71 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Ebu Muaviye, ona Muhammed b. Amr b. Alkame el-Leysî, ona babası (Amr b. Alkame), ona dedesi Alkame, ona Bilal b. Hâris el-Müzenî'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İnsan nereye varacağını bilmeden Allah azze ve cellenin rızasına uygun öyle bir söz söyler ki, o söz sayesinde Allah'a kavuşacağı güne kadar Allah azze ve celle ona rızasını yazar. Yine insan nereye varacağını bilmeden Allah'ın öfkesine sebep olacak öyle bir söz söyler ki, o söz sebebiyle Allah'a kavuşacağı güne kadar Allah azze ve celle ona gazabını yazar." [Hadisi nakleden ravi, Alkame'nin (bu hadisi naklettikten sonra) şöyle dediğini söylemiştir: (Bazen söylemeyi düşündüğüm) nice sözler var ki, Bilal b. el-Hâris'in naklettiği bu hadis beni bu sözleri söylemekten alıkoymuştur'.]
Açıklama: Amr b. Alkame'den sadece oğlu Muhammed b. Amr rivâyette bulunmuştur. İbn Hibbân onu Sikât'ında zikretmektedir. Muhammed b. Amr b. Alkame hasenü'l-hadistir.
Bize İbn Ebu Adiyy, ona Muhammed b. İshak, ona Süleyman b. Suhaym, ona da Ebu'l-Hakem el-Ğıfârî'nin kızı olan Annesi Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kişi cennete girmeye yaklaşır, hatta arasında bir zira kadar mesafe kalır, sonra bir söz söyler ve bu söz sebebiyle San'a'dan daha uzak bir mesafe kadar cennetten uzaklaşır."
Açıklama: İsnadı zayıftır. İbn İshak müdellestir ve an'ane yapmıştır. Ricalin gerisi es-Sahih'in sikalarıdır.
bize Abdullah, ona Salt b. Mesud el-Cahderî, ona Muhammed b. Abdurrahman et-Tufâvî, ona da Âs b. Amr et-Tufâvî şöyle rivayet etmiştir: Ebu Ğâdiye, Habîb b. Haris ve Ebu Âliye'nin Annesi hicret ederek Hz. Peygamber'in huzuruna varıp Müslüman oldular. Hanım (Ebu Âliye'nin Annesi) "Ey Allah'ın Rasulü, bana tavsiyede bulun" dedi. Hz. Peygamber (sav) "kulaklara eziyet veren (çirkin sözden) sakın" buyurdu.
Açıklama: el-'Âs b. Amr et-Tufâvî'nin halinin cehaletinden (meçhul) dolayı isnadı zayıftır.
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Ebu Ahvas, ona Ebu Hasîn, ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurdu: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden, komşusuna ikramda bulunsun. Allah'a ve ahiret gününe iman eden, ya hayır konuşsun ya da sussun."
Bize İshak b. İsa, ona Abdullah b. Ukbe, ona Yezîd b. Amr, ona Ebu Abdurrahman el-Hubullî, ona da Abdullah b. Amr b. el-Âs'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Susan kurtulur."
Bize Affan, ona Abdulvâhid b. Ziyad, ona Osman b. Hakîm, ona İshak b. Abdullah b. Ebû Talha, ona da babası, Ebû Talha'nın şöyle dediğini rivayet etti: "Avlularda oturuyorduk. Rasûlullah (sav) bize uğradı ve şöyle dedi: Sizin yollarda/avlularda oturmakla ne işiniz olur? Yollarda oturmaktan kaçınınız.' Biz, 'Ya Rasûlallah! Herhangi bir sıkıntı vermek için değil, aramızda (meselelerimizi) müzakere etmek ve konuşmak için oturuyoruz' dedik. 'Öyleyse buralarda oturmanın hakkını verin' buyurdu. 'Buraların hakkı nedir?' diye sorduk. ' Gözleri (haramdan) korumak, selama karşılık vermek ve güzel söz söylemektir' buyurdu."
Bize Haccâc ve Ebu Kâmil, onlara Leys b. Sa'd, ona Saîd b. Ebu Saîd, ona da Ebu Şureyh el-Adevî şöyle rivayet etmiştir: Ben bizzat kulaklarım ve gözlerimle Rasulullah'ı (sav) şöyle derken işittim ve gördüm: "Kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa komşusuna ikram etsin. Kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa misafirine ihtimam (câize) göstersin.” (Ashâb) “Ey Allah'ın Rasulü câize nedir?’” diye sordular. Hz. Peygamber (sav) “Bir gün ve bir gece misafire ikramda bulunmakta ihtimam [hassas davranmaktır] göstermektir. Misafirlik ise üç gündür. Bu süreden sonra [kimse ikram hususunda zorlanmaz, günlük yaşantısını giderdiği miktarlar oranında misafire ikramda bulunması] gönüllü olarak yapılan sadaka gibidir. Kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa ya hayır söylesin ya da sussun!" buyurdu. Ebu Kâmil, '(Misafir) Ev sahibini zor durumda bırakıncaya kadar orada kalmaz' dedi.
Bize Hasan, ona Hammâd b. Seleme, ona Ali b. Zeyd, Yunus b. Ubeyd ve Humeyd, onlara da Enes b. Malik Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Mümin, insanların kendisine güven duyduğu kimsedir. Müslüman dilinden ve elinden Müslümanların güvende olduğu kimsedir, Muhacir de Allah'ın yasaklarından kaçınandır. Canım elinde olan Allah'a yemin ederim ki şerrinden dolayı komşusunun kendisine güven duymadığı kimse cennete giremez"
Bize Yahya b. Adem ve Ebu Ahmed, onlara Süleym oğullarının Becle koluna mensup İsa b. Abdurrahman el-Becelî, ona Talha b. Musarrif, ona Abdurrahman b. Avsece, ona da Berâ b. âzib şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber’e (sav) bir bedevî geldi ve "Ey Allah’ın Rasûlü, bana, cennete girmeme vesile olacak bir amel öğret" dedi. Hz. Peygamber (sav): "kısa konuştun ama geniş bir soru sordun. Bir insanı özgürlüğüne kavuştur ve bir kölenin boyun bağını çöz" buyurdu. Bedevî, "Ey Allah’ın Rasûlü, bu ikisi aynı şey değil midir?" diye sorunca, Hz. Peygamber "Hayır! Bir insanı azat etmek (عِتْقَ النَّسَمَةِ) bedelini tek başına ödeyerek onu özgürlüğüne kavuşturmandır. Boyun bağını çözmek (فَكَّ الرَّقَبَةِ) ise özgürlüğüne kavuşmak isteyen kimseye destek olarak onun özgürlüğünü elde etmesine yardımcı olmandır. (Seni cennete götürecek bir diğer amel ise) sütünden istifade etsin diye sütü bol bir deveyi birine emanet vermek, zalim (ilişkiyi kesen) akrabaya yardım etmektir. Eğer buna gücün yetmezse aç olanı doyur, susamışa su ver, iyiliği tavsiye et, kötülükten alıkoy. Buna da gücün yetmezse o zaman dilini tut, hayırdan başka söz söyleme."
Bize Yahya b. Adem ve Ebu Ahmed, onlara Süleym oğullarının Becle koluna mensup İsa b. Abdurrahman el-Becelî, ona Talha, ona Abdurrahman b. Avsece, ona da Berâ b. âzib şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber’e (sav) bir bedevî geldi ve "Ey Allah’ın Rasûlü, bana, cennete girmeme vesile olacak bir amel öğret" dedi. Hz. Peygamber (sav): "kısa konuştun ama geniş bir soru sordun. Bir insanı özgürlüğüne kavuştur ve bir kölenin boyun bağını çöz" buyurdu. Bedevî, "Ey Allah’ın Rasûlü, bu ikisi aynı şey değil midir?" diye sorunca, Hz. Peygamber "Hayır! Bir insanı azat etmek (عِتْقَ النَّسَمَةِ) bedelini tek başına ödeyerek onu özgürlüğüne kavuşturmandır. Boyun bağını çözmek (فَكَّ الرَّقَبَةِ) ise özgürlüğüne kavuşmak isteyen kimseye destek olarak onun özgürlüğünü elde etmesine yardımcı olmandır. (Seni cennete götürecek bir diğer amel ise) sütünden istifade etsin diye sütü bol bir deveyi birine emanet vermek, zalim (ilişkiyi kesen) akrabaya yardım etmektir. Eğer buna gücün yetmezse aç olanı doyur, susamışa su ver, iyiliği tavsiye et, kötülükten alıkoy. Buna da gücün yetmezse o zaman dilini tut, hayırdan başka söz söyleme."