Giriş

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abdullah b. Nümeyr; (T) Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona babası, ona Abdülmelik, ona Ata, ona da Cabir şöyle rivayet etti: Rasulullah (sav) zamanında, oğlu İbrahim'in vefat ettiği gün güneş tutuldu. İnsanlar “güneş İbrahim'in vefatından dolayı tutuldu” dediler. Bunun üzerine Peygamber (sav) ayağa kalka­rak, cemaate dört secde ile altı rükû ile (iki rekât) namaz kıldırdı. Evvelâ tekbir aldı, sonra Kur'an okudu. Ama kıraati uzattı. Sonra aşağı yukarı kı­yamı derecesinde uzun bir rükû yaptı. Sonra başını rükûdan kaldırarak bi­rinci kıraatten daha kısa olmak üzere Kur'an okudu. Sonra aşağı yukarı kıyamı derecesinde bir rükû yaptı. Sonra başını rükûdan kaldırarak ikinci kıraatten daha kısa olmak üzere Kur'an okudu. Sonra ayakta kaldığı ka­dar uzun süren bir rükû yaptı. Sonra başını rükûdan kaldırdı. Sonra secde­ye kapandı ve iki secde yaptı. Sonra kalkarak yine üç rükû yaptı ki, bu üç rükûdan her biri kendinden sonrakinden daha uzundu. Rükûu da takriben secdesi kadar oluyordu. Sonra geriledi, arkasındaki saflar da gerilediler. Böylece son safa kadar vardık. [-Ravi Ebu Bekir: Böylece kadınlar saffına vardık diye rivayet etti.] Sonra Rasulullah (sav) (tekrar) ilerledi, onunla cemaat da ilerledi. Nihayet Rasulullah (sav) (evvelki yerine durdu. Namazı bitirdiğinde gü­neş de eski hâline dönmüştü. Ardından Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Ey İnsanlar! Güneş ile ay ancak Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Bunlar insanlardan hiçbir kimsenin ölümünden dolayı tutulmazlar." [Ebu Bekir 'Başer'in ölümünden dolayı' dedi.] "Siz bu tarz bir tutulma gördüğünüzde açılıncaya kadar namaz kılın. Size vaat edilen hiçbir şey yoktur ki, ben onu şu namazımda görmüş olmayayım. Sizi temin ederim ki, bana ce­hennem getirildi. Bu da alevi bana dokunur korkusu ile gerisi geriye çe­kildiğimi gördüğünüz sırada oldu. Hatta orada, eğri çubuğun sahibini ateş içinde bağırsaklarını sürüdüğünü gördüm. Vaktiyle hacıların paralarını bu eğri çomağı ile çalardı. Eğer malının çalındığını anlayan olursa 'çomağıma takıldı' derdi. Farkına varan olmazsa alıp götürürdü. Yine ben, orada kedi sahibi kadını da gördüm. O kadın vaktiyle kediyi bağlayarak aç tutmuştu. Onun, haşerattan yemesine müsaade etmemiş, nihayet hayvan açlıktan öl­müştü. Sonra (bana) cenneti de getirdiler, bu da eski yerimde duruncaya kadar ilerlediğimi gördüğünüz sırada oldu. Yemin olsun ki elimi uzattım, siz güresiniz diye cennetin meyvelerinden koparmak istiyordum. Sonra­dan bunu yapmamayı düşündüm. İşte bu suretle size vadeliden her şeyi ben bu namazımda görmüş oldum."


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: إِنَّمَا الشَّمْسُ وَالْقَمَرُ آيَتَانِ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ وَإِنَّهُمَا لاَ يَنْكَسِفَانِ لِمَوْتِ أَحَدٍ مِنَ النَّاسِ

    Öneri Formu
3287 M002102 Müslim, Küsûf, 10

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abdullah b. Nümeyr; (T) Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona babası, ona Abdülmelik, ona Ata, ona da Cabir şöyle rivayet etti: Rasulullah (sav) zamanında, oğlu İbrahim'in vefat ettiği gün güneş tutuldu. İnsanlar “güneş İbrahim'in vefatından dolayı tutuldu” dediler. Bunun üzerine Peygamber (sav) ayağa kalka­rak, cemaate dört secde ile altı rükû ile (iki rekât) namaz kıldırdı. Evvelâ tekbir aldı, sonra Kur'an okudu. Ama kıraati uzattı. Sonra aşağı yukarı kı­yamı derecesinde uzun bir rükû yaptı. Sonra başını rükûdan kaldırarak bi­rinci kıraatten daha kısa olmak üzere Kur'an okudu. Sonra aşağı yukarı kıyamı derecesinde bir rükû yaptı. Sonra başını rükûdan kaldırarak ikinci kıraatten daha kısa olmak üzere Kur'an okudu. Sonra ayakta kaldığı ka­dar uzun süren bir rükû yaptı. Sonra başını rükûdan kaldırdı. Sonra secde­ye kapandı ve iki secde yaptı. Sonra kalkarak yine üç rükû yaptı ki, bu üç rükûdan her biri kendinden sonrakinden daha uzundu. Rükûu da takriben secdesi kadar oluyordu. Sonra geriledi, arkasındaki saflar da gerilediler. Böylece son safa kadar vardık. [-Ravi Ebu Bekir: Böylece kadınlar saffına vardık diye rivayet etti.] Sonra Rasulullah (sav) (tekrar) ilerledi, onunla cemaat da ilerledi. Nihayet Rasulullah (sav) (evvelki yerine durdu. Namazı bitirdiğinde gü­neş de eski hâline dönmüştü. Ardından Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Ey İnsanlar! Güneş ile ay ancak Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Bunlar insanlardan hiçbir kimsenin ölümünden dolayı tutulmazlar." [Ebu Bekir 'Başer'in ölümünden dolayı' dedi.] "Siz bu tarz bir tutulma gördüğünüzde açılıncaya kadar namaz kılın. Size vaat edilen hiçbir şey yoktur ki, ben onu şu namazımda görmüş olmayayım. Sizi temin ederim ki, bana ce­hennem getirildi. Bu da alevi bana dokunur korkusu ile gerisi geriye çe­kildiğimi gördüğünüz sırada oldu. Hatta orada, eğri çubuğun sahibini ateş içinde bağırsaklarını sürüdüğünü gördüm. Vaktiyle hacıların paralarını bu eğri çomağı ile çalardı. Eğer malının çalındığını anlayan olursa 'çomağıma takıldı' derdi. Farkına varan olmazsa alıp götürürdü. Yine ben, orada kedi sahibi kadını da gördüm. O kadın vaktiyle kediyi bağlayarak aç tutmuştu. Onun, haşerattan yemesine müsaade etmemiş, nihayet hayvan açlıktan öl­müştü. Sonra (bana) cenneti de getirdiler, bu da eski yerimde duruncaya kadar ilerlediğimi gördüğünüz sırada oldu. Yemin olsun ki elimi uzattım, siz güresiniz diye cennetin meyvelerinden koparmak istiyordum. Sonra­dan bunu yapmamayı düşündüm. İşte bu suretle size vadeliden her şeyi ben bu namazımda görmüş oldum."


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: إِنَّمَا الشَّمْسُ وَالْقَمَرُ آيَتَانِ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ وَإِنَّهُمَا لاَ يَنْكَسِفَانِ لِمَوْتِ أَحَدٍ مِنَ النَّاسِ

    Öneri Formu
285858 M002102-2 Müslim, Küsûf, 10

Bize Süveyd b. Said, ona Hafs b. Meysera, ona Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. Yesar, ona da Abdullah b. Abbas şöyle demiştir: "Hz. Peygamber döneminde güneş tutuldu. Rasulullah (sav) da beraberinde insanlarla birlikte namaz kıldı. Bakara suresi okunacak kadar uzunca bir süre kıyamda durduktan sonra uzunca bir rükû yaptı, sonra rükudan kalktı ve uzunca ayakta durdu. Ama bu önceki kıyamından daha kısa idi. Sonra uzunca bir rükû yaptı, bu da ilk rükûdan daha kısa sürdü, sonra secdeye vardı, sonra ayağa kalkarak uzun bir kıyam yaptı. Bu kıyamı ilk kıyamından daha kısa sürdü, sonra uzun bir sure rükûda kaldı, bu da birinci rükûdan daha kısa sürdü. Sonra rükûdan kalktı uzunca ayakta durdu, bu da ilk kıyamından daha kısa sürdü. Sonra uzun bir rükû yaptı, bu da ilk rükûdan daha kısa sürdü. Sonra secde yaptı sonra da namazını bitirdiğinde güneş de açılmış idi. Sonra 'şüphesiz güneş ve ay Allah’ın ayetlerinden iki ayettir. Bir kimsenin ölümü ve hayatı sebebiyle tutulmazlar. Bu hali görecek olursanız hemen Allah’ı zikrediniz' buyurdu. Ashab 'ey Allah’ın Rasulü, durduğun bu yerinde bir şey almak ister gibi elini uzattığını, sonra da hemen geri çektiğini gördük' dediler. Hz. Peygamber (sav) 'ben cenneti gördüm, cennetten bir salkıma elimi uzattım, eğer onu almış olsaydım dünya devam ettikçe ondan yiyecektiniz. Cehennemi de gördüm. Ben asla bugünkü kadar korkunç bir manzara daha görmedim. Cehennem ehlinin çoğunluğunun kadınlar olduğunu da gördüm' buyurdu. Ashab 'neden, ey Allah’ın Rasulü' diye sordular. Hz. Peygamber (sav) 'kâfirlikleri (nankörlükleri) sebebiyle' buyurdu. Kendisine 'Allah’ı inkâr ederek mi kâfir oluyorlar' denilince, Hz. Peygamber (sav) şu cevabı verdi: (Hayır) onlar kocalarına karşı nankörlük ediyorlar, kendilerine karşı yapılan iyiliklere nankörlük ediyorlar. Onlardan birisine ömür boyu iyilikte bulunsan, sonra da senden bir kötülük görse, 'senden hayır namına bir şey görmedim ki' der."


    Öneri Formu
3297 M002109 Müslim, Küsûf, 17

Bize Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus; (T) Bize Ebu Tahir ve Muhammed b. Seleme Muradî, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Urve b. Zübeyir, ona da Pey­gamber'in (sav) eşi Hz. Aişe şöyle demiştir: Rasulullah'ın (sav) hayatında güneş tutul­du da Rasulullah (sav) mescide çıktı ve namaza durarak tekbir aldı. Cemâat da onun arkasına saf oldular. Derken Rasulullah (sav) uzun bir kıraat tutturdu. Sonra tekbir alarak uzun bir rükû yaptı. Sonra başını kaldırarak; “Semiallahu limen hamideh, Rabbenâ ve leke’l-hamd” dedi. Sonra (ikinci rekâta) kalkarak uzun bir kıraat tutturdu. (Yalnız) bu kıraat birinciden daha kısaydı. Sonra tekbir alarak uzun bir rükû1 yaptı. (Fakat) bu rükû' birinciden daha kısaydı. Sonra (yine); “Semiallahu limen hamideh, Rabbenâ ve leke’l-hamd” dedi; sonra secde etti. [Ebu Tahir: Sonra secde etti cümlesini zikretmedi.] Sonra ikinci rekâtı da aynı şekilde kıldı. Böylece dört rükû ve dört secdeyi tamamladı. Hz. Peygamber namazı bitirmeden önce güneş açıldı. Sonra kalkıp cemaate hutbe okumak üzere Allah'a lâyık olduğu vecihle senada bulunduktan sonra şöyle buyurudu: "Şüphesiz güneşle ay Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Bunlar, hiçbir kimsenin hayatı veya ölümünden dolayı tutulmazlar. Onları (tutul­muş) görürseniz hemen namaza sığının ve Allah bu hâli sizden giderinceye kadar namaz kılmaya devam edin. Şu makamımda ben size vaat edilen her şeyi gördüm. Hatta iler­lediğimi gördüğünüz zaman ben cennetten bir salkım almak İstediğimi gö­rüyordum. Vallahi benim gerilediğimi gördüğünüz zaman ben cehennemin birbirine çarpan ateş dalgalarını gördüm. Cehennemde İbn Lühayy'i de gördüm. Putlara adanan develere binilmemesi ve yük yüklenmemesi adetini getiren adam budur." [Muradi; ukaddimu yerine etekaddemu fiilini kullandı. Ebu Tahir'in hadisi; "hemen namaza iltica edin..." cümlesinde sona eriyor. O, bundan sonrasını zikretmedi.]


    Öneri Formu
3272 M002091 Müslim, Küsûf, 3

Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) zamanında güneş tutulmuştu. Rasulullah (sav) de insanlara namaz kıldırdı. O, Namaza durdu ve kıyamı uzattı. Sonra rükû yaptı ve bunu uzattı. Son­ra rukûdan kalktı ve kıyamı yine uzattı ama bu ilk kıyamı kadar uzun değildi. Sonra yine rukûya gitti ve bunu uzattı ama ilkinden kısa sürdü. Sonra secde etti ve secdesini uzattı. Sonra ikinci rekatı da ilk rekat gibi kıldı. Güneş açıldığında ise namazı tamamladı. Ardından insanlara hutbe vermek üzere Allah'a hamd ve sena ederek şöyle buyurdu: "Şüphesiz ki, güneş ile ay, Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Bunlar hiçbir kimsenin ölümü ve de hayatın sebebiyle tutulmaz. Sizler bu tutulmayı gördüğünüz zaman hemen Allah'a dua edin, tekbir alın, namaz kılın ve sadaka verin " Rasulullah (sav) sonra da şunları söyledi: "Ey Muhammed ümmeti! Vallahi! Allah’tan daha kıskanç (gayret sahibi) kimse yoktur ve O, erkek ya da kadın hiç bir kulunun zina etmesine razı olmaz. Ey Muhammed ümmeti, vallahi bildiklerimi bilseydiniz az güler, çok ağlardınız."


    Öneri Formu
7656 B001044 Buhari, Küsûf, 2

Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik, ona Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. Yesar, ona da Abdullah b. Abbas şöyle demiştir: "Hz. Peygamber döneminde güneş tutuldu. Rasulullah (sav) da beraberinde insanlarla birlikte namaz kıldı. Bakara suresi okunacak kadar uzunca bir süre kıyamda durduktan sonra uzunca bir rükû yaptı, sonra rükudan kalktı ve uzunca ayakta durdu. Ama bu önceki kıyamından daha kısa idi. Sonra uzunca bir rükû yaptı, bu da ilk rükûdan daha kısa sürdü, sonra secdeye vardı, sonra ayağa kalkarak uzun bir kıyam yaptı. Bu kıyamı ilk kıyamından daha kısa sürdü, sonra uzun bir sure rükûda kaldı, bu da birinci rükûdan daha kısa sürdü. Sonra rükûdan kalktı uzunca ayakta durdu, bu da ilk kıyamından daha kısa sürdü. Sonra uzun bir rükû yaptı, bu da ilk rükûdan daha kısa sürdü. Sonra secde yaptı sonra da namazını bitirdiğinde güneş de açılmış idi. Sonra 'şüphesiz güneş ve ay Allah’ın ayetlerinden iki ayettir. Bir kimsenin ölümü ve hayatı sebebiyle tutulmazlar. Bu hali görecek olursanız hemen Allah’ı zikrediniz' buyurdu. Ashab 'ey Allah’ın Rasulü, durduğun bu yerinde bir şey almak ister gibi elini uzattığını, sonra da hemen geri çektiğini gördük' dediler. Hz. Peygamber (sav) 'ben cenneti gördüm, cennetten bir salkıma elimi uzattım, eğer onu almış olsaydım dünya devam ettikçe ondan yiyecektiniz. Cehennemi de gördüm. Ben asla bugünkü kadar korkunç bir manzara daha görmedim. Cehennem ehlinin çoğunluğunun kadınlar olduğunu da gördüm' buyurdu. Ashab 'neden, ey Allah’ın Rasulü' diye sordular. Hz. Peygamber (sav) 'kâfirlikleri (nankörlükleri) sebebiyle' buyurdu. Kendisine 'Allah’ı inkâr ederek mi kâfir oluyorlar' denilince, Hz. Peygamber (sav) şu cevabı verdi: (Hayır) onlar kocalarına karşı nankörlük ediyorlar, kendilerine karşı yapılan iyiliklere nankörlük ediyorlar. Onlardan birisine ömür boyu iyilikte bulunsan, sonra da senden bir kötülük görse, 'senden hayır namına bir şey görmedim ki' der."


    Öneri Formu
7675 B001052 Buhari, Küsûf, 9

Bize Ahmed b. Amr b. Serh el-Mısrî, ona Abdullah b. Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Urve b. Zübeyir, ona da, Âişe şöyle demiştir: Rasulullah (sav) hayatta iken güneş tutuldu. Rasulullah (sav) mescide çıktı, kıyamda durup, tekbir aldı, insanlar da onun arkasında saf tuttu. Rasulullah (sav) uzunca Kur’ân okuduktan sonra tekbir getirdi ve uzunca bir rükû yaptıktan sonra başını kaldırdı ve “Semiallahu limen hamideh, Rabbenâ ve leke’l-hamd” dedi. Sonra yine kıyama geçti uzunca bir Kur’ân okudu, ancak bu ilk kıraatten daha kısa idi, sonra tekbir alarak rükûa varıp uzunca bir rükû yaptı, şu kadar var ki bu birinci rükûdan daha kısa idi. Sonra “Semiallahu limen hamideh, Rabbenâ ve leke’l-hamd” dedi. Daha sonra öbür rekâtta da aynısını yaptı. Böylelikle tam olarak dört rükû, dört secde yapmış oldu. Hz. Peygamber (sav) namazını bitirmeden önce de güneş tutulması geçti. Sonra ayağa kalkarak insanlara hutbe irad etti. Yüce Allah’a layık olduğu vech ile övgülerde bulunduktan sonra şöyle buyurdu: "Muhakkak Güneş ve Ay Allah’ın ayetlerinden iki ayettir. Herhangi birisinin ölmesi ya da hayat bulması sebebiyle tutulmazlar. Onların tutulduklarını görecek olursanız derhal namaza sığınınız."


    Öneri Formu
13727 İM001263 İbn Mâce, İkâmetu's-Salavât, 152

Bana Yahya, ona Malik, ona Hişam b. Urve, ona babası, ona da Hz. Peygamber'in (sav) eşi Âişe şöyle demiştir: Rasulullah (sav) döneminde güneş tutuldu. Rasulullah (sav) insanlara namaz kıldırdı. Namaza durunca, uzunca kıyam yaptıktan sonra rükûa vardı. Rükûu da oldukça uzattı sonra kalktı. Bu kalkışından sonraki kıyamı da uzun sürdü ama birinci kıyamdan daha kısa idi, sonra rükûa vardı ve uzunca rükûda kalmakla birlikte birinci rükûdan daha kısa sürdü, sonra rükûdan kalkıp secdeye vardı, sonra da son rekâtta da aynısını yaptıktan sonra namazı bitirdi. Güneşin tutulması da açılmış idi. İnsanlara bir hutbe vererek Allah’a hamd ve senâda bulunduktan sonra şöyle buyurdu: "Şüphesiz güneş ve ay Allah’ın ayetlerinden iki ayettir. Herhangi bir kimsenin ölümü için de, hayatı için de tutulmazlar. Bu hali gördüğünüz takdirde Allah’a dua edin, tekbir getirin, çokça sadaka verin." Sonra Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Ey Muhammed ümmeti! Vallahi! Allah’tan daha kıskanç (gayret sahibi) kimse yoktur ve O erkek veya kadın hiç bir kulunun zina etmesine razı olmaz. Ey Muhammed ümmeti, vallahi bildiklerimi bilseydiniz az güler, çok ağlardınız."


    Öneri Formu
35306 MU000448 Muvatta, Salâtu'l-Küsuf, 1

Bize İbn Nümeyr, ona Abdülmelik, ona Atâ, ona da Cabir şöyle demiştir: Rasulullah’ın (sav) döneminde, oğlu İbrahim’in vefat ettiği gün güneş tutulması oldu. İnsanlar “güneş, İbrahim’in ölümü sebebiyle tutuldu” dediler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (sav) kalktı ve insanlara altı rüku ve dört secdeden oluşan bir namaz kıldırdı. Tekbir aldı, oldukça uzun okudu, ardından neredeyse kıyamı kadar uzun bir rükû yaptı, Rükudan kalktı, yine uzun bir kıraat yaptı ama bu, ilkinden daha kısaydı, sonra tekrar kıyamı kadar uzun rükûa yaptı, sonra rükudan kalkıp, bir kez daha kıraat yaptı, bu da öncekinden daha kısaydı, Sonra tekrar rükû yaptı, ardından secdeye vardı ve İki secde yaptı. Sonra tekrar kalktı ve yine üç rüku yaptı Bu üç rükuun her biri, kendisinden önceki rükudan daha kısa idi. Ancak rükûları neredeyse kıyamları kadar uzundu. Namaz sırasında, Rasulullah (sav) geri çekildi, cemaat de onunla birlikte geri çekildi. Sonra tekrar öne geçti, saflar da onunla birlikte öne geçti. Namazı tamamladığında güneş yeniden açılmıştı. Sonra şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Güneş ve ay, Allah’ın ayetlerinden iki ayettir. Bunlar, hiçbir insanın ölümü veya doğumundan dolayı tutulmaz. Böyle bir şey gördüğünüzde güneş açılıncaya kadar namaz kılın."


    Öneri Formu
100044 MŞ008390 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Salavât, 748

Bize Yahya, ona Malik, ona Atâ, ona da Cabir şöyle demiştir: Rasulullah’ın (sav) döneminde, oğlu İbrahim’in vefat ettiği gün güneş tutulması oldu. İnsanlar “güneş, İbrahim’in ölümü sebebiyle tutuldu” dediler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (sav) kalktı ve insanlara altı rüku ve dört secdeden oluşan bir namaz kıldırdı. Tekbir aldı, oldukça uzun okudu, ardından neredeyse kıyamı kadar uzun bir rükû yaptı, Rükudan kalktı, yine uzun bir kıraat yaptı ama bu, ilkinden daha kısaydı, sonra tekrar kıyamı kadar uzun rükûa yaptı, sonra rükudan kalkıp, bir kez daha kıraat yaptı, bu da öncekinden daha kısaydı, Sonra tekrar rükû yaptı, ardından secdeye vardı ve İki secde yaptı. Sonra tekrar kalktı ve yine üç rüku yaptı Bu üç rükuun her biri, kendisinden önceki rükudan daha kısa idi. Ancak rükûları neredeyse kıyamları kadar uzundu. Namaz sırasında, Rasulullah (sav) geri çekildi, cemaat de onunla birlikte geri çekildi. Sonra tekrar öne geçti, saflar da onunla birlikte öne geçti. Namazı tamamladığında güneş yeniden açılmıştı. Sonra şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Güneş ve ay, Allah’ın ayetlerinden iki ayettir. Bunlar, hiçbir insanın ölümü veya doğumundan dolayı tutulmaz. Böyle bir şey gördüğünüzde hemen namaza yönelin ve bu hal gidinceye kadar dua edin ve namaz kılın. Bu namazda bana, size vaat edilen her şey gösterildi. Cehennem getirildi, işte o sırada geri çekildiğimi gördünüz, çünkü onun sıcaklığının bana dokunmasından korktum ve ‘Ey Rabbim! Ben onların arasında olduğum halde mi azap edersin?’ dedim. Cehennemde, çengelli çubuk (mihcen) sahibini de gördüm. Bu adam, hacca gelenlerin eşyasını çengelli çubuğu çalardı. Eğer fark edilir ve yakalanırsa 'ben çalmadım, bastonuma takıldı' derdi. Fark edilmezse eşyayı alır götürürdü. Orada, kedisini bağlayan bir kadın gördüm. Ne besledi ne de saldı. O kedi ne yerden bir şey yiyebildi ne de yaşadı, açlıktan öldü. Sonra Cennet getirildi. İşte o sırada beni öne geçtiğimi gördünüz. Cennet meyvelerinden bir dal koparıp size göstermek istedim. Elimi uzattım ama sonra vazgeçtim. Vallahi, size vaat edilen ne varsa, bu namazda bana gösterildi."


    Öneri Formu
69862 HM014470 İbn Hanbel, III, 318