun rivayeti olarak sadece bu hadis bilinmektedir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 53, 3/230
Senetler:
()
Konular:
Hac, Arafat
Hac, Arafatın önemi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31637, B004520
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ خَازِمٍ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - كَانَتْ قُرَيْشٌ وَمَنْ دَانَ دِينَهَا يَقِفُونَ بِالْمُزْدَلِفَةِ ، وَكَانُوا يُسَمَّوْنَ الْحُمْسَ ، وَكَانَ سَائِرُ الْعَرَبِ يَقِفُونَ بِعَرَفَاتٍ ، فَلَمَّا جَاءَ الإِسْلاَمُ أَمَرَ اللَّهُ نَبِيَّهُ صلى الله عليه وسلم أَنْ يَأْتِىَ عَرَفَاتٍ ، ثُمَّ يَقِفَ بِهَا ثُمَّ يُفِيضَ مِنْهَا ، فَذَلِكَ قَوْلُهُ تَعَالَى ( ثُمَّ أَفِيضُوا مِنْ حَيْثُ أَفَاضَ النَّاسُ ) .
Tercemesi:
Bize Ali b. Abdullah, ona Muhammed b. Hâzim, ona Hişâm, ona babası, ona Âişe’nin (r.anhâ) rivâyet ettiğine göre; “el-Hums” adı verilen Kureyşliler ve Kureyş’in dini üzere olan diğer müşrikler Müzdelife’de, diğer Araplar ise Arafat’ta vakfe yaparlardı. İslam gelince Allah, Nebisi’ne (sav) Arafat’a gitmesini, sonra orada vakfe yapmasını, sonra oradan ifada yapmasını (dönmesini) emretti. İşte yüce Allah’ın: “Sonra da insanların döndükleri yerden siz de dönün” (Bakara, 2/199) buyruğu bunu ifade etmektedir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 35, 2/154
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
5. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
cahiliye, âdetleri
Hac, Arafat
Hac, Arafatın önemi
Kur'an, Nüzul sebebleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14929, T000890
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ عَطَاءٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَعْمَرَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ بِمَعْنَاهُ .{أَنَّ نَاسًا مِنْ أَهْلِ نَجْدٍ أَتَوْا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ بِعَرَفَةَ فَسَأَلُوهُ فَأَمَرَ مُنَادِيًا فَنَادَى « الْحَجُّ عَرَفَةُ مَنْ جَاءَ لَيْلَةَ جَمْعٍ قَبْلَ طُلُوعِ الْفَجْرِ فَقَدْ أَدْرَكَ الْحَجَّ أَيَّامُ مِنًى ثَلاَثَةٌ. فَمَنْ تَعَجَّلَ فِى يَوْمَيْنِ فَلاَ إِثْمَ عَلَيْهِ وَمَنْ تَأَخَّرَ فَلاَ إِثْمَ عَلَيْهِ »} وَقَالَ ابْنُ أَبِى عُمَرَ قَالَ سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ وَهَذَا أَجْوَدُ حَدِيثٍ رَوَاهُ سُفْيَانُ الثَّوْرِىُّ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَالْعَمَلُ عَلَى حَدِيثِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَعْمَرَ عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ أَنَّهُ مَنْ لَمْ يَقِفْ بِعَرَفَاتٍ قَبْلَ طُلُوعِ الْفَجْرِ فَقَدْ فَاتَهُ الْحَجُّ وَلاَ يُجْزِئُ عَنْهُ إِنْ جَاءَ بَعْدَ طُلُوعِ الْفَجْرِ وَيَجْعَلُهَا عُمْرَةً وَعَلَيْهِ الْحَجُّ مِنْ قَابِلٍ . وَهُوَ قَوْلُ الثَّوْرِىِّ وَالشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَقَدْ رَوَى شُعْبَةُ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ عَطَاءٍ نَحْوَ حَدِيثِ الثَّوْرِىِّ . قَالَ وَسَمِعْتُ الْجَارُودَ يَقُولُ سَمِعْتُ وَكِيعًا أَنَّهُ ذَكَرَ هَذَا الْحَدِيثَ فَقَالَ هَذَا الْحَدِيثُ أُمُّ الْمَنَاسِكِ .
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Süfyan es-Sevrî, ona Bukeyr b. Atâ, ona da Abdurrahman b. Ya‘mer, Nebi’den (sav) hadisi buna yakın ve bu manada rivayet etmiştir. [Necid halkından bir takım kimseler Arafat’ta bulunduğu sırada Rasulullah’ın (sav) huzuruna gelerek ona bazı sorular sordular. O da bunun üzerine birisine yüksek sesle şunu ilan etmesini emretti: “Hac Arafat(‘ta vakfeden ibaret)tir. Kim tan yeri ağarmadan Müzdelife gecesi (Arafat’a) gelirse hacca yetişmiş olur. Minâ’da kalma günleri de üç gündür. Kim acele ederek iki günde ayrılırsa ona bir vebal yoktur, kim de geç kalırsa ona da bir vebal yoktur.”]
İbn Ebu Ömer dedi ki: Süfyan b. Uyeyne dedi ki: Bu, Süfyan es-Sevrî’nin rivayet ettiği en sağlam hadistir.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Amel (uygulama) Nebi’nin (sav) ashabı ile başkalarının arasındaki ilim ehline göre Abdurrahman b. Ya‘mer’in rivayet ettiği hadise göredir. Buna göre tan yeri ağarmadan Arafat’ta vakfe yapamayan bir kimse haccı kaçırmış olur. Tan yerinin ağarmasından sonra (Arafat’a) gelmek kişi için yeterli olmaz. O takdirde böyle bir kimse bunu bir umre olarak niyet eder ve ertesi sene hac etmekle yükümlü olur. Bu es-Sevrî, Şâfiî, Ahmed ve İshak’ın da görüşüdür.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Şu‘be’ye, Bukeyr b. Atâ da, es-Sevrî’nin hadisine yakın bir rivayet nakletmiş ve şöyle demiştir: el-Cârud’u şöyle derken dinledim: Ben, Vekî’in bu hadisi zikrettiğini ve: İşte bu hadis hac ibadeti ile alakalı hadislerin anasıdır, dediğini dinledim.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 57, 3/237
Senetler:
()
Konular:
Hac, Arafat
Hac, Arafatın önemi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14931, T000891
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ دَاوُدَ بْنِ أَبِى هِنْدٍ وَإِسْمَاعِيلَ بْنِ أَبِى خَالِدٍ وَزَكَرِيَّا بْنِ أَبِى زَائِدَةَ عَنِ الشَّعْبِىِّ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ مُضَرِّسِ بْنِ أَوْسِ بْنِ حَارِثَةَ بْنِ لاَمٍ الطَّائِىِّ قَالَ أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِالْمُزْدَلِفَةِ حِينَ خَرَجَ إِلَى الصَّلاَةِ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى جِئْتُ مِنْ جَبَلَىْ طَيِّئٍ. أَكْلَلْتُ رَاحِلَتِى وَأَتْعَبْتُ نَفْسِى وَاللَّهِ مَا تَرَكْتُ مِنْ حَبْلٍ إِلاَّ وَقَفْتُ عَلَيْهِ. فَهَلْ لِى مِنْ حَجٍّ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ شَهِدَ صَلاَتَنَا هَذِهِ وَوَقَفَ مَعَنَا حَتَّى نَدْفَعَ وَقَدْ وَقَفَ بِعَرَفَةَ قَبْلَ ذَلِكَ لَيْلاً أَوْ نَهَارًا فَقَدْ أَتَمَّ حَجَّهُ وَقَضَى تَفَثَهُ » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . قَالَ قَوْلُهُ « تَفَثَهُ » . يَعْنِى نُسُكَهُ . قَوْلُهُ « مَا تَرَكْتُ مِنْ حَبْلٍ إِلاَّ وَقَفْتُ عَلَيْهِ » . إِذَا كَانَ مِنْ رَمْلٍ يُقَالُ لَهُ حَبْلٌ وَإِذَا كَانَ مِنْ حِجَارَةٍ يُقَالُ لَهُ جَبَلٌ .
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan, ona Davud b. Ebu Hind, İsmail b. Ebu Hâlid ve Zekeriyya b. Zâide, onlara eş-Şa‘bî, ona Urve b. Mudarris b. Evs b. Harise b. Lâm et-Tâî’nin şöyle dediğini rivayet etti: Müzdelife’de iken namaza çıktığı sırada Rasulullah’ın (sav) yanına vardım ve: Ey Allah’ın Rasulü, ben Tayy’ın iki dağından geldim. Bineğimi de çok yordum, kendim de yoruldum. Vallahi üzerinde vakfe yapmadık hiçbir dağ bırakmadım. Benim haccım olur mu? dedim. Rasulullah (sav): “Kılacağımız bu namaza yetişen ve bizimle birlikte buradan ayrılacağımız vakte kadar vakfe yapan, bundan önce de gece ya da gündüz Arafat’ta vakfe yapmış bulunan herkesin haccı tamam olur ve o kişi artık yapılması gerekeni yapmış olur” buyurdu.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir. Hadiste geçen “tefesehû: Yapılması gerekeni yapmak” hac ile ilgili yapması gereken vazifeler demektir. “Üzerinde vakfe yapmadık bir dağ bırakmadım” sözüne gelince, eğer yükseklik kum ise ona “Habl (tepe)” denilir. Şayet taştan ise ona “cebel (dağ)” denilir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 57, 3/238
Senetler:
()
Konular:
Hac, Arafat
Hac, Arafatın önemi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
43220, DM001929
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو الْوَلِيدِ الطَّيَالِسِىُّ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ حَدَّثَنَا بُكَيْرُ بْنُ عَطَاءٍ قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ الرَّحْمَنِ بْنَ يَعْمُرَ الدِّيلِىَّ يَقُولُ : سُئِلَ النَّبِىُّ -صلى الله عليه وسلم- عَنِ الْحَجِّ فَقَالَ :« الْحَجُّ عَرَفَاتٌ أَوْ يَوْمُ عَرَفَةَ ، وَمَنْ أَدْرَكَ لَيْلَةَ جَمْعٍ قَبْلَ صَلاَةِ الصُّبْحِ فَقَدْ أَدْرَكَ ». وَقَالَ :« أَيَّامُ مِنًى ثَلاَثَةُ أَيَّامٍ {فَمَنْ تَعَجَّلَ فِى يَوْمَيْنِ فَلاَ إِثْمَ عَلَيْهِ وَمَنْ تَأَخَّرَ فَلاَ إِثْمَ } ».
Tercemesi:
Bize Ebu’l Velid et-Tayâlisî, ona Şu‘be, ona Bukeyr b. Atâ’nın şöyle dediğini rivayet etti: Ben Abdurrahman b. Ya‘mer ed-Dîlî’yi şöyle derken dinledim: Nebi’ye (sav) hacca dair soru sorulunca, O şöyle buyurdu: “Hac Arafat ya da Arefe günü (vakfe yapmak) demektir. Her kim (Arafat’ta vakfesini yaptıktan sonra) sabah namazından önce Müzdelife’deki gecelemeye yetişirse (hacca da) yetişmiş olur.”
Ayrıca şöyle buyurdu: “Minâ’da kalma günleri üç gündür. “Artık kim iki gün kalarak acele edip ayrılırsa ona bir vebal yoktur, kim sonraya kalır (üçüncü günü de Minâ’da geçirirse) ona da bir vebal yoktur” (Bakara, 2/203)” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Menâsik 54, 2/1200
Senetler:
1. Abdurrahman b. Ya'mer ed-Dilî (Abdurrahman b. Ya'mer)
2. Bükeyr b. Ata el-Leysî (Bükeyr b. Ata)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Velid Hişam b. Abdülmelik el-Bahilî (Hişam b. Abdülmelik)
Konular:
Hac, Arafatın önemi
Hac, Mina
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36081, MU000865
Hadis:
وَحَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ نَافِعٍ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ أَنَّ هَبَّارَ بْنَ الأَسْوَدِ جَاءَ يَوْمَ النَّحْرِ وَعُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ يَنْحَرُ هَدْيَهُ فَقَالَ يَا أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ أَخْطَأْنَا الْعِدَّةَ كُنَّا نُرَى أَنَّ هَذَا الْيَوْمَ يَوْمُ عَرَفَةَ . فَقَالَ عُمَرُ اذْهَبْ إِلَى مَكَّةَ فَطُفْ أَنْتَ وَمَنْ مَعَكَ وَانْحَرُوا هَدْيًا إِنْ كَانَ مَعَكُمْ ثُمَّ احْلِقُوا أَوْ قَصِّرُوا وَارْجِعُوا فَإِذَا كَانَ عَامٌ قَابِلٌ فَحُجُّوا وَأَهْدُوا فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ فِى الْحَجِّ وَسَبْعَةٍ إِذَا رَجَعَ . قَالَ مَالِكٌ وَمَنْ قَرَنَ الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ ثُمَّ فَاتَهُ الْحَجُّ فَعَلَيْهِ أَنْ يَحُجَّ قَابِلاً وَيَقْرِنُ بَيْنَ الْحَجِّ وَالْعُمْرَةِ وَيُهْدِى هَدْيَيْنِ هَدْيًا لِقِرَانِهِ الْحَجَّ مَعَ الْعُمْرَةِ وَهَدْيًا لِمَا فَاتَهُ مِنَ الْحَجِّ .
Tercemesi:
Bana Mâlik, ona Nâfi, ona Süleyman b. Yesâr’ın rivayet ettiğine göre Hebbâr b. el-Esved, Nahr (kurban bayramı birinci) günü Ömer kurbanlığını kesmekte iken geliverdi ve: Ey müminlerin emiri, biz (günlerin) sayısında hata ettik, bugünün Arefe günü olduğunu zannediyorduk, dedi. Bunun üzerine Ömer: Sen Mekke’ye git, beraberindekilerle birlikte tavaf yap, beraberinizde eğer varsa kurban kesin sonra saçlarınızı tıraş edin yahut kısaltın ve geri dönün. Ertesi sene gelince bir daha hac edin ve kurban kesin. Kesecek kurban bulamayan bir kimse, üçü hac günlerinde, yedisi de döndüğü zaman olmak üzere (toplam on gün) oruç tutsun.
Mâlik dedi ki: Hac ve umreyi birlikte (hacc-ı kırân) yapan sonra da haccı kaçıran bir kimsenin ertesi sene hac edip yine hac ve umreyi birlikte (hacc-ı kırân) yapması ve iki tane kurban kesmesi gerekir. Birisi umre ile beraber kıran haccı yaptığı için diğeri ise daha önce yapamayıp kaçırdığı haccı için.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 865, 1/139
Senetler:
()
Konular:
Hac, Arafatın önemi
Hac, engel durumunda ne yapılacağı
Hac, Hacc-ı kıran
Hac, Umreye tebdili, feshi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
42706, HM003239
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنْ عَطَاءٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ
دَعَا أَخَاهُ عُبَيْدَ اللَّهِ يَوْمَ عَرَفَةَ إِلَى طَعَامٍ قَالَ إِنِّي صَائِمٌ قَالَ إِنَّكُمْ أَئِمَّةٌ يُقْتَدَى بِكُمْ قَدْ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ دَعَا بِحِلَابٍ فِي هَذَا الْيَوْمِ فَشَرِبَ وَقَالَ يَحْيَى مَرَّةً أَهْلُ بَيْتٍ يُقْتَدَى بِكُمْ
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Abbas b. Abdulmuttalib 3239, 1/870
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
4. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
Konular:
Hac, Arafat
Hac, Arafatın önemi
Oruç, Arafatta, Arefe günü oruç tutmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
146660, BS009906
Hadis:
وَبِهَذَا الإِسْنَادِ قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى عُمَرُ بْنُ مُحَمَّدٍ أَنَّ سَالِمَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ حَدَّثَهُ أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ : مَنْ أَدْرَكَ لَيْلَةَ النَّحْرِ قَبْلَ أَنْ يَطْلُعَ الْفَجْرُ فَقَدْ أَدْرَكَ الْحَجَّ وَمَنْ لَمْ يَقِفْ حَتَّى يُصْبِحَ فَقَدْ فَاتَهُ الْحَجُّ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Hac 9906, 10/257
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Hafs Ömer b. Muhammed el-Umeri (Ömer b. Muhammed b. Zeyd b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
4. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
5. Muhammed b. Abdullah el-Balisi (Muhammed b. Abdullah b. Abdülhakem)
6. Muhammed b. Yakub el-Ümevî (Muhammed b. Yakub b. Yusuf b. Ma'kil b. Sinan b. Abdullah)
7. Ahmed b. Hasan el-Haraşî (Ahmed b. Hasan b. Ahmed b. Hafs b. Müslim b. Yezid b. Ali)
Konular:
Hac, Arafat'ta Vakfe
Hac, Arafatın önemi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
288447, BS009906-2
Hadis:
وَبِهَذَا الإِسْنَادِ قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى عُمَرُ بْنُ مُحَمَّدٍ أَنَّ سَالِمَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ حَدَّثَهُ أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ رَضِىَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ : مَنْ أَدْرَكَ لَيْلَةَ النَّحْرِ قَبْلَ أَنْ يَطْلُعَ الْفَجْرُ فَقَدْ أَدْرَكَ الْحَجَّ وَمَنْ لَمْ يَقِفْ حَتَّى يُصْبِحَ فَقَدْ فَاتَهُ الْحَجُّ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Hac 9906, 10/257
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Hafs Ömer b. Muhammed el-Umeri (Ömer b. Muhammed b. Zeyd b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
4. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
5. Muhammed b. Abdullah el-Balisi (Muhammed b. Abdullah b. Abdülhakem)
6. Muhammed b. Yakub el-Ümevî (Muhammed b. Yakub b. Yusuf b. Ma'kil b. Sinan b. Abdullah)
7. Ebu Zekeriyya Yahya b. Ebû İshak en-Nîsâbûrî (Yahya b. İbrahim b. Muhammed b. Yahya b. Sahnûye)
Konular:
Hac, Arafat'ta Vakfe
Hac, Arafatın önemi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18111, T002975
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ عَطَاءٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَعْمَرَ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: « الْحَجُّ عَرَفَاتٌ الْحَجُّ عَرَفَاتٌ الْحَجُّ عَرَفَاتٌ أَيَّامُ مِنًى ثَلاَثٌ ( فَمَنْ تَعَجَّلَ فِى يَوْمَيْنِ فَلاَ إِثْمَ عَلَيْهِ وَمَنْ تَأَخَّرَ فَلاَ إِثْمَ عَلَيْهِ ) وَمَنْ أَدْرَكَ عَرَفَةَ قَبْلَ أَنْ يَطْلُعَ الْفَجْرُ فَقَدْ أَدْرَكَ الْحَجَّ » . قَالَ ابْنُ أَبِى عُمَرَ: قَالَ سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ وَهَذَا أَجْوَدُ حَدِيثٍ رَوَاهُ الثَّوْرِىُّ . قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَرَوَاهُ شُعْبَةُ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ عَطَاءٍ وَلاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ بُكَيْرِ بْنِ عَطَاءٍ .
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Süfyan es-Sevrî, ona Bükeyr b. Atâ, ona da Abdurrahman b. Ya‘mer’in şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Hac Arafat’(ta vakfe)dir, hac Arafat’(ta vakfe)dir, hac Arafat’(ta vakfe)dir. Minâ’da kalınacak günler de üç gündür. Bununla birlikte “Kim acele edip iki günde ayrılırsa ona bir vebal yoktur, kim de geç kalırsa ona da bir vebal yoktur” (Bakara, 2/203). Tan yeri ağarmadan önce Arafat’a yetişebilen kimse de hacca yetişmiş demektir.
İbn Ebu Ömer dedi ki: Süfyan b. Uyeyne dedi ki: İşte bu, es-Sevrî’nin rivayet ettiği en güzel hadistir. Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir. Bunu ayrıca Şu‘be, Bükeyr b. Atâ’dan rivayet etmiş olup, biz bu hadisi ancak Bükeyr b. Atâ’nın rivayeti olarak bilmekteyiz.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 2, 5/214
Senetler:
()
Konular:
Hac, Arafatın önemi
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri