121 Kayıt Bulundu.
Bize Abdurrezzak, ona İbn Cureyc, ona Âmir b. Abdurrahman b. Nistân Hayber hakkında şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber (sav), Hayber'i bütün ekinler ve bahçeler kendisine ait olarak fethetti. Hz. Peygamber (sav) ve ashabı hiç kimseyi esir almadı. Hz. Peygamber (sav), Yahudilerle iş gücü onlardan olmak kaydıyla meyvelerin yarısını vermeleri ve Allah ve Rasulü'nün ortay koyduğu (şartları) kabul etmeleri koşuluyla sulh yaptı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), İbn Ravâha'yı hasat edilen meyveleri miktarını Yahudilerin yanında tespit etmesi için gönderdiğinde ve onları muhayyer bıraktığında seçme imkanı verdiğinde Yahudiler meyveleri aldılar. Hz. Peygamber'in (sav) sulh antlaşmasından itibaren, Ömer Yahudileri Hayber'den çıkartına kadar Hayber, Yahudilerinde elinde kalmaya devam etti. Ömer onları çıkartınca Yahudiler “Hz. Peygamber (sav), bizimle şu ve şu şartlar üzerine antlaşma yapmadı” dediler. Ömer de “Evet, sizin Allah'ın ve Rasulü'nün ortaya koyduğu (şartları) kabul etmeniz üzerine antlaşma yaptı. İşte bu antlaşma benim için aşikar olduğu anda sizi çıkartıyorum” dedi. Ömer onları Hayber'den çıkarttı ve Araziyi Hz. Peygamber'le (sav) birlikte Hayber'in fethine katılan Müslümanlar arasında taksim etti ve Hayber'in fethine katılmayanlara her hangi bir şey vermedi. Sonra da “şu andan itibaren Hayber'in sahipleri Müslümanlardır, orada hiç bir Yahudi kalmamıştır” dedi.
Bize Ahmed b. Mikdâm, ona Fudayl b. Süleyman, ona Musa, ona Nâfi ona da İbn Ömer (ra), Rasulullah'tan (sav); (T) Abdurrezzak der ki, bize İbn Cureyc, ona Musa b. Ukbe, ona Nâfi' ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. Hattab, Hicaz topraklarından Yahudi ve Hristiyanları sürmüştür. Hz. Peygamber (sav) de Hayber'i fethedince orada bulunan Yahudileri oradan çıkarmak istemişti. Zira fethedilince oranın arazisi Allah'ın, Rasulünün ve Müslümanların olmuştu. Hz. Peygamber bu sebeple Yahudileri oradan çıkarmak istedi. Yahudiler de Hz. Peygamber'den (sav) arazinin işlerini üstlenmek ve ürünlerin yarısını vermek karşılığında kendilerini Hayber'de bırakmasını talep etmişlerdi. Hz. Peygamber (sav) onlara "sizi bu şartlarda burada dilediğimiz kadar bırakıyoruz" dedi. Yahudiler Hayber'de Hz. Ömer onları Teyma ve Eriha'ya sürünceye kadar kalmışlardır.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdürrezzâk arasında inkıta vardır (İbn Hacer, Fethü'l-Bârî, V, 21).
Bize Ebu Ahmed, ona Ebu Ğassân Muhammed b. Yahya el-Kinânî, ona Malik, ona Nâfi, ona İbn Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir: Hayber ahalisi Abdullah b. Ömer'in organlarına hasar verdiklerinde Hz. Ömer kalkıp bir hutbe okudu ve “Rasulullah (sav), Hayber Yahudilerini, malları mülkleri üzerinde ortaklık anlaşması yaparak "sizleri bu araziler üzerinde, Allah'ın sizleri burada bıraktığı müddetçe bırakıyoruz" buyurmuştu. Ancak Abdullah b. Ömer, Hayber'deki malının yanına gitmiş ve kendisine gece vakti düşmanlık edilerek eli ve ayağı incinmiştir. Bizim o Hayber arazisinde Yahudilerden başka düşmanımız yoktur. Onlar bizim düşmanlarımızdır. Şimdi biz bu suçla onları itham ediyoruz. Ben de onları Hayber'den sürüp çıkarma düşüncesindeyim” dedi. Ömer bu konuda ortak karar alınca, Yahudi başkanlarından Ebu Hukayk oğullarından biri geldi ve “ey Mü'minlerin Emîri! Muhammed bizleri burada bırakmış, mallar üzerine bizimle ortaklık anlaşması yapmış ve bizleri vatanımızda bırakmayı şart kılmış iken, sen bizleri çıkarıyor musun?” dedi. Ömer de “Rasulullah'ın sana "Hayber'den çıkarıldığın zaman uzun bacaklı, yürüyüşe sabırlı dişi deven seni geceden geceye akıtıp götürürken, senin hâlin nice olur" buyurduğunu unuttuğumu mu sandın” dedi. Yahudi Ömer'e “bu söz Ebu Kâsım'ın küçük bir şakasıydı” dedi. Ömer de “yalan söyledin ey Allah'ın düşmanı” dedi ve mahsulden olan haklarının kıymetini mal, deve, deve semerleri, ipler ve daha başka şeylerden metalar olarak kendilerine vererek onları Hayber'den sürüp çıkardı. Bu hadisi Hammâd b. Seleme, Ubeydullah'tan, sanıyorum o da Nâfi'den, o da İbn Ömer'den, o da Ömer'den, o da Peygamber'den (sav) rivayet etmiş ve Hammâd hadisi kısaltmıştır.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhar ile Hammad b. Seleme arasında inkıta vardır.
Bize Ahmed b. Mikdâm, ona Fudayl b. Süleyman, ona Musa, ona Nâfi ona da İbn Ömer (ra), Rasulullah'tan (sav); (T) Abdurrezzak der ki, bize İbn Cureyc, ona Musa b. Ukbe, ona Nâfi' ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. Hattab, Hicaz topraklarından Yahudi ve Hristiyanları sürmüştür. Hz. Peygamber (sav) de Hayber'i fethedince orada bulunan Yahudileri oradan çıkarmak istemişti. Zira fethedilince oranın arazisi Allah'ın, Rasulünün ve Müslümanların olmuştu. Hz. Peygamber bu sebeple Yahudileri oradan çıkarmak istedi. Yahudiler de Hz. Peygamber'den (sav) arazinin işlerini üstlenmek ve ürünlerin yarısını vermek karşılığında kendilerini Hayber'de bırakmasını talep etmişlerdi. Hz. Peygamber (sav) onlara "sizi bu şartlarda burada dilediğimiz kadar bırakıyoruz" dedi. Yahudiler Hayber'de Hz. Ömer onları Teyma ve Eriha'ya sürünceye kadar kalmışlardır.
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Abdurrezzak ve Muhammed b. Bekr, o ikisine İbn Cüreyc, ona Ebu Zübeyr, ona da Cabir şöyle nakletmiştir: İbn Revâha (daldaki hurmaların) kırk bin vesk geleceğini göz kararı belirledi ve Yahudilere tercih hakkı sundu. Onlar da ürünün tamamını (dalında) satın alıp karşılığında yirmi bin vesk (kuru hurma) verdiler.
Bize Eyyüb b. Muhammed er-Rakkî, ona Ömer b. Eyyüb, ona Cafer b. Burkan, ona Meymun b. Mihran, ona Miksem, ona da İbn Abbas şunları nakletmiştir: Rasulullah (sav) Hayber'i fethetti. (Fey olarak yani savaş yapmaksızın ele geçen) arazilerin, altın ve gümüşlerin mülkiyetini üzerine aldı. Hayber Yahudileri “biz ziraat işini sizden daha iyi biliriz. Çıkacak ürünlerin yarısı bizim, diğer yarısı sizin olmak şartıyla arazileri bize verin” dediler. [(İbn Abbas) bu şart üzere (Rasululah'ın Hayber arazilerini) yahudilere verdiğini söyledi.] Hurmaların toplanma ve hasat zamanı gelince Abdullah b. Revâha'yı onlara gönderdi. O da tahmini olarak kestirerek “bu hurmalar şu kadar gelir” dedi. Bunun üzerine Yahudiler “İbn Ravâha! Çok abarttın” dediler. O da “hurmaların ne kadar geleceğine dair tahmini ölçüyü belirleme yetkisi bana ait. Belirlediğim (toplam) ölçünün yarısını size vereceğim” dedi. Onlar da “işte bu hakkaniyettir. Yer ve gök onun ile ayakta durmaktadır. Dediğin ölçüye göre payımıza düşeni almaya razıyız” dediler.
Bize Ahmed b. Mikdâm, ona Fudayl b. Süleyman, ona Musa b. Ukbe, ona Nâfi ona da İbn Ömer (ra) şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. Hattab, Hicaz topraklarından Yahudi ve Hristiyanları sürmüştür. Hz. Peygamber (sav) de Hayber'i fethedince orada bulunan Yahudileri oradan çıkarmak istemişti. Zira fethedilince oranın arazisi Allah'ın, Rasulünün ve Müslümanların olmuştu. Hz. Peygamber bu sebeple Yahudileri oradan çıkarmak istedi. Yahudiler de Hz. Peygamber'den (sav) arazinin işlerini üstlenmek ve ürünlerin yarısını vermek karşılığında kendilerini Hayber'de bırakmasını talep etmişlerdi. Hz. Peygamber (sav) onlara "sizi bu şartlarda burada dilediğimiz kadar bırakıyoruz" dedi. Yahudiler Hayber'de Hz. Ömer, halifeliği döneminde, onları Teyma ve Eriha'ya sürünceye kadar kalmışlardır.
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Abdurrezzak ve Muhammed b. Bekr, o ikisine İbn Cüreyc, ona Ebu Zübeyr, ona da Cabir şöyle nakletmiştir: İbn Revâha (daldaki hurmaların) kırk bin vesk geleceğini göz kararı belirledi ve Yahudilere tercih hakkı sundu. Onlar da ürünün tamamını (dalında) satın alıp karşılığında yirmi bin vesk (kuru hurma) verdiler.
Bize Abdurrezzak, ona İbn Cureyc ona da Âmir b. Abdurrahman b. Nistân Hayber hakkında şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber (sav), Hayber'i bütün ekinler ve hurma bahçeleri kendisine ait olarak fethetti. Hz. Peygamber (sav) ve ashabı hiç kimseyi esir almadı. Hz. Peygamber (sav), Yahudilerle iş gücü onlardan olmak kaydıyla hurmaların yarısını vermeleri ve Allah ve Rasul'ünün ortaya koyduğu (şartları) kabul etmeleri koşuluyla sulh yaptı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), İbn Ravâha'yı hasat edilen meyveleri miktarını Yahudilerin yanında tespit etmesi için gönderdiğinde ve onları muhayyer bıraktığında seçme imkanı verdiğinde Yahudiler hurmaları aldılar. Hz. Peygamber'in (sav) sulh antlaşmasından itibaren, Ömer Yahudileri Hayber'den çıkartına kadar Hayber, Yahudilerinde elinde kalmaya devam etti. Ömer onları çıkartınca Yahudiler “Hz. Peygamber (sav), bizimle şu ve şu şartlar üzerine antlaşma yapmadı mı?” dediler. Ömer de “Evet, Allah'ın ve Resulünün ortaya koyduğu (şartları) kabul etmeniz üzerine antlaşma yaptı. İşte bu antlaşma benim için aşikar olduğu anda sizi çıkartıyorum” dedi. Ömer onları Hayber'den çıkarttı ve araziyi Hz. Peygamber'le (sav) birlikte Hayber'in fethine katılan Müslümanlar arasında taksim etti ve Hayber'in fethine katılmayanlara her hangi bir şey vermedi. Sonra Ömer “şu andan itibaren Hayber'in sahipleri Müslümanlardır, orada hiç bir Yahudi kalmamıştır” dedi. [İbn Cüreyc der ki: Bana Abdullah b. Abîd b. Umeyr Hz. Peygamber'in (sav) Hayber Yahudileriyle iş yükü onlara, hurmalar da yarı yarıya paylaşılmak kaydıyla anlaşma yaptığını rivayet etti.]