Öneri Formu
Hadis Id, No:
31869, İM004155
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ وَأَبُو كُرَيْبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ زَائِدَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ شَقِيقٍ عَنْ أَبِى مَسْعُودٍ قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَأْمُرُ بِالصَّدَقَةِ فَيَنْطَلِقُ أَحَدُنَا يَتَحَامَلُ حَتَّى يَجِىءَ بِالْمُدِّ وَإِنَّ لأَحَدِهِمُ الْيَوْمَ مِائَةَ أَلْفٍ . قَالَ شَقِيقٌ كَأَنَّهُ يُعَرِّضُ بِنَفْسِهِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr ve Ebu Küreyb (Muhammmed b. Alâ (el-Hemdânî), onlara Ebu Üsame (Hammâd b. Üsame el-Kuraşî), ona Zaide (b. Kudame es-Sekafî), ona (Süleyman b. Mihran) el-A’meş, ona da Şakik (b. Seleme el-Esedî) Ebu Mes’ud (el-Ensarî)’nin şöyle anlattığını nakletti: Rasulullah (sav) sadaka vermeyi emrederdi. Bunun üzerine (sadaka vermeye mali gücü olmayan) herhangi birimiz iki avuç (hurma) getirebilmek için gidip sırtında (ücretle) yük taşırdı. Bu gün ise bunların birisinin (kendisinin) yüz bin (dirhem serveti) vardır.
Şakîk dedi ki: Bana Öyle geliyor ki Ebu Mes'ud (bu sözle) üstü kapalı olarak kendisinin (zenginleştiğine) işaret ediyordu.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zühd 12, /675
Senetler:
1. Ebu Mesud el-Ensarî (Ukbe b. Amr b. Sa'lebe b. Esire b. Asire)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Zâide b. Kudame es-Sekafî (Zâide b. Kudame)
5. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
6. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Dünya, mal ve ömür sevgisi / hırsı
Dünya, Mülk, Hz. Peygamberin mala-mülke karşı tavrı
Sadaka, fazileti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
41537, DM001692
Hadis:
أَخْبَرَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- يَقُولُ :« الْيَدُ الْعُلْيَا خَيْرٌ مِنَ الْيَدِ السُّفْلَى ». قَالَ : وَالْيَدُ الْعُلْيَا يَدُ الْمُعْطِى ، وَالْيَدُ السُّفْلَى يَدُ السَّائِلِ.
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Harb (el-Vâhişî), ona Hammad b. Zeyd (el-Ezdî), ona Eyyub (es-Sahtiyânî), ona da Nafi (Mevlâ İbn Ömer), İbn Ömer’in şöyle dediğini nakletti: Rasulullah’tan (sav) duydum dedi ki: “Yukarıdaki el (veren el), aşağıdaki elden (alan) daha hayırlıdır.” (İbn Ömer, sözüne devamla) " ‘Yukarıdaki el’, verenin eli, ‘aşağıdaki el’ ise isteyenin elidir” dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Zekât 22, 2/1028
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Ebu Eyyüb Süleyman b. Harb el-Vâşihî (Süleyman b. Harb b. Büceyl)
Konular:
Sadaka, fazileti
Sadaka, paylaşmaya teşvik
Öneri Formu
Hadis Id, No:
277631, N002528-2
Hadis:
أَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ قَالَ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنِ ابْنِ عَجْلاَنَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى سَعِيدٍ وَالْقَعْقَاعِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « سَبَقَ دِرْهَمٌ مِائَةَ أَلْفِ دِرْهَمٍ » . قَالُوا وَكَيْفَ قَالَ « كَانَ لِرَجُلٍ دِرْهَمَانِ تَصَدَّقَ بِأَحَدِهِمَا وَانْطَلَقَ رَجُلٌ إِلَى عُرْضِ مَالِهِ فَأَخَذَ مِنْهُ مِائَةَ أَلْفِ دِرْهَمٍ فَتَصَدَّقَ بِهَا » .
Tercemesi:
Bize Kuteybe (b. Said es-Sekafî), ona Leys (b. Sa'd el-Fehmî), ona (Muhammed) b. Aclan (el-Kuraşî), ona da Said b. Ebu Said ve Ka’kâ (b. Hakîm), Ebu Hüreyre'nin şöyle anlattığını nakletti: Rasulullah (sav) “Bir dirhemin (değeri sevapça) yüz bin dirhemi (in değerini) geçer” deyince (Oradakiler) “Bu nasıl olur?” diye sordular. Rasulullah (sav) şöyle cevap verdi: “(Bir adam düşünün ki) iki dirhemi vardır. Bir dirhemini (malının yarısını) ihtiyaç sahiplerine verir. Diğer adam da (çok olan) malının yanına gider ve ondan alıp yüz bin dirhemini ihtiyacı olanlara verir. (Fakir yarısını, zengin bir kısmını tasadduk ettiği için bir dirhem yüz bin dirhemi geçmiş olur.)
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 49, /2251
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Sa'd Said b. Ebu Said el-Makburî (Said b. Keysan)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Aclân el-Kuraşî (Muhammed b. Aclân)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Sadaka, fazileti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
277635, N002548-2
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَنْصُورٍ قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنِ الْحَسَنِ بْنِ مُسْلِمٍ عَنْ طَاوُسٍ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ ثُمَّ قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو الزِّنَادِ عَنِ الأَعْرَجِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ مَثَلَ الْمُنْفِقِ الْمُتَصَدِّقِ وَالْبَخِيلِ كَمَثَلِ رَجُلَيْنِ عَلَيْهِمَا جُبَّتَانِ أَوْ جُنَّتَانِ مِنْ حَدِيدٍ مِنْ لَدُنْ ثُدِيِّهِمَا إِلَى تَرَاقِيهِمَا فَإِذَا أَرَادَ الْمُنْفِقُ أَنْ يُنْفِقَ اتَّسَعَتْ عَلَيْهِ الدِّرْعُ أَوْ مَرَّتْ حَتَّى تُجِنَّ بَنَانَهُ وَتَعْفُوَ أَثَرَهُ وَإِذَا أَرَادَ الْبَخِيلُ أَنْ يُنْفِقَ قَلَصَتْ وَلَزِمَتْ كُلُّ حَلْقَةٍ مَوْضِعَهَا حَتَّى أَخَذَتْهُ بِتَرْقُوَتِهِ أَوْ بِرَقَبَتِهِ » . يَقُولُ أَبُو هُرَيْرَةَ أَشْهَدُ أَنَّهُ رَأَى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُوَسِّعُهَا فَلاَ تَتَّسِعُ . قَالَ طَاوُسٌ سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ يُشِيرُ بِيَدِهِ وَهُوَ يُوَسِّعُهَا وَلاَ تَتَوَسَّعُ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Mansur, ona Süfyan (b. Uyeyne), ona İbn Cüreyc, ona Hasan b. Müslim, ona Tavus (b. Keysan), ona da Ebu Hureyre (Abdurrahman b. Sahr) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "İnfak eden cömert bir kimseyle cimri bir kimsenin durumu, üzerlerinde göğüslerinden köprücük kemiklerine kadar uzanan bir cübbe bulunan yada demirden bir cübbe bulunan iki adamın durumu gibidir.
Cömert kimse infak etmeye istediğinde, o zırh (demir cübbe) genişler veya ayak parmakları kapatacak ve ayak izlerini de silecek kadar uzar veya boylanır. Cimri kimseye gelince, o bir şey infak etmek istediğinde cübbenin her bir parçası (halkası) yerine oturur hatta boyuna veye köprücük kemiğine yapışır."
Ebu Hureyre dedi ki: Rasulullah (sav) şöyle demek istemiştir: "O şahıs cübbeyi genişletmeye çalışır fakat genişletemez."
Tavus dedi ki: Ebu Hureyre eliyle işaret ederek şöyle dedi: "Bu şahıs cübbeyi genişletmeye çalışır fakat cübbe genişlemez."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 61, /2252
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Abdurrahman Tâvus b. Keysan el-Yemanî (Tâvus b. Keysan)
3. Hasan b. Müslim el-Huzaî (Hasan b. Müslim b. Yennâk)
4. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Muhammed b. Mansur el-Huzai (Muhammed b. Mansur b. Sabit b. Halid)
Konular:
Cimrilik, zemmedilişi
Sadaka, fazileti
Zekat, vermeyenin hali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
277636, N002566-2
Hadis:
أَخْبَرَنِى هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ حَدَّثَنَا مَعْنٌ قَالَ حَدَّثَنَا مَالِكٌ ح وَأَخْبَرَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنِ ابْنِ بُجَيْدٍ الأَنْصَارِىِّ عَنْ جَدَّتِهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « رُدُّوا السَّائِلَ وَلَوْ بِظِلْفٍ » . فِى حَدِيثِ هَارُونَ مُحْرَقٍ .
Tercemesi:
Bize Harun b. Abdullah, ona Ma'n, ona Malik (b. Enes), T Bize Kuteybe b. Said, ona Malik b. Enes, ona Zeyd b. Eslem, ona (Abdurrahman) b. Büceyd el-Ensarî , ona da nenesi (Ümmü Büceyd Havva), Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Dilenciye bir hayvan tırnağı bile olsa mutlaka (bir şey) veriniz.” Harun başka bir hadiste ise: (Bir koyunun) yanmış tırnağı olsa bile....
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 70, /2253
Senetler:
1. Ümmü Büceyd Havva el-Ensariyye (Havva)
2. Abdurrahman b. Büceyd el-Ensarî (Abdurrahman b. Büceyd b. Vehb)
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
4. Ebu Yahya Ma'n b. İsa el-Kazzâz (Ma'n b. İsa b. Ma'n)
5. Harun b. Abdullah el-Bezzâz (Harun b. Abdullah b. Mervan)
Konular:
Geçim, dilencilikle geçim sağlamak
Niyet, Sadaka, niyet ve samimiyet esastır
Sadaka, fazileti
Sadaka, paylaşmaya teşvik
Yardımseverlik, muhtaç kimselerin ihtiyacını gidermek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282436, İM004155-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ وَأَبُو كُرَيْبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ زَائِدَةَ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ شَقِيقٍ عَنْ أَبِى مَسْعُودٍ قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَأْمُرُ بِالصَّدَقَةِ فَيَنْطَلِقُ أَحَدُنَا يَتَحَامَلُ حَتَّى يَجِىءَ بِالْمُدِّ وَإِنَّ لأَحَدِهِمُ الْيَوْمَ مِائَةَ أَلْفٍ . قَالَ شَقِيقٌ كَأَنَّهُ يُعَرِّضُ بِنَفْسِهِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr ve Ebu Küreyb (Muhammmed b. Alâ (el-Hemdânî), onlara Ebu Üsame (Hammâd b. Üsame el-Kuraşî), ona Zaide (b. Kudame es-Sekafî), ona (Süleyman b. Mihran) el-A’meş, ona da Şakik (b. Seleme el-Esedî) Ebu Mes’ud (el-Ensarî)’nin şöyle anlattığını nakletti: Rasulullah (sav) sadaka vermeyi emrederdi. Bunun üzerine (sadaka vermeye mali gücü olmayan) herhangi birimiz iki avuç (hurma) getirebilmek için gidip sırtında (ücretle) yük taşırdı. Bu gün ise bunların birisinin (kendisinin) yüz bin (dirhem serveti) vardır.
Şakîk dedi ki: Bana Öyle geliyor ki Ebu Mes'ud (bu sözle) üstü kapalı olarak kendisinin (zenginleştiğine) işaret ediyordu.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zühd 12, /675
Senetler:
1. Ebu Mesud el-Ensarî (Ukbe b. Amr b. Sa'lebe b. Esire b. Asire)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Zâide b. Kudame es-Sekafî (Zâide b. Kudame)
5. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
6. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Numeyr el-Hemdânî el-Hârifî (Muhammed b. Abdullah b. Numeyr el-Hemedânî)
Konular:
Dünya, mal ve ömür sevgisi / hırsı
Dünya, Mülk, Hz. Peygamberin mala-mülke karşı tavrı
Sadaka, fazileti
حدثنا علي بن عبدالعزيز ثنا سليمان بن احمد الواسطي ثنا مروان بن معاوي بن الفزاري ثنا الوزير بن عبدالرحمان عن علي بن زيد بن جدعان عن سعيد بن المسيب عن عبدالرحمان بن سمرة قال =خرج رسول الله صلي الله عليه و سلم فقال=إني رأيت البارحة عجبا رأيت رجلا من أمتي قد احتوشته ملائكة فجاءه وضوؤه فاستنقذه من ذلك ورأيت رجلا من أمتي قد احتوشته الشياطين فجاءه ذكر الله فخلصه منهم ورأيت رجلا من أمتي يلهث عطشا من العطش فجاءه صيام رمضان فسقاه ورأيت رجلا من أمتي بين يديه ظلمة ومن خلفه ظلمه وعن يمينه ظلمه وعن شماله ظلمة ومن فوقه ظلمة ومن تحته ظلمة فجاءه حجه وعمرته فاستخرجاه من الظلمة ورأيت رجلا من أمتي جاءه ملك الموت يقبض روحه فجاءه بره بوالديه فرده عنه ورأيت رجلا من أمتي يكلم المؤمنين ولا يكلموه فجاءته صلة الرحم فقالت ان هذا واصل كان واصلا لرحمه فكلمهم وكلموه وصار معهم ورأيت رجلا من أمتي يأتي الناس وهم حلق فكلما أتى على حلقه طرد فجاءه اغتساله من الجنابة فأخذه بيده فأجلسه معهم ورأيت رجلا من أمتي يتقي وهج النار بيديه عن وجهه فجاءته صدقته وصارت ظلا على رأسه وسترا على عن وجهه ورأيت رجلا من أمتي جاءته زبانية العذاب فجاءه أمره بالمعروف ونهيه عن المنكر فاستنقذه من ذلك ورأيت رجلا من أمتي هوى في النار فجاءته دموعه اللاتي التي بكى من خشية الله فأخرجته من النار ورأيت رجلا من أمتي قد هوت صحيفته الى شماله فجاءه خوفه من الله فأخذ صحيفته فجعلها في يمينه ورأيت رجلا من أمتي يرعد كما ترعد السعفة الزعفة فجاءه حسن ظنه بالله فسكن رعدته ورأيت رجلا من أمتي يزحف على الصراط مرة ويجثو مرة ويتعلق مرة فجاءته صلاته علي فأخذت بيده فأقامته على الصراط حتى جاوز ورأيت رجلا من أمتي انتهى الى أبواب الجنة فغلقت الأبواب دونه فجاءته شهادة أن لا إله الا الله فأخذته بيده فأدخلته الجنة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
183599, MK22176
Hadis:
حدثنا علي بن عبدالعزيز ثنا سليمان بن احمد الواسطي ثنا مروان بن معاوي بن الفزاري ثنا الوزير بن عبدالرحمان عن علي بن زيد بن جدعان عن سعيد بن المسيب عن عبدالرحمان بن سمرة قال =خرج رسول الله صلي الله عليه و سلم فقال=إني رأيت البارحة عجبا رأيت رجلا من أمتي قد احتوشته ملائكة فجاءه وضوؤه فاستنقذه من ذلك ورأيت رجلا من أمتي قد احتوشته الشياطين فجاءه ذكر الله فخلصه منهم ورأيت رجلا من أمتي يلهث عطشا من العطش فجاءه صيام رمضان فسقاه ورأيت رجلا من أمتي بين يديه ظلمة ومن خلفه ظلمه وعن يمينه ظلمه وعن شماله ظلمة ومن فوقه ظلمة ومن تحته ظلمة فجاءه حجه وعمرته فاستخرجاه من الظلمة ورأيت رجلا من أمتي جاءه ملك الموت يقبض روحه فجاءه بره بوالديه فرده عنه ورأيت رجلا من أمتي يكلم المؤمنين ولا يكلموه فجاءته صلة الرحم فقالت ان هذا واصل كان واصلا لرحمه فكلمهم وكلموه وصار معهم ورأيت رجلا من أمتي يأتي الناس وهم حلق فكلما أتى على حلقه طرد فجاءه اغتساله من الجنابة فأخذه بيده فأجلسه معهم ورأيت رجلا من أمتي يتقي وهج النار بيديه عن وجهه فجاءته صدقته وصارت ظلا على رأسه وسترا على عن وجهه ورأيت رجلا من أمتي جاءته زبانية العذاب فجاءه أمره بالمعروف ونهيه عن المنكر فاستنقذه من ذلك ورأيت رجلا من أمتي هوى في النار فجاءته دموعه اللاتي التي بكى من خشية الله فأخرجته من النار ورأيت رجلا من أمتي قد هوت صحيفته الى شماله فجاءه خوفه من الله فأخذ صحيفته فجعلها في يمينه ورأيت رجلا من أمتي يرعد كما ترعد السعفة الزعفة فجاءه حسن ظنه بالله فسكن رعدته ورأيت رجلا من أمتي يزحف على الصراط مرة ويجثو مرة ويتعلق مرة فجاءته صلاته علي فأخذت بيده فأقامته على الصراط حتى جاوز ورأيت رجلا من أمتي انتهى الى أبواب الجنة فغلقت الأبواب دونه فجاءته شهادة أن لا إله الا الله فأخذته بيده فأدخلته الجنة
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
1. Abdurrahman b. Semure el-Kuraşi (Abdurrahman b. Semure b. Habib b. Abduşems)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Ali b. Zeyd el-Kuraşî (Ali b. Zeyd b. Abdullah b. Züheyr b. Abdullah b. Cüd'ân)
4. Vezir b. Abdurrahman el-Cezeri (Vezir b. Abdurrahman)
5. Ebu Abdullah Mervan b. Muaviye el-Fezârî (Mervan b. Muaviye b. Haris b. Esma b. Harice)
6. Süleyman b. Ahmed el-Vasıti (Süleyman b. Ahmed b. Muhammed b. Süleyman b. Habib)
7. Ali b. Abdülaziz el-Begavi (Ali b. Abdülaziz b. el-Merzubani b. Sabur b. Şahan b. Şah)
Konular:
Abdest, önemi, fazileti / sevabı
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Amel, faziletlileri
Hac, fazileti
Kulluk, Allah korkusu ve ondan dolayı ağlamak
Oruç, fazileti ve eda keyfiyeti
Sadaka, fazileti
Salavat, Dua, Hz. Peygamber'e
Umre, sevabı-fazileti
Zikir, mahlukatın Allah'ı zikretmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22439, N002582
Hadis:
أَخْبَرَنِى زِيَادُ بْنُ أَيُّوبَ قَالَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ ابْنُ عُلَيَّةَ قَالَ أَخْبَرَنِى هِشَامٌ قَالَ حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ أَبِى كَثِيرٍ قَالَ حَدَّثَنِى هِلاَلٌ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ جَلَسَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى الْمِنْبَرِ وَجَلَسْنَا حَوْلَهُ فَقَالَ « إِنَّمَا أَخَافُ عَلَيْكُمْ مِنْ بَعْدِى مَا يُفْتَحُ لَكُمْ مِنْ زَهْرَةٍ » . وَذَكَرَ الدُّنْيَا وَزِينَتَهَا فَقَالَ رَجُلٌ أَوَيَأْتِى الْخَيْرُ بِالشَّرِّ فَسَكَتَ عَنْهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقِيلَ لَهُ مَا شَأْنُكَ تُكَلِّمُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَلاَ يُكَلِّمُكَ . قَالَ وَرَأَيْنَا أَنَّهُ يُنْزَلُ عَلَيْهِ فَأَفَاقَ يَمْسَحُ الرُّحَضَاءَ وَقَالَ « أُشَاهِدُ السَّائِلَ إِنَّهُ لاَ يَأْتِى الْخَيْرُ بِالشَّرِّ وَإِنَّ مِمَّا يُنْبِتُ الرَّبِيعُ يَقْتُلُ أَوْ يُلِمُّ إِلاَّ آكِلَةُ الْخَضِرِ فَإِنَّهَا أَكَلَتْ حَتَّى إِذَا امْتَدَّتْ خَاصِرَتَاهَا اسْتَقْبَلَتْ عَيْنَ الشَّمْسِ فَثَلَطَتْ ثُمَّ بَالَتْ ثُمَّ رَتَعَتْ وَإِنَّ هَذَا الْمَالَ خَضِرَةٌ حُلْوَةٌ وَنِعْمَ صَاحِبُ الْمُسْلِمِ هُوَ إِنْ أَعْطَى مِنْهُ الْيَتِيمَ وَالْمِسْكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ وَإِنَّ الَّذِى يَأْخُذُهُ بِغَيْرِ حَقِّهِ كَالَّذِى يَأْكُلُ وَلاَ يَشْبَعُ وَيَكُونُ عَلَيْهِ شَهِيدًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ » .
Tercemesi:
Bize Ziyad b. Eyyub, ona İsmail b. Uleyye, ona Hişam, ona Yahya b. Ebû Kesîr, ona Hilal, ona Atâ b. Yesâr rivayet ettiğine göre Ebû Saîd el-Hudrî (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) minbere biz de etrafına oturmuştuk. Dünya ve süslerinden bahsetti ve "Sizin hakkında sadece şundan endişeleniyorum: Benden sonra dünyanın nimetlerini göremeyebiliriz!" Bir adam "Hayır, şer getirir mi?" diye sordu. Rasulullah ona cevap vermedi. O adama "Rasulullah sana bir şey demediği halde sen onunla neden konuşuyorsun?" diye çıkıştılar. Adam sıkıntıdan dolayı kendinden geçti, kendine gelince terini sildi. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Biraz önce soru soran kişi! Hayır şer getirmez elbette. Ancak baharda yağmurla biten atlardan bazıları hayvanları öldürür, bazıları ise besler. Ancak ot yiyerek hayatını sürdürenler bunun dışındadır. Onlar semirinceye kadar yerler, güneşe dönüp güneşlenir, oynar, zıplar, işer ve tekrar otlarlar. İşte dünya malı böle yeşil ve tatlıdır. Müslüman zengin kendisine verilen servetten yetime, fakire, yolda kalmışlara infak ederse ne güzeldir! Hakkı olmadığı halde bir şeyi alan kişi ise yeyip yeyip doymayan gibidir. O aldıkları şeyler kıyamet günü onların aleyhinde şahitlik yapacaklardır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 81, /2255
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. İbn Ebu Meymune Hilal b. Ebu Meymune el-Kuraşî (Hilal b. Ali b. Üsame)
4. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
5. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
6. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
7. Ebu Haşim Ziyad b. Eyyüb et-Tusî (Ziyad b. Eyyüb b. Ziyad)
Konular:
Adab, soru sorma adabı
Ahirete İman, kıyamete hazırlanmak
Bilgi, öğrenmek için ehil olanlara sorulmalıdır
Dünya, dünyaya düşkünlük
Dünya, hayatının değeri ve değersizliği
Kıyamet, ahvali
KTB, ADAB
Mal, mal - mülk hırsı
Niyet, Sadaka, niyet ve samimiyet esastır
Sadaka, fazileti
Sahabe, sünneti sorarak öğrenmeleri
Zekat, farziyeti
Zekat, fazileti
Zekat, vermeyenin hali
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38413, DM000531
Hadis:
أَخْبَرَنَا الْوَلِيدُ بْنُ شُجَاعٍ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ عَنْ مُسْلِمٍ - يَعْنِى ابْنَ صُبَيْحٍ - عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ هِلاَلٍ الْعَبْسِىِّ عَنْ جَرِيرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ : خَطَبَنَا رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- فَحَثَّ النَّاسَ عَلَى الصَّدَقَةِ فَأَبْطَئُوا حَتَّى بَانَ فِى وَجْهِهِ الْغَضَبُ ، ثُمَّ إِنَّ رَجُلاً مِنَ الأَنْصَارِ جَاءَ بِصُرَّةٍ فَتَتَابَعَ النَّاسُ حَتَّى رُئِىَ فِى وَجْهِهِ السُّرُورُ ، فَقَالَ :« مَنْ سَنَّ سُنَّةً حَسَنَةً كَانَ لَهُ أَجْرُهُ وَمِثْلُ أَجْرِ مَنْ عَمِلَ بِهَا مِنْ غَيْرِ أَنْ يُنْقَصَ مِنْ أُجُورِهِمْ شَىْءٌ ، وَمَنْ سَنَّ سُنَّةً سَيِّئَةً كَانَ عَلَيْهِ وِزْرُهُ وَمِثْلُ وِزْرِ مَنْ عَمِلَ بِهَا مِنْ غَيْرِ أَنْ يُنْقَصَ مِنْ أَوْزَارِهِمْ شَىْءٌ ».
Tercemesi:
Bize Velid b. Şuca (es-Sekûnî), ona Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzim el-A'mâ), ona (Süleyman b. Mihran) el-A’meş, ona Müslim b. Subeyh (el-Hemdanî), ona da Adurrahman b. Hilal el-Absî, Cerir b. Abdullah (el-Becelî)’nin şöyle anlattığını nakletti: Rasulullah (sav) (bir gün) bir konuşma yaptı ve insanları sadaka vermeye teşvik etti. (Fakat halk vermekte) ağır davrandı. Öyle ki onun (Hz. Peygamber'in) yüzünde kızgınlık alameti belirdi. Sonra Ensardan bir adam bir kese (gümüş) getirdi. Bunun üzerine insanlar da biri biri ardınca onu izlemeye başladı. Sonunda (Hz. Peygamber'in) yüzünde sevinç alameti görüldü ve şöyle buyurdu: “Kim güzel bir çığır açarsa, ona kendi sevabı ve o (çığırda) amel eden kimselerin sevabının aynısı, onların sevabından hiçbir şey eksiltilmeksizin verilir. Kim de kötü bir çığır açarsa, ona kendi günahı ve o (çığırda) amel eden kimselerin günahının aynısı, onların günahlarından hiçbir şey eksiltilmeksizin verilir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 44, 1/444
Senetler:
1. Ebu Amr Cerir b. Abdullah el-Becelî (Cerir b. Abdullah b. Cabir)
2. Abdurrahman b. Ebu Hilal el-Absî (Abdurrahman b. Hilal)
3. Ebu Duhâ Müslim b. Subeyh el-Hemdanî (Müslim b. Subeyh)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
6. Ebu Hümam Velid b. Şucâ' es-Sekûnî (Velid b. Şucâ' b. Velid b. Kays)
Konular:
Sadaka, fazileti
Sadaka, vermekte acele edilmelidir
Sünnet, Çığır açmak, sonrakilerin günahı/sevabı onun üzerinedir
Sünnet, Sünnet-i Hasene
Sünnet, Sünnet-i Seyyie